Bugünkü yazımızda yine Hakem camiasına ait konular
üzerinde duracağım. İstanbul İl Hakem Kurulu’nun yaptığı çalışmaları sizlere
anlatıp, hem doğru bulduğumuz konuları aktaracağız hem de eleştirimizi yapacağız.
Ayrıca Hakem Gözlemcileri için de birkaç kelimemiz olacak.
İstanbul İl Hakem Kurulu son dönemde oluşturduğu yapı ile
çok önemli işlere imza atmaya devam ediyor. Göreve geldikleri ilk günlerde her
ne kadar zayıf ve tecrübesiz bir Kurul gibi gözükse de, zamanında oğlunu çok
kolladığı için eleştirdiğim Oğuz Uğurlu ve ekibi son zamanlarda yaptıkları
başarılı çalışmalarla çok faydalı işler yapıyorlar.
Zaman, zaman İl Hakem Kurulunu eleştiriyoruz, hata
yaptıklarında ve biz bunu tespit ettiğimizde yine eleştirmeye devam edeceğiz. Bugün
de eleştireceğiz ancak güzel çalışmaları da anlatacağız. Ben bugünkü yazımda ilk
olarak Kurulun yaptığı güzel şeylerden bahsedeceğim. Öncelikle Oğuz Uğurlu ve
ekibinin çok eski yıllarda olduğu gibi Hakemlerin eğitimine önem vermesi son
derece memnun edici bir hareket. Hakemlerin de bu eğitimlere sağladıkları
çoğunluk hem onların bu işte ne kadar istekli olduklarının hem de mevcut Kurul
Üyelerine olan saygı ve inançlarının bir göstergesi. Eğitimlerin bu şekilde
devam etmesi Hakemlerin gelişmesinde önemli olduğu kadar, yönettikleri
müsabakalarında daha iyi ve sorunsuz geçmesi açısından bir o kadar önemli. İstanbul İl Hakem Kurulu eğitimlere böyle
kararlı ve ara vermeden, disiplini elden bırakmadan devam ettiği sürece Türk Hakemliğin
lokomotifi kabul edilen İstanbul’dan yeni Cüneyt Çakır’ların çıkması hiç
sürpriz olmaz.
İl Hakem Kurulu bu sezon, eğitimlerin yanı sıra Kurul
antrenmanlara verdiği önemle de bu sezon işi ne kadar sıkı tutacağını açıkça
gösteriyor. Kurul üyelerinin hem Bakırköy Belediye Stadında, hem de Burhan Felek
Spor Kompleksinde eşofmanlarını giyip Hakemlerle birlikte antrenman yapmaları
da ayrıca güzel bir görüntü oluşturuyor. Özellikle Anadolu yakasında şu aralar
adını pek duymasam da yaptığı başarılı çalışmalar ve Hakemler ile olan güzel
diyalogları sayesinde Anadolu Hakemlerin ev sevdiği Kurul Üyesi olan Murat
Oksay’ın haricinde, Aydın Kankaş ve Fuat Özkarabulut, Avrupa yakasında ise
Alpaslan Arkun ve Muzaffer Urlu sürekli olarak antrenmanları takip ederek
Hakemlerle iç içe oluyorlar.
Antrenmanlar haricinde de bütün Kurul Üyelerinin hafta sonları saha,
saha dolaşıp Hakemleri yalnız bırakmamaları ve kontrol etmeleri hem Hakemlerin
Kurul Üyelerini yanlarında hissedip kendilerine olan güvenlerini tazeliyor hem
de müsabaka içerisinde daha enerjik ve ciddi olmalarını sağlıyor.
Hakemlerden mesajlar geliyor, kimisi telefon ile bilgi
veriyor, kimisi de kendini gizlemek adına sahte elektronik postalar ile bazı
konulardan haberdar ediyor. Hakemlerden gelen şikayetlere, camiada gelişmeleri
iyi takip ettiğim için kimi zaman hak veriyorum bazen de ‘yıpratmak amaçlı’
olduğunu düşündüğüm için ya da belgesiz, kanıtsız olanları, işin ucu Mahkemeye
çıkar diye sessiz kalmayı tercih ediyorum. Ancak tüm bilgileri bir kenara not
ediyorum.
Genel şikayetler ve iddialar şunlar: İstanbul İl Hakem Kurulu, Hakem
Derneği seçiminde kendilerinden yana olanlara iyi maç veriyor, diğer tarafta
olanlara ya maç vermiyor ya da adı geçen Hakemin beğenmeyeceği maçları veriyor.
Bazı Hakemlere Hakem Derneği seçiminde rengini belli etmedikleri için de maç verilmiyor.
Bazı Hakemler, hem Cumartesi hem de Pazar günleri üst üste
zorlu maçlara gönderilirken, geçmişte çok iyi maçları başarıyla yönetmiş bazı
Hakemler nedense Kurul tarafından değerlendirilmiyor. Hakemliğe bir süre ara verip, bu sezon yeniden görev
alanlar, zorluk derecesi oldukça yüksek maçlara veriliyor. Yine bazı Hakemlere
üst üste aynı takımın maçı veriliyor.
Bölgesel Yardımcı Hakemlere son haftalarda Süper Amatör
Ligde Hakemlik verilirken, Bölgesel Hakemler maçı olmadıkları halde tercih edilmiyor.
Bazı maçlara Bültende Hakemin adı yazılı olduğu halde, başka Hakemler de
gönderiliyor. Sonra da bültende adı yazılı olan değil, sonradan gelen Hakem
maçı yönetiyor. (Öz Trabzonlular-GOP Venüs maçı). İstanbul İl Hakem Kurulu’nun,
Hakemlerden bana gelen bu şikayetleri değerlendireceğini iyi biliyorum…
Gözlemci Raporları,
Hakemlere ulaşacak
İstanbul Hakemleri ve İl Hakem Kurulu için en önemli
konulardan bir tanesi ise yeni oluşturulan İl Hakem Kurulu sitesi ve site
içerisindeki mevcut yapı. İl Hakemlerinden Yücel Yılmaz’ın çalışmalarıyla
oluşturulan sitede Hakemler için en önemli olan nokta muhakkak ki Gözlemci
Raporlarının Hakemlere de otomatik olarak gitmesi. Geçtiğimiz dönemlerde
Gözlemci raporlarının kendilerine ulaşmamasından sürekli şikayet eden Hakem
kardeşlerim, Gözlemcilerin raporlarını siteden göndermeye başlaması ile artık
düzenli olarak raporlarını elde edebilecekler. Tabi böylece soyunma odasında
yüzüne gülen ve güzel konuşan Gözlemcinin kendisi için gerçekte neler
düşündüğünü de tam olacak öğrenecekler. Bunun yanı sıra antrenman, maç
bilgileri ve gözlemci notlarını da sistem içerisinden kolaylıkla takip
edebilecekler.
Parmak okuyuculu
sistem geliyor
Bunların yanı sıra bu sistem ile bazı lig müsabakalarında
maç atamalarının otomatik yapılacağı söyleniyor. Gerçi bu sistemin ne kadar
sağlıklı çalışacağını zaman gösterecek veya Hakemlerin bu durumdan ne kadar
memnun kalacağını ama yapılabilir ve uygulanabilirse sanırım bir ilk
olacak. Aslında sistemin düzenli
çalışması demek Hakemlere adil bir maç dağıtımı yapılması demektir. Bunu
söylerken kurulun adaletsiz olduğunu söylemek istemiyorum, ancak bir takımın
hem Pazar hem de Çarşamba maçına aynı vermek çok ciddi bir hatadır. Kurul bu
hataları kesinlikle yapmamalı. Şuan ki atamalar ne şekilde tam bilmiyorum ama
bende bu atama işinin sonucunu merakla bekleyenlerdenim. Bu sistemin
çalışılabilirliği ilgili olarak daha sonraki yazılarımda tekrardan
bahsedeceğim. Bir diğer konuda antrenman ve toplantılardaki düzenleme ile
ilgili olacak aldığım duyumlara göre, Kurul, antrenmanlarda imza toplamak
yerine 1-2 hafta içerisinde parmak okuyuculu sisteme geçecekmiş. Böylelikler kimin antrenmana gelip gelmediği
anlaşılabilecek. İyi niyetli de olsa kimse birbirinin yerine imza atamayacak.
İl Hakem Kurulu yaptığı ve yapacağı çalışmalarla hem
hakemlere ne kadar önem verdiğini hem de ortaya iyi bir şeyler çıkartarak
gelecekte başarılı Hakemler yetiştirmek istediklerini ortaya koyuyorlar.
Ne olacak bu Gözlemcilerin
hali?
Biraz da Hakem Gözlemcilerine değinelim. Daha sezonun başı
olmasına rağmen Hakemler, bazı Gözlemcilerden oldukça muzdarip ve şikayetçi
gibi gözüküyor. İl Hakem Kurulu’nun, Hakemlerin yanı sıra düzenli olarak
Gözlemcilere de eğitim vermesine rağmen bazı Gözlemcilerinin bildiklerini daha
doğrusu bilmediklerini okumaya devam ettikleri söyleniyor.
Hakemlerden gelen şikayetlere göre bazı Gözlemciler halen
düzgün ve anlaşılır rapor doldurmaktan habersizler. Verdikleri veya
vermedikleri notlarla da bazılarının pek adil oldukları söylenemez. Sanırım
halen verdikleri notların veya seyrettikleri Hakeme yaptıkları uyarıların,
Hakemin klasman şansını ne kadar etkilediklerinin farkında bile değiller.
Benim başıma gelen bir
olay…
İstanbul’da maç öncesi Hakeme bir gözüküp, sonra en yakın çimenliğe
uzanan ve 90 dakikayı maç dışında tamamlayanlar var. Ayrıca genç Hakemleri
çizmek için canını dişine takan ve bunu bir marifetmiş gibi sağda, solda
anlatan, Hakemliğinde bir yere gelememiş bazı Gözlemcilerin çoğu da kopyala
yapıştır huyundan vazgeçememiş gibi…Bu
Gözlemciler, bir de marifet sanıp utanmadan, kısa süre Hakemlik yapıp, bırakan
oğlu vasıtasıyla internet sitelerine yorum yapmasını da iyi biliyorlar. Benim
başıma geldi, anlatayım: Bir Gözlemci geçtiğimiz sezon bir U19/1 maçında beni İl
Hakem Kurulu’na şikayet etmiş. Gerçi benim çok da umurumdaydı ancak olay ilginç.
Bir genç takım maçıydı, Albayrak sahasında. Hakem kardeşim maça geç kalmış, 20
dakika sarkmış maç. Hakem maçı yönetirken kale arkasında beni gördü ve top
oyun dışı olduğunu bir sırada 10 metre mesafeden “ağabey maç sonu gitme,
konuşmamız lazım” dedi, tamam dedim, Hakemi bekledim. Devre arası yanımdan
geçtiği halde konuşmadım, maç sonunu bekledim. Genç ve geleceği olan Hakem
kardeşim maç bitiminde soyunma odasının kapısında (Hakem soyunma odasına
girmedim) kendisi hakkında geçtiğimiz sezon bir Antrenörün bizim sitede yaptığı
bir eleştiri yüzünden 8 maç ceza aldığını, halbuki o maç sonrası Gözlemcinin
kendisine 8.5 verdiğini söyledi ve benden rica etti, “o yazı yakışmadı, Hocanın
iddialarını birde benden dinle, beni eleştiren Antrenör neler yaptı bize, dinle, içine sinerse, ikna olursan yazıyı kaldırabilir misin?” diye sordu. Tamam dedim,
Hakem kardeşimi dinledim, haklı olduğuna inandım ve hemen yazıyı kaldırdım. O esnada bizim meşhur Gözlemci kapıda bizi
bekliyormuş, beklemek beyefendinin zoruna gitmiş, Hakemin kapıda benimle
konuşmasını yadırgamış, öyle ya içeri girecek, Hakeme laf anlatacak! Ben
Gözlemciyi çevremde turlarken gördüm, Hakeme, “seni bekliyor, çizmesin, içeri
gir” dedim. Sonra bu Hakemliğinde gittiği her maçta takımların anasını ağlatan
zat-ı muhterem Salı günü İstanbul İl Hakem Kurulu’na gitmiş ve benim devre
arası soyunma odasına girdiğimi, iki Yardımcının da kapıda bizi beklediğini ve
Hakemin ceza alması gerektiğini söylemiş, Hakem o zaman ceza aldı, benim de
bundan haberim oldu ancak Hakem kardeşime zarar gelmesin diye o zaman sustum,
ancak bilinsin istiyorum, bu ve bunun gibi Gözlemciler, Hakemlerin en büyük düşmanıdır.
Gözlemcilerin kendilerine
çeki düzen vermeleri gerekiyor
Gözlemciler şunu bilecekler, yazdıkları maç raporu hem
Hakemin yaptığı hataları görmesi ona göre de kendini geliştirmesi hem de o
Hakemi Kurula anlatmak için en etkili araç. Gözlemcilerin bir an önce
kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor. Hatta sahaya giderken giydiği kot
pantolonun farkında olmayıp Hakemin kıyafetini eleştiren, bu yüzden not kıran
Gözlemciler bile varken Hakemler daha çok üzülecek gibi duruyorlar. Ayrıca
Hakem zor bir maç yönetmiş, sarı kart bol, ihraç var. Gözlemci içeri girip,
Hakeme 1 saat laf anlatmayacak. Çok istiyorsa, Hakem duşunu alsın, tesisi birlikte
terk etsinler, gitsinler bir çay bahçesine uzun, uzun konuşsunlar. Hakem belki
zor maç sonrası soyunma odasında sigara içecek, belki yalnız kalmak isteyecek,
belki de moral bulmak adına çocuğuyla, eşiyle veya kız arkadaşı ile konuşacak…
Ne diye ‘pat’ diye odaya dalıp, zaten yorgun olan 3 kişiye 1 saat vaaz
verirsiniz? Hakemler zaten maçın gerginliği yüzünden perişan halde, adam
sahadan nasıl çıkacağını düşünüyor, kafası dalgın, sen geliyorsun, durmadan
anlat. Bırakın da Hakemler bir parça dinlensinler, sanırım buna hakları da var.
Gözlemcilerden gönüllü
mentör olmalarını bekliyoruz!
Ayrıca Gözlemciler için yapılan eğitim toplantısında Oğuz
Uğurlu gönüllü mentörlük konusundan bahsetmiş. Yeri geldiğinde mangalda kül
bırakmayan, “yok o Hakemi ben yetiştirdim, yok bu Hakemi ben Klasman yaptım”
diyen Gözlemcilerimiz gönüllü mentörlük konusunda bakalım ne yapıp ne karar
verecekler. Kimler elini taşın altına koyarak gönüllü olarak maddi manevi bir
karşılık beklemeden Hakemlere yardım edip onlarla bilgi birikimlerini
tecrübelerini paylaşacak hep beraber göreceğiz. Aslında çokta güzel bir oluşum
tabi bazı Gözlemciler egolarından sıyrılırda Hakemlere köstek değil destek
olmak isterse. Kimin işini ciddiye aldığı kimin Hakemlere bir şeyler katmak
istediği ortaya çıkar yakında. Gerçi daha düzgün rapor yazmayı bile bilmeyen
Gözlemcilerden Hakemlere ne yarar gelir bilmiyorum ama bu tür Gözlemcilerin
sayısı çokta fazla değil. İl Hakem Kurulu bu kararlılık ve disiplinle devam
ettiği sürece bu kişileri de ayıklayacak gibi gözüküyor.
İl Hakem Kurulunun, Hakemlerde olduğu gibi gözlemcilerde
de bu işi çok sıkı tutması gerekiyor. Yoksa sezon sonunda çok Hakem
kardeşimizin canı yanacak gibi. Açıkça söylemek gerekirse Hakemler bu sezona
çok iyi başladılar, çok ciddi şikayetler yok değil haliyle. Hakemlerin sezona
iyi başlamasında İl Hakem Kurulunun katkısı ve etkisi çok büyük böyle giderse
sanırım bu sezon Hakemlerden çok gözlemcileri yazmak zorunda kalacağız.
E-Posta: bkyerelfutbol@gmail.com
YAZI: BURAK KURTULUŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder