Tepecik, özellikle ilk yarıda mükemmel oynadı. (Foto: Radikal Gazetesi'nden alınmadır)
Fortis Türkiye Kupası ikinci kademe maçında, TFF 2. Lig ekibi Tepecik Belediyespor, son 10 dakikasına 1-0 önde girdiği maçta Süper Lig'in formda ekebi Ankaragücü'ne uzatmaların ardından 3-1 mağlup oldu
Her Pazar günü internet sitelerinden anlatımlı-görüntülü olarak verilen maçlarını izleyerek Tepecik Belediyespor’u bizim servistekilere ezberlettim (aşmış bir siteleri var). Dün de böyle yapmayı planlıyordum ancak şefim Uğur Vardan sanırım bir kez daha o işkenceyi çekmek yerine beni bizzat maça göndermeyi yeğledi. Ben de Tepecik-Ankaragücü mücadelesini izlemek üzere Büyükçekmece Gölü’nün kenarındaki Tepecik Stadı’nın yolunu tuttum.
Tepecik, 2002’de 3. Lig’den düştükten sonra 2006’da tekrar yükselmiş bir ekip. Üçüncü Lig’de yalnızca bir sezon kaldıktan sonra İkinci Lig’e çıkmayı başardı. Turuncu-Yeşilli bu Çatalca takımıyla ilgili anılarım ta onların Tepecik Fıratpen ismiyle oynadıkları zamanlara dayanır ancak ne zamanki benim hala oğlu kaleci Cem Temizel’i aldılar kendilerine sempatim daha da arttı! Kocaelispor’da yetişen, İstanbul’da gezmediği takım kalmayan Cem ligde hep ilk 11’de oynamasına karşın Tekin hoca (Öçal) benim şansıma, herhalde kupa maçı diye diğer isim Eray’a şans verdi dün (O da yabancı sayılmaz, geçen yıl az daha bizim mahallenin takımı Beylikdüzüspor’daydı).
'Tarihi maç' klişesi dünkü maça cuk oturuyordu. Tepecik, tarihinde ilk kez bir Süper Lig takımıyla resmi bir maça çıkarken, yaklaşık 2 bin kişilik stat tıklım tıklım doluydu. Eee, Ankaragücü gelmiş... Çevre beldelerin belediye başkanları da maça büyük ilgi gösterince Tepecik Belediyespor’un başkanı bile maçı bir süre ayakta izlemek orunda kaldı. Sonra yemekhaneden sandalye getirdiler olay çözüldü. Sırf başkan değil, iyi bir ev sahipliği için kulübün tüm görevlileri koşuşturma içindeydi. Hatta organizasyon komitesi kartı taşıyan birinin aynı zamanda maç öncesi tribün liderliği yaptığını görünce ufak çaplı bir şok bile geçirdim.
Taraftar demişken, Tepecik’in taraftar gurubu Çarşı, bizim bildiğimiz Çarşı’nın alt kolu. Böyle olunca statta hem Ankaragücü’ne hem de Bursaspor’a göndermeler vardı. Ancak Tepecik Çarşı’nın takımlarına ‘Timsahlar’ demesi bir tezattı.
Haliyle basın tribünü yoktu, maçı protokol tribününün arkasında izlerken, tüm pozisyonları görmek için ayağa kalkmamız gerekti. Kendilerini göstermenin çabasındaki Tepecikli futbolcular maça istekli başladı, 40’ta savunmanın arkasına atılan Eser’le de golü buldular. İkinci yarıda Ankaragücü oyunu rakip yarı sahaya yıktı, ancak öyle aman aman bir pozisyon bulamadılar. Artık Tepecik tribünleri ‘acaba mucize gerçekleşiyor mu’ derken 80’de kaleci ve savunmanın ortak hatasında 1.60’lık Jaba kafayla topu ağlara gönderdi. Uzatmanın ilk devresinde kale önü karambolden iki gol yiyen Tepecik Belediyespor rakibine boyun eğdi. Maç da, ikinci uzatma devresinde taraftarların Agustine’e takılmaları ve ‘bizim için Fener’e beş atarsın di mi aslanım’ sözleri arasında tamamlandı.
Bu yazının kısaltılmış ve değiştirilmiş versiyonu 26 Eylül 2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır. O yazıyı görmek için:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=234019
Her Pazar günü internet sitelerinden anlatımlı-görüntülü olarak verilen maçlarını izleyerek Tepecik Belediyespor’u bizim servistekilere ezberlettim (aşmış bir siteleri var). Dün de böyle yapmayı planlıyordum ancak şefim Uğur Vardan sanırım bir kez daha o işkenceyi çekmek yerine beni bizzat maça göndermeyi yeğledi. Ben de Tepecik-Ankaragücü mücadelesini izlemek üzere Büyükçekmece Gölü’nün kenarındaki Tepecik Stadı’nın yolunu tuttum.
Tepecik, 2002’de 3. Lig’den düştükten sonra 2006’da tekrar yükselmiş bir ekip. Üçüncü Lig’de yalnızca bir sezon kaldıktan sonra İkinci Lig’e çıkmayı başardı. Turuncu-Yeşilli bu Çatalca takımıyla ilgili anılarım ta onların Tepecik Fıratpen ismiyle oynadıkları zamanlara dayanır ancak ne zamanki benim hala oğlu kaleci Cem Temizel’i aldılar kendilerine sempatim daha da arttı! Kocaelispor’da yetişen, İstanbul’da gezmediği takım kalmayan Cem ligde hep ilk 11’de oynamasına karşın Tekin hoca (Öçal) benim şansıma, herhalde kupa maçı diye diğer isim Eray’a şans verdi dün (O da yabancı sayılmaz, geçen yıl az daha bizim mahallenin takımı Beylikdüzüspor’daydı).
'Tarihi maç' klişesi dünkü maça cuk oturuyordu. Tepecik, tarihinde ilk kez bir Süper Lig takımıyla resmi bir maça çıkarken, yaklaşık 2 bin kişilik stat tıklım tıklım doluydu. Eee, Ankaragücü gelmiş... Çevre beldelerin belediye başkanları da maça büyük ilgi gösterince Tepecik Belediyespor’un başkanı bile maçı bir süre ayakta izlemek orunda kaldı. Sonra yemekhaneden sandalye getirdiler olay çözüldü. Sırf başkan değil, iyi bir ev sahipliği için kulübün tüm görevlileri koşuşturma içindeydi. Hatta organizasyon komitesi kartı taşıyan birinin aynı zamanda maç öncesi tribün liderliği yaptığını görünce ufak çaplı bir şok bile geçirdim.
Taraftar demişken, Tepecik’in taraftar gurubu Çarşı, bizim bildiğimiz Çarşı’nın alt kolu. Böyle olunca statta hem Ankaragücü’ne hem de Bursaspor’a göndermeler vardı. Ancak Tepecik Çarşı’nın takımlarına ‘Timsahlar’ demesi bir tezattı.
Haliyle basın tribünü yoktu, maçı protokol tribününün arkasında izlerken, tüm pozisyonları görmek için ayağa kalkmamız gerekti. Kendilerini göstermenin çabasındaki Tepecikli futbolcular maça istekli başladı, 40’ta savunmanın arkasına atılan Eser’le de golü buldular. İkinci yarıda Ankaragücü oyunu rakip yarı sahaya yıktı, ancak öyle aman aman bir pozisyon bulamadılar. Artık Tepecik tribünleri ‘acaba mucize gerçekleşiyor mu’ derken 80’de kaleci ve savunmanın ortak hatasında 1.60’lık Jaba kafayla topu ağlara gönderdi. Uzatmanın ilk devresinde kale önü karambolden iki gol yiyen Tepecik Belediyespor rakibine boyun eğdi. Maç da, ikinci uzatma devresinde taraftarların Agustine’e takılmaları ve ‘bizim için Fener’e beş atarsın di mi aslanım’ sözleri arasında tamamlandı.
Bu yazının kısaltılmış ve değiştirilmiş versiyonu 26 Eylül 2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır. O yazıyı görmek için:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=234019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder