TASKK Genel Başkanı Ali Düşmez yaptığı açıklamada "2.5 yılda yaptıklarımız, sonraki dönemde yapacaklarımızın alt yapısını oluşturuyor. Biz şimdi çok daha güçlü bir Yönetim kurarak amatörleri uçuracağız" dedi.
Editörün Notu: Normalde bu röportajı çok daha önce siz site takipçilerine okutmam gerekirdi. Ancak bazı özel sebeplerden dolayı röportajın son kısmı bir hayli gecikti. Bu nedenle Sayın Ali Düşmez’e haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Lakin benim de kendime göre haklı nedenlerim var: Birincisi röportaj için Orhan Saha Amatörler Evi’ne gittiğim gün '2 maç haberi fazla olsun' düşüncesiyle Birisi Alibeyköy’de diğeri Sarıyer’de olmak üzere 2 maç izledim. Tabii şifayı kaptık haliyle. Aradan geçen zamanda sağlığımın iyi olmadığını söylemeliyim. Bu arada hiç dinleme şansım da olmadığı için durum kötüleşti. Bir de esas gecikme şundan kaynaklandı: Bu röportajı yaptığımız günden sonra beni çok üzen iki hadise oldu, bunlara girmek istemiyorum. Bunlar da beni tembelliğe sevk etti. Fakat mutlaka eklemem gerekir ki; röportaj talebi benden geldi. TFF Yönetim Kurulu Üyesi, Amatör İşler Kurul Başkanı, TASKK Başkanı ve İASKF Başkanlığı gibi üst düzey görevleri olan bir ismin karşısına daha hazır gidebilirdim. Bu röportajı daha iyi değerlendirebilirdim. Olmadı… Kendime ve teknolojiye güvenerek hata ettim. Fakat kimi çevrelerce mağrur ve tevafür sahibi diye nitelendirilen Sayın Düşmez’in hiç de öyle olmadığına tekrar şahit oldum. Keyifli bir söyleşi oldu aslında. Tüm sorularımıza cevap verdi Sayın TFF Yönetim Kurulu Üyesi. Hatta konuşmamızın son kısmında, bana daha önceden gelen soruları da sordum Başkana ve Yönetime. 'Allah aşkına aklında ne varsa sor' dediler. Mülakatın bazı bölümlerinde İASKF Yöneticileri de söze girdiler, bunları da yazdım. Sizin daha rahat fark etmeniz için de her konuşmaya bir renk seçtim. Mesela kalın yazılar bizim sorularımızdır. İASKF Genel Sekreteri Ali Tanrıyaşükür’ün konuşmalarını turuncu renkte yazdım. Genel Başkan Vekili Fikret Sivri’nin sözlerinde mavi renk kullandım. Kulüplerle İlişkiler Sekreteri Hüseyin Koca’nın sözlerini de yeşil renk ile kaleme aldım. Bu güzel röportaj için ve İASKF Başkanı Ali Düşmez ve Yöneticilerine teşekkür ederim, gecikme için de özür dilerim.
Ali Düşmez’in satırbaşları
- Münafıklık ve fitne üretmeye karşıyız
- Teri soğumadan sporcuya kupasını veriyoruz
- Arabası ve evi haciz olan Başkan ve Yöneticilerimiz var
- Bizim çok bütçemiz yok
- Yalan söylüyorlar…
- Kulüplerimizin hukuksal sorunları için Avukat tuttuk
- Biz alt yapıyı yaptık, büyük binayı esas çıkacağız.
- Hayatınızda burada hiç iftar programı yaptınız mı?
- İstifa edenlerin zaten bir görevleri de yoktu!
- Bu bir provokasyondur
- Bunu söyleyen müfteridir. Allah’a havale ediyorum bunları
- Biz hiçbir zaman siyaset yapmadık
- Ortadan çekilirsem rahat at koşturacaklarını sanıyorlar
- Cemal Kabil’in maaşını dedikodu malzemesi yapıyorlar
- 81 tesisin yapımında benim imzam var
- Siyasi tablo ne olursa olsun devam
"Ben İstanbul'un da Başkanıyım, tüm Ülkenin de"
Biz göreve gelince amatörlerin 30 senelik rüyası gerçekleşti. Sosyal güvencesi olmayan sporcuların sosyal güvenliği varmış gibi sporcu lisansları ile tüm hastanelerden ve sağlık hizmetlerinden faydalanmasını sağladık. Ben İstanbul'un da Başkanıyım, tüm Ülkenin de... Bu Sağlık olayını siz sadece İstanbul diye düşünmeyin, Bayburt, Artvin, Hakkari, Ağrı, Van gibi illeri de unutmamak lazım. Amatörlere ciddi sayıda malzeme yardımı yapıldı. Kulüp Başkanlarına kimlik kartı verdik. Ülkemizde çok kıymetli Başkanlarımız var. Kulüp Başkanlarımızı kast ediyorum. Hepsi de karşılıksız bu işi yapıyorlar. Hepsi de toplumda sevilen ve sayılan insanlar. Biz bu güzel insanlara sembolik ama ufak bir jest yaptık. Bize müracaat eden tüm Başkanlarımıza kimlik kartlarını teslim ettik. Bize her kim görüşmek için geldiyse kendisiyle görüştük. Randevu almamış ve benim ve Yönetim arkadaşlarımla görüşmemiş hiçbir Kulüp Başkanı yoktur, iddia ediyorum. Biz ilk defa çok önemli bir iş yaptık Yönetim olarak. Kulüplerin bize ilettikleri her şeyi üst Kurul’a sunduk. Bazı arkadaşlarımızı gelip gitmede sorunlar yaşıyor. İstanbul büyük bir metropol. Silivri’den bir arkadaşımızın buraya gelmesi kimi zaman sorun olabilir. Toplantılarımızın genelde akşam olduğunu da vurgulamak gerekir. Mazeretini bildirerek toplantıya katılmayabilir. Her zaman da gemlemezlik yapmıyorlar tabii. Biz bütün düşüncelere saygı ile bakıyoruz, saygının olmadığı yerde hiçbir şey olmaz.
Mazeretsiz katılmayıp düşen Yönetim Kurulu Üyesi var mı? Hayır yok, düşürmedik. Münafıklık ve fitne üretmeye ve kötü niyete karşıyız biz. Biz çok önemli bir şey yaptık. Sahası kendisinin olanlara yardım yaptık. İstediğimiz neticeyi tam olarak elde edemesek de ciddi bir katkı yaptık. 2 bin TL civarı bir para verdik.
Almayan var mı?
Var, Kağıthane’de bir Kulüp almadı, onu da hallediyoruz. Her müracaat edene değil, ihtiyacı olana verdik. Bizim böyle büyük bir bütçemiz de yok. Bunu olmayan bütçeden verdik. Şimdiye kadar verildi mi? Biz bunu yaptık. Rakamlar bellidir.
Kaç Kulüp aldı?
30 civarı Kulüp almıştır. Gençlik ve Spor Bakanlığına ait sahalara verilmiyor. Lig maçları oynatma şartıyla verdik. Alt yapılarda Türkiye Şampiyonası oynayan her alt yapı takımına 1.000 TL verdik. Bu devrimdir aslında. Hiç bir Kulüp 'ben almadım' diyemez, diyen varsa inanmayın. Az veren candan çok veren maldan verirmiş. 1.000 TL ile başladık. Hedefimiz daha ciddi maddi destekler vermek. Yeniköyspor’un 78 tane kupa alacağı vardı. Biz şimdi kupaları sahada veriyoruz. Teri soğumadan sporcuya kupasını veriyoruz. 80 Kulüp ecrimisil (işgal parası) ile boğuşuyor, arabası ve evi haciz olan Başkan ve Yöneticilerimiz var maalesef. Bu bizim yüreğimizi yaralıyor. Bizde onlarla üzülüyoruz. Biz karınca misali hacca gidiyoruz. 80 Kulüpten dosyaları aldık, çalıştık. Takip eden vekilimiz de var. Biz üzerimize düşen girişimi yaptık. Becerirsek torba yasaya, olmazsa bu savaşı devam ettireceğiz.
"Keşke Belediye Başkanı olsaydı"
Milli Emlak olaylarında Sayın Başbakan bile bunları halledin deme hakkına haiz değil. Çünkü başında 'Milli' cümlesi var. Buna ancak Bakanlar Kurulu’nda formül bulunur. Türkiye’de 10-11 Kulüp kamu yararına görev yapan anlamda. Bunlar Profesyonel takımlar. Bunda ise Bakanlar Kurulu kararı veya TBMM kararı ancak cüz’i miktara inebilir. Sembolik olur. Bizim bütün gücümüz bu tarafa doğru. Sayın Mehmet Baykan ve Sayın Ali Düşmez bu taraftarda olmasa (siyasi kısmını kast ediyor) biz bunları da halledemezdik. Bunlar bizim avantajlarımızdır. Belki bazıları 'Ali Düşmez siyasete girdi' dediler… Zaten içindeydi, siyasete yeni girmedi. İl Genel Meclis Üyesiydi. Birilerinin de Belediye Meclis Üyesi olduğu gibi... Dolayısıyla keşke Ali Düşmez Belediye Başkanı olabilseydi, olamadı mı! Şimdi yine siyasetin içinde kalmasını istiyoruz. Siyasi akrabam olmamasına rağmen ben Sayın Genel Başkanımın siyasetin içinde kalmasını istiyorum. Biz geçmişteki her düşünceye ait buradaki çalışma arkadaşlarımızla (önceki dönemleri kast ediyor) Belediye Meclis Üyesi olması için çaba sarf ettik. CHP’ye de gittik ANAP’a da gittik, neden mi? Kulüplere güç verelim diye gittik. Biz siyasetten güç alalım diye gittik bu Partilere. Güç verelim diye değil… İşin bu tarafı iyi şekilde ifade edilirse bazı boşboğaz konuşmalara da cevap olur diye düşünüyorum. Bizim çok bütçemiz yok. Biz buraya eleman da almadık. Sadece kapıda duran bir eleman fazlamız var. (Bir Müdür ve bir Sekreter alındı. Ancak ayrılan iki çalışan var.)
İASKF’de kaç çalışanız var?
Tüm binada 13 çalışanımız var. 2 de TFF’nin çalışanı var. 15 kişinin maaşını biz veriyoruz İASKF olarak. Sigortası vesaire… Bunun üzerinde niye hassasiyetle durduklarını söyleyeyim, bundan önce bizim içinde bulunduğumuz Yönetim çalışanları ile mahkemelik oldu. Sigortalılık davası… Biz Devletimiz ne diyorsa hepsini tam gösteriyoruz. Resmi ödüyoruz. Burası bir Kurum, Kurumsa yan yollara girilmez. Prensibimiz bu. Fazla para mı gidiyor? Olabilir, biz o parayı buluruz. Sponsorluk anlaşması yaptık. Para ilk olarak Konfederasyona gelecek sonra da İASKF’ye gelecek. Aslında her şey TASKK’ındır. Bunlar Şubedir. Bu statü kurulduğu günden itibaren böyledir. Bunun doğru olduğuna da çok inanıyorum.
Sponsor kim oldu?
PTT ile 5 senelik bir anlaşma yaptık, Konfederasyon üzerinden İASKF’ye gelecek bu para. Bu ay ay gelecek olan parayı biz formül bulup Kulüplere vereceğiz. Burası koca bir bina burası. Bu ilde yılda 25.000 maç oynanıyor. Bu bina Türkiye’de tüm ASKF binaları Konfederasyon’a ait. Çünkü Konfederayonda kamu yararına bir Dernek. Konfederasyon 'Genel Merkezim burası' derse ki diyebilir. Bu arsa Konfederasyona ait.
TFF her ay düzenli olarak personel parası ödüyor mu?
Hayır asla personel parası ödemiyor, böyle bir para yok bunlar dedikodudan ibarettir. Yalan söylüyorlar. Bizim büyük bütçemiz yok. Eski devirler geçti. Bütün üst düzey misafirlerimiz geliyor. Benim talimatım ile en az 10 tane fazla yemek çıkartılıyor. Kulüpler geliyor buraya. Burada işi olan Amatörler çıksın bu üst katta yemeğini yesin istiyoruz. Bu binaya 20 defa Bakan geldi. Vali Bey geliyor, Belediye Başkanları geliyor, Kaymakamlarımız geliyor. Burası artık sosyal bir ünite. İnsanlara bir çay ikram etmeyeceğiz. Şunu da ekleyelim; Bütçemizin %25’ini Kulüplere verdik resmi evrakla. Bazen arkadaşlar soruyorlar 'efendim burası 3 yıl ihraç edilince, o paralar nerede?' diye sordular. O paralar şimdiye kadar anlattığımız Konfederasyona gitmiş. Sonra bir miktarını İl Temsilciliğine döndürdü Konfederasyon. 3 sene maçlar devam etti. Bu ara kupalar verildi. Miniminik Lig oynanmış. İl Temsilciliğinin bütçesi yok. İşte bu kupa gibi masraflarını da Konfederasyon’dan istediği paralarla ödediler. Sonra biz geldik, 'biz de ihtiyacımız var' diyerek bir miktar aldık. Ve onlar bu Genel Kurul’da bu parayı bütçeleştirmişler. Yani buranın parası değil artık bu. Burası zaten artık ihraç olmuş. TASKK’ın parası artık bu.
Bu para eski para miktarı ile 1 trilyon 200 Bin TL mi?
Öyle derler… Biz oranın parasını hesap haline getiremeyiz. Hiç vermese Konfederasyon vermez. Genel Kurul geçirdik. Burada biz Genel Kurul’dan teslim aldık. Bize alacak gösterilmedi. Genel Kurullar iddia makamlarıdır. 500 TL para ile aldık, elden de borçlar ödedik. Bir şey söylüyorlar, Burada bir yolsuzluk oldu diyorlar İl Temsilciliğini kast ederek söylüyorlar bunu. Bunlarla ilgili olarak bizim Yönetimimizi bağlamadığı gibi, bağladığını düşünürsek de 2 kişiyi bağlıyor: Eski dönemde yönetici olan bir arkadaş ile yine o dönem İl Temsilcisi olan bir arkadaşı bağlar o dönemi kapsar. Aslında bu iki arkadaşın hak olarak hakkı da var sormaya ya da yükümlülüğü var cevap vermeye. Harcayan İl temsilciliği İl Başkan Yardımcısı Yetkin Karakaş. Bunu ikide bir Yönetime de getiriyorlar. Ona soracaksınız bunu. Harcayan ve parayı kollayamayan sensin, İstanbul’un parasını kollayamadılar ve İstanbul’u mağdur bıraktılar. Kanunen alamadıysan kavga dövüş ile al. 2 kişi var bunun hesabını verecek olan. Bunun hesabını vermesi gereken yerde bir de rahat rahat konuşuyor. Senin yetkindeyken para ortada yok, biz o dönemde yokuz. Genel Kurul’da bize teslim edilen bir alacak yok. Konfederasyon üye olmayan yere vermeyebilir. Biz TASKK’dan aldığımızı parayı da ikili ilişkilerimiz sayesinde aldık. Diyelim ki aynı insanlar aldı ama kabul edilmediler yine parayı alamayacaklardı belki de… TASKK bunlara 'siz burada görev yapmıyorsunuz, size para ödemiyorum. Sizin üyeliğinizi de kabul etmiyorum' dedi zamanında bu arkadaşlara. 220 oy’a 20 oyla alındı bu karar. Çok acı bir şey.
İkili ilişkiler ve dostluklar mı etkili oluyor böyle durumlarda?
Evet tabi dostluklar kabul görüyor. Sıfır para ile geldik buraya. Eski Yönetimin yıllarca yaptığı meşhur bir 16 Mayıs Yol Koşusu vardı. Biz bunun da alasını yaptık. Öyle 20-30 kişi ile değil, inanılmaz bir katılımla yaptık. Belediyelerden sponsorluk aldık. Belediye Başkanları geldi, tüm Yöneticilerimiz katıldı. Karmaları yaptık, hatta İstanbul karması Kayseri’de yapılan turnuvada Türkiye şampiyonu oldu. Biz bunları anlatmadık ama bunlar da ciddi etkinlikler… U14 karmalarının yapılmasının amacı amatör sporcuların Profesyonel takımlara gitmesinin yolunu açmaktı ve başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Biz amatör Kulüplerin ve camialarının lehine olabilecek şeyleri yapmaya gayret ettik. Kulüplerin çok sıkıntılar var. Maddi ve manevi sıkıntılar var. Ben bunu gündeme getirdim ve bir avukat ile anlaştık. 80 Kulübün ecrimisil sorunu var. Evine, işyerine haciz gelen Kulüp Başkanlarımızı ve Yöneticilerimiz var. Bunlar, Kulüpler yüzünden icra ile karşılaşmışlar. Burada bizim bu arkadaşlara destek olmamız gerekiyor. Avukatımız Perşembe günü gelecek. Kulüplerimiz hukuksal sorunlarını Avukata anlatacak ve bilgi yardımı alacaklar. Biz de bu Avukata huzur hakkı vereceğiz.
Göreve geldiğinizde sizden ve ekibinizden beklenti yüksekti. Ancak kendinizi fazla anlatamadığınızı düşünüyorum! Kulüplerin beklentilerine yönetim olarak cevap verdiğinizi düşünüyor musunuz?
Amatör camianın çok ihtiyacı var, kulüplerin desteğe çok ihtiyacı var. 2.5 senede yaptıklarımızı 20 sene öncesine bakarak mukayese edin. 3 seneyi konuşmayın, 15 senedir biz Yönetimde beraberdik. Bizim 2.5 yıla sığdırdıklarımızı hangi dönemde yapmışlar. Kitapçık hiç bu kadar erken çıkmış mı? Transfer mi düşmüş? Kulüplere malzeme yardımı mı yapılmış, kupalar zamanında verilmiş mi? Bina yapılmasının haricinde bu hizmetler daha önce yapılmış mı? Arsayı alan duayen insanları konuşmuyoruz, onlar arsayı almışlar. Biz 10 seneyi konuşalım. Bizim saydıklarımızın bir tanesi varsa ben haksızım. Bir tane Kulüp Başkanı buraya (İASKF) gelip, Genel Başkan ile istediği kadar görüşebilmiş mi? Kulüpler Türkiye şampiyonasına giderken maddi destek almışlar mı? Bu binada lisanslarını beklerken hiç bu kadar hızlı bir şekilde işleri yürümüş mü? Bir tüzük gereği mi idare edilmiş mi yoksa kafalarına göre mi idare edilmişler? Biz alt yapıyı yaptık, büyük binayı esas çıkacağız. Bu yaptıklarımızın devamı gelecek. Basın odası yaptık burada. Kimse gelip kullanmadı. İş imkanı yaratmak istedik Kulüplere. Çağrı merkezinden aldığımız iş duyurusunu bütün Kulüplere duyurduk. Hem de çocukların antrenman ve maç saatini almadan müsait zamanlarda gelip çalışacaklardı. 800 TL ile çalışacaklardı. Uzun müddet yapmamıza rağmen sadece 2 tane çocuğumuz buraya müracaat etmiş. Şimdi yeni bir sosyal çalışma içine girdik. Üniversite düzeyine gelmiş çocuklarımıza yeni bir olanak yaratmak istedik. Bu futbolcu da olmayabilir. Kulüp Başkanı gerekirse 'bu çocuğu ben gönderiyorum' diyecek ve mührünü basacak. Kavram Dershanesi de bunu kabul edip çocuğa %50 burs imkanı sağlayacak. Bunun üzerinde ciddi bir çalışma yapacağız. Kulüplerimizdeki sporcuları sadece müsabaka oynatıp onları alkışlamak değil. Sporcuları doğru insan olarak yetişmesini, ülkesine faydalı bireyler olarak yetişmesini temin edici projeler üretiyoruz. Fakat Kulüplerin de buralara çok da içten bakmadığını görüyoruz. Bütün Başkanlar para verdikleri için bir şeye adapte oluyorlar 'galibiyet ve şampiyonluk…' Amatörlerde yetiştiricilik, bireyi doğru yola kanalize etmek, paylaşımcılık ruhunu oluşturmak gibi bir niyet yok. Sadece galip geleceksiniz ve şampiyon olacaksınız. Bütün başarı bu mu? Kan bağışı kampanyası yaptık burada. Bakırköyspor ve birkaç Kulüp tüm futbolcularını getirdi. 'Bir damla kanla hayat nasıl kurtulur' anlayışı esas olmak üzere insana önem veren bir anlayışla yaptık bunu. Simgesel bir olaydı. Onun için bizim sadece futbolcular ve Kulüplerle ilgili dert değil, onları daha bilinçli hale getirmek. Buradan Amatör Kurul Başkanı ile TFF’ye bir mesaj vermek istiyoruz: Her sezon başında takımların başında sahaya girecek olan Yöneticilere eğitim verilmesini istiyoruz. Yani onların saha içinde nasıl davranacağını, futbolcularla ve Hakemlerle nasıl irtibat kuracağını öğretmekle birlikte, futbolu bir temaşa haline getirmek gibi projelerimiz var. Biz sadece olayın futbol kısmıyla ilgilenmiyoruz. Bu binada birçok etkinlik oluyor. Bunlardan birisi de engelli çocukları buraya toplayıp onlarla birlikte zaman geçirmek oldu. Yılbaşı balosunu burada yaptık. Ben hayatımda yılbaşı kutlamadım. Ancak burada fes takıp oynadık çocuklarla. Bunları da çok önemsiyoruz. Mesela geçen Ramazan ayında burada iftar yemeği programı yaptık. Ona bile dedikodu yaptılar. 'boş kaldı' dediler. Hayatınızda burada hiç iftar programı yaptınız mı? 1.000 kişi geldi buraya. Yönetici arkadaşlarım ayakta kaldılar. Birileri otursun diye… 30 kişi gelse bile eyvallah derdim ama biz bunu da ilk kez Federasyon olarak yaptık.
Bu yönetimde görev alanların birçoğuyla önceki yönetimde de birlikte çalıştınız. Kopmalar oldu, bunu nasıl izah edeceksiniz?
Bu yönetimi kurarken birbirimizi tanıdığımız insanlar da vardı, hiç tanışmadıklarımız da vardı. Bazı arkadaşlarla bu süreçte tanıştık. Bu 2,5-3 senelik zamanda bu zamanı sürükleyen bir grup vardı. Bazılarımız zaten samimiydik ancak bu davada bir araya geldik ve bu yönetimi yaptık. Fakat son anda aramıza katılanlar oldu. Bir de istifa edip yanımıza gelenler oldu. Seymen Bey geçen yönetimden tamamen istifa edip bizim safımıza geçti. O zaman o’nu Genel Kurul seçmemiş miydi? Neden tamamen istifa etti, şimdi neden etmiyor. O zaman yaptığı mı doğru, yoksa bugün yaptığı mı doğru? Yetkin bizimle birlikte hareket ediyordu. Yanımızdaydı. Ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. O da Silivri’deki muhtar arkadaşımızı önerdi. Biz Yetkin Karakaş’a olan güvencimizden dolayı Muharrem Eren’i Yönetimimize aldık. Güven önemlidir. Silivri’ye bir şans verelim dedik.
Ne oldu da sizden ayrılmayı tercih ettiler?
3 seneyi birlikte götürdük aslında. Neden ayrıldılar bilemiyorum ancak ben bunu hiç de iyi niyetli değerlendirmiyorum. Osman Keşkekçi’yi tanımıyordum. Son gün, Kulüpler Birliği Başkanı olduğu için Yönetimimize aldık. Esenler’e şans verelim diye aldık. Adını önerdiler biz de son anda ekibe dahil etti.
Bu isimlerden dolayı pişman oldunuz mu?
