Amatörler ve amatör ruh

Çocukluğumda tanıştığım ve o günden bugüne takip ettiğim Amatör Küme Ligleri’nde yaşanan heyecanı, hırsı, sevinci ve üzüntüyü gördüğümde aslında amatör takımlarından hiçbir farkının olmadığını fark ettim. En büyük farkı ise, imkânların yetersiz oluşu, genç sporcuların desteklenmeyişi ve ülkenin bu amatör lige ilgisiz kalışı…

Amatör bile maçlarındaki ilgisizlikten dem vurulduğu şu dönemde, “Kim takar amatör ligi?” diye düşünenler olabilir. Ama yanılıyorsunuz. Bu ligde top koşturan gençlerin hepsi bu ülkenin evladı.

Sporcuların doğru düzgün ücret alamadıkları, spor malzemelerinin eksik oluşundan bahsetmeye gerek yok. Bunları artık onlar da kabullenmişler, ancak yine de azimle ve hırsla takımları için mücadele etmeye devam ediyorlar.
Amatör kulüplerin durumları ortada, yıllardan bu yana birçok amatör kulüp imkânsızlıklar nedeniyle kapandı, birçoğu zar zor ayakta kalmaya çalışıyor. Bazıları iş adamlarının desteği ile hayatlarını sürdürürken ilçe takımlarının ardında da belediyelerin sağladığı imkânlar mevcut.

Ancak hepsini içine alan ve acil çözüm bekleyen bir nokta var Eski toprak saha halinden suni çim sahaya dönüştürüldüğünden beri kaderine terk edilen ancak tüm amatör liglerin ve spor turnuvalarının ev sahibi konumundaki stat, zaman geçtikçe üzerindeki yükü kaldıramaz bir hale geldi.

Her hafta onlarca maçın oynandığı, birçok kulübün aynı anda idman yapmak zorunda kaldığı stat, kulüplere yeterli gelmediği gibi, şu sıralarda başlayacak olan Amatör Lig karşılaşmaları ile daha da yoğun bir dönem geçirecek. Bu gençlerimizin birçoğu okul öğrencisi ve okullarından sonra bir de idmana gidip hem oynadıkları maçlarda, hem de derslerinde iyi performanslar elde etmeleri ne derece kolay olur siz düşünün.

Mevcut tribünün hali artık içler acısı Önümüz kış ve maçların yağışlı zamanlara denk gelme ihtimali çok yüksek. Yağmurlu zamanlarda seyirci tribünden mi maç izliyor, yoksa üstüne mi yağıyor anlayamıyor. Protokolden birisi gelse karşılaşma izlemeye, mevcut tribünlerde asla oturmaz. Ama takımının taraftar izlemeye gelenler o tribünün içler acısı haline katlanmak zorunda.

Spora önem veriyorsak, gençlerimizin sportif başarılarını önemsiyorsak, onları kötü alışkanlıklar yerine spor gibi faydalı alanlara yönlendirmek istiyorsak, yetkililerin bu anlamdaki eksiklikleri en kısa zamanda gidermesi lazım. Spora ve sporcuya verdiği önemle de biliniyor. Her yaz belediye tarafından düzenlenen spor şenlikleriyle, spora ve sporcuya verdiği önemi gözler önüne seren Belediyeler, eminim ki bu gençlerimizin sorunlarına da eğilecektir ve gerekli adımların atılmasında katkıda bulunacaktır.

Futbolunun gelişmesi için varını yoğunu ortaya koyan amatör kulüp yöneticileri var. Bir de sahada, belki ileride iyi bir futbolcu olma hayaliyle futbol oynayan gençler. Bugün dünyada milyonları peşinden sürükleyen en popüler sporların başında futbol geliyor.
En büyük sektörlerin başında gelen futbola her yıl milyarlarca Dolan para akıyor. Futbolculuk ise en gözde mesleklerden biri. Transfer piyasasında dönen rakamlara bakıldığında sanırım ne kadar gözde olduğu fark edilecektir. İyi bir futbolcu iseniz, yüzlerce işçinin bir yılda alamadığı parayı bir sezonda transferde kazanabilirsiniz. Hal böyle olunca çocuğunun iyi bir futbolcu olması için çabalayan kişilerin sayası hiç de az değil.

Bugün dünya futbolunda söz sahibi olan ülkelerde büyük bir sektör haline gelen futbol için milyarlarca dolar para harcanıyor. Tabi bu işin getirisi da daha fazla oyluyor. Futbolun gelişebilmesi için, iyi bir altyapının olması gerekiyor. Çocuk yaştakilerin iyi bir eğitim alması için spor yapabilecekleri tesislerin olması şart.

Türkiye’de ne yazık ki bu mümkün değil. Bırakın çocukların, gençlerin mücadele ettiği Amatör ligde bile yeteri kadar tesis yok. Sonunda birileri çıktı da oraya sentetik çim saha yaptı. En azından her hafta birkaç genç, bacağı kolu kırılmadan futbol oynamaya başladı.

Türkiye’de futbolunun gelişmesi için varını yoğunu ortaya koyan amatör kulüp yöneticileri var. Bir de sahada, belki ileride iyi bir futbolcu olma hayaliyle futbol oynayan gençler.
Amatörlük, bir işin para için değil zevk için yapılmasıdır. Bu açıdan amatör, işini zevk için yapan, yeterince deneyimi olmayan hevesli kişi olarak nitelendirilebilir. Amatörlük ve amatör sporcu kavramları sportif etkinliklerle birlikte öz olarak şu şekilde tanımlanabilir. Sporun kazanç amacıyla bir para ödülü veya belirli bir gelir sağlanmak için yapılmamasına amatör spor ile meslek edinmeden sadece zevk için uğraşan kişiye de amatör sporcu denilebilir.

Türkiye’de amatör futbolda nerede Tesisler amatör futbolun fiziki bir unsuru. Ama aslında amatör futboldaki ruh meselesidir. Bu kulüpleri ve amatör futbola bakışlarını az çok biliyorum. Asıl kaçırılan nokta bence amatör futbolun ruhunun dışına taşırılmasıdır.

Yazımın giriş kısmında amatörlüğü kısaca anlatmaya çalıştım. Temel nokta zevk için yapılması, keyif alınması, insanları eğlendirmesi. Maalesef kulüplerimiz bu noktayı kaçırıyorlar. Elbette ki amatör yapılan bu işte başarılı olmak da amaç olmalı ama öncelikle amatör ruh. Her şey kazanmak üzerine kurulmamalı. Sporun dostluk, kardeşlik, başarı unsuru ön planda olmalıdır.
Her sezon bir umutla başlıyor. Bazı takımlarımız amatörce yaptıkları bu işi birkaç başarısız sonuçta amatörlüğün ruhuna aykırı olarak bir amacımız kalmadı diye bırakabiliyor. Çünkü hedef hep başarı üzerine kurulduğu zaman sonuç bu olur. Oysaki sonuç ne olursa olsun amatör futbol hep amatörce oynanmalı Amatörce oynanmadığı sürece sporun birleştirici unsuru farklı olumsuz olaylara sebep olabiliyor. Umarım herkesin keyif aldığı, eğlendiği, dostlukların kazanıldığı amatör futbolu Türkiye’de önümüzdeki yıllarda keyifle izleriz.

YAZI: YILMAZ AKTEPE