Silivrispor’da kriz bitmez

Silivrispor bir kez daha küçük çaplı bir krizin eşiğinden dündü. Sezon başından beri atlatılan krizlerin sayısını unuttum. Çoğunun nedenini anlayabilmiş de değilim. Belki de bu şekilde olması gerekiyor diye düşündüğüm bile olmuyor değil ya neyse.

 

Silivrispor olarak maç kazanamıyoruz herkes krize giriyor. Kupada ve ligde üst üstte maçlar kazanıyoruz, bu kez de ego krizi baş gösteriyor. Bu durum kulübe büyük zararlar veriyor.

 

Ümraniye maçı kırılma noktasıydı. Kırıldık. Kriz 3 puana mal oldu. Ümraniye maçını kazanabilirdik bana göre o zaman yönetimin aldığı hatalı karar neticesinde bu maçı ellerimizle hediye ettik.

 

Takım kazanma alışkanlığı edinmiş. Oyuncular havayı yakalamış. O zaman sorun ne? Bastırılmış duyguların dışa vurumu ve hazımsızlık.

 

Bir aylık hazırlanma süremiz var. Kamp önce iptal oluyor sonra ne oluyorsa okeyleniyor. İlginç değil mi?

 

Kupadaki çıkışın dışında henüz kazanılmış bir şey yok. Dolayısıyla kulüptekilerin yani yöneticilerimizin rehavet havasını da anlamak mümkün değil… Daha oynamadığımız ligimizin bir ikinci yarısı var. Unutmayalım, unutturmayalım.

 

20 Ocak ile 20 Mart arası çok kritik. Bu aradaki her maç bir final. İlk hedef Adliye maçı olmalı ve yatırımlarımız bu maça yapılmalı.

 

Yönetim ne yapıp edip bu süreci mümkün olan en iyi şartlarda gerekirse ekstra prim verecek şekilde planlamalı. Çünkü seçim atmosferine girilecek ve bu ortamda da Silivrispor için kimsenin ile cebine gitmeyeceği gibi sıkıntılı günlerimizin de başlangıcı olacaktır.

 

Kazara düşme potasına inersek seçimden sonra kurtaracak adam da bulunmaz… Tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi. O zaman çok bekleriz bir Akgün Duru çıksın kulübün borçlarını ödesin diye. Ardından da Mustafa Saral gibi bir ismin güncellenmesini çok bekleriz.

 

Seçim atmosferi rakiplerimiz için ekonomik ve kadro anlamında güçlenme dönemi olurken bizde bol vaat içeren baklava ziyafetleriyle geçiştiriliyor. Siyaset kulübü gözden çıkarabilecek enteresan gelişmelere gebe. İşte bu dönemde her dönem olduğu gibi daha çoğunlukla kulübün girdisi çıktısı maçlardan daha çok konuşulacaktır.

 

Bu takımın geçmişte neden düştüğünü (düşürüldüğünü) nasıl çıktığını bilenler neden bu konuyu gündeme getirmeye çalıştığımızı daha da net anlayacaktır.

 

Temennimiz yönetimin de anlaması ve ellerinden geleni değil yapılması gerekeni yapabilmesidir.

 

Neticede hepimiz Silivrispor’un iyi olması için çalışmıyor muyuz?…

 

Not olarak; Silivrispor kampa gidiyor Antalya’ya. Antalya’da sadece Silivrispor olmayacak tabii ki. Bir spor yazarı olarak Tepecikspor, Çatalcaspor’un davetlisi olarak bende bir aksilik olmazsa şayet İbrahim Keskin ile birlikte Antalya’da olacağım birkaç günlüğüne de olsa. Yani yılbaşından sonra bol bol bu takımların ve ilçemizdeki diğer kulüplerin haberlerini okuyacaksınız sayfalarımdan. Zira Silivrispor’dan hala kamp için bir davet gelmedi. Ne diyelim hayırlısı olsun.

YAZI: ENGİN AKIN