Osmanlı devletinde futbolun İstanbul’dan önce İzmir ve Selanik’te ikamet eden İngiliz ailelerin çocukları arasında popüler olduğunu ve Bornova'da maçlar yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliyoruz. İzmir’de Resmi ilk Kulübün kuruluşu da 1894 yılına rastlıyor.
Yerel Futbol İzmir Temsilcisi ve Karagümrük Spor Kulübünün Resim Sitesinin Yöneticisi Hamdi Şendoğan, İzmir’deki Stat konusunu ele aldı. Statları gezen, fotoğraflarını çeken Şendoğan’ın tespitleri haberin devamındadır.
İzmir'de futbol takımlarının hali ne olacak sorusundan ziyade spor kültürü nasıl olmalıyı düşünmeliyiz. Daha çok insanı sporla tanıştırarak, sporun geleceğine katkıda bulunmalıyız. Futbolda dönemsel çıkma inmeler olabilir. Futbol zaten cazip bir spor. İzmir’de Cumhuriyetle yaşıt kulüplerimiz varken hala bazı şeyleri aşamıyoruz. İzmir kulüplerinin en büyük handikapı günümüz futbol sistemine entegre olamamalarıdır. Bir türlü kent genelinde heyecan yaratılamıyor. İzmirliler'de bıkkınlık var. Sorunun kaynağı yapısal. Ne spor alanı, ne de tesis var İzmir’de…
İzmir'in spor gündeminde aylardır Stat konusu konuşuluyor. Bu konuda belirsizlik halen sürmekte. Altay Alsancak Stadı yıkılıp yerine AVM yapılmak isteniyor. Aynı şekilde Göztepe Gürsel AKSEL Stadı da yıkılıp AVM yapılacak. Beşiktaşlılar için İnönü Stadı ne ise Altay, Karşıyaka, Göztepe için de Alsancak Stadı öyle. Alsancak Stadı İzmir Kulüpleri için Türkiye Futbolu için bir efsanedir. Gürsel Aksel Stadı Göztepeliler için Bir babanın bir annenin oğlu gibidir. Bizim idarecilerimizde evlatları annelerinden babalarından ayırmak için elinden geleni yapıyorlar maalesef.
Sonra da İzmir'in Süper Lig'de neden temsilcisi yok. Neden başarı gelmiyor diye sorular soruyor herkes birbirine. GELMEZ TABİKİ! Gürsel Aksel ve Alsancak sadece koparılmak istenen son halkalar. Yaşadıkları yaşattıkları ile gündemde olanlar. Birde görünmeyenler bilinmeyen var.
Bir zamanlar İzmir'de altyapının yükünü çeken bir HİLAL sahası vardı. Bu saha Merhum İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın 2001’de altyapı takımlarının çalışması için Altay’a tahsis edilmişti. Altay Kulübü de bu sahanın çim bakımından ışıklandırmasına kadar her şeyi ile ilgileniyordu. Tesislere zarar gelmemesi için bekçi dahi tahsis etmişlerdi. Sonra Büyükşehir Belediyesi kapılarını tekrar çaldı. İZSU kanalı sahanın altından geçiyor. Kanal çalışması için sahayı bir müddet kullanamayacaksınız. Çalışmalar bitince sahayı yeniden çimlendirip eski haline döndüreceğiz denildi.
Bunun üstünden tam 4 sene geçti. Bırakın çimlendirmeyi çivi dahi çakılmadı. Resimlerde de göreceğiniz gibi sahada şuan futbolcular değil atlar cirit atıyor. Futbol topu yerine patlak bir top atılmış bir vaziyette orada duruyor.
Liglerden ihraç tehlikesi!
Sahanın bozulması yüzünden geçen sezon TFF’nin projelerinden biri olan Akademi Ligleri’ne alınmama tehlikesi geçirdiklerini sözlerine ekleyen bir yetkili “Tüm altyapı takımları, spor okulu, A2 takımı ve süper amatör takım burada antrenman yapıyor, maçlarını oynuyordu. Onları Torbalı, Narlıdere, Gaziemir ve kendi tesislerimizdeki çim sahalara bölüştürdük. 1200 sporcu mağdur oldu. Ayrıca kentin göbeğine böyle bir görüntü hiç yakışmıyor.” dedi.
Atatürk Stadı yan saha!
İzmir'de tesis sıkıntıları bunlarla da sıkıntı değil. Universiad 2005 oyunları için Atatürk Stadının yanında 2 tane çim saha yapılmıştı. Daha sonra bu sahalar amatör maçlarda kullanılmaya başladı. Oraya da gidip bir bakalım dedik. Gitmez olaydık. İki tane yan yana saha. Birisinin zemini oldukça düzgün. Gittiğimizde çimleri biçiliyor ve sulanıyordu. Ya, yanı başındaki 2 numaralı saha! O ise üvey evlat! Aynı Hilal Sahası gibi kaderine terk edilmiş. İzmir'deki ÜVEY EVLATLAR bunlarla da sınırlı değil. İzmir'de futbolun gelişmesini isteyenler
http://www.izmiraskf.com/?pg=sahalarimiz adresindeki sahaları bir incelesinler. Bunların birçoğu kullanılmaz durumda. Bunları nasıl yeniden kazanıp yeni Gürsel AKSEL'ler, Gode Cengiz'ler yetiştiririz diye düşünsünler...
ÖZEL HABER: HAMDİ ŞENDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder