Silivrispor yenildi ama...

Silivrispor yenildi ama bunda teknik bir hata yoktu kanımca. Hafta içi oynanan lig maçında Silivrispor, Ümraniye deplasmanında iyi mücadele etmesine karşın sahadan 2-1 yenilerek ayrılması ardında bir takım içsel sıkıntıların varlığı gözlerden kaçmamalı.

Zorlu doksan dakika boyunca kenar yönetim oyun içinde yaptığı taktiksel değişikliklerle galibiyetini aradı ama olmadı.

Özellikle maçın başlama vuruşu ile birlikte geçen 10 dakikalık bölümde kalesinde devleşen Rasim adeta maçın kaderini tayin eden adamdı. Karşı karşıya kaldığı bire bir pozisyonlardaki başarısı ve kurtarışları mükemmeldi.

Yaşadığı panik havasını çabuk atlatan Silivrispor oyunun ilk çeyreğinin ardından oyuna ortak oldu ve kazandığı penaltı atışı ile öne geçtiyse de beraberliği bir penaltı atışı ile rakibine teslim etti. İkinci yarının başlaması ile biraz önde yakalanan Rasim’in üstünden güzel bir vuruş çıkaran Samet Ümraniye’yi öne geçirdi. Bu golün ardından oyunu tamamen kendi yarı sahasında kabul eden Ümraniye kontra ataklarla Silivri kalesine hücum etti. Yine bu dakikalarda Silivrispor birbiri ardına geliştirdiği ataklarda sonuca ulaşamadı. Maçta vasatı geçemeyen oyuncular da vardı bunlardan biri ise son günlerin zinde ismi İsmail’di. Maç boyunca Erdal hoca İsmail’e bir türlü maçta olduğunu anlatamadı ve doksan dakika boyunca tahammül etti.  Penaltı pozisyonunun haricinde Taner’de vasatı geçemedi desem yanılmış olmam.

Buraya kadar normal geçen maçta asıl önemli olan ise maçtan önce yaşanması gerekenlerdi. Burada sorumlu kimse hesabını da vermeli. Silivrispor profesyonel bir kulüptür. Bunun bu şekilde bilinmesi gerekir. Hafta içi kendisi için çok önemli bir maça çıkacak olan takımın bir gün önceden maçın oynanacağı stada yakın bir yerde kampa girmesi gerekir. Silivri-Ümraniye arası otobüsle 2 saatin üstünde yolculuk zamanını gerektiriyor ki ben aracımla 3 saate yakın yolculuk yapmak zorunda kaldım malum İstanbul trafiği. Durum böyle olunca Silivri’den Ümraniye’ye otobüsle giden oyunculardaki yorgunluk da gözlerden kaçmadı.

Bir de maç saat 13.30’da olunca buna 3 saatlik yolculuğu da katarsak futbolcuların yorgunluk ve açlık ortaya çıkar ki buna en büyük neden kan şekerinin düşmesidir. Düşen kan şekeri maç esnasında şekerlemelerle geçiştirilse bile oyun içindeki performansların etkilenmesine neden olur.

Şayet biz Silivrispor olarak Ümraniye maçını kazanmak isteseydik eğer maçtan bir gün önce stada yakın bir otelde kapma girmemiz şarttı. Bu şekilde oyuncular uykularını tam olarak alabilir ve maç saatine 3 saat kala maç yemeğini yemesi ve maç için konsantre olması gerekir. Yani 3 saat yolculuk yaparak maça çıkmak sadece amatörlerde mevcuttur. Gerçi birçok amatör kulüp bile önemli maçlarından önce mesafeye bakmaksızın kampına giriyor ya neyse.

Gelinen noktada Silivrispor, Ümraniye maçını kazanabilirdi ama olmadı. Şimdi bir suçlu aramak da yanlıştır amma sormak da isterim ki samimiyetine güvendiğim için bu soruyu yetkili kişi olan Özgür Kurt’a sormam lazım gelir. Ah be Özgür sen ki yıllarını futbola adadın takımı bir gün önceden neden kampa sokmadın? Onca yolun konsantrasyon bozukluğu yapabileceği aklına gelmedi mi? Şahsi düşüncem bir kamp olayı olmuş olsaydı eğer şuan üç puan Ümraniye’nin değil Silivrispor’un hanesine yazılırdı.

Şimdi aslında burada asıl sorulması gereken ise bu kamp mevzuunu Özgür yönetime sundu mu sunmadı mı, sunduysa şayet yönetim neden kabul etmedi.

Var bir sıkıntı ama çözemedim hala. Yakında çözerim ama o zaman da bunun hesabını kimler verir onu da bilemem. Kalın sağlıcakla. 

YAZI: ENGİN AKIN