Burak Kurtuluş ile haftaya bakış

Değerli Amatör Futbol mensupları, uzunca bir aradan sonra haftalık yazımız ile sizlerle yeniden birlikteyiz. Son yazımı, sanıyorum Şubat ayının ilk haftasında yazmıştım.

Tam da dünyalık işlere dalmıştım, haftalık yazılara ara vermiş, sitenin bazı ufak, tefek işlerini vaktim olduğunca yapmaya çalışıyordum. Ancak amatör futbol çevrelerinde, sitemizin kapanmasının benden kaynaklı olduğunu iddia edenler olduğunu duydum. Efkan Bucak da, bu konuda bir mesaj yayınlandı ancak, bazı kimseler, bazı işgüzarlar, siteyi kendilerinin kapattırdığını sağda, solda kulaklara fısıldıyorlarmış. Hatta bu, etkili olduğunu iddia eden, güçlü olduğunu iddia eden kimseler, benim 2 aydır yazı yazmamamdan da cesaret alarak, beni, kendilerinin susturduğunu söylüyorlarmış. Yalan, külliyen yalan. Ben istersem yazarım, beni de ancak bir kişi engelleyebilir, o kişi de Sayın Efkan Bucak'tır…

Benim hakkımda, sağda, solda, yalan yanlış konuşan şaşkınlara buradan sesleniyorum; ben yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim, gücünüz var ise beni susturun…

Hasbahçe’de sonbahar…

Sultan Ahmet gözlerini kapattığında isyancıların uğultusu saray duvarlarını dövüyordu. Uykuda gibiydi. Yaşananların kâbus olmasını ne kadar çok isterdi. Gözlerini ovalayıp karşısında sıra, sıra dizil kavuklu adamların endişe kasınmış yüzlerine baktı. İradesini zorladı. Bitkin bedeni, çatlamış dudaklarını oynatmaktan bile acizdi. Bitti dedi sadece bitti. Beklemekten yorulmuş devletliler, ağzından dökülen tek kelimeyi zehir gibi yudumlayıp gözyaşlarına yol verdiler. İhtilal meydan bulunca, ayaklar çoktan baş olmuş. Sadrazam’ın kanı cellâdın yüzüne sıçramış. İstanbul, umur görmüş bu kadim şehir, sonbaharı yaşamaya durmuştu. Ne yaman acı, ne bitmek çile, ne onulmaz illetti bu. Yaseminler kurumuş, laleler çoktan boynunu bükmüştü. Hasbahçe tarumar, yürekler yangın yeriydi…

Kâğıthane… Bizans döneminde Kağıthane Deresi’nin adı Barbisos’tu. Kesin bilgiler olmamakla birlikte İstanbul’un fethi sırasında burada bir kâğıt değirmeni bulunduğu ve bu imalathanenin II. Bayezid dönemine kadar çalıştığı anlaşılır. Evliya Çelebi 17. yüzyıl’da, Kağıthane çevresini anlatırken burada harap durumda bir kâğıthane bulunduğunu anlatır. Semtin ve ilçenin adı, bu kâğıthaneden gelmiş olmalıdır. 1987 yılında Şişli’den ayrılarak bağımsız ilçe yapılan Kâğıthane ilçesi bugün 19 mahalleden ibarettir ve 420 bin nüfusa sahiptir.

Kâğıthane İlçesinde 26 adet Amatör Spor Kulübü hali hazırda sportif faaliyetlerine devam etmektedir. Kağıthane ilçesinde, Kağıthane Hasbahçe, Seyrantepe, Mehdi Sancak, Nurtepe, Abide-i Hürriyet, Yahya Kemal olmak üzere 6 adet, resmi lig müsabakaları oynanan saha/stad mevcuttur. 

Geçtiğimiz sezon, büyük bir hamle yapan ve birçok takımı şampiyon olan Kağıthane’de bu sezon tam anlamıyla bir hüsran yaşanmaktadır. İlçenin adını da taşıyan köklü Kağıthanespor, bu sezon Süper Amatör Lig’de hayal kırıklığı yarattı ve 1. Amatör Lige düştü. İlçenin asi evladı kabul edilen Nurtepespor, sadece 1 sezon Süper Amatör Lig’de kalabildi ve küme düştü. 1. Amatör Ligden ise, Çeliktepe Ümitspor düştü, Sadabat düşürüldü, U-19 liginde, Kağıthanespor küme düştü. Günyamaç düştü, İstanbul Bayburt küme düştü.

Çok sevdiğimiz Kağıthane’nin bu haline en fazla üzülenlerden birisiyim. Yorgun, durgun ve bitkin bir hali var Kağıthane’nin. Umarım bu kötü dönemden en çabuk zamanda sıyrılır ve şampiyonlukların art, arda geldiği sezonlar yaşarlar.

Sırma U-13 Ligi bu hafta başlıyor.

Alt yapılar tüm başarıların anasıdır. Bir kulüp sürekli başarılı olmak istiyorsa, işe, ilk olarak alt yapıdan başlamalıdır. Bu lafla olacak şey değildir.

Mesela, minik sporcuları yarışmacı haline getirmememiz gerekmektedir.

Alt yapılarda, futbol eğitiminin yanı sıra, çocuk ve gençlerin sosyalleşebilme süreçlerine pozitif katkılar sağlanması konusunda daha organize çalışmalar yapılmalıdır.

Alt yapılarda, çocuk ve gençlerin beslenme ihtiyaçlarının karşılanması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.

Alt yapıyı oluşturan futbolcuların aileleri ile periyodik olarak toplantılar düzenlenmelidir.

Alt yapılarda, resmi müsabakalar için lisans çıkartırken, çocuk ve gençlerin yaşları küçültülmemeli veya büyültülmemelidir. Gelişim özelliklerine göre(takvim yaşı-biyolojik yaş), antrenman ve maç kategorileri oluşturulması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.

Alt yapılarda, özel test uygulamaları hazırlanmalı, bunlar belli aralıklarla uygulanmalı ve sonuçları sık, sık değerlendirilmelidir. Böylece çocuk ve gençlerin fiziksel, fizyolojik, motorsal, psikolojik, sosyal, kültürel vs. gelişim özellikleri, teknik, taktik özelliklerle beraber düzenli olarak gözlenmesi ve pozitif bir yapıda geliştirilmesi sağlanmalıdır.

Alt yapı kadrosuna oluşturacak Antrenörler en az 4-5 yıl başka bir takıma gitme ve çalıştıkları Futbol Kulübünün A Takımında çalışma düşüncesinde kesinlikle olmamalıdır.

Alt yapıyı oluşturan kadro tam gün mesai yapmalıdır.

Alt yapılarda, her kategoride mümkün olduğunca kendi takımıyla müsabakalara katılmalı, büyük yaşa sahip futbolcularla, küçük yaş kategorilerindeki şampiyonalara katılmamalıdır.

Bunların hepsini ben söylemiyorum, değerli futbol adamı Ahmet Apaydın anlatıyor. Ancak biz ne yapıyoruz, birilerinin şampiyon olabilmesi uğruna, bir fikstürü tam 4 defa değiştiriyoruz. Evet, yanlış duymanız. Bu hafta başlayacak olan U-13 Liginde, bilhassa Kağıthane takımlarını kapsayan gruplar tam 4 defa değiştirildi.

Sırma Grup sponsorluğunda bu hafta başlayacak olan bu lig, düzenlenen bu lig, bölgesel olarak tasnifleniyor. Dolayısıyla grupların dağıtımında kura çekimi yapılmadı ve İl Futbol Temsilciliği yetkilileri grupları düzenlediler. Ancak Kağıthane’yi de kapsayan 17, 18 ve 19. gruplarda lig grupları tam dört defa değiştirildi. Hatta 20. grupta ta bir değişiklik yapıldı diye biliyorum.

İlk gruplar açıklandığında, Kağıthanespor, 17. grupta yer almaktaydı. Sadabad, Gültepe, Abide-i Hürriyet, Örnektepe, Y.Kemal İdman Yurdu, İkinci Nesil gibi takımlar da grubun diğer takımlarıydı.

Daha sonra, 19. grupta Dikilitaş, İst. Gümüşhane, Haydarspor (Beşiktaş’ın pilot takımı) gibi ekiplerinde yer aldığı grupta bulunan Seyrantepe Ofspor ikinci bültende 17. gruba dâhil edildi. Bu değişikliğin Kağıthanespor’un çekilmesi sonucunda 10’lu grubu bozmamak için yapıldığı iddia edildi. 

Aynı şekilde, 19. grupta yer alan Boğaziçi’de, Okmeydanı, Hasköy, Galata, Erokspor, T. Tayfun gibi takımlarında yer aldığı 20. gruba kaydırıldı.  Yine 20. grupta yer alan Beyoğlu ekibi Çatalzeytin’de 19. gruba aktarıldı.

2. liste, Kulüpler tarafından görüldükten sonra, 17. grupta yer aldığı gözüken Seyrantepe Ofspor, 19. gruba kaydırıldı. Yine 3. bültende, daha önceden 19. grupta yer aldığı gözüken Beşiktaş Yıldızspor, T. Tayfunspor’un ligden çekildiğini ilan etmesi üzerine 20. gruba dahil edildi. Aynı şekilde daha önce 10’lu olduğu gözlenen 17. grup, 9’lu gruba indirildi.

Tamam, bu karmaşık düzen bitti diye düşünülürken, Kulüpler yeni bir liste ile karşılaştılar. 4. liste diye tabir edilen bu düzenlemede, daha önce 20. grupta olduğu görülen Beşiktaş Yıldızspor, yeniden 19. gruba alındı.  Aynı şekilde 19. grupta olduğu görülen Dikilitaş ise 20. gruba aktarıldı.

Yine aynı şekilde, 27. grupta yer alan Fikirtepe Dumlupınar’ın, 26. gruba, 26. grupta yer alan Hasanpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nin de 27. gruba aktarıldığı bilgisini verelim.

İstanbul futbol il temsilciliği geçtiğimiz günlerde resmi sitesinden bu lig hakkında bir duyuru yayınladı. Bu duyuruda kısaca, Antrenörlerin, yarışmacı zihniyet düşüncesi ile grup oluşumları ile ilgili olarak futbol il temsilciliğine sıkıntı yaşattıkları dile getirilmeye çalışıldı.

Ben de buradan soruyorum; Kulüpleri yarışmacı zihniyete teşvik eden Antrenörler mi? yoksa başkaları mı?

Gruplar önemli değil, 17 olur, 18. grup olur, 19 ve 20. grup olur. Bu gruplarda kimlerin şampiyon olduğu da çok önemli değil. Nasıl olsa, İstanbul şampiyonluğu maçını 3 büyük takımdan birisi oynayacak!

Hakemleri unutur muyum?

Hiç kimse yaptıkları bilinmiyor sanmasın, yerin kulağı vardır, bu böyle bilinsin. Amatör futbol için cebinden parasını harcayan, sağlığını kaybeden büyüklerimi tenzih ediyorum, bazı kişiler var ki, tamamen rant peşinde. Ancak unutmasınlar ki, şu ana kadar gidenin arkasından ağlayan olmamıştır.

Hakem kardeşlerimden bir hayli mesaj geldi, biz toplantılarda kürsüye çıkıp, konuşamıyoruz. Konuşmak isteyenlerin sesi hemen kesiliyor diyorlar. Bana bir takım bilgiler göndermişler, bu notlar üzerinde çalışma yapmaya başladım. Duydum ki, Hakem camiasında da bazı kimseler, benim sessizliğimi kendi menfaatleri lehine kullanmaya başlamış. Hafta içinde Hakemlik konular hakkında sizlerle birlikte olacağız. Bildiklerimizi açık, açık anlatacağız. Hem de hiç çekinmeden, üzer miyim, üzmez miyim diye düşünmeden, isim vererek anlatacağım. Çünkü anladım ki, ben sustukça, birileri kendisini nimetten saymaya başlıyor.

Son olarak şunu da eklemem gerekecek; Bölgesel Amatör Lige, İstanbul’dan 5 takım çıkacak, 6. ve 7. sıradaki takımlar, Alibeyköyspor ve Kartal Belediyespor ile play-out maçı oynayacaklar. Hatta Alibeyköyspor Kulübüne, 24 Nisan 2011 Pazar günü maç oynayacağının yazısı gitmiş. Son dakikada bir gelişme olmaz ise durum bundan ibarettir. Aldığım duyumlara göre Sayın Yemen Ekşioğlu, Ankara’daki beyleri ikna edememiş. Olsun, en azından İstanbul amatörleri için uğraşıyor ya, canı sağolsun Başkan’ın.

Bir de şu Mehmet Baykan AK Parti’den Konya milletvekili adayı olabilseydi ne güzel olacaktı. Kurtulurduk belki ondan. Sanıyorum Mehmet Baykan’ın adaylık başvurusunu Başbakan kabul etmemiş. Bu işler böyle beyler, Hakan Şükür gibi kibirli bir adam olur da, Amatörlerin Başkanı aday dahi olamaz.

Tüm amatör futbol mensuplarına güzel ve keyifli bir hafta sonu geçirmeleri dileğiyle selam ve saygılarımı sunuyorum.

Elektronik Posta adresim: bkyerelfutbol@hotmail.com

YAZI: BURAK KURTULUŞ