1936 Yılının 2 Şubat günü İzmir Karşıyaka’da dünyaya geldi. Ama kimse bu doğumu “Bir prens doğdu” diye müjdeleyemedi. Sadece Hasan efendi ile Fatma hanımın bir oğlu oldu, dediler. Kimsenin farkında olmadığı bu kral aslında bir kara oğlandan başka bir şey değildi. Eğitimine Alsancak İlkokulu’nda başladı. Seviyordu futbolu. Gelecekte egemen olacağı ülkenin taşı, toprağı,insanı gibi bakıyordu futbol dünyasına.
İlk kez 1951 yılında 15 yaşında iken bir futbol takımı ile sahaya çıktı. Okuduğu orta okulun takımı idi bu takım. Aynı yıl okuldaki birkaç ağabey onu aldılar ve Damlacık Kulübü’ne götürdüler. Bu kulübün antrenörü Arif hoca onun lisansını çıkartırken bir de armağan vermişti kendisine, iki buçuk lira.
Bu kulüpte ancak bir yıl oynayabildi. Kendisini beğenen bir yönetici onu Yün Mensucat Kulübü’ne götürdü. Onu kulübe alan kişi hem antrenör hem de futbolcuydu bu kişi efsane adam ADNAN SUVARİ’ydi.
Önce genç milli takım
Yıl 1953 ve kral 17 yaşına gelmişti. O yıl bu yetenekli çocuk Genç Milli Takım’a önerildiği halde alınmadı. Bir yıl sonra Yün Mensucat’ın genç futbolcusu Genç Milli Takıma alınıyor ve 11 Nisan 19 54 yılında ilk milli formasını giyiyordu. O gün Belçika’yı 4-0 yenen takımın iki golünü geleceğin kralı atıyordu. İkinci maçta oynayamayan bu golcü üçüncü maçta Federal Almanya karşısına çıktı 2-1 kaybedilen bu maçta tek golümüzü gene o genç atmıştı. Bu genç kral bu maçta bir başka kralla tanıştı Bu kral Uwe Seeler’di.
1954 yılında Beşiktaş, Galatasaray ve Adalet’ten transfer önerileri geldi genç futbolcuya. Ama İstanbul’a gitmeye gözü kesmiyordu. İzmirspor’un yapmış olduğu teklifi kabul etti ve 5000 liraya transfer oldu. Şimdi artık genç futbolcunun adı duyulmaya başlanmıştı. Çünkü sıradan bir adam olmadığı ,geleceğin büyük yıldızlarından biri olacağı anlaşılmıştı. İzmirspor’da ilk sezonunda 17 gol attı. Bu onun ilk gol krallığı idi. Gerçek kral yavaş,yavaş meydana çıkıyordu.
Metin, İzmirspor’da uzun süre futbol oynayamadı. Çünkü bir kral olarak doğmuştu. İzmir’in bu mütevazı kulübü ise bir futbol kralını barındıracak kadar güçlü değildi. Kader onu mutlaka krallığını rahatça ilan edebileceği bir ortama götürecekti. 7 Mayıs 19 55 ‘te İstanbul seyircisi artık adını çok iyi bildiği fırtına gibi hücum adamı ile tanıştı. Galatasaray forması ile Atatürk Kupası adı altında Beşiktaş ile maç yapıldı bu özel maçta oynadı. İzmirspor ve Galatasaraylı yöneticiler arasında olaylar oldu ama Metin beş yıllık kontrata imza attı.
İzmirspor'dan Galatasaray'a
Bir büyük futbol adamı sonunda kendisini doruklara çıkartacak, başarısının ve şöhretin en yükseklerine yerleştirecek çevreyi bulmuştu. Galatasaray ile attığı ilk gol Beyoğluspor kalesinde patlamıştı. Tarih 28 ağustos 19 55.
Küçük Metin büyüyordu.Galatasaraylı Metin olmuştu.Şimdi onu büyük bir forma daha bekliyordu: A milli takım forması. 18 aralık 19 55’te Mithatpaşa Stadı’nda Portekiz’e karşı 3-1 yenildiğimiz maçın şeref golünü attı.
1953 Yılında Damlacıktan, Yün Mensucat’a geçen Metin Oktay, iki yıl içersinde Türkiye’nin en büyükleri arasına giriyordu. Kader onu hak ettiği yere götürüyordu.
Ondan sonra goller golleri izledi.Metin, Türk futbolunun en büyük gol adamlarından biri ve kendi çağının en büyüğü oldu.
Denebilir ki 10 numaralı forma Metin ile büyüdü.Müthiş bir sol ayağı vardı.Sağ ayağını da rahatça kullanabiliyordu.Ve bunlardan daha önemlisi kafa şutları balyoz gibi idi.Gol kokusunu aldığı zaman şimşek gibi çabuklaşan, sahanın bir yanına deplase olduğu zaman rakip defansı o tarafa çeken, yığan tehlikeli bir adamdı. 10 Haziran 19 59 tarihinde Fenerbahçe maçında attığı gol ile kale ağlarını yırtarak tarihe geçti.
İtalya'ya gitti ama...
Vurdu Metin meşin topa. Şahmerdan gibi, balyoz gibi vurdu.1961 yılında Palermo’ya 675 bin liraya transfer oldu. Türkiye’nin en büyük futbolcusu olarak uğurlandı İtalya’ya. O yıl 13 Ağustos’ta Palermo formasıyla çıktığı ilk maçta iki gol atarak Sporting takımını tek başına yendi. Ne var ki Türk futbolunun kralı Metin, İtalya’da umulduğu kadar başarılı olamadı. Bu başarısızlık onun futbolculuk eksikliğinden değildi. Metin vatan özlemine esir düşmüştü. Futbol sahalarında özellikle rakip kale önlerinde yırtıcı bir panter, vurucu bir şahmerdan, saldırgan bir aslan olan Metin Oktay kişisel hayatında alabildiğine duygusal bir insandı. Yurdunda bıraktığı on binlerce hayranı vardı. Bir gün bir mektup ,bir başka gün bir telefon bir özlem anlatan birkaç satır Metin’i içine kapatıyor. O panter gücündeki adam evinin yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi için için ağlıyordu.
Fenerbahçe'ye 1 maçta 4 gol attı
YAZI: ORHAN BUDAK
3 yorum:
taçsız kral metin oktay,tek aşkıydı galatasaray,senin gibi cim-bom luyu unutur mu galatasaray..
Bizi sevenleri üzmeyelim be baba!!!
tacsız kral METİN OKTAY
tsk ler orhan BUDAK
saygılarımla Ferdi ERDEM
Yorum Gönder