Milli Takım'ın teknik heyeti değişti. Türk futbolunun yöneticileri şimdilerde yeni gurbetçi avına çıktı, Avrupa'da yıldız arıyor. Yemek ki İstanbul'da 24 bin amatör maç sadece bir oyalanma, geleceği olmayan bir heyecan!
Türk Milli Futbol Takımı’nın
teknik heyeti yeniden değişti. Avrupa Şampiyonası’na katılamayan milli
takımımızın teknik heyeti başarısız bulunarak gönderildiler. Kendilerine kaç
para verildi, gönderilme kararı nasıl alındı, tazminatları nedir bunlar
hakkında bizleri tatmin edici hiç bir bilgi yok. Bazı televizyon kanallarında
yapılan oturumlarda Türk Milli Takımı’nın geleceğinin içeride aranmadığı ortaya
çıktı. Hedeflerinde Almanya, Belçika, Hollanda ve diğer Avrupa memleketlerine
yerleşmiş Türk gençlerinin tercihi için kendilerinin iki dudaklarının arasından
çıkacak “evet mi, hayır mı” cevaplarına bakılacak ve zannediyorsam ona göre de
masraf edilecek.
Uyuyan devletimin uyanık
prensleri her ortamda hazır kıta görev yaparlar. Yalnız İstanbul’da bir sezonda
24 bin (mini miniklerden süper amatöre) maç oynanır. Demek ki bu ligler bizler
için bir oyalanma, geleceği olmayan bir heyecan. 1970’lerde Türk Futbol Federasyonu
Türkiye genelinde bir yıldız futbolcu bulabilmek için köylere kadar
gidiyorlardı. Semtlerde düzenlenen futbol turnuvalarını izlemekle kalmayıp
zaman, zaman kendileri bu turnuvalarda gençlere destek olsun diye forma
giyerlerdi.
Prensler şimdi televizyon
kanallarında konuşuyorlar. Genellikle milli formayı giymiş sporcularımız bu
arkadaşlar. Onları görmek, onları bağrına basmak onlar ile bir kere olsun topa
vurabilmek hayalini kuran onları yanlarında görmek isteyen öyle geleceğin
yıldızları, yöneticiler, teknik adamlarımız var ki “bir yıldız futbolcu” olmak
bazen bir yıldız futbolcuyu hayal etmekle olur. Amatör futbolumuz yıldız
futbolcu adaylarımızla kaynarken ilk hedef sınırlarımızın ötesi.
Bir devlet düşünün amatör sporcusuna
sağlık memurunu sahanın içersine gönderemiyor. Bir devlet düşünün amatör futbolcusunun
feryatlarına derman olamıyor. Bir devlet düşünün amatörlerin transfer
yapabilmeleri için ne kadar mali zorluk varsa onu amatörlere mal edebiliyor ama
her yabancı teknik adamlar ve futbolcular ile antlaşmalarında federasyonumuz ve profesyonel
kulüplerimiz sayesinde milyon dolarlar, eurolar bir bedel olarak tazminat
olarak gelen teknik direktörlere, sporculara ödenirken geleceğin Türk
sporcuları bir kenarda mahzun, üzgün ve ümitsiz olarak keşfedilmeyi
beklemektedirler.
Almanya devleti sporcusuna
öyle imkanlar sağlayıp geleceğin kadrolarını kurarken şimdi bizim prensler
kendileri için yeni imkanların açıldığını düşünüyorlar. Ben diyorum ki Almanya
devletinin yaptığı harcamanın dörtte birini Türk devleti yapsa ülkemizde bu
haksız rekabet ortadan kalkar. Öyle bir rekabet başlar ki tarlalarımız sporcu
fışkırır, bu bereket ülkemize huzur sporcularımıza güven ailelerimize bereket
getirir. Sahalarımız, statlarımız, Yusuf Tunaoğlu Stadı’nın olduğu gibi mezarlıklara
dönmez, bir eğitim ve kültür hazinesi olurlar. Bir de Etiler yönünden Rumeli Hisarüstü’ne
giderken solda Boğaziçi Üniversitesi’ne ait olan Uçaksavar Stadı’na yalnız üye
olan değil spor yapan herkes girebilirdi. O semtleri bilenler bilir, gençlerin
spor yapacak alanları hiç yok gibidir. Sporda başarı tesisle başlar, eğitimle
devam eder, spor kulübüyle başarılar kazanır ve evde kaynayan tenceredeki
yemekle gençler güçlenir.
Milyon dolarları, euroları
dağıtmak çok kolay ama onları kazanmak hiç kolay değil. Amatör sahalarımızda
mücadele eden gençlerimizin imkanlar dahilinde ettikleri mücadeleler onlar ile
hayatı onlar ile geçenlerin gönüllerinde bambaşka bir başarıdır. Tek bir forma
ile lig bitiren takımlarımızı bazen alkışlamak yerine kınamaktayız çünkü onlar
ile yaşamadığımız için o fedakarlığı bilemeyiz yukarıdan bakıldığı için. Devleti
yönetenler bazı açılışlarda penaltı atışları yaparak “Ben de futbol oynadım”
havası verirlerken devletin şefkatli eli ile amatör sporculara hizmet
götürmeliler.
Bir yıldız peşinde koşmak
onu keşfetmek onlara hizmet etmek öyle kolay olsa idi gökyüzü gibi yeryüzü de
yıldız kaynardı. Gündüz yıldızları gök yüzünde göremezsiniz ama yetişen yıldız
sporcular kazanıldıktan sonra her an göğsünde ay yıldızlı forması ile her zaman
yanımızdadırlar. Yeter ki geleceğe yatırım yapalım. Statlarımızı viranlıktan
kurtaralım. Yusuf Tunaoğlu Stadı’nı kurtaralım çünkü Yusuf Tunaoğlu futbolumuzun
gökte de, yerde de var olan yıldız futbolcusu idi. Öyle kalmalı tesise verilen
ismiyle de.
Milli takımlar teknik
direktörlüğüne getirilen Abdullah Avcı’ya da başarılar dilerim.
YAZI: ORHAN BUDAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder