Cuma, Kasım 25, 2011

Köşe: Bir yıldız peşinde



Milli Takım'ın teknik heyeti değişti. Türk futbolunun yöneticileri şimdilerde yeni gurbetçi avına çıktı, Avrupa'da yıldız arıyor. Yemek ki İstanbul'da 24 bin amatör maç sadece bir oyalanma, geleceği olmayan bir heyecan! 

Türk Milli Futbol Takımı’nın teknik heyeti yeniden değişti. Avrupa Şampiyonası’na katılamayan milli takımımızın teknik heyeti başarısız bulunarak gönderildiler. Kendilerine kaç para verildi, gönderilme kararı nasıl alındı, tazminatları nedir bunlar hakkında bizleri tatmin edici hiç bir bilgi yok. Bazı televizyon kanallarında yapılan oturumlarda Türk Milli Takımı’nın geleceğinin içeride aranmadığı ortaya çıktı. Hedeflerinde Almanya, Belçika, Hollanda ve diğer Avrupa memleketlerine yerleşmiş Türk gençlerinin tercihi için kendilerinin iki dudaklarının arasından çıkacak “evet mi, hayır mı” cevaplarına bakılacak ve zannediyorsam ona göre de masraf edilecek.

Uyuyan devletimin uyanık prensleri her ortamda hazır kıta görev yaparlar. Yalnız İstanbul’da bir sezonda 24 bin (mini miniklerden süper amatöre) maç oynanır. Demek ki bu ligler bizler için bir oyalanma, geleceği olmayan bir heyecan. 1970’lerde Türk Futbol Federasyonu Türkiye genelinde bir yıldız futbolcu bulabilmek için köylere kadar gidiyorlardı. Semtlerde düzenlenen futbol turnuvalarını izlemekle kalmayıp zaman, zaman kendileri bu turnuvalarda gençlere destek olsun diye forma giyerlerdi.

Prensler şimdi televizyon kanallarında konuşuyorlar. Genellikle milli formayı giymiş sporcularımız bu arkadaşlar. Onları görmek, onları bağrına basmak onlar ile bir kere olsun topa vurabilmek hayalini kuran onları yanlarında görmek isteyen öyle geleceğin yıldızları, yöneticiler, teknik adamlarımız var ki “bir yıldız futbolcu” olmak bazen bir yıldız futbolcuyu hayal etmekle olur. Amatör futbolumuz yıldız futbolcu adaylarımızla kaynarken ilk hedef sınırlarımızın ötesi.

Bir devlet düşünün amatör sporcusuna sağlık memurunu sahanın içersine gönderemiyor. Bir devlet düşünün amatör futbolcusunun feryatlarına derman olamıyor. Bir devlet düşünün amatörlerin transfer yapabilmeleri için ne kadar mali zorluk varsa onu amatörlere mal edebiliyor ama her yabancı teknik adamlar ve futbolcular ile  antlaşmalarında federasyonumuz ve profesyonel kulüplerimiz sayesinde milyon dolarlar, eurolar bir bedel olarak tazminat olarak gelen teknik direktörlere, sporculara ödenirken geleceğin Türk sporcuları bir kenarda mahzun, üzgün ve ümitsiz olarak keşfedilmeyi beklemektedirler.

Almanya devleti sporcusuna öyle imkanlar sağlayıp geleceğin kadrolarını kurarken şimdi bizim prensler kendileri için yeni imkanların açıldığını düşünüyorlar. Ben diyorum ki Almanya devletinin yaptığı harcamanın dörtte birini Türk devleti yapsa ülkemizde bu haksız rekabet ortadan kalkar. Öyle bir rekabet başlar ki tarlalarımız sporcu fışkırır, bu bereket ülkemize huzur sporcularımıza güven ailelerimize bereket getirir. Sahalarımız, statlarımız, Yusuf Tunaoğlu Stadı’nın olduğu gibi mezarlıklara dönmez, bir eğitim ve kültür hazinesi olurlar. Bir de Etiler yönünden Rumeli Hisarüstü’ne giderken solda Boğaziçi Üniversitesi’ne ait olan Uçaksavar Stadı’na yalnız üye olan değil spor yapan herkes girebilirdi. O semtleri bilenler bilir, gençlerin spor yapacak alanları hiç yok gibidir. Sporda başarı tesisle başlar, eğitimle devam eder, spor kulübüyle başarılar kazanır ve evde kaynayan tenceredeki yemekle gençler güçlenir.

Milyon dolarları, euroları dağıtmak çok kolay ama onları kazanmak hiç kolay değil. Amatör sahalarımızda mücadele eden gençlerimizin imkanlar dahilinde ettikleri mücadeleler onlar ile hayatı onlar ile geçenlerin gönüllerinde bambaşka bir başarıdır. Tek bir forma ile lig bitiren takımlarımızı bazen alkışlamak yerine kınamaktayız çünkü onlar ile yaşamadığımız için o fedakarlığı bilemeyiz yukarıdan bakıldığı için. Devleti yönetenler bazı açılışlarda penaltı atışları yaparak “Ben de futbol oynadım” havası verirlerken devletin şefkatli eli ile amatör sporculara hizmet götürmeliler.

Bir yıldız peşinde koşmak onu keşfetmek onlara hizmet etmek öyle kolay olsa idi gökyüzü gibi yeryüzü de yıldız kaynardı. Gündüz yıldızları gök yüzünde göremezsiniz ama yetişen yıldız sporcular kazanıldıktan sonra her an göğsünde ay yıldızlı forması ile her zaman yanımızdadırlar. Yeter ki geleceğe yatırım yapalım. Statlarımızı viranlıktan kurtaralım. Yusuf Tunaoğlu Stadı’nı kurtaralım çünkü Yusuf Tunaoğlu futbolumuzun gökte de, yerde de var olan yıldız futbolcusu idi. Öyle kalmalı tesise verilen ismiyle de.
Milli takımlar teknik direktörlüğüne getirilen Abdullah Avcı’ya da başarılar dilerim.

YAZI: ORHAN BUDAK

Hiç yorum yok:

İstanbulspor Fenerbahçe'yi devirdi

 U17 Elit A Ligi'nde İstanbulspor deplasmanda Fenerbahçe'yi 3-2 yendi.