İstanbul’un köklü Kulüplerinden olan Topkapıspor’un Başkanı Necdet Bakır yaptığı açıklamada “Bizim gibi eski ve tarihi Kulüpler sahipsiz kalıyor.” dedi.
1920’li yıllarda işgal altında olan İstanbul’da gizli örgütlenme ve vatanı müdafaa amacıyla kurulan; dönemin milli mücadelenin kalelerinden birisi olan Topkapıspor’a 4 yıldır Başkanlık yapan ve İASKF’de Basın ve Medya Sorumlusu olarak görev yapan Necdet Bakır ile bir mülakat yaptık. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a ilk girdiği ve yeni Başkentte fetihten sonra ilk namazı kıldığı yerde bulunan Kırmızı-kurşuni ve gri renklere sahip olan tarihi Kulübün Başkanı oldukça samimi açıklamalarda bulundu.
“Atatürk’ün teşekkür ettiği Kulübüz”
Topkapıspor Kulübü, Türkiye’nin en önemli Kulüplerinden birisidir. Baktığımızda bizden önce kurulan çok güzide Kulüplerimiz de var. Hepsi kurulduğu yıllara göre sıralarsak, ortamın iyi olduğu dönemlerde kimileri okullarının ismiyle öne gelerek, kimileri de semtlerinin ismiyle öne çıkarak kurulmuş Kulüplerdir. Topkapıspor Kulübü’ne geldiğimizde ise, 1920’li yıllarda İstanbul’un İngilizlerce işgal edildiği yıllarda 2-3 kişinin bir araya gelip, devlet meselelerini konuşmalarının yasak olduğu, fark edilenlerin ise Arapyan Hanında büyük işkencelere maruz kaldığı yıllarda sırf devlet kisvesi altında kurulmuş, dernekte toplanalım spor yapacağız diye gösterilerek Ülkenin kurtuluşu için çaba harcamak için kurulmuştur. Ülkenin, düşmana karşı vatan savunması amacıyla gerek Ankara’dan gelen bir-iki tane devlet büyüklerinin öncülük ettiği etmesiyle kurulmuştur. Bu olay ülke işgal kuvvetlerinden kurtulana kadar böyle devam etmiştir. Daha sonra bizim Kulübümüzde özellikle Atatürk’ün teşekkür yazısıyla ödüllendirilmiş bir Kulübüz. Bu gerçekten çok önemlidir. İstanbul’da bu amaçlar kurulan spor kulübü yok denecek azdır aslında. Sur içinde meşhur Sübyan Mektebinde karargâh olarak kullanılan yerde kurulan ve ilk ismimiz olan Topkapı Mahveli Cemiyeti’nin adı 16 Ocak 1931’de Topkapı Gençlik Birliği, 2 Ocak 1932’de Türkgücü, 13 Ağustos 1935’de Okanspor olarak değiştirildiyse de 28 Nisan 1936 tarihinde Umumi Heyet Kararı ile Topkapı Gençlik ve Spor Derneği olarak kabul edilmiştir. Kulübümüz ilk yıllardaki lokalinden atılmış, daha sonra Topkapı halkının da büyük desteği ile buraya taşınmıştır. İstanbul Futbol Liginde de yıllarca mücadele eden Kulübümüz, bisiklet ve güreş branşlarında da önemli hizmetler vermiş ve çok önemli isimler Başkan ve Yöneticilik yapmışlardır. Bu esnada Ercan Benian Başkanımızın ve taksici ağabeylerimizin de Kulübün zor günlerinde hep destek vermişlerdir.
Fatih ilçesinde çok spor Kulübü var, hizmet zorlaşıyor diyorlar?
Necdet Bakır: Biz Fatih ilçesinin bir Kulübüyüz. Bu ilçe Türkiye’nin en eski İlçesidir. İlçede 50’nin üzerinde spor kulübü var. En eski olanı 50 yaşındadır. Örnek verecek olursak; Vefa 105 senelik Kulüptür. Federasyonundaki görevimiz dolayısıyla İstanbul’u sürekli geziyoruz, diğer ilçeleri de görüyoruz. Kağıthane, Küçükçekmece ile Esenyurt ve de Kartal ilçesinde spor alanında yapılan hizmetleri görünce bizim ilçemizde spor yaptırmayı bırak, insanlar spor yapmadan vazgeçtik, Sivil Toplum Kuruluşlarında görev almak dahi istemez oldular. Biz çocuklarımızı neden okutuyoruz? Çocuklara sağlam bir gelecek hazırlamak için. Aile bütçesinin önemli bir bölümünü neden çocuklara harcıyoruz? Geleceğimiz olan çocukları sağlam yarınlara hazırlamak için… İyi bir çocuk önce ailesine faydalı olur, sonra mahallesine ve ülkesine faydalı olur. Sosyal Belediyeler varsa bunların birinci derecedeki sorumlulukları ilçesindeki çocuklara sahip çıkmaktır. Çocuğa yapılan yatırım ve masraflar her zaman olumlu bir şekilde geriye dönmüştür. Toplumsal olaylara karşı devlete karşı maruf olacaktır. Her Belediye bun anlayışlar hizmet etmek durumundadır. Ancak gelin görün ki, bizim Fatih İlçesinde böyle bir şey yok denecek azdır. !Sizde 50 tane spor kulübü var! diyorlar. İyi de bu kulüplerin hepsi asırlık çınar. Burada 3 senelik Kulüp yok. Bu Kulüplerin fazla olması ilçenin en büyük zenginlidir. Ona göre Belediyemin imkânları da çok fazla. Ancak İlçemizde gerek çarpık yapılaşma gerekse plansız inşaatlar nedeniyle çocukların spor yapacak alanları kalmadı. Sayın Valimiz ile bir toplantıda bunları dile getirdik. Sayın Valimiz kendisini ziyaretimizde özetle “çocukları bilgisayar başında kurtarmamız gerekir.” demişti.
Semtte, spor Kulübüne destek var mı?
Necdet Bakır: Ben Artvin’de büyüdüm. Bizim köyde top oynamak için 2 saat yol giderdik. İstanbul’da çocuklar 7 yaşından 18 yaşına kadar ne yapar? Okulda saha bulamazsa, asfaltta top oynar, eve gelince de bilgisayara mahkûm olurlar. Fatih’te alan yok. Sadece futbol demiyorum, diğer oyunlar da yok artık. Bunun için Belediyenin kanunlarında var olan nakdi yardım yapma durumunun Kulüplere eşit şekilde dağıtılması ve Kulüplerin teşvik edilmesi gerekir. Şimdi başka ilçelerle mukayese edildiğimizde, diğer Belediyeler takımlarına yardım yapıyor. Malzeme yardımı yapıyor, ulaşım desteği veriyor. Biz Fatih’in takımı olarak bu ilçelerle nasıl yarışacağız? Karşılaştırma yaptığımızda biz hep geride kalıyoruz. Orada sunulan imkanların yarısı bizde yok. Eskiden semtlik bilinci vardı. Şimdi o da kalmadı. Evvelden 3 bin kişi maça giderdi, şimdi kimsenin umurunda değil. Hem Belediye hem de semt insanlarından yardım görmüyoruz. İnsanlar hayat kavgasına düşmüşler, spor kulüpleri kimsenin umurunda değil. İyi ama biz kimin için çabalıyoruz? Bu sadece bize özgü değil, amatör kulüplerin genel sorunu bu. Kulüpler bunun üzerine Yönetim Kurulundaki 2-3 kişiye bakıyor. Sezonu bitirmek için hep çareler arıyoruz. Spor maalesef nankör bir insan, yaptıklarınız hep unutuluyor. Bizim Genel Başkanımızın güzel bir sözü vardır. “marifet iltifata tabidir” demektedir Sayın Genel Başkanımız Ali Düşmez. İnsanlar güzel bir şey yapıp takdir edilmeyince kırılıyor ve ‘bir daha da yapmam’ diyebiliyor. Bizim gibi çok eski ve tarihi Kulüpler sahipsiz kalıyor.
Topkapı halkı Kulübe destek oluyor mu?
Necdet Bakır: Ben artık yoruldum. Mahallemin insanlarını bir araya gelip bir şemsiye altında toplamak istedim. Yanımızda spor salonu ile anlaştım. Karate, güreş, basketbol ve voleybol takımları da kurdum. Güzel bir takım oluşturduk. Gidiyor ve bakıyorum ama mahallenin kayıtsız kaldığını görüyorum. Çok da seveler beni Topkapı halkı, buna rağmen takip etmiyorlar. Bu nedenle kırgınlığım var. Biz ayakta tutmaya çalışıyoruz ama amatör spor kulüpleri bu ve bunun gibi örnekler nedeniyle kapanmaya gidiyor. Şükürler olsun bizim lokâlimiz var, az da olsa gelirimiz var. Benim işim gücüm de Allah’a şükür yerinde. Bir masraf olduğunda 50 TL veremeyen Kulüplerimiz var. Müsabakalara gittiğimizde içmeye suyu olmayan Kulüpler olduğunu görüyoruz. Kimsenin de umurunda olmuyor. Burada Kulüpler Birliğine görev düşüyor. Kulüpler Birliği ilçesinde Kulüplerin değerini kıymetini bilmeli. Gerekirse seçim zamanı da olsa etkinliğini göstermek zorunda lakin maalesef bunlar olmuyor.
Kulüpler bulunduğu semtte söz sahibi mi?
Necdet Bakır: Şimdi itiraf etmek gerekirse söz sahibi değiliz. Çünkü insanlar bugün burada yarın başka semtte. Yapılırsa bir şeyler belki olur. Bizim Kulübümüzde kaba kuvvet yok, kavga dövüş yok. İşte görüyorsunuz topluyorsunuz 150-200 kişi meydan onların sanıyorlar. İstesek biz de toplarız o ayrı. Bunu bir iki sefer de yaptım ama yanlışını gördüm (Selimiye Stadında kötü bir anımız oldu). Biz semtimizde etkiliyiz. Alt yapımız var, A takımımız bir üst lige terfi etti. Sevilen bir Kulübüz. Benim Başkanlığımda Kulübümüz 3 sezon önce bir alt lige düştüğü için biz bundan dolayı çok mücadele ettik. Hocam, ben, Sadık Bey ve futbolcular; Takımımızı düştüğümüz yere yeniden çıkarttık ama gelecek sene için oldukça karamsarım. Çok düşünüyoruz ne yaparız diye. Süper’e çıkmak güzel ama düşmek kötü oluyor. Önümüzdeki sene güzel takviyelerle iyi hazırlanarak iyi bir sezon geçirmeyi düşünüyoruz. Burada sorumluluk en fazla bana düşüyor (Başkanlığımı devam ettirirsem) Şu anda için pek niyetim yok Başkanlık için. Bakalım zaman ne gösterecek. Üzerime çok daha fazla sorumluluk yükledim. Ligler arasında çok fark var. Süper Amatör Lig adeta Profesyonel Lig gibi olmuş. Orada tutunmak çok zor. Ama ben eminim ki, güzel bir takım kuracağız ve bir üst lig için iyi bir kadro kuracağız ama tabii hevesim yerine gelirse… Sportif anlamda başarısız olacağımı düşünmüyorum ama çok nahoş olaylar oluyor. Bazı takımları görüyorsun spora yakışmayacak davranışlarda bulunuyorlar. Şimdi biz nasıl gidip bunlar mücadele edeceğiz. Bırak sahada sporla uğraşmayı dışarıda taraftarlar mücadele etmeye başlıyorsun. Sahada 22 kişi birbiri ile barışır ama dışarıda bu böyle olmuyor. Bu sene bir maç izledim, bizim maç değil, bir Başkan olarak, Federasyonda görevli bir kişi olarak çok utandım, edilen küfürler çok çirkin ve hatta iğrençti. Ne yapılar, ne edilebilir de insana bu kadar küfür edilir? Bunları böyle gördükçe Süper Amatör Ligde maddiyat ile uğraşacağımıza hep kafamızda şu var: Aman şu takım grubumuza gelmesin. Aman şu taraftar çok çirkin bizim gruba gelmesin diye dua ederiz. Bu sadece Topkapıspor’un değil merkezi yönetiminin görevi. Amatörlerde olanlar Süper Ligde olanları geride bırakmaya başladıysa ortada bir sorun var demektir. Aileler niye maça gelsin bu ortamda.
Neden bu göreve soyundunuz?
Necdet Bakır:30 senelik Topkapılıyım. 3 tane çocuğum var. Ben 12-13 yaşındaki çocukların çim sahaya çıkıp zevkinden bayıldığını gördüm. Çocukların apartman içine tıkanmasına karşı mücadele etmek için Kulüpte göreve soyundum. Çocukların topu önüne gelip sürmesi ve sevinç çığlığı atmaları beni çok muylu ediyor. Bir defasında ağladım böyle bir olayda çok duygulandım. Yerlere kendini atıp şakalaşması bize moral veren olaylardır ve bunlar bizi göreve davet eder.
4 yıllık Başkanlığınızda ‘keşke yapmasaydım’ dediğiniz oldu mu?
Necdet Bakır:İlk zamanlarda hatalar yapıyordum. En büyük yanlışım Süper Amatör Ligde olduğumuz ilk zaman Hocamıza güvenmek oldu. Çok futbolcu aldık, maddi sıkıntılar yaşadık. İkinci sene de bazı hatalarım oldu. Diğer sene de hata yaptık ancak günden güne kendimizi bu anlamda daha çok geliştirmeye başladık. Bir de yanımda sağ kolum olacak Genel Kaptanın işi çok iyi bilmesi gerekir. İnsanlar çok iyi niyetli olabilir ama her şeyin kurnazlığı olduğu gibi sporun da kurnazlığı var. Sporcuya nasıl konuşacağını bilecek, gerektiğinde kibar gerektiğinde ise gaddar olabilecek bir Genel Kaptan her takıma şart. Keşke diyorum ben hiç futbolcum ile muhatap olmasam da Genel Kaptanım bu sorunları çözse.
Yerel Yöneticiler, takımların başarısına hemen ortak olup bu işin keyfini çıkartırken Kulüp Başkanları hak ettiği değeri görüyor mu?
Necdet Bakır: Teşekkür edenler var tabi. Bu güzel. Beni bir çocuğun ‘nasılsın Başkanım’ demesi mutlu eder. Bizim gösterdiğimiz özveri ve iyi niyetin hiç birimiz karşılığını almıyoruz. Bizim öyle bir ilçemiz var ki, ne başarımız ne de başarısızlığımız kimsenin umurunda olmuyor. Bazı ilçelerde öyle Belediye Başkanları var ki, takımların U13 yaş grubundaki sporcunun adını dahi biliyor. Çocuk geldi Başkanın yanına oturdu konuştular. Kağıthane Belediye Başkanı örnektir. Sizin ödül törenine geldi, 2 saat herkesle konuştu tek tek sohbet etti. İsimleri not etti. Sadece kendi ilçesinde değil her yere yetişmeye çalışıyor. Biz de ise ‘Başkanım etkinliğimiz var, buyurun geliniz’ diyoruz ama gelen yok.
Bazı maçlarınızda şahit oldum. Haklıyken bile hakkınızı aramadığınıza şahit oldum. İASKF’de kuvvetli bir isimsiniz. Bu Kurumdan güç alarak nüfusunuzu bazı hallerde kullanıyor musunuz?
Necdet Bakır: Bizim İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu olarak çok kaliteli bir Kurumumuz var. 1000’in üzerinde Delege gelmiş ve bizi seçmiş. Ben değil, bizim Yönetimimizdeki diğer 25 kişilik Yönetim Kurulu, 13 kişilik Yürütme Kurulumuz var. Çok değerli insanları bu camiada tanıdım. Kim ne derse desin mükemmel derecede insanlar yönetimimizde yer alıyor. Kendimizi ön plana çıkartmamaya gayret ediyoruz. İASKF’de olmak bizi çok zaman engelliyor. Hakkımı arayacağım yerde engelliyor. Bu sene, önceki sene Kulübüme karşı haksızlıklar oldu ama ‘Necdet Başkan İASKF’de’ demesinler diye Kulübümden tepki alıyor olsam da bazen haksızlığı her şeye rağmen kabulleniyoruz. Bugüne kadar da çoğu arkadaşımız öyledir. Kendi problemlerimizi oraya yansıtmamaya çalışmak zorundayız.
Kulüpler daha iyi duruma nasıl gelir? Çay parası ile Kulüpler dönmez. Harcamalar çok tutuyor. Sizin bu konuda görüşünüz ne yöndedir?
Necdet Bakır:Kulüplerin daha iyi olması Devlet politikası ile olabilir. Yine aynı konu oluyor ama Yerel Yönetimlerin destek olması lazım. Her Belediye, Yeminli Mali Müşavir gibi Kulüpleri denetleyecek. Baktıkları sporcu sayısına göre Kulüplere yardım etmeli ve aynı zamanda ciddi anlamda denetlemeli. Kaymakamlara çok iş düşüyor. İlçedeki her büyük iş adamlarını Kulüplere sponsor yapması lazım. İkişer iş adamı bir Kulübe sponsor olsa güzel olmaz mı? Mahalleler, mahallesindeki takımlarına hem denetçi olacak hem de sahip çıkacak. Ben kendi kulübümü halkımıza her zaman açıyorum, buyursunlar gelsinler. Küçük olsun bizim olsun diye düşünen, Kulübü bir şekilde ele geçirmiş ve başka amaçla kullananlar var. Çanta diye tabir edilen Kulüpler var, iş yapmadan, emek harcamadan bizimle aynı hakka sahip olmak isteyenler var. Bunlara mani olunmalı. Bu sene bizim gruptaki Küçükçekmece Yeşilova Esnaf, İkitelli ve Gültepe Özgençlik takımlarının bizden çok üstün olduklarını gördük. Bunlar çok güzel şeyler. Destek alıyorlar, sahiplenenleri var. Bunları çok beğendik tabii. Ancak bu güzellik onların ilçesinde spora olan destekten de kaynaklanmıyor değil. Fatih’e bakalım; Süper Amatör Ligdeki bir takımımız düştü, diğeri ise kendisini zor kurtardı. Bunların da çok değerli Başkan ve Yönetimleri var ama Belediye yalnız bırakmış, mülki amir yalnız bırakmış, ne yapsın bu insanlar. Kolay sanıyor bazıları bu işleri. Kulüp yönetmek zordur ve herkesin harcı değildir.
RÖPORTAJ: ALİ KEMAL DEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder