Birileri çıkıp da ne yapıyorsunuz siz beyler demedi! Süper Amatör Lig bitti, eleme maçları başladı… Hafta içi ve hafta sonu oynanan maçlar ve hüsran… Bu maçları haftada iki gün üst üstte oynatanlar acaba hayatları boyunca hiç futbol oynamadılar mı? Haftanın iki günü üst üstte oynanan maçlarda futbolcuların performansları ne durumda oluyor?
Bunca hata ve yanlış yapılırken İstanbul’un amatörlerini temsil eden kişiler ne yapıyor? İASKF’nin başında olan Sayın Ali Düşmez neredeler? Bunca kulübün serzenişlerini dinlememek için telefonlara bile çıkmayan isimler, acaba yaklaşan seçimlerde kulüplerden hangi şartlarda oy isteyecekler?
Sizler Ali Düşmez ve ekibi, göreve talip olduğunuzda siz değil miydiniz 'adil ve eşit olacağız' diyen. Hani eşitlik? Onca soru var ki sorulması ve cevaplanması gereken ben sormaktan bıkmam da siz cevaplayabilir misiniz onu bilemem işte. İstanbul’un amatörü can çekişirken siz icraat yerine yine laf üretmektesiniz. Aslında iş işten geçti bile.
Acaba hiç düşündünüz mü siz İstanbul’u yönettiği sananlar bu SAL eleme maçlarında kaç futbolcu sakatlandı? Kaç gencimizin futbol hayatı bitti ve kaçının da ilerleyen haftalarda bitecek? Nerede sizin şu "futbolcu hastanesi" lafta mı kaldı?
İster istemez düşünmeden edemiyor insan, biz kulüpler ve yöneticileri ne istedik o zaman geçmiş yönetimden? Ne Ankara tanıyordu bizi ne de TFF, böylelikle en azından işlerimiz yola giriyordu. Laf üretilmiyordu yapılabilecekler sınırlı ve belirliydi. Beklentiler de büyük ve karşılanmaz değildi. Acaba diye soruyor insan kendi içinde birileri İstanbul’un sporunu ve futbolunu basamak olarak mı kullanıyor?
Kendi vicdanımla yüzleştim yine. Sonra durdu vicdanım bana seslendi ve; “İç sesinim ben” dedi, devam etti, “Yanlış ve doğrunun ne olduğunu bildiririm sana. Suçlayarak, yargılayarak, kınayarak, öğütleyerek, huzur vererek yaparım bunu. Benden kaçamazsın. Bu dünyadaki yolculuğunda hep eşlik ederim sana, tekamülün oranında gelişirim” dedi. Vicdanımın sesinden sonra kendi kendime sordum; “O zaman dürüst olmam için vicdanımın mı gelişmesi gerekiyor?” diye.
Sonra vicdanım bana cevap verdi; “Hayır. Yaşaman, sevinmen, üzülmen, üzmen, üzdüğün için tekrar üzülmen, sevmen, sevilmen, nefret etmen, nefret edilmen, nefret ettiğin kişiyi anlaman, değer vermen, değerinin bilinmesi, değersizliği bilmen, ön yargılara maruz kalman, ön yargılı davranıp pişman olman, kınaman, kınadığını kendinde görmen, söz vermen, sözünü yerine getirmen, sözünü yerine getirememen gerekiyor. Yaşaman, yaşaman ve yaşaman gerekiyor. Yaşadıklarından ders alman, düşünmen gerekiyor. Kendini bilmen, insanı bilmen, her şeyin, her duygunun sana, insana mahsus olduğunu bilmen gerekiyor. Yaşadıklarından, gocunmamayı da, gururlanmayı da, bugün yanlış yapanın yarın telafi edebileceğini, yanındaki en büyük dostun olabileceğini; aynı yanlışı senin de yapabileceğini, belki hatta çoktan yapmış olduğunu bilmen gerekiyor” dedi.
Sizler Ali Düşmez ve ekibi, göreve talip olduğunuzda siz değil miydiniz 'adil ve eşit olacağız' diyen. Hani eşitlik? Onca soru var ki sorulması ve cevaplanması gereken ben sormaktan bıkmam da siz cevaplayabilir misiniz onu bilemem işte. İstanbul’un amatörü can çekişirken siz icraat yerine yine laf üretmektesiniz. Aslında iş işten geçti bile.
Acaba hiç düşündünüz mü siz İstanbul’u yönettiği sananlar bu SAL eleme maçlarında kaç futbolcu sakatlandı? Kaç gencimizin futbol hayatı bitti ve kaçının da ilerleyen haftalarda bitecek? Nerede sizin şu "futbolcu hastanesi" lafta mı kaldı?
İster istemez düşünmeden edemiyor insan, biz kulüpler ve yöneticileri ne istedik o zaman geçmiş yönetimden? Ne Ankara tanıyordu bizi ne de TFF, böylelikle en azından işlerimiz yola giriyordu. Laf üretilmiyordu yapılabilecekler sınırlı ve belirliydi. Beklentiler de büyük ve karşılanmaz değildi. Acaba diye soruyor insan kendi içinde birileri İstanbul’un sporunu ve futbolunu basamak olarak mı kullanıyor?
Kendi vicdanımla yüzleştim yine. Sonra durdu vicdanım bana seslendi ve; “İç sesinim ben” dedi, devam etti, “Yanlış ve doğrunun ne olduğunu bildiririm sana. Suçlayarak, yargılayarak, kınayarak, öğütleyerek, huzur vererek yaparım bunu. Benden kaçamazsın. Bu dünyadaki yolculuğunda hep eşlik ederim sana, tekamülün oranında gelişirim” dedi. Vicdanımın sesinden sonra kendi kendime sordum; “O zaman dürüst olmam için vicdanımın mı gelişmesi gerekiyor?” diye.
Sonra vicdanım bana cevap verdi; “Hayır. Yaşaman, sevinmen, üzülmen, üzmen, üzdüğün için tekrar üzülmen, sevmen, sevilmen, nefret etmen, nefret edilmen, nefret ettiğin kişiyi anlaman, değer vermen, değerinin bilinmesi, değersizliği bilmen, ön yargılara maruz kalman, ön yargılı davranıp pişman olman, kınaman, kınadığını kendinde görmen, söz vermen, sözünü yerine getirmen, sözünü yerine getirememen gerekiyor. Yaşaman, yaşaman ve yaşaman gerekiyor. Yaşadıklarından ders alman, düşünmen gerekiyor. Kendini bilmen, insanı bilmen, her şeyin, her duygunun sana, insana mahsus olduğunu bilmen gerekiyor. Yaşadıklarından, gocunmamayı da, gururlanmayı da, bugün yanlış yapanın yarın telafi edebileceğini, yanındaki en büyük dostun olabileceğini; aynı yanlışı senin de yapabileceğini, belki hatta çoktan yapmış olduğunu bilmen gerekiyor” dedi.
Siz İASKF hiç kendi vicdanınızı dinliyor musunuz acaba? Saygılarımla…
YAZI: ENGİN AKIN
Ellerine sağlık
YanıtlaSilsuper yorum....kendı ısteklerıne gor at kosturuyorlar...sonucta amator lıg ve play off oynayan bırcok takım futbolcusu calısmakta ...hadı ısyerlerını ayarladılar bır turlu kavga dovus maca gelıyorlar ya sakatlıklar.....sonucta ınsan vucudu bu bellı noktaya kadar dayanıyor...super lıgde bıle haftada 2 macı kaldıramyan futbolcular var..saolun ya amatore verdıgınız deger burdan bellı oluyor ınsan e azından klasman maclarını haftasonu oynatır zaten bıttı 2 haftası kaldı yazık
YanıtlaSilbravo kardeşim çok güzel yazmışsın yazıktır bu haftada iki maç eden futbolculara çalışanlar,okuyanlar izin alamayanlar birde antremanları koydunmu üstüne çocukların tam pestili çıkıyor takımlar tam kadro çıkamıyor oynayanlar heyecanla oynamıyo hiç güzel olmadı bu klasman artık seneye iki devreli yapıp her gün maçta yapılabilir aslında tarafsız saha ayarlamak zorundada kalmazlar tekrar ellerine sağlık kardeşim
YanıtlaSilAvrupayı yakalamak lazım bu konuşmalar ellili yıllarda kaldı.Artık haftada iki maç normal oldu.Eğer zor geliyorsa futboldan başka sporlar da var.Onlar yapılabilir.Ben bu yazarın yazılarını genelde beğeniyorum fakat bence yanlış yerden girmiş olaya.Kişileri tenkit edebilirsiniz haklısınız ama haftada iki maç olayı çok yanlış.
YanıtlaSiltabi haftada iki maç profesyonel olarak bu işle uğraşan için normal bunlar para kazanmak için işlerde çalışıp amatörce futbol oynayan kişiler bir gün boyubca işte çalışıyor çıkıp akşam antremana gidiyor birde çarşamba maç olmadı birde pazar maç bence doğru yerden giriş yapmış
YanıtlaSillan bırakın avrupayı ne avrupası burası turkıye baska yer bizi ılgılendırmez türkiyede amatörde oynayan futbolcuların hemen hemen hepsı ya calısıyor ya okuyor bıde hafta içi mac dıyolar çok sacma bısey onuda koskoca bı seneye hafta sonuna ayarlayamıyo ne s..ime orda duruyo bu federasyon
YanıtlaSilengin bey kardeşim ağzına saglık çok güzel yazmışsın maç oynayan arkadaşlar ya çalışıyor yada okuyorlar izin almalar zor oluyor çarşamba günleri biz taraftar olarak biz bile izin alamıyoruz maçlar hafta sonu olması gerekiyor bunları yönetenlerin çocuklar yok herhalde saygılar
YanıtlaSilçok güzel yazmıssınız. hani tesis yapıcaktı federasyon. hala toprak sahalar varken metropol istanbulda sağlıkkı yönetimden bahsedebilirmiyiz acaba?
YanıtlaSilS.Amatör playof oynayan futbolcuların hepsi para için oynuyor.15 bin tl den aşağıya para alan topçu yok.bilinçli yorum yapın.esas sorun alt katagorilerde hafta arası oynanan maçlar.Zaten yazarın yazısı saçma sezon biterken böyle yazı yazılmaz.bu maçların nasıl oynanacağı geçen yıl çıkan kitapçıkta zaten yazıyordu.
YanıtlaSilDoğru söze ne hacet..içimizi mi okudun be kardeş ? sağol var ol
YanıtlaSilEngin bey bazen gerçekten amatörlerin sözcüsü gibi.tüm sorunlarımıza değinmeye çalışıyorsunuz Bazende hiç anlam verilemeyecek şekilde tüm özel hayatlarını bir tarafa bırakıp amatörlere faydası olsun diye ordan oraya koşup zamanını ve maddiyatini hiç bir karşılık beklemeden harcayan bizim içimizden seçilmiş iaskf yönetimine hiç yakışmayacak sözleri sizin ya kininizde ya kuyruk acınıza veyada yemlenmenizin yetmediğine bağlıyorum bu kadar basit bu kadar menfaat pesinde olmayın..(yerel futbol ailesinde gercekten adam gibi adamlar olduğunuzda biliyor üzerlerine almamalarını temenni ediyorum)
YanıtlaSil