Köşe: Silivrispor’da yönetici patlaması

Yazarımız Engin Akın, haziran ayında kongreye gidecek olan Silivrispor'daki son gelişmeleri anlatan köşe yazısıyla karşınızda...


Yönetmek bir sanattır. Bir kurumu bir kulübü yönetebilmek ise bir erdemdir. Yönettiğiniz kurumda gençlere ve çocuk denecek yaştaki geleceğimize yön veriyorsanız yönetmek büyük önem taşımaktadır. Üniversitelerde yönetim, “Ne yapacağını, nasıl yapılacağını bilmek ve yapmak sanatı” olarak tanımlamıştır. Yönetim bugün bir meslek olarak kabul edilmemiş olsa bile bugün birçok üniversitede bu konu ile ilgili bölümleri vardır. Yönetmek gerçekten bir sanattır ve öyle icra edilmesi gerekir. Sizler bir yerde yönetici olduğunuzda insanlar size canlarını, mallarını, çocuklarını namuslarını takımlarını emanet ederler.


Yönetimin görevi de hakkını vererek hem işi hem de insanı birlikte düşünerek istenilen amaç ve hedefleri gerçekleştirmek üzere her türlü sorumluluğu üstlenen kişidir. Sanattır yönetim; bir sanatçı gibi yaratıcı, farklı, özgün, ilkeli olmak zorundadır. Kendinden çok başkalarını düşünmek dinlemek ve işleri doğru yapmak bir yöneticinin asli görevidir. Yöneticinin özü sözü birdir. Birleştirici, yapıcı, bütünleyici ve sorumluluk sahibidir. Ekip çalışmasına inanır, kendinden çok ekip arkadaşlarını öne çıkarır. Yenilikçidir, hataları fırsata çevirir. Yanlışta ısrar etmez. Gurur, kibir, kendini beğenmişlik, üstünlük taslamak gibi acemilikten uzaktır, duygusal zekâsı yüksektir.

Eğer böyle insanların ancak romanlarda ve filmlerde olduğunu düşünüyorsak başımızın neden beladan kurtulmadığını da kabul etmiş oluruz. Yöneticilerini doğru seçemeyenler yaşanan sorunlarda ve elde edilemeyen başarılarda payları olduğunu kabul etmek zorundayız. Spor yöneticiliği ciddiye alınmak zorundadır. Doğru yönetici seçmek, onları denetlemek, doğru yolu göstermek ve onları doğru yolda tutmakta bizlerin sorumluğundadır. Silivrispor’da kongre yaklaştıkça hemen herkes kendini birden yönetici görmeye başladı. Daha ortada "Ben başkanım" diyen yokken onlarca yöneticimiz oldu. Silivrispor’daki mevcut yönetime baktığımızda ise sınıfta kaldıklarını görmemek kör göze parmak olur. Sezon başından bu zamana kadar geçen süreyi değerlendirdiğinizde ise geçen 6 aya baktığımızda kurumsallaşma ve ekonomik anlamda son derece kötü bir yönetim sergilendiğini görebiliriz. Ancak futbol takımları için asıl önemli olan sportif başarı olduğundan yönetimin bu konuda bugün için bir başarı söz konusudur. Bunun içinde büyük uğraş veriyor. Çıraklıktan ustalığa geçmeye çalışıyor.


Saral'a açık mektup
Haziran ayının başında Silivrispor Derneği'nin kongresi var. Bu kongre birliğin, beraberliğin, bütünlüğün sağlanması için çok önemli bir fırsat çünkü Silivrispor’da Silivri’de yaşayan yönetici sayısı bir elin parmaklarından az. Hep sportif başarı, hem de taraftar ve camia birlikteliğinin örtüşmesi için dernek yönetiminin tamamı Silivri’de yaşayanlardan seçilmelidir. Silivrispor Kulübü Başkanı Mustafa Saral’a açık mektuptur. Geçtiğimiz günlerde altyapınızda forma giyen bir gencimizin ailesinden bir telefon aldım. Telefondan sonra bu kişi ile bir yerde oturup sohbet etme imkânım oldu. Kişi der ki "Senin aran Mustafa başkan ile iyi kendisine bir söylesen de Şahin Spor Tesisleri'nde yapılan altyapı idmanlarına bir iki top hediye etse. Bu tesislerde Silivrispor’un geleceği olan nesilleri yetiştiriyorlar. Ne doğru dürüst topları var ne de idman yelekleri. İlçedeki birçok kulübe top ve forma hediye eden bir başkanımız varken kendi kulübü içinde bir iki iyilik yapsın" dedi bana. Valla bende kendisine Mustafa Başkan ile aramın o kadar iyi olmadığını söyledim. Ardından da Şahin’de yapılan altyapı çalışmalarından ve malzeme eksikliğinden Başkan Saral’ın haberinin olmayabileceğini belirttim. "İnanıyorum ki haberi olsa malzeme gönderir" dedim.

YAZI: ENGİN AKIN