Başlığa bakıp da neden bahsediyor demeyin bana. Uzun zaman önce bir yazım vardı hani hatırlar mısınız bilmem “Bırakın da şampiyonluğumuzu yaşayalım” diye. Hatırlayan hatırlar hatırlayamayanın da keyfi bilir. Sadede gelirsek, bir sezon daha bitti. Biten her sezonun ardından yeni bir kongre heyecanını bekleyenlerin hemen hepsi başladı mı dedikodulara. Dün yarım saat kadar çarşı da gezdim durdum da duyduklarım beni şaşırtmadı.
Neymiş efendim, önümüzdeki ay yapılacak olan olağanüstü kongrede Turgay Sezginer, ve Temel Aslan Mustafa Saral’ın listesinde yer bulacaklarmış. Bulsunlar da durun hele adam ölsün de cenazesini kaldıralım el birliğiyle.
Hemen her sezon sonrasında yeni bir kongrenin yapıldığı Silivrispor’da böyle beklentinin olması da son derece doğaldır. Şimdi ortada fol yokken yumurta yokken böyle bir söylentinin çıkması hiç hoş değil. Turgay abi ve Temel Aslan bu iki isim Silivrispor’a hizmetlerini sundu. Biri yokluk zamanında hizmetini sundu bir diğeri ise varlık bolluk içinde hizmetini sundu. İkisi arasındaki fark varlık yokluktur. Serdar Teker ve yönetim kurulundaki arkadaşları ile birlikte Silivrispor’da yepyeni bir dönem başlıyor. Üstte saydığım iki isim yönetimde bulunduğu zamanlarda Silivrispor sadece yerinde saymıştır. Yok olmamıştır. Varlığını idame ettirmiştir. Bir çıkış, bir uçuş, bir ahenk ne bileyim işte yerinde saymıştır. Kulübün kapısı kapanmamıştır. Anahtarın kaymakama gitme tehlikesi yoktu en azından. Şimdi bir başarı var. Bir çıkış var. Beklentilerin büyümesi var. Artan beklentilerin de karşılanması var.
Kim bunları verebilir? Bana kalırsa Mustafa Saral Silivrispor Kulübü Başkanı olarak bu beklentileri karşılayabilir. Saral’ın bu beklentileri karşılarken de düşünmesi gereken konu sezon içinde yaptığı hataları tekrar ettirmeyecek isimlerle yoluna devam etmesidir. Ozan konusu bununla birlikte Selami Tarman mevzusu. Bu konularda kendisinin akıl hocalarını bir tartması gerekmektedir. Bu iki ismin kendisine verdiği maddi sıkıntıları kendisi bilir ben bilemem. Beni de ilgilendirmez kendi kesesidir. Yine Mustafa Saral için bu zamana kadar neleri yazdığımı bilerler bilir. Kaldı ki bu yazılarıma bile yalakalık yapıyor diyenler asla gerçekleri göremeyenlerdir. Mustafa Saral Silivri ve Silivrispor için bir nimettir. Bu kadar rahat bir şekilde maddi gücünü kullanması manevi gücünü de gösteriyor. Asla unutmayacağım bir konudur. Dudulluspor maçının son doksanının uzatmalarında, tribünlerde göz göze geldiklerim kimlerdi asla unutamam. Maçın 90+7.dakkasında da saha içinde ve soyunma odalarında kimlerle sarmaş dolaş olduğumu da asla unutamam. Demem odur ki boş konuşmamak lazım.
Silivrispor Kulübünde bir kongre havasına girilmişse eğer Mustafa Saral’da aday olmayı aklından geçirmiyorsa şayet, Mutlu Memiş’te bir şeyler düşünmüyorsa olası kongrede tek bir isim benim favorim olur bu da Akgün Duru’dur. Üstte de bahsettiğim gibi beklentiler yükseldi. Heyecan arttı. İyi bir çıkış yakalandı. Bu havayı bir tek isim kaldırabilir, bu Akgün Duru’dur. Yani öyle sanıldığı gibi Turgay Sezginer veya Temel Aslan alsa değildir.
Silivrispor hakkında bu zamana kadar yaptığım öngörülerde asla yanılmadım. Bundan sonra da yanılacağımı sanmıyorum. Evet, Mustafa Saral’ın acil bir şekilde bir revizyon yapması lazım. Fakat yapılacak olan bu revizyonda kadrosunda düşünmediği isimleri iyi belirlemesi lazım gelir. Unutulmaması gereken bir konudur ki hatırlatmak boynumun borcudur. Kimse yokken bu Kulübü sahiplenen isim Mutlu Memiş ve Aşkın Koç’tur, Serdar Teker ile birlikte. Sağda solda öyle martaval okuyanların dahi başaramadıklarını başardılar iki senelik zamanda. Ne Mutlu ne de Aşkın benim babamın oğlu değil. Yiğidi öldür ama hakkını ver demiş atalarımız. Bu iki ismin yaptıklarını yok saymak yapılabilecek en büyük hatadır. Bana göre bu iki ismi yok sayanlar Silivrispor’da kendilerine bir gelecek düşünmesinler.
Yakalanan başarı küçümsenmeyecek bir başarıdır. Bu başarıda Mustafa Saral’ın, Serdar Teker’in, Mutlu Memiş’in, Aşkın Koç’un, Cem Bayburt’un kaptan Özgür’ün, Silivrili olmayan Ali Yavuz’un ve diğer oyuncuların katkısını küçükseyenler geçmişte kendilerinin ne başarı gösterdiklerine bir baksınlar derim ben… İşte bu sebepten dolayı kimse olağanüstü bir kongre beklemesin. Ya da olağanüstü kongre çığırtkanlığı yapmasınlar. Bu çığırtkanlığı yapanlar Silivrispor’un geleceğini baltalayanlardır.
Düşünülmesi gereken konu ise eğer olası bir kongre kararından sonra Akgün Duru ya da Mutlu Memiş aday olmayacaklarını beyan ederlerse ben Engin Akın olarak bu kulübün başkanlığına adaylığımı koyarım. Maddi ve manevi desteği ise bulacağıma da eminim. İnanıyorum ki ben birçoklarının yaptığı gibi Silivrispor’un yönetimini en iyi şekilde yapacağımdan eminim. Ya da AK Partililerden daha iyi kulüp yönetiminden anlarım desem ne anlatmış olabilirim sizce!!!
Şimdi bırakın da bir üst lige çıkmanın zevkini yaşayalım. Sonrasında ise benim ve yönetimimin yeni sezon için yapacaklarını konuşuruz hep birlikte… Demem odur ki hele adam bir ölsün ondan sonra helvasını mı yiyoruz, yoksa peşinden ağıt mı yakıyoruz ona karar veririz.
Ölmeden mezara koyduğunuz Silivrispor’dur Beyler, lütfen biraz daha adaletli olun. Takımın çıktığından, bir sonraki sezon nelerin yapılacağını veya yapılması gerektiğini konuşmak dururken açtığınız muhabbetlere bakın yaaaaa…. Yakışıyor mu hiç size…
Yarın yine yepisyeni bir yazı ile buluşmak dileğiyle…
YAZI: ENGİN AKIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder