Türk Hakemliğinin en vazgeçilmez adamı olan Hacı Ahmet Erdoğan’ın Başkanlık ettiği İstanbul İl Hakem Kurulu her zaman olduğu gibi yine ilkleri başarıyor. Bu seferki icraatları, bir Hakemi, şu anda faal olarak futbol oynadığı takımın hem 24 Aralık 2011 Cumartesi günü hem de 29 Aralık 2011 Perşembe günü oynanacak olan iki maçına atamak oldu. Evet, bu bir ilktir. Türk Hakemliğinde çağ atlamanın yeni adıdır.
1 Temmuz 1990 doğumlu futbolcu Tolga Akbaba, şu anda hem faal olarak Hakemlik yapıyor, hem de Çatalca İhsaniyespor’un faal bir futbolcusu. Tolga’yı bu hafta kritik bir tercih bekliyor, ya Hakemlik yapacak ya da takımının maçlarında görev yapıp, Hakemlik yapmayacak.
Bir maçta Hakemlik yapsın, diğer maçta oynasın!
Hakemlik konular hakkında yazı yazmamak için son dönemlerde haftalık bülteni eskiden olduğu gibi taramıyorum, sadece bana lazım olan Süper Amatör Lig maçlarına bakıp, bülteni kenara kaldırıyordum. Ancak bugün öğle saatlerinde bir maçı merak ettim ve Kavaklıspor Teknik Direktörü Cemil Kenar’ın Sitemizde yayınlanan takımı ile ilgili açıklamalarını okuyunca, bir bakayım dedim. Cemil Hocanın takımı Kavaklıspor, 24 Aralık 2011 Cumartesi günü Çatalca Stadında İhsaniyespor ile karşılaşacak, maçın Hakemi Gökhan Keskin, Yardımcı Hakemi Gökhan Özer ve işte bizi yerimizden hoplatan isim… İhsaniyespor’un en başarılı futbolcularından birisi olan ve aynı zamanda HİF Hakemliğinden İl Hakemliğine terfi eden (ya da terfi etmek üzere olan) Tolga Akbaba, takımının Kavaklıspor ve Esenkent Gençlik ile oynayacağı maçlarda Yardımcı Hakem olarak görevli. Bu iki maçta İhsaniyespor için çok önemli, takımı düşme potasında. Tolga kardeşime tavsiyem, ilk maçta Hakemlik yapsın, ikinci maç olan Esenkent Gençlik-İhsaniye maçında ise takımının formasını giysin! Hem o zaman iki tarafı da kırmamış olur.
Tolga Akbaba kimdir?
Tolga Akbaba 1 Temmuz 1990 Kars-Arpaçay doğumlu. Futbola Esenyurt’ta başlamış, daha sonra aynı ilçenin bir diğer takımı olan Yeşil Esenyurt’a transfer olmuş, son olarak da Çatalca İhsaniyespor’a geçmiş ve halen bu Kulüpte futbola devam ediyor. Tolga Akbaba Hakemliğe ise 2009 yılında başlamıştı.
Tabii bu olayda Tolga kardeşimizin hiçbir suçu yok. Hatta ben Tolga'yı çok iyi tanır çok da severim. Belki de kardeşim bu maçı iade etmiştir (İHK, geri vermeyi kabul ettiyse). Tolga bu sezon 05 Kasım 2011 Cumartesi gününe kadar maç almamış, daha sonra ise Gedikpaşa-Yeşil Ilgaz (U15) maçı ile bu sezonki Hakemlik görevine başlamış. Hatta sırf o hafta tam 10 maça çıkmış. O günden bu zamana kadar da maçsız haftası yok, Tolga’yı tanıyanlar, “futbolu iyi bildiği için Hakemliği de iyi” diyorlar. Onlarla aynı fikirdeyim. Hatta olaylı Söğütlüçeşme-Altınova maçının kıdemsiz Yardımcı Hakemi de Tolga Akbaba’ydı.
Yusuf ağabeyim işini bilir…!
Çok açık ve net söylüyorum, bu Kurul, İstanbul Hakemliğinin en büyük talihsizliğidir. Haftalardır öyle vahim hatalar yapıyorlar ki, saymakla bitiremeyiz. Ancak bunları MHK görmüyor, Başkan Yusuf Namoğlu görmüyor, MHK İstanbul Sorumlusu Yahya Diker göremiyor, çünkü Yahya Hocaya madalyonun öbür yüzünü gösteriyorlar. Yahya Hoca zaten henüz Ulusal Hakemlerin adlarını bile tam olarak ezberleyemedi, bir de bunlarla mı uğraşacak?
İstanbul’da yarım kalan maçlar hızla çoğalmaya başladı. MHK’nin haberi yok, İstanbul Hakemliği bitmek üzere, MHK’nin haberi yok, Hakemler dayak yiyor, MHK’nin hiç haberi yok, Hakemlerin ücretleri ödenmiyor, MHK’nin yine haberi yok, millet Hacı Ahmet Erdoğan’dan bıktı, MHK’nin haberi var ancak “Yusuf ağabeyim işini bilir…!”
Bilhassa yeni Hakemler, oyun kurallarını dahi bilmiyor, hangi maçta kaç tane tercihli oyuncu oynar, bilen yok. Kart verme prosedürünü bilmiyorlar, henüz geçen hafta yarım kalan 1. Amatör maçlarının bir tanesinde izledim genç bir Hakemi. Yumruk yediği için rakibine karşılık veren oyuncuya ilk olarak kırmızı kartı gösterdiği için olaylar büyüdü. Halbuki eğitimli bir Hakem ilk olarak ilk vuranı anında oyundan ihraç eder, hatta o futbolcunun önüne kendisini siper eder, onu, oyun alanını terk edene kadar muhafaza eder, Polislere teslim eder, ona saldıranlara da “ben onu attım, cezasını çekecek” derdi. Ancak genç Hakem böyle yapmadı. İzledi, ilk kırmızıyı burnu kırılana verdi, sonra burnu kırılan da Hakeme tepki gösterdi. Peşinden 7 ihraç, bir de çok beyefendi bir Yönetici…
Hakemler insan psikolojisini bilecekler. Bir Hakem diyor ki, “2004 yılında dönemin MHK As Başkanı Serdar Çakır, Burhan Felek Kubbe Salonda bu eğitimleri herkese uygulamalı olarak anlattı, Daha sonra da takip eden Kurul zamanında Hakemlere haftanın 2 günü mutlaka çok ciddi eğitimler verildi, Silahtar ve Bakırköy’de ciddi antrenmanlar yapıldı, ta ki İsmet Cengiz Kurul Başkanı olana kadar… O günden bu döneme kadar bu kadar Hakemlere ciddi bir eğitim asla verilmedi. ”.
Oğlunun maçı olaylı geçti, haftanın değerlendirmesi olmadı
İstanbul İlinin Avrupa Yakası Hakem Atama Sorumlusu Yaşar Filiz üst, üste hatalar yapmaya başladı. O kadar çok hatası var ki, ben sadece 1-2 tanesini kısaca belirteceğim. Yaşar Hoca maalesef o kadar yazmamıza rağmen Bakırköy Belediye, Z. Burnu Hasan Doğan ve Namık Sevik’te sürekli olarak aynı Hakemlere görev vermeye devam ediyor. Belki diyorum; kendisi uzaklara gidemediği için izlediği Hakemleri bu Statlarda değerlendiriyor. Bu mümkün ancak Hakemlerden bana gelen telefon ve e-postalarda bu atamalara ciddi tepkiler var.
Özel maçları bültene ilave ettiler bu çok yerinde bir uygulama. Ancak bu turnuvalarda görevlendirilen Hakemleri gören bazı Hakemler, “onlar Masa Hakemliği yapıyor, biz en zorlu maçlarda görevlendiriliyoruz” diyorlar. Bilhassa Ulusal Hakemlerin özel maçlarda yarı final ve final maçları haricinde görevlendirilmesinin son derece gereksiz olduğunu söylüyor Hakemler. Bir de bu Hakemlerin arasında Yaşar Filiz’in oğlu Kürşat olunca, tam şenlik oluyor haliyle.
Kürşat Filiz demiştik, devam edelim. Olaylı ve birisi yedek kulübesinden tam 8 kırmızı kartın çıktığı Taksim-Arnavutköy Belediye maçını yöneten Kürşat Filiz’e bu maçı izleyenler tepkili. O kavgaya tüm futbolcuların karıştığını belirtiyorlar. Kürşat Filiz, Taksim’den 2 numaralı oyuncuya saha içinde kırmızı kart verse tepkiler kendisine yönelecekti, o ise içeriye gitti, ve “7 kırmızıda durdu. Bir takımdan 5 kırmızı olsa, o takım hükmen mağlup olacaktı” diyorlar. Kürşat Filiz ile ilgili olarak bir Hakemden mesaj geldi, bir Hakem diyor ki; “Siz geçtiğimiz haftalarda Kürşat Filiz için ‘notları iyi gelmesine rağmen, 7 hafta maç alamadı’ dediniz, oysa size yanlış bilgi gelmiş, Kürşat, 30 Ekim 2011 Pazar günü yönettiği Kartaltepe-Gazi Mahallesi Süper Amatör Lig maçında cezalı durumu girdi”
Yaşar Filiz normalde her Perşembe günü Bakırköy Belediye sahasındaki Hakem antrenmanlarından Hakemlerin hepsini toplar, geçen haftanın kritiğini yapardı. Bu hafta öyle yapmadı, Ulusal ve Bölgesel Hakemleri ayrıca bu hafta Süper Amatör Lig ve 1. Amatör Lig maçlarında Hakemlik görevi olanları sahada bıraktı, diğerlerini yan taraftaki halı sahaya gönderdi, bir Hakem e-posta atmış diyor ki, “oğlunun maçı olaylı geçti diye haftalık toplantıyı pas geçti”.
İlk 3 hafta Avrupa Yakası etabı mükemmeldi, ya sonra…
Bir de bazı Hakemlerin peş peşe aynı takımların maçlarına verilmesi durumu var. Mesela Oktay Önge, 04 Aralık 2011 Pazar günü Nurtepe’de oynana Kuştepe-Kartal Belediye Süper Amatör Lig maçının Kıdemli Yardımcı Hakemi, (Kuştepe Yedek Kulübesinin tam önünde) Allah için 10 numara Yardımcılık yaptı o maçta. Dönüyoruz, 18 Aralık 2011 Pazar günü Vefa-Kuştepe maçı; Oktay Önge bu sefer de Hakem. O maçı ben izlemedim, izleyenler Oktay için “mükemmeldi” diyorlar. Bravo genç Hakem kardeşimize. Allah yolunu açık etsin, hakkı Süper Lig Yardımcı Hakemliğidir artık, ama yedirirler mi ona? İşte orası şüpheli. Kerem Ersoy var, Selahattin Vulaş var, Vedat Çamak var, Oktay da kim? Gariban bir Hakem. Ancak bu saydığım isimlerin arasında Oktay her yönüyle rakiplerinden kat be kat üstün.
Bazı Hakemleri son zamanlarda aynı takımların maçlarına veriyorlar demiştim; İşte örnek Ertan Yıldıran. Ankaragücü’lü merhum futbolcu Gökmen’in kardeşi ya da yakın akrabası. Ertan Yıldıran 10 Aralık 2011 Cumartesi günü Silivri’de oynanan Ortaköy-Batı Trakya Türkleri maçının Hakemi, aynı Ertan Yıldıran, 18 Aralık 2011 Pazar günü oynanan Batı Trakya Türkleri-Ataşehir Doğuş maçının da Hakemi. Allah’tan Batı Trakya Türkleri’nin bu hafta maçı yok, olsaydı Hakem yine Ertan Yıldıran olur muydu?
Geçmiş dönemlerdeki İl Hakem Kurulu Üyeleri, liste yapardı, defter tutardı. Arif Astekin, Şükrü Var, Nurettin Dehmen, Alparslan Argun vesaire… Bu isimlerin zamanında mümkün mü bir Hakemin aynı takımın maçın çıkması. Ama şimdi çağ atladık, “ilkleri yapmaya devam ediyoruz”.
Eğitim Toplantısı var diyorlar, seçim çalışması yapıyorlar
Kaç haftadır Hakemlik konular hakkında yazmamayım diyordum. Zaten Yerel Futbol Sitesinin faaliyetleri bir hayli yoğun. Ancak yazmaya başlayınca da duramıyorum. Bu İstanbul İl Hakem Kurulu’nun çok meşhur Üyeleri, resmi sitelerinden duyuru yaptılar. “Eğitim Toplantısı var, katılım zorunludur”. Ancak 400 kişinin zorla bir araya toplatıldığı bu etkinlikte ne hikmetse eğitim verilmedi. Eskişehir’de yapılan TFFHGD Genel Merkez Seçiminin bir şekilde reklamı yapıldı. Hacı Ahmet Erdoğan çıktı önce kürsüye, "sezon bitene kadar görevimin başındayım, İstanbul’un bloke edilmiş parasını alacağız" dedi. (Bu para benim bildiğime göre 100.000. TL civarı.) TFFHGD İstanbul Şubesinin Başkanı Ahmet Şahin çıktı, "İngiltere’ye Hakem gönderdik, yine göndereceğiz" dedi. 400 kişi bir araya gelmiş iken eğitim vermeyi değil, propaganda yapmayı tercih ettiler.
Hacı Ahmet Erdoğan; İstanbul demek, Türkiye demektir. Sen böylesine bir büyük bir ilde Kurul Başkanı olmaya yakışır şekilde davranacağın yerde, Eskişehir’lerde günlerce seçim çalışması yapıyorsun. Koltuğunu sağlama almaya çalışıyorsun. Bir de eğitim vermek için gitmek üzere yola çıktığın ildeki (Bilecik olabilir) toplantın iptal edildiği diye ASKF’de bir dünya Antrenör ve Kulüp mensubu var iken ulu orta sitem edip duruyorsun, “boşuna dünya yol gittik, masraf yaptık” diye de söyleniyorsun. Bu Amatör Hakemler bir maçın parasını 4 ay bekliyor, sen bir defa paradan mahrum olmuşsun çok mu?
Şubat 2012’de TFFHGD İstanbul Şubesinin Olağan Seçimi var. Şu anda ana gümden maddesi bu. Bu aralar Hakemler dayak yemiş, maçlar yarım kalmış, Hakemlik yerlerde sürünüyor, Hakemler üzerinde oyunlar oynanıyor. Son haftalara girilirken bazı şeref ve haysiyet yoksunları bizim Hakemlerimizin üzerinde toto oynuyor, bunları kimse düşünmüyor. Herkes bir şekilde Kurullarda yer kapmanın derdine düşmüş, Hakemleri düşünen yine yok. Yakında Kurul değişecek diyorlar, Levent Güzen, Mehmet Top isimleri ortalıkta dolaşıyor, Levent Güzen zaten İsmet Cengiz’den önce 1 günlüğüne İl Hakem Kurulu Başkanı olmuştu fakat sonradan İsmet Cengiz göreve atandı diye biliyorum. Mehmet Top ise inşaallah bu Kurula gider, zira kendisi adamın önde gidenidir. Tüm bu gelişmeler Hakemler için hayırlısı olsun.
YAZI: BURAK KURTULUŞ
1 yorum:
35 yaş üzerine az sayıda müsabaka verilmez diye TFF ve bilmediğimiz kanunlarda, yasalarda, tüzüklerde, genelgelerde bir ibare varmıdır? Anayasada böyle bir hüküm varmıdır?varmı? yok ise 35 yaş üzerine az sayıda maç vereceğiz diyen kurul üyesi anayasayı çiğnenmiş olmuyormu?
Yorum Gönder