Ünal Yentür Bölgesel Hakem. Yaklaşık 12-13 yıllık bir Hakem. Hakemliğe uzun bir süre ara verdi. Sonra 2007 yılında yeniden başladı. Fena bir Hakem değil diye düşünüyordum onun hakkında, ancak 13 Kasım 2011 Pazar günü Çatalca Stadında oynanan ve 1-1 berabere tamamlanan Çatalca-İFA maçından sonra Ünal Yentür hakkındaki kararımı değiştirdim. “Ünal Yentür, tecrübeli ve işini bilen bir Hakem!”
Darp edilen Semih İleri değil, Sezer Polat’tır
13 Kasım 2011 Pazar günü Çatalca Stadında oynanan, Çatalca-İFA, İstanbul Süper Amatör Lig 3. Grup maçı 1-1 berabere tamamlandı. Maç sonunda kimilerine göre bir taraftar bana göre ismi belli olan Çatalcaspor’un bir yöneticisi maç sonunda sahanın içinde beklemekte olan Hakem triosuna koşarak geldi ve kıdemsiz Yardımcı Hakem olmasına rağmen Hakemin sağında duran Sezer Polat’a yumruğu çaktı.
3 Temmuz’dan bu yana Türk futbolu kaosta
Buraya kadar olan kısım beni hiç ilgilendirmiyor. Zaten her maçtan sonra Hakemlere tepkiler oluyor, kimisi saldırıya maruz kalıyor, kimisi de elini-kolunu sallayarak sahadan çıkıyor. Belki Çatalca’da maçta Hakem triosu o gün çok kötü bir müsabaka yönetti, belki de hiç kabahatleri yoktu. Ancak ben Ünal Yentür’u defalarca izledim, kesinlikle işini bilen birisi. Yanlış anlamayın “iyi Hakem demiyorum, işini iyi bilir” diyorum.
Farkında mısınız bilmiyorum ama Türk futbolu son 3 Temmuz’dan bu yana çok kötü günler yaşıyor. Olanların detaylarına girmeyeceğim zira hepiniz yakından takip ediyorsunuz. Yine de bunca pisliğe batmış futbolda, profesyonellerin daha fazla kazanmak adına yaptığı her türlü davranışın yerine, mesleğine körü, körüne bağlı olan ve kolay terk etmeyen Amatörlerin bu pisliğe batmamasını beklerdik ancak son zamanlarda amatör futbol sahalarında yaşanan rezilliklerin ardı arkası kesilmiyor. Böyle devam ederse bu ligin de keyfi kalmayacak. Yine böyle devam edecek olursa, spor Kulüplerinde sporcu sayıları gitgide azalacak, sporda barış ve dostluğun gelişmesi ve yaygınlaştırılması duracak ve hatta geri gidecek. Son zamanlarda artan saha ve tribün olayları karşısında yetkililer kayıtsız kalıyor, etkili olan kimseler ise duyarsız kalmayı tercih ediyor. Bu aralar herkes üç maymunu oynuyor, “tavşana kaç, tazıya tut” denilen bir zihniyet ile bu işlerin kökü kazınmaz.
Bu olayda herkes üç maymunu oynadı
Bir maç sonunda Yardımcı Hakeme fiili darp var. Hakemler karakola gittikleri halde şikayetçi olmuyor. Burada suçlu kesinlikle Hakem Ünal Yentür’dur. Trionun başı, lideri sen isen; ekibine liderlik yapacaksın. Maçtan önce yarım saat memorandum yapmasını biliyorsan, ekibine sahip çıkacaksın. Zaten olay anında yumruğu yiyen Yardımcı Hakemi Sezer Polat yere düştüğünde elinden tutup kaldırmak için çaba sarf etmiyor… O düşmüş kendi derdine.
Bu maçta Gözlemci var, adı Lemi Çelik. Şimdiye kadar hep iyi şekilde duydum onun ismini. Hatta bu sezon Yıldıztabya’da bir maçta gördüm kendisini (tanışamadık). Hakkında hep iyi şeyler duyduğum, herkesin övgüler düzdüğü, bu camiada olması bir şanstır dediği kültürlü ve çok bilgili dediği Lemi Çelik’in bu olaya kayıtsız kalmasını bir türlü anlayamıyorum. Belki de Lemi Hoca rapor yazdı da ben öğrenemedim. Bu arada Lemi Çelik’in Akören Ümit Aksun İlköğretim Okulu Müdürü olduğunu da belirtmem gerekir.
Duyumlara göre Hakem Ünal Yentür’ün bu olayı İstanbul İl Hakem Kurulu Avrupa Yakası Yaşar Filiz ile paylaştığını öğrendim. “sen tecrübeli Hakemsin, ne yapacağını bilirsin” demiş Yaşar Filiz. Her tarafa çekebilirsiniz bu cümleyi. Yaşar Filiz bu münferit olayı örtbas ettiği için en az Hakem kadar suçlu.
Darp edilen Hakem Sezer Polat suçlu. O da sustu bu olayda. Yediği yumruk ile kaldı. Aynı yıllar önce Tepecik-Pendik maçı sonrasında Tepecik’in mağlup olması üzerine Mahmutbey gişelerinde Tepecikli taraftarlarca arabanın içinde darp edilen ve sonra şikayetlerini geri alan Sinan Cem İpek, salim Duran ve Onur Karabaş gibi suçlu. Şikayetini geri almayan Oğuz Emre Kaya ise Hakemliği bıraktı. İşinde yükseldi ve Mali Müşavir olmak üzere.
Maçta yerel medya mensubu gazeteciler vardı. Hatta bir tanesi bu olaya değindi, maçın haberini yaptı, 11 tane fotoğraf kullandı ancak o fotoğrafı kullanmadı, olaylara değindi ancak üstü kapalı... Ancak elindeki o görüntüyü kullanmak istemedi her nedense! Halbuki ben bu olayı o dakikada öğrenmiştim. Ancak Çatalca’da sevdiğimiz dostlarımız var, sorduk kendilerine “yok böyle bir şey, kesinlikle olmadı” dediler. Görüntüleri gördükten ikisinin de bu olayı görmediğinden emin oldum.
Ünal Yentur susmanın mükafatını aldı
Yine dönüyoruz Hakem Ünal Yentur’a; bu olayı görmezden geldi, şikayetçi olmadı, Yardımcı Hakemine sahip çıkmadı. Hakemlik onurunu çiğnedi. Mükâfatını da aldı hemde takip eden hafta 3. Lig maçına Dördüncü Hakem giderek: Evet, 13 Kasım 2011 Pazar günü susmayı tercih eden Ünal Yentür, 20 Kasım 2011 Pazar günü Kilimli Belediyespor-Oyak Renault maçına 4. Hakem olarak gönderildi.
Darp edilen ve susmayı kabul eden Sezer Polat ise Eyüpspor-Bursaspor CC U-18 maçına Yardımcı Hakem olarak gitti. Sonra da iki tane 1. Amatör Lig, iki tane de U17 maçına Yardımcı Hakem olarak gönderildi. Ayıp olmasın diye bir tane “U17 maçında Hakem” ol dediler. Hepsi bu.
Ya İl Temsilciliği!
İstanbul Futbol İl Temsilciliği ne yapsın, Hakemler susuyor, Gözlemci susuyor, Denetçi yok, Temsilci yok! İl Disiplin Kurulu aldığım bilgilere göre sitemizden çıkan haberden sonra Hakem Ünal Yentür’u arayıp, olayı sormuşlar.
Son olarak eklemem gerekir ki; Hakemlik bu ülkede yapılacak en zor meslektir. Hakemler kendi aralarında örgütlenmeliler. Büyük bildikleri onları düşünmezler. Onlar şimdi kendi dertlerine düştüler. Dernek seçimi var, 3 tane aday var, İstanbul Hakemleri adına birileri safını seçmiş, telefonlar ötmeye başladı. İl Hakem Kurulu değişecek, dengeler değişiyor. İsimler belli, millet patır, patır çalışıyor. Bunları da vakit bulursam yazacağım. Hakemleri bu dönemde kimse düşünmez. Hele ki Ünal Yentür gibi kendilerini kurbanlık koyun gibi görenler olduğu sürece, “siz de vurun Hakeme…”
YAZI: BURAK KURTULUŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.