Çatalca bölgesinde keyifli maç izlenimleri aktaran Ultras/Movement Sitesi bu hafta üç karşılaşmaya yer vermiş. Biz 1. Amatör Küme'deki 'Çatalca derbisi'ni aynen aktarıyoruz, diğer iki maçın linki ise hemen yazının sonunda...
* "Derbinin derbi gibi olması için pazar günü oynanması gerekir" diye hep içimden geçiririm...İş yok, güç yok, tatil günü ve kendimi tamamen maçın atmosferine verebiliyorsun...Federasyon da ne düşündü bilmem-onların kendince bildikleri vardır, tedbir, sahanın boş olması vs. vs- ama Çatalca derbisini pazar günü oynandı...
* Çatalca ilçesinin merkez takımı Çatalcaspor ile Çatalca ilçesine bağlı Akalan köyünın takımı Akalanspor top oynamaya oldukça müsait bir havada Çatalca Ziya Altınoğlu Stadında karşı karşıya geldiler... Daha önceki topiclerde belirttiğim gibi Trakya'nın sarı-kırmızı renklere sempatisi sonucu iki kulüp de aynı renklere sahipti ama maçta ev sahibi kırmızı rengi ağırlıkta kullanarak "derbi kostümlerini" kırmızı forma şort ve çoraptan oluştururken, Akalan ise ismindeki "ak" kelimesine bağlı kalarak ak forma şort ve sarı tozluk ile hazır bulundu sahada... Hakemler ise siyahı tercih ettiler, çok ta iyi ettiler...
* Derbinin olmazsa olmazı seyirciler de, pazar günü olmasından dolayı oldukça fazla ilgiliydiler maçla... Ligin başlamasından bu yana Ziya Altınoğlu Stadı en fazla sayıda insana ev sahipliği yaptığı gündür, bu pazar günü... Çatalca bölgesinin futbol kültürüne uzak kişiler bu kalabalığın, Çatlacaspor taraftarı ağırlıklı olacağını, ya da en kötü "kafa kafaya" olacağını düşüneceklerdir lakin taraftarların tamamına yakını Akalan köylüydüler... "Küçük yerde, ilişkiler samimidir" derler, bu bağlamda köylerinin takımına destek için gelmişlerdi Akalanlılar... Çatalcalılar ise "kuvvetle muhtemel" aynı saatlerde oynanan Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı için kahvelerde yerlerini almışlardı...
* Futbolun birleştirici yanı yine ortaya çıktı maç öncesinde... Köyünden uzak olan, Çatalca'da ikamet edenler ya da iş güç vesilesiyle "köy kahvesine" çıkma fırsatı bulamayanlar, maçta görüşüp hal hatır sorma fırsatı yakalayıp, eski günlerden 5-10 dakikalığına da olsa dem vurma fırsatı ele geçirdiler... Bu ikili üçlü diyaloglar o kadar fazla idi ki, "iyi ki varsı futbol" demeden kendimi alamadım... Yaşasın Futbol... Kitlelerin afyonuymuş... Peh... Hadi ordan...
* Çatalcalı taraftarlar maça alaka göstermemiş olsalar da, kulüp yönetiminde yer alan eskinin futbolcusu, günümüzün televizyon yorumcusu Engin Verel tribünde maçı izleyenler arasındaydı...Engin Verel'in sağlam göbek yaptığını buradan belirtelim...
* Seyircilerden bahse devam ederken, dünkü maçlar yorumunda belirttiğim "çekirdek" olayı bu derbi maçta oldukça abartıldı... İki kişiden birinde çekirdek paketi vardı desem yalan olmaz... Kulüpler çekirdek firmalarından sponsor alsalar, iyi gelir yaparlar deriz demesine de, esas istediğimiz formaların reklamsız, sponsorsuz sade olmasıdır...