Pişman değilim. Hatalarımızla beraber bu yönetimden pişman değilim. Çok değerli arkadaşlar kazandık. Ben bir bütünde olaya bakarım ve artılarımızın fazla olduğunu görüyorum. Bizim burada görevinden istifa eden bu arkadaşların zaten bir görevleri de yoktu! Bir görev üstünüzdeyse istifa edersiniz. Bu yapılanları tutmayan bir provokasyon olarak değerlendiriyorum. Ben Türkçe olarak da söyledim 'bu listeye sizi Başkan olarak ben yazdım. Şimdi tamamen istifa etmeniz gerekir' dedim.
Bu isimlerin istifalarını istediğiniz öyleyse!
Evet, tabi ki istifalarını istedim. Doğru olan da budur zaten ama onların tercihi böyleydi, buna da saygı duyuyorum. Ama ben olsam böyle davranmadım.
Şenyurt Topal da istifa etmedi mi?
Şenyurt Topal Yönetimde değil ki. Nereden çıktı şimdi bu isim? Bu bir provokasyon onun da ispatı bu: Şenyurt Topal Yönetimdeki değil ki geldi burada Denetme yaptı. Üye oldu ama Yönetim Kurulu Üyesi değil, nasıl istifa ediyor. Siz de basın olarak buna yer veriyorsunuz!
Toplantılara geliyor mu bu isimler? 2 toplantıya gelmezlerse istifa etmiş sayılmazlar mı?
Bunu yapabilirdim ama ben kötü niyetli davranmam. Sonra bunu bile başka yerlere çekerler. Esas olan şudur: bu 4 arkadaşın bize hiç katkısı yoktu. Siz de Yönetici olmayanın istifasına sayfanıza taşıdınız. Sonra da altına yazdınız 'Ali Düşmez’in kolu kanadı kırıldı' … Benim kolum kanadım kırılmadı, aslan gibiyim. Biz bu olay çıktıktan sonra hizmet üretmeye başladık. Allah’ın lütfü… Daha çok iş yapmaya başladık. Bu arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Niyet çıktı ortaya biz daha da birlik olduk.
Ali Düşmez olarak huzur hakkı alıyor musunuz?
Bunu söyleyen müfteridir. Allah’a havale ediyorum bunu diyenleri. Hiç birimiz maaş almıyoruz. Ne TFF’den ne TASKK’tan para almıyorum. Kapalı kapılar ardından kimseye de para vermiyoruz. Bunu söyleyen ispat etmezse müfterinin üstüdür. Ayrıca yasada bu var. TFF’de var aslında almak suç değil ama almıyorum. Ben hayatım boyunca asla maaş almadım. İftira ediyorlar. İftira ile kötü niyetle bir yere gelinmez. Niyetleri bizi engellemek ama biz tekrardan aslan gibi eze eze geleceğiz ve hizmetlerimiz devam edecek.
Bir önceki İASKF Yönetiminde olanlar 'bize iş yaptırılmadı. Hepimizin evine ve iş yerine Polisler geldi. Yıldırma politikası uygulandı. Bizi bıktırdılar' deniliyor. Seçimde de hile olduğu iddiası var. Siz, iktidarın gücüyle mi İASKF Başkanlığına geldiniz?
Hiç böyle bir şey olmadı. Seçim kaybedince böyle diyorlar. Bu söylenenlere kargalar bile güler. Ben görevimi her zaman en iyi şekilde yaptım. Son ay 'aday olmayı düşünüyorum' dedim. Sonuna kadar da görevimi yaptım. Sait Bey’e de sonuna kadar destek oldum. Abdullah Kaya’ya 'Başkanım Hasan Doğan TFF Başkanı olunca böyle bir temayül var. Aday olunmam konusunda talepler var' dedim. İktidarın gücü nerede? Bana destek veren MHP’li, BDP’li, CHP’li insanlara haksızlık oluyor. Biz hiçbir zaman siyaset yapmadık. Çünkü Ak Partili Başkan yok ki! Sarıyer’de bile yok. Sarıyer’de iktidar CHP’ydi ama 24 Kulüp bana oy verdi. Onlar aslında bana karşı. Ben ortadan çekilirsem rahat at koşturacaklarını sanıyorlar. İddia sahibi insanlar projelerle ortaya çıkar. Hem bana niye karşılar: Ben hırsızlık yapmadım. Hile yapmadım. Ahlaksızlık yapmadım. Havadan inmedim. 10 sene sporculuk yaptım ben Amatör ve Profesyonel olarak. 21 sene Başkanlık yaptım. Konfederasyon Yönetimlerinde bulunmuşum. Hiçbir şaibem olmamış. Hayatımda Devletten bir iş yapmamışım. Hizmet ehli bir adamım. Bana karşı olanın bil ki yolunu tıkamışımdır. Şimdi konu konuyu açıyor. 2 arkadaş istifa etmiş (Seymen Gentürk ve Yetkin Karakaş) bu isimlerden birisi Yemen Ekşioğlu tarafından görevden alınca bizim karşımızda oldu. Diğer ise Konfederasyonda bir ayrışma olunca karşımıza geçti. O günden sonra ayrışma oldu. Bunları ilerleyen günlerde daha açık konuşacağız. Listeyi bana gece yarısı verdiler. Yeniköy Kulübü’nde listeyi aldık. Hasan Cevahir gibi bir ismin Delege olmadığını sonradan öğreniyoruz. O zaman iktidar o kadar etkiliydi şimdi iktidar gücünü mü kaybetti? (Maltepe Kulüpler Birliği Başkanı Hüseyin Koca söze giriyor ve; Yıllarca ben CHP’nin her kademesinde görev aldım. Mahalle Delegesinden Kurultay Yöneticiliğine kadar görev aldım. Maltepe’de biz Ali Düşmez ile yaptığımız görüşmeden olumlu yönde etkilendik. 'Yeni bir yola çıkıyoruz, bizimle çalışmak ister misiniz?' dediler. İnandık ve söz verdik. 13 tane Kulüp var Maltepe’de. Sadece 1 Kulüp bize oy vermedi. Sayın Genel Başkanımız geçtiğimiz günlerde oy vermeyen Kulübümüzün gecesine katıldı. Kongre bir Kulüp yanıma geldi ve 'Hüseyin Başkan sen nasıl olursa bir Ak Partilinin peşinden gidersin' deme cüretinde bulundu. Gülsuyuspor Başkanımız Behram Kaçar olmasaydı… Benim Kulüplerim Ak Partili falan değil ama aslanlar gibi de Ali Düşmez’e oy verdiler. Sait Yücel CHP’li değil miydi? Hem de Bakırköy İlçe Başkanı… Neden o zaman gelip bizi ziyaret etmedi? Geçsinler bunları burada siyaset yok. İşte ben, bas bas bağırıyorum; ben CHP’liyim arkadaş. Ancak bir Ak Partilinin Başkanlık yaptığı yerde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktan da son derece mutluyum çünkü hizmet yapılıyor”
Cemal Kabil, sizin göreve getirdiğiniz bir isim. Hem Denetleme Kurulu Üyesi hem de maaşlı çalışan. Maaş alan birisi nasıl denetleme yapacak?
Ben zorlu bir süreçten sonra buranın Genel Başkanı oldum. Başkanın inisiyatif hakkı vardır. Hiçbir yönetimde istişare yapmadan karar almam ve iş yapmam. Cemal Kabil konusunda ise hiç kimseyle tartışmadım. Bu, benim tasarrufum. Ben buraya eksilerini de artılarını bildiğim bir ismi getirmek istedim. Cemal Kabil, ben gidersem buradan gider. Dürüstlüğüne kefilim. Kulüplerle ilişkisine de kefilim. Ben istedim ama Yönetimde bunu tartıştım. Yönetim de 'teşekkür etti ve kabul etti' Cemal Kabil eksikleri ile birlikte burada iyi bir Müdürlük yapıyor. Aldığı maaşa yapılmayacak işleri yapıyor. Yetkin Karakaş dahi teşekkür etti.
Cemal Kabil’in Denetleme Kurulu Üyeliği devam ediyor mu?
Hayır artık Denetleme Kurulu Üyesi değil. Biz bunu ilk başta fark etmedik. Cemal bey’e ben 'kazanırsak seni buraya getireceğim' demedim. Kazanınca aklımıza geldi bu fikir. Buranın derlenip toparlanması gerekirdi. İlk denetleme olayında karşımıza çıktı bu durum. Daha doğrusu kötü niyetli insanlar bunu fark etmemizi sağladılar. Yoksa Cemal Kabil’in durumu beni hiç rahatsız etmezdi. Gördük ve hallettik. Esas dedikodu Cemal Bey’in 5.000 TL aldığı konusu. Hayır bu yalan. Cemal Bey 2.000 TL maaş alıyor.
Para ile antrenman yapan Kulüpler var. Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu?
Fatih ilçesinde bazı sahalardan alınıyordu. Bunları hallettik. Halen para ödeyen varsa gelsin biz buradayız. Burada ben 10 seneden fazla görev yaptım. Burası Vali, Belediye Başkanı falan tanımazdı. Burasının görevi arttı. Esasında bu sahalardan para alınması bizim konumuz değil ama bizden beklenti yüksek. Ben söz veriyorum; Kulüplerin her derdi ile daha fazla uğraşacağım. Okullara para ödeyen Kulüplere var. Ödemesinler, bize başvuru yapsınlar. Onlara da yardımcı olacağız. Biz her konuda çaba sarf ediyoruz.
Ali Düşmez İl Genel Meclisi Üyesi olarak bize ecrimisili konularında destek olmadı deniliyor
Buna girmeyecektim ama sen sordun cevap vereyim. İstanbul’da 81 tane spor tesisi İl Genel Meclisi tarafından yapıldı. 81’inde de benim imzam var. 2004’e kadar İstanbul’da şimdiye kadar yapılan tesis adedini bana bildirsinler öyleyse. 81 tane dosyayı getiririm. Yıldıztabya, Anadoluhisarı, Çatalca, Çayırbaşı, Kilyos ilk aklıma gelenler… Benim 4 tane de arkadaşım imzası var. CHP’li arkadaşlarımın da ciddi katkısı var. Bunları yok saymak istiyorlarsa saysınlar. Sait Yücel de il Genel Meclis Üyesiydi. Sait bey 'Ali Düşmez’in Spor Komisyon Başkanı olmasıyla biz tarafsız bir anlayış görüyoruz' dedi. Bana 10 yıldır hiçbir CHP’li bana şerh koymadı.
1.Amatör Ligde ikinci olanların Süper Amatör çıkması ile bazı kulislerde şöyle denildi. Birisi bunu mahkemeye taşısa bu iş iptal olur denildi
Önce mevzuatı iyi bilmek gerekir. Biz şimdiye kadar hep söylediğimizi uyguladık. Statüyü hiç bozmadık. Bu karar Amatör Kurul Başkanının. Başkan hangi ildeyse öneriyor ve Hukuk Kurulu çalışıyor ve Amatör Kurul da onaylıyor. Sistem böyle işliyor. İlden uygunluk gelir, Hukuk Kurulu inceler ve Başkanın önüne konur. Ne yazmışsak onu yaptık. Bu durum ikincilerin alınması değildir. Zaten birinciler çıkıyor, ikinciler Play-Off oynuyor. İkinci olmak şart burada. Statüde olmayan bir iş yapmıyoruz. İkinci olmak durumundaydılar. Ligi eşit sayıda tutmak gerekiyordu, bu hesaba göre 3 takım fazla çıkıyordu ama biz 16 takım Play-Off maçında sıkıntı yaşamasın diye böyle bir karar aldık. Oy beklentisi ile mi alındı bu takımlar? Hayır oy beklentimiz yok. Öyle olsa geçen sene de bütün ikincileri alırdık. Kaç tane oy geliyor ki buradan? Zaten 8 takım çıkacaktı, biz böyle küçük hesapları yapmam. Yapanları da kınıyorum.
İASKF inşaatında usulsüzlük olduğu yönünde ciddi iddialar var! İşin başında ve sonunda komisyon kuruldu mu?
Bu bina olayı çok ciddi bir başarıdır. İstanbul'a yakışan son derece modern bir bina yapıldı. Destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Binada eksiğimiz yok, engelli arkadaşlarımızı da dahi unutmadık ve asansör yapıldı. Bu hizmetten hakemler, saha komiserleri, kulüpler ve sporcular, kısaca tüm amatör camia fayda görecek. Ancak eleştiriler oluyor Ali Düşmez'i mimar'ı tanıyor dediyor. Ben bile kendimden şüphe ettim... Mimar'a sordum 'daha önceden tanışıyor muyuz?" diye... Bu iş bizim işimiz değil. TASKK’a müracaat etsinler. Mustafa Koral da komisyondaydı. Bu fiyat yanlış (1 trilyon 600 milyar). Bu iş çıktığında biz Sayın Bakanımızdan rica ettik. TASKK aracılığıyla yapıldı. Biz ne parayı gördük ne de paraya değdik. Biz bu iş hızlansın diye iyi niyetli eylemler yapıyorduk baktık ki kötü niyetliler var. Elimizi çektik. Bakanımız buraya geldi, Sayın Müsteşar da burada. Bakan bey 'ne güzel manzarası var' dedi. 'Ama binada hasar var, dam akıyor. Kulüpleri ağırlayamıyoruz ve bina rezil bir halde' dedik. Durum budur. Biz hiçbir şeye karışmadık. Mescidin parasını Hasan Cevahir cebinden verdi mesela. Hasan Cevahiroğlu ile Ahmet Karaman ihaleye teklif verdi mi? Yok öyle bir şey. Sayın Bakan 'olur' verince biz de iş hızlansın istedik. İyi niyetli teklif toplayın dedik. O arada Allah kahretsin bunları. Olmayan bir şey savunuyorum. Yeni teklifler geldi, çalışmalar değişti. Konfederasyon bir karar verdi ve burası denetlenmişti.
Bundan sonra da bu ekiple mi devam mı yoksa…?
Devam devam… Siyasi tablo ne olursa olsun devam. Biz siyaseti alet etmeden buraya hizmete devam edeceğiz.
HABER: ALİ KEMAL DEMİR
yalan ...ali düşmez varsa orda yalan dolan vardır...adamın işi protokolde kendini tnaıtmak...başka bi numara yok...
YanıtlaSil