Yazarımız Orhan Budak, köklü kulüplerin amatör liglere kadar gerilemesinin ardından yatan nedenleri kaleme aldığı yazısıyla karşınızda...
Türk sporunda kuruluşundan bu güne damgasını vuran hizmeti geçen rekabetlerinde tadına doyulmayan İstanbul amatör ligleri, İstanbul yükselme ligleri nihayetinde kurulan Türkiye Birinci, İkinci ve Üçüncü liglerinde yıllarca profesyonel olarak mücadele etmiş olan sayısız spor kulüplerimiz bu gün İstanbul Amatör ve Bal liglerinde mücadele ederken maalesef bazı spor kulüplerimiz de kaybolup gitmişlerdir (Adalet, Emniyet, Süleymaniye gibi).
Geçmişte taraftarları statlarda tribünleri almaz iken bu gün boş tribünlere oynamaları geçmişteki başarılarına saygısızlık oluyor. Son on sezona baktığımızda Alibeyköy, Küçükçekmece, Beykoz, Küçükköy, Zeytinburnu hatta Bakırköyspor Birinci Türkiye liglerinden ikinci ve üçüncü liglerinden birinci amatör kümelere kadar gerilediler. Bunun sancıları, sebepleri nelerdir? Hatta biraz daha gerilere gittiğimizde Nişantaşıspor ikinci Türkiye liginde yer aldı, Feriköy üçüncü lige çıktı, düştü. Taksimspor, Galata, Hasköy, Yedikule, Davutpaşa, Beyoğlu zamanın hem futbolcu yetiştiren hem İstanbul profesyonel liglerinde yer alan takımlarıydı. Buralarda renkli kişilikleri ile sembol futbolcuları lakapları futbolumuzu süslerken bir başka keyif veriyorlardı futbol seyrine. Vefaspor Türk futboluna öyle imza atmıştır ki hala o futbolcular ile anılıyor.
Ne oldu da bu güzide spor kulüplerimiz geçmişte oynadıkları profesyonel liglerden koptular bir türlü arzuladıkları o liglere o başarılara, başarıları ile gelemiyorlar? Sporda başarı geleceği belirliyor doğrudur. Bu spor kulüplerinin yaşandığı semtler bu gün büyük erozyona uğramıştır. Bu İstanbul gibi diğer büyük şehirlerimizin kulüplerinde de görülmektedir. Kiminin elinden tesisi alınmıştır, kimi cefakâr yöneticilerini kaybetmiştir yerlerine gelenler O müthiş forma ve takım ruhundan bi haber yöneticilik yapmaya başlamışlardır. Bir de sporun her dalının muhteşem rengi olan taraftarları yok olmuştur. O ruh ki her şeye bedeldir. Kimi sporcu vardır kulübünle anılır. Eker biçer, Kasap oğlu, Tahta Bacak İsmet, Kaptan Ahmet...
Taraftar gitti, kavgacı gruplar geldi
Bir de bu erozyona semt sahalarının apartman olması eklenince tesis zengini olan spor kulüpleri bu gün antrenman yapacak yer aramaktalar. Giden, kaybolan taraftarın yeri doldurulamadı. Kinci ve kavgacı gruplar geldi. Beykoz bu gün mücadele etmekte olduğu ligde yalnızları yaşamakta. Nedenleri nedir? Bu artık spor kulüplerinin sorunu olmaktan çıkıp sosyal yaraya dönmüştür. Her sahada “Onlar bize orada yaptılar “mantığı yansıdığı için polissiz ve kavgasız maç izlenemiyor.
Gönül ister ki Tarihe damgasını vurmuş olan spor kulüplerimiz kısa zamanda taraftarıyla, sporcusuyla o layık oldukları yerlerde mücadele etsinler. Çok değil daha dört, beş sezon öncesinde profesyonel liglerde oynayan değerli kulüplerimiz bu gün amatörde mücadele ediyorlarsa bunda yöneticilerin rolü çok büyüktür. Bazen bu gibi kişilere şahit olmaktayız. Düşsünler diye. Çıksınlar diye mücadele vermek çok daha güzeldir bence.
Beykoz örneği
Beykoz Türk futbolunda sayısız yıldız futbolcu yetiştirmiş bir spor kulübü olarak sporseverler tarafından bilinmektedir. Yeri profesyonel lig olmalıdır diğerleri gibi ama bir hastalık var ve teşhis edilemedi hala yıllardır. Artık amatör futbol seyircisi, taraftarları tribünlerde kavgayı bırakarak dostluğu yaşamalı bir arada futbol seyretmenin keyfini yaşamalıdır. Yoksa rakibe göre tribüne gelerek takımlarını teşvik etmek futbola bir katkı olmamaktadır. Gelin müsabakaları hep bir arada dostluk içerisinde sevgi ile seyredelim görelim hangisi daha güzel.
Kavgamı, sevgi mi?
YAZI: ORHAN BUDAK
1 yorum:
Çok güzel yazı harfiyen katılıyorum..
Yorum Gönder