Pazar, Ağustos 31, 2008

Köşe Yazısı: Çifte standardı ne zaman bırakacaksınız?


Hürhaber Gazetesi Spor Müdürü Engin Akın, Silivrispor'u ve Silivri futbolunu değerlendiriyor...

Çifte standardı ne zaman bırakacaksınız?

ENGİN AKIN
Her zaman kızdığım ve üstüne basa basa anlatıp yazdığım bir konu var hani şu çifte standart konusu… Geçenlerden bahsetmiştim. Kulüpler arası uygulanan çifte standarttan, hani hatırlayacaksınız geçen gün yazdığım yazımda ne demiştim ya. Yazımın başlığı“Kulüpler arasındaki çifte standart! Çifte standart neden? Silivrispor’un her organizasyonunda neden belediyenin halkla ilişkiler elemanları görev alır? Her hazırlık maçında, her sportif organizasyonunda… Hadi geçen seneyi anladık o zamanlar da Kulübün Başkanı Ağabeydi. Bundan dolayı bir durum söz konusu olabilir. Şimdi durum ne? Silivri’nin sporcu kimliği ile tanınan Belediye Başkanı Hüseyin Turan’a sormak isterim. Bu ayrıcalık neden? Bu kayırımın bir sebebi olmalı. Sayın Başkanım siz sadece Silivrispor kulübüne hizmet götürmekle seçilmediniz. Sonra Silivrispor Kulübü’nün oyları ile de seçilmediniz… Diğer kulüplerimizin hakkını yediğinizi hiç düşünmüyor musunuz? Halkla ilişkiler biriminde çalışmakta olan elemanlarınızı Silivrispor’u takip etmesi için mi işe aldınız yoksa belediyenin işlerini yürütmesi için mi? Bunlar benim sorduğum sorular değil, halkınızın merak ettiği sorulardır. Ya da olaya şu açıdan bakalım, bünyenizde çalışan halkla ilişkiler elemanının maaşını acaba Silivrispor mu vermekte? Belediye hizmetlerinin sağlıklı verilmesini benim kadar siz de istersiniz sanırım. Şöyle bir teklifim var; Sayın Başkanım belediye bünyesinde bir birim oluşturun mesela “İlçede faaliyet gösteren kulüpleri izlemekle görevli halkla ilişkiler birimi” gibi. Ya da bu işi biz profesyonellere bırakın da kurumunuz zedelenmesin…” diyerek o günkü yazımı bitirmiştim. Hatırlamayanlara hatırlatmakta fayda gördüm.

Sporu seven müdürümüzün yaptığına bakın hele!!!

Şimdi gelelim bir başka çifte standart konusuna bu olayın kahramanı İlçe Spor Müdürü Adnan Güneysu hocamdır. Hocam öncelikle bu olayı sizin gibi spor sevdalısı birine hiç yakıştıramadım. Olayın özü sıcak su meselesi… Bilindiği üzere malumunuz Silivrispor kampa gitti ve sanılandan daha erken dönmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz hafta Salı günü hareket eden takım ile birlikte stat çalışanlarına bir talimatla stadın ısıtma sistemi kapatıldı. Evet spor ve sporcu aşığı müdürümüzün bir talimatıyla sporcuların duş aldığı sıcak sular yerini buz gibi serin sulara bıraktı. Durum o zamanlarda kömürün bittiği şekilde yorumlanmış ve üstünde durulmamıştı. Devran döndü ve Silivrispor kamp yaptığı otelde yemekten zehirlenerek erken dönmek zorunda kaldı. Ve önceki gün ilk idmanını gerçekleştirdi. Durum buraya kadar normal… Her zamanki gibi idmanı takip ettim. Takip ettiğim sırada yine her zamanki gibi stadın bacası tütmeye başladı. Stada gelenler hatırlar o müthiş mühendislik harikası olan meşhur baca. Her ne hikmetse baca Silivrispor’un gelmesiyle birlikte tütmeye başlamıştı. Kampa gitmesiyle birlikte sönen baca tütüyordu artık. Ne oldu da baca tütmeye başladı. Konuyu müdüre sorduğum da biraz sinirli bir şekilde çıkıştı ve bana bu işi karıştırma dedi. Alın size bir çifte standart daha hem de en kallavisinden… Silivrispor’un kampta olduğu dönemde idmandan sonra soğuk su ile duş alan Alibeyli, Fenerli, Çantalı ve diğer takımların oyuncuları soğuk su ile duş almaktan hasta oldular. Hocam bu mu sizin sporcu sevmeniz. Sporcuları böyle severseniz, sevmediğiniz zaman ne yaparsınız onu Allah bilir… Sağ olun be hocam gerçekten bu kadar iyi sahip çıktınız evlatlarınıza…

Kıytırık veteranlar


Mesut hocaya 4 hafta süre vermiş daha fazla dayanamaz diye yorumlarım olmuştu… Bir takıntım olduğunu zannedip kızanlar ve darılanlar olduğu gibi bıyık altından gülenlerde olmadı değil hani... Hatırlarsanız…

Mesut hocamla ilgili herhangi bir takıntım olmadığı gibi anlayış ve hoşgörüsüne sığınarak onun üzerinden kulüpte çarkın kötü işlediğini yönetimin uzun ömürlü olmayacağını ima etmekten başka amacım yoktu… Kongreden bu zamana kaç gün geçti? Daha sezon başlamadan çatlamalar, patlamalar başladı… Futbol takımı nasıl olduysa bir arada tutuldu kampa gönderildi ama ne zamana kadar nasıl devam edeceği ise ayrı bir soru işareti…

Kulübün başkanı telefonunu açmıyor, kimsenin eli cebine gitmiyor. Böyle olacaksa bırakalım daha iyi diye şikayet etmek yöneticileri çekiştirmek için erken değil mi??? Bu senaryoyu siz kurdunuz… Hamama giren terler beyler… Ya diğer branşlar? Bunların ne durumda olduğundan haberi olan var mı? Okurlarıma ve sporseverlere değil, yöneticilere soruyorum son durumlarını bilen var mı aranız da hiç?

Yelken Şubesi yol yakınken ayrılma kararı alarak Silivri Yelken Kulübü olarak kendi derneğini kurmuş başvurularını yapmış… Yelken Federasyonunun tanıdığı kendi yağıyla kavrulan bir dernek olarak faaliyetlerine devam edecekler… Hayırlısı olsun… Ne oldu niye böyle oldu diye üzülmeyin rahatsız olmayın yelkencilerin yükünden de kurtuldunuz…

Ya Tekvando Takımı? Siz var ya bu işi bırakın yada hedefinizi amacınızı açıkça söyleyin de insanlar başlarının çaresine baksınlar. Elinizde Hüseyin Can, Ufuk Aysel hocayla birlikte karşılıksız hesapsız özveriyle bu günkü seviyeye getirdiği Türkiye Şampiyonu bir takım var… 750 YTL ile Rize’ye uğurladığınız çocuklar Türkiye Şampiyonu olarak döndüler. Sorarım sizlere siz 750 YTL ile Rize’ye gidip gelebilir misiniz??? Bazıları yurt dışında hepimizi temsil edecekler… Silivri’de yapılan önceki turnuvada olduğu gibi yine kupaları arabanın bagajına doldurup Belediye Başkanına götürürsünüz artık… Şube Sorumlusunu hocayı çocukları unutup nasıl Türkiye Şampiyonu olduğunuzu ballandıra ballandıra anlatırsınız… Başkanı kandırmayın bari 750 YTL’ye böyle bir fotoğrafın içine girmek iş değil. Bu çocukların alın terini çok daha fazla maliyeti olan KIYTIRIK VETERAN kupalarıyla aynı kefeye koymayın… Beş dakika bir uzak durun Belediye Başkanımız, şube sorumlusu, hoca ve sporcularla şöyle bir baş başa kalsın Türkiye Şampiyonluğunun bedelini öğrensin bakalım… Sonrasında Tekvando Şubesinin de kulüp adına mı yoksa askıya aldıkları kendi dernekleri adı altında mı devam edeceklerini görürüz…

Silivri genelinde özellikle futbola hemen hemen her yıl yaklaşık bir milyon dolar harcanıyor. Bunun neredeyse tamamına yakınını Silivrispor futbol takımı tüketiyor. Diğer kulüplerde arada bir ucundan azıcık bir şeyler alıyordur. Diğer branşlar ise tabiri caiz ise deniz fenerine havale edilmiş. Fakat işte bu şartlara rağmen bir grup çıkıyor ve Türkiye Şampiyonu oluyor. Ve Silivrispor bu grubun gururunu sevincini paylaşamadığı gibi onlara sahip çıkamıyor. Şöyle de diyebilirim 750 YTL’ye Türkiye Şampiyonu sahip oluyor ama…

Mesut hocamın bu ortamdan etkilenmemesi mümkün mü? Doğal olarak ya kusura bakmayın diyecek yada KUTSAL İTTİFAKA kurban edilecek… Dün Yelkenciler bugün Tekvandocular yarın başkaları. Yaprak dökümü böyle devam eder gider. Silivrispor dışındaki tüm kulüplerden daha yüksek maliyetli VETERAN KARDIRMACASIYLA kendi egolarını tatmin edenler, o yalan bu yalan al biraz da sen oyalan mantığıyla Silivrispor’u da bu noktaya getirdiler maalesef…

30 Ağustos Zafer Bayramı geliyor. Mana ve önemine yakışır etkinliklerle kutlanması vatandaşın fener alayı beklentisinin gerçekleşesi umuduyla TÜRK olmayı onur, ATATÜRKÇÜ olmayı gurur, MÜSLÜMANLIĞI inanç sayanların bol yıldızlı değil AY YILDIZLI bayrak altında saf tutanların ZAFER BAYRAMI kutlu olsun…

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bombaları erken patladı

Adsız dedi ki...

zamanında kulübü bırakıp giden hocayla anlasmanızı sindiremiyorum bir silivrili olarak cok ayıp

Haftanın sürprizi Oklalıspor'dan

İstanbul Süper Amatör Lig 7. Grup'ta ilk 7 maçını kaybeden ve haftaya puansız son sırada giren Oklalıspor deplasmanda şampiyonluk adayla...