* Derbi maç sadece iki tarafın taraftarlarına hitap etmedi, aynı zamanda Çatalca yöresi amatör takımlarında oynayan topçular, futbol maçı kaçırmayan 'iyi futbol dilencileri', takım başkanları ve antrenörleri tribünlerde yerleini almışlardı... Doğal olarak en ilgi çeken şahsiyet, bir önceki günün yıldızı Muratbeyli 'bedenci'ydi...
* Karşılaşmanın öneminden mi, Cumhuriyet bayramı arifesi olmasından mı bilinmez Çatalcaspor antrenörü takım elbise ile sahada yer alırken, ki kendisi daha önceki maçlarda eşofman ile yönetiyordu takımını, Akalanspor çalıştırıcısı, cezasından dolayı yine karşı boş tribünlerde takımına taktikler verdi...
* Maç "derbi" adına yakışır şekilde başladı, sert, heyecanlı, sürükleyici... Daha önceki haftalardan pek beğeni vermeyen Akalanspor, favori gösterilen ev sahibi (?) Çatalca karşısında çok üstün başladı oyuna... Kalecilerinin cezasının bitmesi ve maçta görev alması da defansa güven vermiş olacak ki oldukca rahat oynadılar... Çatalcaspor ise 'Akalanlı Emre'yi' sahaya kaptan olarak çıkarmış, 1-2 oyuncu dışında ideal kadrosu ile mücadele ediyordu...
* Yetiştiği takıma karşı oynamak, futboculuk mesleğinin en 'gıcık' yanlarından biridir... Tribünlerin bir gözü hep sende, yaptığın en ufak hareket o göze batar, en bariz küfürleri sen işitirsin... İşte Çatalca kaptanı da bu duyguları yaşadı bugün... Kendi köyüne karşı oynadı, sadece oynamadı bir de gol atarak, 'evlat darbesi' vurdu Akalan köyüne...
* Sert başlayan maç, sakatlıklar yüzünden sık sık durdu ki maçta en çok koşanlardan biri de sağlık görevlisi oldu.... Bir orda bir burda sürekli yerde yatan futbolculara koşmasından sonra, bu pazar mesaisini tam hakkıyla yaptığına şahit oldu izleyenler...
* Güzel ve heyecanlı geçen ilk yarıda gol çıkmadı ama kimse o an orada bulunduğundan pişman değildi... 45 dakika bir soluk gibi geçmişti...
* Derbilerin olmazsa olmazı, seyirci ile oyuncu arası atışmalar maçın devre arasında burada da yaşandı ama 'emniyet', 'emniyet' görevini yaparak Çatalcalı 2 numaralı oyuncuyu 'emniyetli' şekilde soyunma odasına götürdü...
* İkinci devre daha da sertleşti oyun, daha da yerde yatan oyuncu sayısı arttı, sağlıkçıya daha da çok iş düştü... Bu sertliklerden birinde, Akalanspor ceza sahası önünde oluşan serbest vuruşu kaptan Emre plase bir vuruşla, kalecinin tuttuğu direğe çarptırarak derbiye yakışır bir gol atarak 'hain evlat' damgası yeme pahasına takımını öne geçirdi...
* Gol sonrası ise Türk futbolcusunun 'bariz' özelliği ortaya çıkarak Çatalcaspor geriye yaslandı, Akalanspor da saldırdıkça saldırdı... Maçın son dakikalarında da gol fırsatı buldular ama eşitlik olmadı, basınımızın deyimiyle 'Çatalca bir attı, üç aldı'...
* Maç sonu ise 'derbilerde görmeye alıştığımız' hareketler cereyan etti soyunma odası koridorlarında...Ve emniyet güçleri araya girerek ortalığı sakinleştirdi...
Aynı Siteden Aynı Tarihli Muratbey-Selimpaşa 1. Amatör Küme Maçı İçin:
http://ultrasmovement.blogspot.com/2007/10/bey-paa-maa-dinlemedi.html
Çatalca-Alibey B Genç Maçı için:
http://ultrasmovement.blogspot.com/2007/10/alibey-atalcada-kazand.html
* "Derbinin derbi gibi olması için pazar günü oynanması gerekir" diye hep içimden geçiririm...İş yok, güç yok, tatil günü ve kendimi tamamen maçın atmosferine verebiliyorsun...Federasyon da ne düşündü bilmem-onların kendince bildikleri vardır, tedbir, sahanın boş olması vs. vs- ama Çatalca derbisini pazar günü oynandı...
* Çatalca ilçesinin merkez takımı Çatalcaspor ile Çatalca ilçesine bağlı Akalan köyünın takımı Akalanspor top oynamaya oldukça müsait bir havada Çatalca Ziya Altınoğlu Stadında karşı karşıya geldiler... Daha önceki topiclerde belirttiğim gibi Trakya'nın sarı-kırmızı renklere sempatisi sonucu iki kulüp de aynı renklere sahipti ama maçta ev sahibi kırmızı rengi ağırlıkta kullanarak "derbi kostümlerini" kırmızı forma şort ve çoraptan oluştururken, Akalan ise ismindeki "ak" kelimesine bağlı kalarak ak forma şort ve sarı tozluk ile hazır bulundu sahada... Hakemler ise siyahı tercih ettiler, çok ta iyi ettiler...
* Derbinin olmazsa olmazı seyirciler de, pazar günü olmasından dolayı oldukça fazla ilgiliydiler maçla... Ligin başlamasından bu yana Ziya Altınoğlu Stadı en fazla sayıda insana ev sahipliği yaptığı gündür, bu pazar günü... Çatalca bölgesinin futbol kültürüne uzak kişiler bu kalabalığın, Çatlacaspor taraftarı ağırlıklı olacağını, ya da en kötü "kafa kafaya" olacağını düşüneceklerdir lakin taraftarların tamamına yakını Akalan köylüydüler... "Küçük yerde, ilişkiler samimidir" derler, bu bağlamda köylerinin takımına destek için gelmişlerdi Akalanlılar... Çatalcalılar ise "kuvvetle muhtemel" aynı saatlerde oynanan Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı için kahvelerde yerlerini almışlardı...
* Futbolun birleştirici yanı yine ortaya çıktı maç öncesinde... Köyünden uzak olan, Çatalca'da ikamet edenler ya da iş güç vesilesiyle "köy kahvesine" çıkma fırsatı bulamayanlar, maçta görüşüp hal hatır sorma fırsatı yakalayıp, eski günlerden 5-10 dakikalığına da olsa dem vurma fırsatı ele geçirdiler... Bu ikili üçlü diyaloglar o kadar fazla idi ki, "iyi ki varsı futbol" demeden kendimi alamadım... Yaşasın Futbol... Kitlelerin afyonuymuş... Peh... Hadi ordan...
* Çatalcalı taraftarlar maça alaka göstermemiş olsalar da, kulüp yönetiminde yer alan eskinin futbolcusu, günümüzün televizyon yorumcusu Engin Verel tribünde maçı izleyenler arasındaydı...Engin Verel'in sağlam göbek yaptığını buradan belirtelim...
* Seyircilerden bahse devam ederken, dünkü maçlar yorumunda belirttiğim "çekirdek" olayı bu derbi maçta oldukça abartıldı... İki kişiden birinde çekirdek paketi vardı desem yalan olmaz... Kulüpler çekirdek firmalarından sponsor alsalar, iyi gelir yaparlar deriz demesine de, esas istediğimiz formaların reklamsız, sponsorsuz sade olmasıdır...
* Derbi maç sadece iki tarafın taraftarlarına hitap etmedi, aynı zamanda Çatalca yöresi amatör takımlarında oynayan topçular, futbol maçı kaçırmayan 'iyi futbol dilencileri', takım başkanları ve antrenörleri tribünlerde yerleini almışlardı... Doğal olarak en ilgi çeken şahsiyet, bir önceki günün yıldızı Muratbeyli 'bedenci'ydi...
* Karşılaşmanın öneminden mi, Cumhuriyet bayramı arifesi olmasından mı bilinmez Çatalcaspor antrenörü takım elbise ile sahada yer alırken, ki kendisi daha önceki maçlarda eşofman ile yönetiyordu takımını, Akalanspor çalıştırıcısı, cezasından dolayı yine karşı boş tribünlerde takımına taktikler verdi...
* Maç "derbi" adına yakışır şekilde başladı, sert, heyecanlı, sürükleyici... Daha önceki haftalardan pek beğeni vermeyen Akalanspor, favori gösterilen ev sahibi (?) Çatalca karşısında çok üstün başladı oyuna... Kalecilerinin cezasının bitmesi ve maçta görev alması da defansa güven vermiş olacak ki oldukca rahat oynadılar... Çatalcaspor ise 'Akalanlı Emre'yi' sahaya kaptan olarak çıkarmış, 1-2 oyuncu dışında ideal kadrosu ile mücadele ediyordu...
* Yetiştiği takıma karşı oynamak, futboculuk mesleğinin en 'gıcık' yanlarından biridir... Tribünlerin bir gözü hep sende, yaptığın en ufak hareket o göze batar, en bariz küfürleri sen işitirsin... İşte Çatalca kaptanı da bu duyguları yaşadı bugün... Kendi köyüne karşı oynadı, sadece oynamadı bir de gol atarak, 'evlat darbesi' vurdu Akalan köyüne...
* Sert başlayan maç, sakatlıklar yüzünden sık sık durdu ki maçta en çok koşanlardan biri de sağlık görevlisi oldu.... Bir orda bir burda sürekli yerde yatan futbolculara koşmasından sonra, bu pazar mesaisini tam hakkıyla yaptığına şahit oldu izleyenler...
* Güzel ve heyecanlı geçen ilk yarıda gol çıkmadı ama kimse o an orada bulunduğundan pişman değildi... 45 dakika bir soluk gibi geçmişti...
* Derbilerin olmazsa olmazı, seyirci ile oyuncu arası atışmalar maçın devre arasında burada da yaşandı ama 'emniyet', 'emniyet' görevini yaparak Çatalcalı 2 numaralı oyuncuyu 'emniyetli' şekilde soyunma odasına götürdü...
* İkinci devre daha da sertleşti oyun, daha da yerde yatan oyuncu sayısı arttı, sağlıkçıya daha da çok iş düştü... Bu sertliklerden birinde, Akalanspor ceza sahası önünde oluşan serbest vuruşu kaptan Emre plase bir vuruşla, kalecinin tuttuğu direğe çarptırarak derbiye yakışır bir gol atarak 'hain evlat' damgası yeme pahasına takımını öne geçirdi...
* Gol sonrası ise Türk futbolcusunun 'bariz' özelliği ortaya çıkarak Çatalcaspor geriye yaslandı, Akalanspor da saldırdıkça saldırdı... Maçın son dakikalarında da gol fırsatı buldular ama eşitlik olmadı, basınımızın deyimiyle 'Çatalca bir attı, üç aldı'...
* Maç sonu ise 'derbilerde görmeye alıştığımız' hareketler cereyan etti soyunma odası koridorlarında...Ve emniyet güçleri araya girerek ortalığı sakinleştirdi...
Aynı Siteden Aynı Tarihli Muratbey-Selimpaşa 1. Amatör Küme Maçı İçin:
http://ultrasmovement.blogspot.com/2007/10/bey-paa-maa-dinlemedi.html
Çatalca-Alibey B Genç Maçı için:
http://ultrasmovement.blogspot.com/2007/10/alibey-atalcada-kazand.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder