Takım kazanmaya başladı. Moraller düzeldi tribünler doluyor Play-Off hesapları belki de planları yapılmaya başlandı.
Başta yönetim herkes durumdan mutlu memnun çünkü kazandıkça gelen para da prestijde yükseliyor.
Otopark gelirleri kupa gelirleri, iddia, federasyon katkıları işadamlarının bağışları vs hatırı sayılır rakamlar toplanıyor.
Takım Play-Off’a kalır mı, kalırsa çıkar mı bilemem ama vergi ve sigorta borcu nedeniyle tansiyonu yükselenlerin olduğunu da çok iyi biliyorum.
Herkes Mustafa Saral değil ki payına düşeni buyurun desin!!!
Çoğu bu kadar geliri olan kulübün borçları bir an önce kapatıp sıkıntıyı sona erdirmesini bekliyor.
Bu beklentinin bir kişisel boyutu bir de kurumsal boyutu var.
Kişisel boyutunda borç dönemlerine göre şahıslara bölünmüş krediler, ticari ilişkiler sosyal ilişkiler tehlikede.
Yönetim bu kadar iyi geçen sezonun ardından karizmayı çizdirmek istemez herhalde.
Çok basit oyuncuların ve personelin maaşları dışında yolluk, kıyak, kart, telefon, benzin vs masrafları varsa kesersin. Ödemelerde önceliği borçlara verirsin kimsenin başı ağrımaz.
Yönetimin önünde 40-45 günlük kritik bir yerel seçim dönemi var.
Ya tarih yazacak ya da tarihte kalacaklar.
Bu arada unutmadan eklemek isterim önceki gün yazdığım yazıda takımın 3 gün önceden Trabzon’a gitmemesi konusu vardı ya işte ben onu yanlış anlamışım. 3 gün önceden takım değil yöneticiler Trabzon’a oradan da Batum’a geçeceklermiş. Bunu da düzeltmek istedim. Şu Batun konusunu da önümüzdeki hafta içi işleriz artık…
Duydun mu Arif abi!
Her yerde vardır ama aday belirleme sürecinde özellikle Silivri’de yerli yabancı kriterleri çok tartışıldı.
Sonunda her iki parti için de yerlinin de yerlisi tercih edildi. Son günlerin moda tabiriyle bu son derece manidar bir algı operasyonudur.
İcraat, vizyon etki tepki kriterleri bir kenara itip yerlinin yerlisi bana yeter derseniz işte tam burada iyiden iyiye yanılabilirsiniz.
Silivri’de zemin kaygan tabanda kırılabilir çökmeler olabilir.
Bu yerlinin yerlisi politikası yıllar önce Silivrispor’da, yakın tarihte Trabzonspor’da denenmişti. Liglerde 61 numaralı formayla oynayan yüzlerce futbolcu var ama Trabzonspor 8 yabancıyla sahaya çıkıyor pilot takımlarında bile yabancı oynatıyor. Yol yakınken döndüler bu gereksiz sevdalarından.
Silivrispor’da “küçülelim tasarruf edelim her köyden bir çocuk alalım ligde kalalım yeter” dedi, düştüğü yerden 19 yılda ancak çıkabildi.
Bu politikalardan etkilenenler olabilir biri çıkar Mimarsinan’dan bir, Selimpaşa’dan üç, Gümüşyaka’dan iki Kavaklı’dan iki, Alipaşa, Çanta, Fener birer oyuncu alalım hatta babalarından kulübe yardımda alırız diyebilir. Ammmmman haaaa yanılırsınız…
Futbolun adaleti kesinlikle yerlinin yerlisini tanımaz hatta iplemez. Bırakın iplemeyi gözünün yaşına bile bakmaz.
Yeteneğe beceriye icraata etkiye tepkiye bakar.
Futbolda vakit nakittir.
Her dakika gol.
Her gol, her puan, her tur para demektir.
Dolayısıyla pastadan pay alabilmek için kimin yönettiğine değil Silivri’nin rakipleriyle arasındaki tesis farkının nasıl ne zaman kapatılacağına odaklanılmalı.
Arif abi bunları da duy.
YAZI: ENGİN AKIN
1 yorum:
alt yapıyı sallayın dışarıdan getirelim bol keseden dağıtalım mantığı diyorsun hem gelen transferlerden takımın genel menajeride ismi lazım değil biraz mamalansın dimi yazık be abi sen bunları yazıcak adam değildin.
Yorum Gönder