3 Aralık, Dünya Engelliler Günü’ydü. Bir çok kuruluş ve dernekte bugün toplantılar yapılarak kutlandı. Nedir Kutlanan? Engelli olmak mı, yoksa engelli insanların hayata tutulma azmi mi?
Engelli ve özürlü olmak insanın elinde olmadan yaşanılan yaşantısıdır. Hayat her canlının önündeki sürprizlere çeşitli armağanlar bahşetmiştir; nedir bunlar beklemediği olayların yaşantısına yansımasıdır. Piyango, beklemediği miras kendisine hayatın nimetlerini sunacak ikramiyeler yaşantısını değiştirecek tesadüflerdir. Bunlar bizlere çatınca, rastlayınca hayata güler yüzle baktığımız gibi “Biz bunları hak etmiştik” diye de övünürüz. Bunlar hayatımızı değiştirecek bizleri ferahlatacak güzel olaylar ve tesadüflerdir. Bazen de tersi olmaktadır .
Ben bu gün %65 özürlü ve engelli raporluyum. Nedir bu rapor dediğiniz zaman, kutlamam günün anısına sizler ile paylaşayım istedim. 1982 yılında felç geçirdiğimde hayatıma yeni bir yaşam tarzı girdiğini anlamıştım. Aylarca yatalak yatmak sonra bir cıva gibi yerinde duramayan bir insanın önce yatağa oturabilmek sonra da yürüyebilmek için mücadelesini verirken bir yandan hayatı sevmeye insanları sevmeye daha çok sevmeye devam ediyordum. Kanadyenler ‘koltuk değnekleri’ ayrılmaz parçam olmuşlardı. Bir yandan ameliyatlar bir yandan yaşama tutulma çabaları ve engeller…
Bir engelli vatandaşı düşünebilir misiniz? Onların duygularını,neler hissedebildiklerini düşünebilir misiniz? Ne kadar gayret etseniz düşünemezsiniz inanın. Onların hayata tutulması en az sizler kadar normaldir hatta daha güçlüdür.
Futbolda engelliler takımı kaptanı Kadir’in hayatı, küçükken bulduğu ve elinde patlayan el bombası sonrası değişir. Önce ellerini sonra arkadaşlarını kaybeder. Köyünde barınamaz o küçük yaşta kaçar gelir İstanbul’a mahalle arasında engelli olmasına rağmen futbol topunun peşinde koşarken kendisini beğenen biri Beşiktaş Engelliler Takımı’na götürür ve orada futbol oynar okuluna devam eder hayata asılır.
Mehmet Bayrak hem iş hayatında hem futbolculuğunda başarılıdır. Arabasıyla trafik kazası geçirir arabalı sandalyeye ve yatağa mahkumdur. Tedaviler olur ama o artık engelli biridir. Önce ailesi sonra kendisi sevgi ile hayata tutulur maç ise maça gider hayata küsmez mücadele yaşamak içindir.
Öyle insanlar bu mücadeleyi vermektedirler ki engelli veya özürlü olmak yaşantılarında engel tanımamaktadır. Onlar severler, gözleriyle de olsa severler. Bir dokunmanın, bir temasın bir yudum suyun bir lokma ekmeğin kendileri için ne büyük değer olduğunu bilirler. Yürekleri mangal gibidir. Beklentileri sevgidir, anlayıştır, gülümsemedir. Bugün hiç birimizin garantisi yoktur gelecekte yaşayacaklarımız için.
ENGELLİ OLMAK VEYA ÖZÜRLÜ OLMAK suç değildir. Bende spor muhabirliği yapmaktayım severek ve hizmet aşkıyla. Benim en yakın dostum bastonumdur onunla gurur duyarım. Engelli olmaktan değil miskin olmaktan korkarım. Engelliler Günü’nde milyonlarca insan duygularını dile getirmek isterler kimi gözleriyle, kimi sesleriyle kimi varlığıyla bu günlerini “merak etmeyin bizler mutluyuz yeter ki sizler bizleri anlayın” diyerek kutlamaktadır.
Evet spor camiası, geride bıraktığımız o anlamlı gün için yazmak istedim. Hastalık ve sakatlık, kazalar bizler için. Hepinizi sevgi ve saygı ile kucaklarım. Sizlerle beraber olmak sizlere yazmak sizlerle paylaşmak duyguların çok güzeli. Tek istediğim engelli ve özürlü vatandaşlarımıza gerekli sevgi ve ilgiyi gösterin. İnanın onlarla beraber olmakta harika duyguları beraberinde getiriyor. Sevgi onlarla çok güzel…
YAZI: ORHAN BUDAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.