Sayfalar

TERFİ ARŞİVİ

TÜRKİYE ŞAMPİYONASI

Sayfalar

Salı, Ocak 04, 2011

Burak Kurtuluş ile haftaya bakış



AHMAKLARIN İŞGAL ETTİKLERİ MAKAMA VERDİKLERİ ZARARI, YÜZLERCE ARSLAN BİR ARAYA GELSE ONARAMAZ


İstanbul Süper Amatör Ligi ve güncel konular üzerine haftalık yazımız ile sizlerle birlikteyiz.  Bu haftaki yazı her zamankinden biraz daha uzun oldu. Dileyen, hiç okumadan, “Bu adama neden yazı yazdırıyorsunuz, bir de yazdıklarından bir anlam çıkartabilsek” diyenler var ise yazıyı hiç okumadan en aşağıda bulunan “sallama” kısmına geçebilirler.


Ligimizin ilk aşaması tamamlanmak üzere iken, ortalıkta şike ve manipülasyon uzmanları dolaşmakta ve insanların kafalarını kurcalamaktadırlar. Benim ilk tavsiyem Hakem kardeşlerimize olacak: Sizlerden ricam, en zorlu haftalara girdiğimiz bu dönemde, Hakem soyunma odalarına tanımadığınız hiç kimseyi almayınız, görevli olduğunu iddia edenlere kimlik sorunuz. Ya da resmi bültende ismini göremediniz kişilere itimat etmeyiniz. Maçlara giderken ve maçtan dönerken, selam vereceğiniz kişileri de mutlaka özenle seçiniz. Mümkün ise maçlara trio halinde gidiniz ve yine trio halinde geri dönünüz. Son haftalara girilirken, futbol camiasının en hassas bölgesi olan Hakem Camiası üzerine, bazı çakalların oyun oynamalarına asla izin vermeyiniz.  Ya da, açık, açık yazmak gerekirse, eski Hakem, eski Gözlemci, eski Saha Komiseri gibi kişiler ile müsabaka saatlerinde görüşmeyiniz. Devre aralarında size ikramda bulunmak isteyenlere kolaylık göstermeyiniz, ikramlarını kibarca geri çeviriniz. “Ben bu maçın gizli Gözlemcisiyim, ya da Temsilcisiyim” diyen yalancılara da itimat etmeyiniz. Soyunma odasında tamamen güvenmediğiniz insanlar var ise özel konulara dahi girmeyiniz. Kısacası, üzerinize “toto” oynayanlara lütfen mani olunuz.  


Fareler ve buna benzer iki ayaklı mahlukatlar
Sizlere bu hafta ilk olarak gördüğümüzde tiksindiğiniz bir canlı türü olan Farelerden söz edeceğim, mideniz bulanmadan okuyacağını umuyorum. 
Fareler, genetik yapısı tıpkı insanlara benzer. Bu bakımdan insanlara çok faydası vardır. Gelişen ilaç sanayisi ve tıp farelerini insan yerine kobay olarak kullanmaktadır. Bu da bilim açısından çok önemli bir güzelliktir. Eğer fareler olmasaydı, bu deneylerde fareler yerine insanlar kobay olarak kullanılırdı ve her yeni ilaçta ve her yeni tıp çalışmasında insanlar kullanılırdı. Bu, günde binlerce insanın ölmesi veya mutasyona uğraması anlamına gelmektedir. 


Fare, çok hızlı kaçabilen ve çok hızlı üreyen hayvandır. İnsan cinsi olan ise az üreyen ve her şeyin içine edebilen bir türdedir. Fareler, yeryüzünün bütün karalarına dağılmışlardır. İnsan olan cinsi ise tüm Amatör sahalara dağılmıştır. Fare, tahıl, kök, meyve, ot ve böcek gibi çok çeşitli yiyeceklerle beslenirler. İnsan cinsi olan ise başkasının artıklarından beslenir. Fareler, tarlalara, ambarlara ve evlere dadanarak insanın besin kaynaklarına ortak olurlar. İnsan cinsi olan ise futbolculara, Kulüplere, ve Yöneticilere dadanır ve bu insanların sırtından geçinmeye çalışır. Fare, doğada yaşayan ve kalabalık sürüler halinde bulunduklarında zaman, zaman tarım ürünlerine büyük zararlar verebilir. İnsan cinsi olan ise Amatör futbola zarar verir. Buna karşılık Fare, yiyecek bulamadıklarında evcil hayvanlara saldırırlar. İnsan cinsi olan ise Amatör futbolun kalkınması için çaba gösterenlere saldırırlar. 


Birçok yabani hayvanın en önemli besinlerinden biri olan fareler bu yönleriyle doğal dengeyi koruyan hayvanlar olarak da kabul edilir. İnsan cinsi olan ise bu kötü yönleriyle, doğal dengeyi bozan hayvanlar olarak kabul edilir. Fareler diğer haşerelerden farklı bir yapıya sahiptirler. Dünyanın her yerinde yaşayan ve hem otçul hem de etçil beslenen hayvanlardır. İnsan olan cinsi ise herkesten farklıdır ve bin kişinin arasında bile yalnızdır. Fareler, yapıları türlerine bağlı olarak değişmektedir fakat vücut biyolojileri aynıdır. Bu bakımdan vücut yapısı gelişmiş bir haldedir.  İnsan cinsi olan ise beyni gelişmemiş bir haldedir. 
Farelerin bedeninde toplamda 4 ayağı vardır ve ayaklarının ucunda parmakları vardır ve her parmağının uç kısmında tırnakları bulunur bu sayede çok yüksek yerlere tırmanırlar ve çok hızlı koşarlar. İnsan cinsi olanın ise iki eli, iki ayağı vardır ancak beyni yoktur. Fakat o da birilerinin sayesinde her yere ulaşmaya çalışır. 


Farenin bedeninin bitiminde uzunca kuyrukları bulunur bazı türlerinde bu kuyruk bedenin 2 katı kadar olabilmektedir. Fare, kuyruğunu genellikle tutunma aracı olarak kullanır. İnsan cinsi olan ise bulunduğu makamı kendi menfaatlerine uygun olarak kullanır. Farelerin baş kısmında ağız yapıları bulunur ve ağzının içinde sıralı halde dişleri vardır. Farenin dişlerinin özelliği çok sert cisimleri dahi kemirebilirler. İnsan cinsi olan ise, gücünün yetebildiği her şeyi kemirir ve midesi boştur. 


Fareler, bazen mermer gibi sert cisimleri dahi kemirirler. İnsan cinsi olan ise bazen Hakemleri dahi kemirebilirler. Bu kemirilme aşamasında farenin dişleri körelir fakat farenin dişlerinin özelliği dişlerin kendisini yenilenmesidir. Körelen dişler kendi kendini yeniliyor. Farelerin tükürük salgısı da narkoz etkisinde insan ve hayvanları pasif durumda yakaladıkları zaman, özellikle geceleri bu canlıların kulak, burun, dudak ve parmaklarını kemirerek yerler. İnsan cinsi olan ise özellikler müsabaka esnasında ve kazanmaktan başka çaresi olmayanlara narkoz etkisi yaparlar ve bu insanların ceplerini kemirerek yerler. 


Tükürüğünün özelliğinden dolayı canlılar bunu fark etmezler. Farelerde burun başın ön kısmındadır ve çok güçlü koku alma hissine sahiptirler. Fareler birçok hayvanı kokusundan tanır. Ve yiyeceklerin kokusunu da çok uzaktan algılarlar. İnsan cinsi olan ise, fareden bile daha güçlü bir koku alma gücüne sahiptir. Ve paralı Yöneticileri 10 km. dahi fark edebilirler. 


Fareler beslenmek için yaşadığı yere göre faklı maddeleri seçerler. İnsan cinsi olan ise, insanları kandırmak için genelde aynı sahaları seçer. Bazı fareler tarlalarda ve ekinler arasında yaşarlar ve bitkilerle beslenirler. İnsan cinsi olan ise, futbol sahalarında ve tribünlerde yaşarlar ve haram ile beslenirler.
Bazıları lağımda, bazıları sularda bazıları da tamamen doğada yaşarlar ve yaşadığı çevreden beslenirler. İnsan cinsi olan ise sadece Amatör futboldan beslenir. Bunun dışında hiçbir geliri yoktur. Marifetleri de yoktur, çalışkan değildir, dişlerini bile fırçalamaz. 


Fareler çeşidine ve türüne göre faklı sayıda çoğalırlar. Bazı fare türleri yılda 4, bazıları ise 6 defa yavrularlar. İnsan cinsi olanı ise üreme ve üretme kabızıdır. Fareler diğer haşerelerden farklı olarak üremede canlı yavru doğururlar. Yani fareler herhangi bir yere yumurta bırakmazlar. Evinizde fare olup olmadığını anlamak için temizlik yaptığınızda eğer evde fare pisliği var ise mutlaka evinizde fare var demektir. İnsan cinsi olanı fark etmek için hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur. Zaten ihtiyaç halinde o sizi bulacaktır. 


Bir Amatör futbol delisinin, doyumsuz Pazar günü!


Normal bir insan olmadığımı itiraf etmeliyim. Bilhassa, müsabaka günleri içim kıpır, kıpır olur. Görülecek yerleri, gidilecek sahaları ve izlenilecek maçları düşündükçe sabırsızlanmaya başlarım. Çoğu zaman bunun ne kadar abartılı bir duygu olduğunu düşünür, neden bu kadar heyecan duyduğuma bir anlam veremem. Ancak, emin olduğum bir şey vardır ki, bu çok da kötü olmayan huzursuzluğun tek ilacı gezmek, küçük dünyamızı biraz daha keşfetmektir. Sabit olduğum sürece huzur bulamayan bünyemin, rahatlamak, mutlu olmak, eğlenmek ve kendine gelmesi için, tek ilacımın bol, bol gezmek ve amatör müsabaka izlemek olduğunun farkındayım artık. 


Ben her sabah saat 06.00’da uyanırım. Ömrümde 08.00’de uyandığımı hatırlamam. Bu hafta sonu da 06.00’da uyanıp, 07.00’de markete gittim. Marketin ilk müşterisi Alibeyköy’de ikamet eden bir Kuştepeli. Bu zikrettiğim kişi 50’li yaşlarda. Rahmetli Kuştepe Başkanı Nazım Bülbülkaya’nın da akrabası. O da benim gibi sabırsız. Maça gidecek, hem dostlarını görecek, hem büyüdüğü semtin şampiyonluğunu görecek. Ayaküstü birkaç dakika sohbet ettikten sonra, “Çelikspor maçı var, Namık Sevik diye bir saha varmış, oraya gideceğim” dedi. Maça baktım, Hakemli bültene baktım, ilk gördüğüm isim Levent Karabudak'dı. Dedim ki; sen bu maça git, Hakem çok iyi, bu şu anlama gelir, maç güzel geçecek. Ancak o maç, Yardımcı Hakemin gelmemesi yüzünden 40 dakika geç başlamış. Bizim Kuştepeli gibi, 09.00’da Namık Sevik’te hazır olan tüm futbol sevdalılarına yazık oluyor. 


Ben, galiba Çekmeköy’e uğurlu geldim.
Saat 09.30'da Çatalca’dan, değer verdiğim, sevdiğim dostlarım geldi ve Selimiye’ye, 10. 45’de başlayacak olan Çamlıca-Çekmeköy maçına gidebilmek için yola çıktık. Bu maçın benim için iki önemi vardı. Hem Mustafa Ertem Hocamın takımı Çekmeköy’ü izlemek, hem de Paşabahçe-Sultangazi maçında izleyip, Yardımcı Hakemliğini çok beğendiğim, Cem Boratay Ala isimli genç hakemi izlemekti...


Biz, Selimiye Stadına girer, girmez, Çekmeköy takımı, Çamlıca defansının hatasından ve forvet oyuncusu Erdi’nin uyanıklığı sayesinde ilk golü buldu. Golden sonra tüm Çekmeköylü oyuncuların, yedek kulübesine ve özellikle de Mustafa Ertem Hocaya doğru koşması ve sevinçlerini Hocaları ile birlikte paylaşmaları bence anlamlıydı. Rakibine göre belirgin bir şekilde daha üstün olan ve izlediğimiz dakikalarda rakibine oranla daha çok mücadele eden Çekmeköy’ün bu maçı kazanacağı ilk dakikadan itibaren belliydi. Biz Selimiye Stadı'ndan çıkarken de Çamlıca’nın golü geldi. Ancak biz bu maçta Hakem Cem Boratay Ala’yı da izleyeceğiz demiştik ama bu Hakem kardeşimiz maalesef bana oldukça uzaktı lakin çok iyi Hakem olacak. Tabii adamı da var ise… Maçın Hakemi Burak Özcan’ı bir defa daha izledim ve yine beğenmedim. Resmen skora göre maç yönetiyor. Babası geçmişte MHK Üyeliği yapmış olan bu Hakemin, bu olağanüstü fiziğine rağmen, bir türlü yükselememesinin sebebi de bana göre bizatihi kendisidir. Bir ona baktım, bir de o gün izlediğim diğer Hakemlere. Siyah ile Beyaz kadar fark var aralarında. 


Alibeyköy Parseller-Çatalca maçı
Pazar günü ikinci durağımız Kazım Karabekir Mevlana Stadı oldu. Bu sefer de Çekmeköy’ün rakibi Çatalca’yı izleyeceğiz. Kazım Karabekir Mevlana seyircisinin desteğini de arkasına alan Alibeyköy Parseller, Çatalca’ya karşı, genç ve mütevazi kadrosu ile inanılmaz bir mücadele örneği sergiledi. Pazar günün en güzel maçını izledik, çok keyif aldık. İlk yarısı golsüz sona eren müsabakanın ikinci yarısında, 3’ü geçerli sayılan ve 2’si de iptal edilen tam 5 gol izledik. 


Şimdi gelelim bu maçın Hakemlerine. Sizlere bir Hakemden bahsetmiştim. Ligin ilk haftasında, 18.09.2010 Cumartesi günü oynanan, Zeytinburnu Yıldız-Silivri Alibey maçının Hakemini anlatmıştım. Hakan Kaya isimli bu Hakem kardeşimize, bu işi bildiğini iddia eden birisi olarak bir-iki tavsiyede bulunmuştum. “Sana bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum. Senin hakkında düşüncelerimiz değişmedi. Sen iyi bir Hakemsin. Terfi etmesen de iyi Hakemsin” diyerek bitirmiştim. 


Hakan Kaya’yı izledim bu hafta. Bu Hakemde ışık var. Çok iyi yerlere gelebilir. Fiziği, sahadaki duruşu, 12. kural uygulamaları, diyalogları vesaire çok, çok iyi. Hatta birçok Ulusal Yardımcı Hakemden kat, kat üstün. Ancak, Hakan Kaya’nın çok ciddi birkaç eksikliği var. En önemli eksikliği, kart uygulamalarında çok fazla cimri. Bu ileride başına iş açabilir. Art niyetli oyuncuları seçip, erkenden tedbiri almalı. Kıdemli Yardımcı Hakem ile Yedek Kulübeleri ile ilgili olarak maçtan önce konuşmalı. Hatta Saha Komiseri ile de maç öncesi maçı konuşmalı. Sanıyorum maçtan önce memorandumu eksik yapıyor. Yardımcı Hakemlere çok fazla iş düşürüyor. Çok fazla güveniyor. Doğru açıda olduğu halde res’en karar veremiyor. Kendisini biraz daha fazla ön plana çıkartmalı ve zor anlarda aklına gelen ilk komutu uygulamalı. Neden mi? Parseller’in çizgiden çıkartılan pozisyonu doğru, gol değildi. Ancak Hakan Kaya, Yardımcısının yanına kadar giderek, itirazları bertaraf etmedi. Yalnız bıraktı Yardımcı Hakemini. Hemen koş oraya, itirazlara engel ol. Uzaklaştır o futbolcuları oradan. Yardımcına sahip çık. Ya da oraya gitmedin diyelim, ortalık sakinleşince Yardımcının yanına git ve o esnada bir kişiyi seçip, ihtar ver. Bu kişi daha önceden sarı kartı olan bir oyuncu da olabilir. Veya o Yardımcıyı o hattan al, diğer tarafta, Kıdemli Yardımcı ile aynı hatta görev yapmasını sağla. Orada da sorun oluyorsa, önce ilgili takımın saha içindeki İdarecisi/Antrenörü ile konuş, çözüm olmuyorsa, al Yardımcılarını yanına içeri gir. Saha Komiserin görev yapmıyorsa, Polis’ler görev yapmıyorsa, sen Hakem olarak görevini yapacaksın ve Yardımcılarını koruyacaksın. Hakemler kurbanlık koyun değiller, tüm imkânlarını değerlendireceksin. Seni oraya gönderenleri onurlandıracaksın ki, onlarda seni onurlandırsınlar. 


Adeseye Ogunsanwo’nun attığı goldeki endirekt vuruş kararında haklısın. Ancak Çatalca Kulübesi'nden oyun alanına itiraz için giren oyuncuya kart vermen gerekirdi. Parseller’in 3 forma numaralı oyuncusu Eren Koç’a ilk yarıda ve ikinci yarıda iki defa ihtar vermen gerekirdi (iyi ki vermedin ben Eren’i çok severim) Parseller’in kaptanı Oktay’ın maçı kartsız bitirmesi olağanüstü bir durum. Kaptanların görevi sadece maçın başında, top-kale tercihi yapmaktır. Gerisi de teferruattır. Parseller’in en iyisi olarak gözümüze çarpan Samet’e ikinci yarıda yapılan faul pozisyonu sarı değil kırmızı olmalıydı. Samet olağanüstü bir çocuk, onu da saha içinde sen koruyacaksın. Çatalca’nın lehine verdiğin penaltı kararın doğru. Yasin, Erdem’e faul yaptı ancak avantaj uygulaman son derece yanlış. Futbolu bilen Hakem, orada hemen penaltıyı vermeli. 


Hepsini geçtim de Hakan kardeşim, Parseller’in attığı buz gibi golde, Gökhan Kaya isimli Yardımcının o kararına nasıl uyarsın? Pozisyonun doğru, açın doğru olduğu halde, o golü nasıl iptal edersin? İşte, Hakan kardeşim, bu gibi hallerde inisiyatif kullanırsan iyi Hakem olursun, her şeyde yardımcıya uyarsın en fazla Bölgesel Hakem olursun. 


Bu arada maç sonunda sana en güvendiğim arkadaşımı gönderdim. Seni, benim adıma tebrik etsin diye. Gözlemci varmış. Bak güzel kardeşim, Gözlemciler size her şeyi anlatmazlar, ne Gözlemciler var bir anlatsam şaşırırsın. O gün benimle gelseydin, sana bunları bir arkadaşın olarak anlatacaktım ancak şimdi yazıyorum ve sen buradan okuyacaksın. 


Seninle ilgili düşüncelerim asla değişmedi Hakan Kaya. Sen çok iyi bir Hakem olabilirsin. Yeter ki, kendini biraz daha geliştir ve Hakem siyasetine asla girme. Unutma! Hakemin oyun daima kazananadır. Bu yüzden sadece Hakemlik yapmaya çalış ve bu işten ekmek yemeye bak. Çünkü sende Hakemlik vasıfları var. 


Erokspor-Yenibosna maçı
Pazar günün sondan bir önceki durağı Sütlüce sahası oldu. Erokspor ile Yenibosna’nın maçına da yetiştik çok şükür. Biz gittiğimizde ilk yarı bitmek üzereydi. Zaten maçta ikinci yarı başladı diyebilirim. Stada gittiğimizde çok değerli bir spor adamını gördüm, Mehmet Çelik… Gördüğümde her zaman mutlu olduğum, sohbetinden müthiş keyif aldığım, tavsiyelerini hep dinlediğim değerli Hocam Mehmet Çelik ve kıymetli eşi/Hanımefendi ile birlikte izledik ikinci yarıyı. 


Maçın ikinci yarısı müthiş bir çekişmeye sahne oldu. Düşme hattındaki Erokspor, can havliyle rakibini mağlup etti. 25. dakikada Cengiz Sarımaden’in pasında, Gökhan ile öne geçen Erokspor, 46. dakikada Cengiz Kurtuluş’un mükemmel asisti ve Mehmet Faik’in en rahat attığı gol ile skoru 2-0 yaptı. Yenibosna, 53. dakikada Sinan ve 57. dakikada Celal ile skoru 2-2’ye getirdiyse de, Cengiz Sarımaden'in yaptığı ortaya çok iyi yükselen Gökhan ile yeniden öne geçen Erokspor, kaleci Umut’un mükemmel oyunu sonucunda, skoru muhafaza etmeyi başardı ve çok önemli 3 puan kazanmış oldu. 


'Bip'li bayraklı enteresan bir Hakem!
Ben hem maçları izlerim, hem de Hakemleri izlerim. Bu maçın Hakemi kesinlikle o gün izlediğim en iyi Hakem’di. Kıdemsiz Yardımcı Hakem de, o gün izlediğim en kötü Yardımcı Hakem’di. Özer Bektaş, maça keyif katıyor, renk veriyor maça. İnsanın Hakem olası geliyor içinden. Ya da o anda sahaya inip, tebrik edesi geliyor insanın. Her kararı bana göre doğru, özellikle de, 75. dakikada, Yenibosna’dan 18 forma numaralı Gürses’i ısınırken ihraç etmesi ve 10 saniye içinde, önce ihtar verip, futbolcu hatasında devam edince hemen ihraç etmesi çok doğru. Kart prosedürü çok doğru, futbolcular ile kurduğu diyalog çok başarılı. Maçta olmayan, Yardımcısına verdiği res’en karar çok doğru. Ben Gözlemci olsam Özer Bektaş’a 10 tam puan verirdim. 


Ancak bu kadar güzel bir Hakemin yanında inanılmaz kötü bir Yardımcı Hakem vardı. Lisansı 15 bin civarında olan ve yaklaşık 14 yıllık Hakem olan Ümit Yücel (ben kendisini hiç tanımam) bence bu işi hemen bırakmalı ve başka işlerle alakalı olmalı. Zaten öğrendiğime göre 10 yıldır Hakemlik yapmıyormuş. Belinden bir rahatsızlık geçirmiş dediler. 


Bu sezon sadece 4 maça çıkan (3 tanesi U17) bir Hakemi, böylesine önemli bir maça veren İstanbul İl Hakem Kurulu’na pes diyorum sadece. Adam resmen maçı katlediyordu. Ben çok uzun anlatmayacağım ama gördüğüm bir olayı anlatacağım geri kalan yorumu siz yapın Sayın İstanbul İl Hakem Kurulu Üyeleri; 


Maçın uzatma dakikaları oynanıyor. Mağlup durumda olan Yenibosna’nın 5 forma numaralı oyuncusu ve kaptanı Mehmet Ali Buğan ilk olarak topu Yardımcı Hakemin üzerine vurdu, isabet sağlayamadı. Hakemden tepki yok. Topu bu sefer eline alan oyuncu, topu 2 metre mesafeden Hakeme doğru fırlattı. Hakemden yine tepki yok. Bunlarla yetinmeyen oyuncu son olarak da Yardımcı Hakeme resmen tükürdü, Hakemden yine tepki yok. Maç bittiğinde olduğu yere yığılan Mehmet Ali Buğan’ın oyundan ihraç edilmesi gerekirdi. Hakeme baktım o anda, Hakemin etrafı Yenibosnalı oyuncular tarafından çevrelenmiş ve Hakem o karmaşada olan biteni anlamak için Yardımcısına bakıyordu. Görmedi Özer Bektaş, görseydi gereğini ilk anda yapardı. Ancak Yardımcı Hakem bütün bunların hepsini maalesef yedi. Bu Hakeme maç vermeye devam ederseniz, bir gün bir yerde büyük bir olay çıkar, benden söylemesi. 


Kağıthane-Gazi Mahallesi
Erokspor-Yenibosna maçının bitmesi üzerine, Kağıthane Belediyesi Hasbahçe Stadı'na gittik. Biz gittiğimizde, Kağıthane’li futbolcu sakatlanmış ve maç durmuştu. 15 dakikalık bir süre de bu maçı izledik. İzlediğimiz dakikalarda, mağlup durumdaki Kağıthane’nin sonucu değiştirmeye yönelik çok ciddi atakları yoktu. Bu maçı yazıya dahil etmemin iki sebebi var, birincisi Gazi Mahallesi'nin müthiş performansı, ikincisi de az bir süre dahi olsa, Hakem Şaban Kambur’u izlemekti. 


2.5 ay önceydi sanıyorum. Kasım ayının soğuk bir Çarşamba akşamı, Nurtepe ve Kazım Karabekir Mevlana Kulüplerinde görev yapmış olan Teknik Direktör Sinan Şenol ile telefonda görüştükten sonra, “Bize yakın olan bir takımın antrenmanını izleyelim” diye sözleştik. O günün şartlarında en uygun takım Gazi Mahallesi'ydi. Biz gittiğimizde, Mustafa Ocak Hocamız, takım ile yaklaşık 45 dakika sürecek bir toplantı yapıyordu. Yağmur altında, 2.5 saat Gazi Mahallesi’nin antrenmanını izledik. Ben, Gazi Mahallesi takımının oyuncularının % 80’ini yakından tanırım, “Bu takım toparlanır ve hızla bulunduğu yerden kurtulur” demiştim Sinan Hocaya. Ancak ben bile bu kadarını beklemiyordum. 


Son 8 maçta, 7 galibiyet ve 1 de beraberlik alan Gazi Mahallesi takımının, Yönetim Kurulu başta olmak üzere, Mustafa ve Ayhan Hocaları ve futbolcularını canı gönülden tebrik eder, başarılarının kalıcı olmasını dilerim. Bir teşekkür de az bilinen, gizli bir görevliye…. Adını yazmayacağım ama Gazi Mahallesi’nin rakiplerini bir hafta önceden izleyip, analiz eden değerli Hocama da saygı ve sevgilerimi sunuyorum. 


Şimdi Gazi Mahallesinin hedefi büyüdü. Çıtayı daha da yükseğe taşıma zamanı geldi. Ancak şunu da özellikle belirtmeyelim ki; bu başarı kesinlikle tesadüf değil. Takım çok kötü giderken dahi, teknik kadronun ve futbolcuların maç başı ücretlerini ve hak edişlerini günü, gününe ödeyen Gazi Mahallesi Yönetim Kurulu, bu başarıda aslan payının da sahibi. Futbolcular şimdi daha bir rahat, antrenman ve maç haricinde de bir araya geliyorlar, birlikte geziyorlar ve takım ruhunu yaşıyorlar. Aldığım duyumlara göre şimdi her antrenman daha bir keyifli geçiyormuş. Hak ediyorlar. Daha güzel bir Gazi Mahallesi için ben de Gazi Mahallesi Spor Kulübünü tüm içtenlikle destekliyorum. 


Kağıthane-Gazi Mahallesi maçının Hakemi Şaban Kambur’u unuttum sanmayın. Ben bu Hakem’i bu sezon dördünce defa izledim ve kesin kanaatim oluştu. Şaban Kambur’un Hakemliği tam bir felaket. Onlarca İl Hakemi bu Polis arkadaşımızdan daha iyi maç yönetiyor. Şaban Kambur’un kendisini yenilemesi ve bol, bol Hakem izlemesi gerekir. En azından insan psikolojisini bilmesi gerekir. Mağlup takımın oyuncusu, uzatma dakikalarında agresif olabilir. Sen bir Hakem olarak, kanayan yarayı kaşımayacaksın, hemen oyunu başlatıp, bazı şeyleri unutturacaksın. 


Polis Hakemler demiş iken, kapanışı Hüseyin Sarsar ile yapalım. Bir futsal turnuvasında darp edilen Hakem Hüseyin Sarsar; aldığım duyumlara göre turnuvaya katılan ve kendisine saldırıda bulunan şirket takımının oyuncularına yönelik olarak, ağza alınmayacak küfürler etmiş. Bütün futbolcuları evlerinden aldırmakla tehdit etmiş. Helal olsun sana Hüseyin Sarsar, Hakemlik ile Polisliği halen ayırt edemediğin için helal olsun. Geçtiğimiz sezonki İğdaş maçında seni yazdığımızda senin savunan arkadaşlarına da bol, bol selam gönderiyorum. 


Cuma sabahı sizlere, Serdar Kayhan isimli Hakemin marifetlerini anlatacağım ve birkaç Hakemin şikayetlerini aktaracağım. Ayrıca, kısa maç yorumları ve haftalık bülten üzerine kısa yazılarla sizlerin vaktini meşgul edeceğiz. 


Selam ve saygılarımla.  
Elektronik Posta: bkyerelfutbol@hotmail.com. 

21 yorum:

  1. İyiki varsın Burak kardesim. Seni seviyoruz...keyif verdin yine...

    YanıtlaSil
  2. gazi mahallesi gerçekleri gören ihtiyar kurt4.01.2011 18:34

    burak kurtuluşun yazılarını zevkle okuyoruz.size saygım sonsuz.ama yazınızın içinde bir şey dikkatimi çekti.gazi mahallesi adına maç izleyen bir hoca rapor veriyormuş ve gazi mahallesi ona göre maç kazanıyormuş.ben size kendi görüşlerimi belirteyim;gazi mahallesi öyle bir sezon geçiriyor ki hep karşısına çıkan takımlar kaznmak zorunda ve açık futbol oynuyorlar.geçen hafta kağıthane mutlak kazanmak zorunda.gazi mahallesi kapalı oynuyor kıstırrısam kazanırım diyor ve şimdilik işler yolunda gidiyor.kısada kazanan takımlar,başkalarını tuzağa düşürerek kazanan takımların ömrü uzun olmaz.bir furyadır gelir geçer.tek doğru yaptıkları iş.kapalı oynayıp rakiplerin üzerine geldiğinde yakalayacakları fırsatları değerlendirme adına ortaya koydukları kurgudur.son 6 maçını seyrettim hepsini aynı model oynuyorlar ve aynı şekilde kazanıyorlar ama hiçbir rakip teknik adam da bu tuzağa düşmeden maçı kazanamıyor.bu hafta b.çekmece takımı kapalı oynasın rölanti oynasın gazi takımını 5 ler.ama gel gelelim kazanmak için ve açık oynayacak.gazi takımıda sahasına kapanacak ve büyükçekmece takımı da hata yapacak gazi kazanacak.selimiye maçında uzaktan şut kağıthane maçı yine şut ve gol.varyasyon ile rakibe üstünlük kurup maçı rakip sahaya yığıpta elde edilen bir başarı yok.burak kurtuluş bu güzel yazı dizin için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. amma büyüttünüz abarttınız bu gazi mahallesi midir nedir takımını ya üç maç sonra altıncı bitirirse utanmayacak mısınız ki altıncı bitirme olayları zaten var.Şu an bir maçı fazla normalde beşinci bu takım.Ayrıyetten benim ilgimi çeken iki üç hafta öncesine kadar gazi mahallesi adına ali rıza isimli bey harici kimse yorum yazmazken şimdi abuk subuk rumuzlarla bir ton yorum yapılıyor.Anca kendinizi kandırırsınız.Gazi mahallesi hala ilk ikiye girer diyorsanız fazla değil bu pazar utancınızdan nerelere gizlenecek nasıl ve hangi yüzle bir daha buralarda yorumlar yazacaksınız???büyükçekmece sizi yener selimiye de küme düşmüş oyuncuları bırakmış yoncaya fark atar bu hayalleriniz de bu pazar biter azıcık gerçekçi olun allahınızı severseniz!benim kanaatim takımınız kalan iki maçını da kaybeder ve grubunu 11 takım arasından altıncı bitirir ki bu da yeni 1.amatörden çıkmış bir takım için büyük bir başarıdır.Büyükçekmeceyi mi yeneceksin?küme düşmemek için normal çimde hatta balçıkta şenlikköyde sizi ezmeye oynayacak olan yılların Bakırköysporunu mu yeneceksin?uyanın sizin sadece iki maçınız var!son hafta da bay haftanızda milleti seyredersiniz grubunuzun maçlarına gidip anca!

    YanıtlaSil
  4. bu ortaçeşme sahasınada deyinirmisiniz burak bey bu ne ya resmen orada çamur banyosu yaptık nasıl olacak belkide playof sansımız bitti bu saha bizi yaktı başkalrını yakmasın saygılar

    YanıtlaSil
  5. sevgili burak kurtuluş bence cuma sabahı bir kampanya başlatınız.serdar kayhan!a şöle kampanyası olmazmı acaba veya tutmazmı,boşuna yazmayın bu kardeşimizi zamanınıza yazık, ünü artık istanbuluda aştı :):):):)
    herkes biliyor bu yakışıklı kardeşimizi bide kendi bi bilebilsede hakemliği bıraksa.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili kardeşim Burak bey,

    Şaban Kambur dedin anılarım depreşti,bu hakem arkadaşımız hakkında dediklerin çok doğru,aman bizden uzak dursun.

    Muzaffer ACAR

    YanıtlaSil
  7. gazimahallesispor5.01.2011 00:21

    Merhaba diyerek başlamak istiyorum.
    Sevgili Burak KURTULUŞ'a Gazi Mahallesi Spor Kulübü hakkında yapmış olduğun yorumdan dolayı öncelikle teşekkür ederim.Gerek yerel futbolda gerekse yerel futbolun hafta içi yayın yapmış olduğu radyo proğramında yapmış olduğunuz yorumları tamamlayıcı bir yorum yaptığınız için.
    Evet doğrudur ilkkez çıkmış olduğumuz bir ligdi.Belirli tecrübesizlikler ve bazı elde olmayan aksaklıklar yüzünden lige iyi başlamış olsak bile (ilk maç yenibosna ile deplesmanda 2-2,yılların vefa sı ile kendi evimizde 0-0)ligin ilk yarısında istemediğimiz sonuçları aldık.10 maçta 2 galibiyet 3 beraberlik 5 malubiyetle 9 puanla ligin ilk yarısını bitirdik.
    Birçok futbol yorumcusunun gözünde takımımız küme düşeceği seklindeydi.Fakat şunu unutmuşlardı takımımızdaki birlik beraberliğin yönetim,teknik heyet,futbolcu arasında bir bütünlük oluşturdu.
    2. yarıya bu bütünlük içinde başlayarak seri galibiyetler almaya başladık.
    Özellikle yerel futbolda bazı yazarların almış olduğumuz sonuçları hep tesadüflere bağlamaya yeri geldiğindede küçümsemeye varan yorumları oldu.
    Hatta bir futbolcumuz ile ilk 3 e girme meselesi yüzünden iddiaya bile girdiler.
    Futbolcumun sözü benim sözümdür.
    Bu yukarıda yapmış olduğunuz yoruma yorum yapanlara gelince Gazi mahallesi spor kulübünün yaptıkları almış olduğu sonuçlar ortada.İsteyen istediği pencereden bakar.İsteyen şampiyon sanar isteyen 6. olarak görür.Ama bunu bu şekilde görende bir elin parmaklarını geçmeyecek kişilerdir.
    Burada yerel futbol aracılığıyla Gazi Mahallesi Spor kulübüne 2010-2011 yılında yaşatmış oldukları başarılarla dolu bir sezondan dolayı Formalarını alın terleriyle ıslatan Futbolcularıma,Takımımız için 24 saatini ayıran Antrenörlerimiz Mustafa OCAK ve Ayhan KARA ya,Takımımızın Fizyoterapisti Serdar ve gönüllü olarak gönlümüzde yer alan Sinan hocama ,desteğini takımımızdan esirgemeyen taraftarlarımıza tesekkürlerimi bildiriyorum.

    Sadece buradaki futbol ulemalarına sunu söylemek isterim.Herkes kendi bulunduğu pencereden istediği gibi görür.Fakat gerçeği görmesi için ya bakmış olduğu pencereyi yada gözlerindeki pusu silmesi gerekir.

    Saygılarımla.

    Ali Rıza KOÇYİĞİT
    Gazi Mahallesi Spor Kulübü
    Genel Sekreteri

    YanıtlaSil
  8. verdiğiniz emeğe ve uğraşlarınıza büyük saygı duyuyoruz ama şunu üzülerek söylemek istiyorum ki hep aynı takımları izleyip yorum yapıyosunuz biraz daha değişik takımların haberleride yaparsanız ve anadolu yakasına biraz daha gelseniz nekadar iyi olacak. yaptıgınız değişik takımların haberleri genelde o takımların siteye kendi gönderdiği haberler..

    YanıtlaSil
  9. Hüseyin sarsar Yüzünden Gazi Polis Merkezinde Maçtan Sonra Yaklaşık 3 saat kaldık sonrasında bizde takım halinde kendisinden şikayetçi olunca hiç bir işlem yapılmadan ayrıldık ve bizim hakımmızda tek bir rapor bile yazmamıştı ve 3 futbolcu 2 hafta hastalık yüzünden oynayamamaıştı
    Hasan ASLAN
    İGDAŞ TEKNİK SORUMLUSU

    YanıtlaSil
  10. Şaban Kambur rezil bir hakem, geçen sene Avcılar Kocasinan maçını hatırladımda, adamın hakemlikle uzaktan yakından alakası yok. Bunun gibi adamlar futboldaki şiddeti körüklüyor. Maçta hiç bişey yokken ortamı gerdi gerdi sonunda iki takım birbirine girdi.

    YanıtlaSil
  11. evet bu kadar büyütmeyin bu hafta çekmecemiz onları orda yener herkez susar tamam gazi son haftalarda formda ama çekmeceyi yenicek güçleri yok

    YanıtlaSil
  12. bu hafta ayazağada sizden biri olacakmı şampiyonluk kupası verilcekmiş

    YanıtlaSil
  13. Burak Kurtuluş5.01.2011 12:41

    Ayazağa'da bizden birisi kesinlikle olacaktır.

    Ortaçeşme Sahasını geçtiğimiz sezon yazdığımı hatırlıyorum.

    Anadolu Yakasında maç izleyen arkadaşlarımız var. Hatta bu hafta 5-6 arkadaşımız Anadolu Yakasındaydı.

    Gazi Mahallesi Spor Kulübü
    Genel Sekreteri Sayın Ali Rıza KOÇYİĞİT'e ben de teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  14. çekmeceliler siz daha kağıthaneyi bakırköyü deplasmanda yenemediniz selimiyeden 4 yediniz :)) gazi mah.sini ordamı yeniceksiniz güldürmeyin beni biraz tutarlı mantıklı konuşun daha vefaya gidiceksiniz : ) bu hafta silivrimizle yer değiştiriceksiniz 2.lik sizi bekliyo hatta 3.lük ; ) şafak 3 ! gazi mah.sine başarılar inş ilk ikide onlarla beraber çıkarız.

    YanıtlaSil
  15. gazi mah.7 galıbıyet 1 beraberlık aldı bunlar yapılırken kımı suprız dedı kımı kapanıyo dedı kımı dusundu ama bısey dıyemedı bı takım sureklı galıp gelıyo bunun altında teknık taktık nedenler aranıyo bunu rakıp hocalar dusunsunde onune gecsınler ılk seneymıs 6 lık basarıymıs hedeflerını kucuk koyan lar ıcın orası basarı bu dusunce senın takımına yakısır burak kurtulaşa bu arada bır gazi mah. futbolcusu olarak tesekkur edyrm bi laf vardır bılırmisin s ler

    YanıtlaSil
  16. anadolu yakasına gelme sebebiniz tuttuğunuz takımların anadolu yakasında maçları olması olabilirmi? bizimkisi sikayet değil sadece sitem en azında maç yorumu yaparken isime göre yapmamıs olursunuz..

    YanıtlaSil
  17. gazimahallesi büyük taraftar grubu ıle ve cevre taraftar gruplarıyla tek yürek olmuştur maç gününü beklemektedir sabırsızlıkla...

    YanıtlaSil
  18. Burak Kurtulus5.01.2011 22:01

    Anadolu Yakasına gelme sebebimiz, kimi zaman izlememiz gereken macların bu yaka'da olmasıdır. Ancak ben sadece macları değil, futbolun diğer aktörlerini de izlerim. Son olarak da hiç bir takımı tutmadığımı bir kez daha bildiririm.

    YanıtlaSil
  19. burak hocam kusura bakma yeni göz attım yazına gene döktürmüşsün bak yüksek lisan almama az kaldı vallahi mezun olucam sonra başına iş alırsın ona göre eyvah eyvah 2 başlıyor haberin olsun bu karşının tarafları haklı ona göre liste yap gidelim burak hocam saygılarımla turan eyiz

    YanıtlaSil
  20. Burak Kurtuluş6.01.2011 12:18

    Turan ağabey, Yüksek Lisans yaptıktan sonra, Doktora vermek gerekir. Kağıthane'de tanıdığın iyi bir Doktor yoksa, ben yardımcı olabilirim :-)

    YanıtlaSil
  21. olmanı bekliyorum burak hocam turan eyiz

    YanıtlaSil

Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.