Beşiktaş Kulübünde uzun yıllar altyapılarda hizmet veren Tekin Aslıhan Silivri’ye gelmesi Fenerköyspor macerası ve Silivrispor’un 18 yıllık profesyonellik hasretini bitirmesine kadar geçen süreyi değerlendirdi. Silivri’ye gelmesinin ardından ismi birçok başarı ile anılan Tekin Aslıhan ilçe futbolunun dünü ve bugüne ile ilgili Yerel Futbol'a önemli değerlendirmelerde bulundu. Silivrispor ve Fenerköyspor’da aldığı başarılı sonuçlarla ismi birçok önemli kulüpte geçen Tekin Aslıhan, "yeni sezonda da Silivrispor" dedi.
Serpil Hamdi Tüzün gerçeği
Tekin Aslıhan kimdir sorusuna oldukça samimi cevap veren Aslıhan; “Tekin Aslıhan sade mütevazi, kimse ile çıkar çatışmasında olmayan hayatı basite alan ve aynı şekilde yaşamaya çalışan sade bir Türk vatandaşıdır. 1966 yılında Kayseri’de doğdum. 3 yaşındayken İstanbul’un bana göre en mükemmel ilçesi olan Beşiktaş’a geldim. 1976 senesinde büyüklerimin sayesinde Beşiktaş’ın her yıl düzenli olarak yaptığı seçmelere katılıp lisanslı oyuncusu oldum. Burada beni seçen ve bendeki futbolcu cevherini gören değerli hocam Serpil Hamdi Tüzün’dür, saygı ve sevgilerimle kendisini anarım. Serpil hocam bir ekoldür altyapılarda onunla birlikte yaşadıklarımız bir kitap olur.
İlk kupa heyecanımda çocuktum
Beşiktaş’ta lisansım çıkmasının ardından o dönem kulübün ilk minik takımı kuruldu. O zamanlar bizimle birlikte kadroda bulunan unutulmaz isimler arasında Gökhan Keskin ve daha nice oyuncuyla birlikte ter döktük. 13 yaşımdan itibaren üst düzey oyuncularla birlikte hazırlık dönemi geçirdim. Hayatımda unutamadığım ilk kupam da o yaşta geldi. Tarihinde ilk kez kurulan kategoride İstanbul’un ilk minik takım şampiyonluğunu penaltı atışlarının ardından kazanmıştım. İlk kupamı 13 yaşında aldım, yani ilk kupa heyecanımda çocuktum. Daha sonraki yıllarda sırasıyla Beşiktaş’ın bütün kategorilerinde yıldız takım, B Genç, şuan ki A-2 takımlarında forma giydim.
Bir sakatlık yaşantımı değiştirdi
1976 senesinden 1983 senesine kadar altyapılarda aktif olarak futbol hayatıma devam ettim. 1984 yılında da hayallerimizi süsleyen A takıma yükseldim. O dönemde takımın patronu Stankovic sert mizaçlı lakin futbol profesörü diyebilirim. Stankovic’ten de çok şey öğrendim. Birlikte top koşturduğum oyuncular arasında, Gökhan Keskin, Ali Gültiken, Tevfik Saygılı gibi önemli oyuncularla birlikte iyi sezonlar yaşadık. O senelerde yaşadığım talihsiz sakatlık beni bir sene futboldan uzak tuttu. Yaşadığım bu sakatlık yüzünden de futbol anlamında gerekli olan aşamayı da bu yüzden yapamadım. 85-86 sezonundaki şampiyon kadroda bulundum. 1987-1988 sezonunda çok sevdiğim Beşiktaş’tan tamamen şahsımdan kaynaklanan sebeplerle ayrılmak zorunda kaldım. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra sırasıyla Kırıkkalespor, Kocaelispor, İstanbulspor, Kasımpaşaspor, profesyonel olarak oynayıp çok genç denecek bir yaşta yani 28 yaşında futbolu bırakmak zorunda kaldım.
Ben doğuştan Beşiktaşlıyım
Futbolu çok genç yaşta bırakmamın ardından adeta inzivaya çekildim, içime kapandım, hayata küstüm. Ara sıra maçlara giderdim. Bu sıkıntılı günlerimde hiç aklımda yokken ve tamamen tesadüf eseri teknik direktör oldum. 13 yaşında daha küçücük bir çocukken girdiğim Beşiktaş Kulübü beni tekrar hayata bağladı. 1995 senesinde Sayın Davut Şahin Beşiktaş altyapısına sorumlu olarak göreve gelmişti. Daha önce gençliğimde benim de hocalığımı yapan sevgili hocam Davut Şahin, beni bir vesile ile yanına çağırdı “Tekin, yarın gel Beşiktaş’ın ilk futbol okulunu kurduk orada başlıyorsun” dedi. Bu şekilde de antrenörlük hayatım başlamış oldu. Beşiktaş’ın bütün gruplarında görev aldım. Bu zaman zarfında il birincilikleri ve Türkiye şampiyonlukları yaşadım. Avrupa’da yapılan özel bir turnuvada gol dahi yemeden şampiyonluğu da tattım. Katkı sağladığım birçok oyuncu oldu. Futbolda geleceğin altyapılarda olduğunu kendim bizzat yaşadım ve biliyorum. 1995 ve 2006 yılları arasında görev yaptım. 2006’dan sonra da çeşitli nedenlerden dolayı antrenörlüğü bırakma kararı aldım. Benim Beşiktaş’taki hayatım 1976’da başladı ve 2006 yılında son buldu oldukça uzun bir süre. Bazıları için bu geçen süre bir ömürdür. Şöyle de desem yanlış söylemiş olmam, ben doğuştan Beşiktaşlıyım”.
Muharrem Eren iyi bir yöneticidir
Hayatım tesadüfler üzerine kurulu sanki. Bu da bana ilahi güçlerin lütfudur belki bilemiyorum. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra telefonum çaldı. Çalan telefonumun diğer ucundaki isim Muharrem Eren’di. Muharrem Başkan ile dostluğum çok eskilere dayanır. Oğlu benim öğrencimdir. Neyse aradığında bana “Hocam biz takımı Süper Amatör Lige çıkardık. Lakin bir takım eksikliklerimiz var. Senin İstanbul’da çevren bizden geniştir. Bizim takımın başına iyi bir hoca ve karakterleri iyi oyuncuları nasıl bulabiliriz bizim kulübe ve bana bu konuda bize katkı sağlayabilir misin?” dedi. Bende kendisine “elimden gelen ne varsa seve seve yaparım” dedim. Bizim bu telefon görüşmesinin ardından geçen bir hafta süre sonra beni tekrar aradı ve bana, “Hocam boş ver hoca oyuncu aramayı da sen gel birlikte çalışalım yeter” dedi. Ve Silivri maceram bu şekilde başladı.
Fenerköy'de ne istediysek yapıldı
Silivri’ye gelirken aklımda soru işaretleri yoktu. Başkan ve hoca olarak ilk masaya oturduğumuzda her zaman kartlarımızı açık oynadık. Gerçekten Muharrem Eren iyi bir yönetici. Neyi ne zaman ve nasıl yapacağını çok iyi biliyor. Çalıştığım en iyi yöneticilerdendir. Muharrem Başkanın yanı sıra köyde kaldığımız süre boyunca köy halkından da önemli destekler gördük. Oyuncularım için yapılan tesislerde yok yoktu. Akla gelebilecek her türlü ihtiyaç kâh başkan tarafından kâh köy halkı tarafından yerine getiriliyordu.
İyi futbolcu sahada olandır, kenarda olmaz
Fenerköyspor’da ilk sezon takımı yaparken daha önce tanıdığımız ve yeteneklerine inandığımız oyuncuları bir araya getirdik. Muharrem Başkan ile birlikte oyuncularımın mutlu olabilecekleri bir ortam oluşturduk. Zaman içinde bu çalışmalar sahanın içine de yansıdı. Oyun ve skorlar da birbiri ardına gelmeye başladı. Düşünebiliyor musunuz, bir köy takımının neler yapabileceğini kamuoyuna duyurduk. Saha içi ve saha dışı boyutta örnek bir takım oluşturmaya çalıştık ve bunu da başardık. Kazandığı zaman rakibini aşağılamayan, kaybettiği zaman da rakibini elini sıkabilecek centilmen bir takım oluşturduk. Bununla gurur duyuyorum. Benim için asıl olan konu iyi futbolcu sahada olandır kenarda olmaz. Bunu başardık iyi oyunculardan kurulu genç bir takımın da neler yapabileceğini gösterdik.
Fenerköyspor'un oyuncuları kapış kapış gitti
İlk sezon sonunda Fenerköyspor’da kurulan takımın hemen hemen hepsi iyi takımlara iyi paralara transfer yaptı. Adeta kapış kapış gittiler. Gittiler de bu oyuncular zaten liglerdeydiler o zaman neden kadrolarına dahil etmek için Fenerköyspor’dan sonrasını beklediler? İşte bu durum bir hoca için gurur kaynağıdır. Oyuncularımın adına sevindim. Oynadıkları takımlarda başarılarını devam ettirdiler. Şuan liglerde aranan oyunculardır.
Başarıya inanmak başarmakla eşdeğerdir
Fenerköyspor’da ikinci sezonda ise çok farklı bir kadro ile sezona hazırlandık çok daha az maliyetli lakin hedefi olan bir takım oluşturduk. Kurulan takımın spor kamuoyunca üst sıralarda yer bulamayacağını söyleyenlere de şahit oldum. Gelinen noktada ligi iyi yerde bitirdik. Çünkü futbolculara hedef koyduk. Bu oyuncular da gerçekten inanarak mücadele ettiler, şampiyonluğu ve BAL elemelerini ligin son haftasına kadar kovaladılar. Ben tüm oyuncularıma teşekkür ediyorum. Fenerköyspor’u, köy halkını ve yöneticilerini de unutmamak gerek onlarda bana güvendiler ve inandılar birlikte iyi işlere imza attık.
Tereddüt etmeden Silivrispor'un teklifini kabul ettim
Silivri’ye ilk ayak bastığımda çok şaşırmıştım. Buraya adapte olma zamanlarımda eski dostlarla tekrar buluşma ve muhabbetlerim oldu. Silivri’yi daha iyi tanıma şansını yakaladım. Bu kadar çok potansiyeli olan bir ilçenin profesyonel ligde takımının olmaması beni düşündürdü. Dost sohbetlerimde özellikle belirttiğim konudur “Silivri’ye ilk geldiğim zaman burada kesinlikle bir profesyonel takımın olması gerektiğini” özellikle belirttim. Bu potansiyelin Silivri’de var olduğu kısa zamanda gördüm. Karagümrük maçı sonrası Sayın Mesut Tonta’nın görevi bırakmasının ardından Silivrispor Kulübü Başkanı Sayın Mustafa Saral, Fenerköyspor Kulübü Başkanı Muharrem Eren ile görüşerek benim Silivrispor ile çalışmam için gerekli zemin oluştu. Sayın Mustafa Saral ile görüşmemizde hiçbir şey düşünmeden tereddütsüz Silivrispor’a yardımcı olacağımı ifade ettim. Sadece onlardan istediğim beraber çalıştığım Serhan Sezginer hocam ile devam etmek istediğimi belirttim. Bununla birlikte de birkaç tane oyuncumu Silivrispor’a katkı sağlayacağına inandığım için kadroya dahil ettik. Gelinen noktada da bu oyuncuların kattıkları ortadadır.
Ben savunma yapmayı sevmem
Fenerköyspor da çalışırken idman saatlerimiz birbirine yakın olduğu için Silivrispor takımını ve oyuncularını tanıyordum. Bundan dolayı da çok fazla bir yabancılık çekmedim. İlk idmanımda oyuncularıma ilk söylediğim şey ise, “Ben savunma yapmayı sevmiyorum top bizde kalsın” oldu. Onlara bir hedef koyduk. Ben geldiğimde oyuncularımla birlikte yaptığı toplantıda koyduğumuz ilk hedef son maçı oynamaktı. Son maçımızı oynayıp finallere kaldığımızda ise aklımızda bu maçı kazanmak vardı 3. Lig değil. Akıllarda 3. Lig olduğu zaman oynanan maçın önemini daha da artar. Bizim için maçı kazanmak daha önemliydi. Ve onlar da bunu çok iyi yaptılar zaman içinde yani son maçlarını da kazandılar. 18 yılın ardından gelen şampiyonlukta oyuncularımın tek tek hepsinin çok büyük katkıları var. Canla başla son düdüğe kadar çalıştılar ve söylenen her şeyi teknik-taktik anlamda yerine getirdiler. İşin özünde de tarihe geçmeyi hak ettiler. Eklemek gereken Sayın Mustafa Saral ve yönetim kurulu çok büyük katkı sağladılar. Saha dışı işleyişi çok iyi yaptılar.
Taraftarımız mükemmel seviyede
Bizim için yani futbol takımı için sadece maçlarımızı kazanmak yoktur. Sahadaki maçlarla birlikte tribünlerin de gönlünü kazanmak zorundayız. Gerçekten çok zor maçlar çıkarttık. Bu maçlarımızda taraftarımız her zaman yanı başımızda bizlerle birlikte saha içinde mücadele ettiler sanki. Doksan dakika boyunca susmayan takımını ateşleyen tüm gücünü sonuna kadar kullanan bir taraftarımız var. Her türlü hava şartlarında bizi sonuna kadar destekleriler. Ben herkese teşekkür ediyorum.
Bizim kemik kadromuz geçen sene oluşmuştu
Bizim çok avantajlı bir kadromuz vardı, bu avantaj ise oyuncularımın yaşları ile ilgilidir. 10 tane oyuncumuzun yaşı 3. Ligde oynamak için uygun bu bizim için bir avantajdır. Kemik bir kadromuz zaten elimizde bulunmakta. Bu oyuncularla kulüp olarak anlaştık. Tercihli kullanacağımız oyuncularla ilgili bir iki tane nokta dış transfer diğer tercihleri de kendi içimizdeki oyunculardan kullanacağız. Dış transfer konusunda yetenekli, isteyen hedefi olan yaşı genç oyuncularla ilgileniyor ve bu oyuncularla da en kısa zamanda anlaşma yapacağız. İyi takımlar çok parayla kurulmaz. Takım olmayı bilen oyuncularla ve iyi bir ekiple daha düşük bütçelerle de daha iyi bir takım oluşturulabilir. Muhtemelen bunu bu sene kamuoyuna göstereceğiz.
Altyapılar uzmanlık ister
Silivri’de geçirdiğim bunca zaman zarfında ilçe gençlerinin çok yetenekli olduklarını gördüm. Fakat üzülerek söylüyorum çocuklar sadece kendilerinde doğuştan var olan yetenekleriyle bu zamana kadar geldiklerine inanıyorum. Maalesef altyapıları yönetenler bunun bir iş kolu olduğuna inanıyorlar hâlbuki bu böyle değil ve olmamalı. Altyapı eğiticiliği bir uzmanlık işidir. Bu, sevgi işidir. Bu, çocuğa insani ve futbol olarak bir katkıda bulunmaktır. Ve gerekli imkânları sağlayıp yarışmacılıktan ziyade yetiştiricilik ön planda olması gerekir. Altyapılarda birinci öncelik çocuğa iyi insan olmayı iyi bir öğrenci olmayı ve yetenekleri doğrultusunda iyi bir futbolcu olmayı öğretmek gerekir. Tabii bunları yapmak içinde tesisleşme şarttır. Çalışabilecekleri bir ortamın sağlanması gerekir.
Çıkar hesaplarından uzak çalışmalıyız
Yeni sezonda yukarıda yazdığımız imkanları sağlayıp Türk Futbolu’na Silivri’de var olan oyuncuları kazandırmak. Türk futbolcusunun çok yetenekli olduğunu biliyorum. Onlara imkân sağlandığı biraz güvenildiği zaman çok önemli işler yapacağını yürekten inanıyorum. Silivri’de artık bir bütün olma ve tek vücut olma zamanıdır. Kişisel ve bireysel kaygılardan günlük çıkarlardan uzak tamamen Silivri ve Silivrispor’un menfaatleri doğrultusunda geleceğinin temellerini atmak adına çalışmalar da bulunmak zorundayız. Bir tane Silivri ve bir tane Silivrispor var. Bunun bilincinde olduğumuz zaman profesyonel olmuşuz diyebiliriz.
HABER-FOTOĞRAF: ENGİN AKIN
HABER-FOTOĞRAF: ENGİN AKIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder