Bunalımlar-Dertler

Bardağın dolu tarafından bakmak lazım. Ahmet Şahbaz’ın transferi kulübün menfaatleri doğrultusunda gerçekleşti. Çünkü Ahmet 1 yıllık mukavele imzalamış 3 ay sonra serbest kalıp istediği kulübe bedelsiz gidebilecek bir oyuncuydu.

 

Takım sezona kötü başlamışken “iki yıldır bir santrafor alamadılar bu transferleri kim yaptı” diye herkes herkese sallıyorken “bu takım iyi takım daha iyi sonuçlar alabilir kupada Drogba’yı Silivri’ye getirebilir” demiştim. Şansımıza Sivas düştü… Real Madrid’te forma giymiş yıldızlar topluluğu Sivas’a konuk olmuştuk.

 

Sivas maçıyla vitrine çıktık. O gün itibarıyla göze batan ürünümüz Ahmet Şahbaz’dı. Onu piyasaya sürdük. Önemli olan transfer piyasasında yer bulmaktı. Silivri cezaeviyle bilinen yer olmuş spor programlarında esamesi okunmuyordu. Okunamazdı da zaten!

 

Şimdi Sivasspor maçları izlendiğinde Ahmet Şahbaz adı geçtiğinde Silivrispor ile birlikte anılıyor. 3. Ligin statüsü gereği Silivrispor üretici kulüp olmak zorunda. Yarışırken üst liglere oyuncu verebiliyorsa bunu takdir etmek gerekir. Keşke her yıl bir iki oyuncu böyle çıkış gösterebilse…

 

Alttan gelen gençlerimiz için çok önemli motivasyon örneği olurdu. Olayın bu yönü parayla ölçülemez kesinlikle satın da alınamaz.

 

Sezon başı bir tanker su getirilemediği için bu takım maçlarını Tepecik’te oynadı.

 

Yatacak yeri olmadığı için E-5 üzerindeki otelde kalıyor. Herkesin göreceği yere asılan koskocaman Silivri Belediyesi tesisleri pankartı olan stattan kovuluyor.

 

Bunlara tepki gösterebiliyor musun, sesini yükseltebiliyor musun? Kulübün menfaatlerini korumak işte böyle olur…

 

Bu konularda üç maymunu oynamak, kulübün birikmiş vergi borçları hatırlatıldığında tam siper olmak, kulübe dava açıp sigorta vergi cezaları tahakkuk ettirmek KULÜP SEVGİSİ, kulüp MENFAATLARIYLA kesinlikle bağdaşmaz.

 

Kulübü yeni borç yükünün altına sokanların listesi bugün yayınlanmıyorsa eğer ÖZGÜR KURT’un kulübe emeği geçmiş büyüklerine olan saygısı ve kulübün menfaatleri gereğidir…

 

İlginç bir dönemden geçiyoruz. Hayal kırıklıkları, BUNALIMLAR, dertler tavan yapmış durumda.

 

Yeni bir önseçim, anket ihtiyacı favori adaylar için hükmen mağlubiyet gibi diye yazmıştım.

 

Hazmı zordu, Metin Karakaş’ı yeme süreci uzun sürdü.

Özcan Işıklar 9-0’la bir kez daha tarih yazdı.

Bunlara Hüseyin Turan’ı da eklersek bu üç isim Silivri’nin son 10 yılına damga vuran lider görünümlü insanlardı.

Bugün ikinciyi geçersek kaçıncı oluruz hesapları yapıyorlar. Hüseyin Turan ile Metin Karakaş için tabela kalktı, oyuncu değişikliğine gidildi. Özcan Işıklar beraberliği yakalamaya uğraşıyor.

 

Siyaset bu belli olmaz.

1 yıldır randevu alamayanları bir haftaya sığdırabilirse 9-1

Belediye Başkanıyım diye kulüpleri arayanları ötelerse 9-2

Belediye Başkanı, Kulüp Başkanı kim ben hepsinin üstündeyim diyen ÇAKMA MENAJERLERİ kovarsa 9-3

Silivrispor’u, Alibeyspor’u, Silivri Belediyesi Karasu Tesislerine sokabilirse ki bu durum üçlük sayılır 9-6

Sarıgül, mavi boncuk, yeşil ışık seçilirse 9-9 olur mu?

 

Kahvede gazeteleri okuyan ihtiyarın aklına gelmiş telefon etmiş, “hanım suyu ısıt geliyorum”.

Hanımı ise, “efendi efendi sen şaşırdın mı bu yaştan sonra olur mu” demiş.

İhtiyar, “yahu sen suyu ısıt hazırla oldu oldu, olmadı çay demleriz” demiş.

 

Bu aralar herkesin alınganlığı üstünde ama çabuk geçer.

Silivri’nin yoğurdu meşhurdur ki bu durum yoğurdun etkisidir.

Bak soda iyi gelir.

La hatta sodalar da benden.

Hadi yine iyisiniz, kondunuz beleş sodaların üstüne…

YAZI: ENGİN AKIN