Futbol sevenleri için vazgeçilmez bir tutkudur. Bugün ülkemizde futbol tutkusu amatör liglerde olsun profesyonel liglerde olsun tartışılmaz.
Genci yaşlısı öyle tutkuyla futbol maçlarına, tuttukları âşık oldukları renklerine bağlılar ki bu sevgiye ancak saygı duyulur. Geçen gün arkadaşın biri bana şöyle bir şey söyledi: "Ne o abi bıktın mı spor yazarlığından maçlardaki kavgaları yazmıyorsun" diyerek sitem ettiğinde ben kendisine "Kötüyü yazmak kolay da biz güzellikleri yazmalıyız" diyerek karşılık verdim ve "Bu sevgiden nasıl vazgeçebilirim?" diye devam ettim. Evet, sevgiliden nasıl vazgeçilir?
Hakemlerimizin başarılarındaki sır nedir?
Futbolumuzun parlayan yıldızlarıdır hakemlerimiz. Ben dikkat ediyorum geçmişte önemli maçlara yabancı hakemler gelir maçları yönetirlerdi. O yıllarda takımlarımızda en fazla bir veya iki yabancı futbolcu oynardı bu futbolcularda büyük takımlarda oynarlardı. Sonra neler oldu. Doğan Babacan ile beraber Türk Hakemliği yükselişe geçmeye başladı. Bu yükselişin futbolda olduğu devirlerde Türk Futbolunun büyük ustaları yazın semt turnuvalarında mahalle takımı dediğimiz bu gün anılarıyla avunduğumuz takımlarda rekabet içerisinde gençlerin arasında olurlardı turnuva maçlarında bilhassa. Aynı takımda top koşturmak çok gencimize futbolcu ruhunu aşılarken gençlerimiz Baba Gündüz dâhil birçok spor adamını yanında görüyordu. Futbolda kaybolan bu ilişki hakemlik müessesinde var olmaya başladı. Hakemlerin gözlemci olarak mesleklerine devam etmesi genç neslin hakemliğe olan heveslerini ve geleceklerini tetikliyor. Zamanın başarılı hakemlerini yanlarında gören kendilerine nasihat ve destek veren büyüklerinin bu destekleri hakemlerimizin çok büyük moral kaynağı oluyor. Bu başarı genç hakemlerimizin geleceklerini dünya standardına çıkararak başarılarına her sezon yeni başarılar ekleyerek sporumuzun yüzünü güldürmekteler. Çalışan, bilgisini artıran ve birlik beraberlik duygusuyla büyüklerin geleceğin gençlerine destek olması geçmişteki futbolumuzun büyüklerini anımsatıyor bana. Bu başarı zannedersem dünya futboluna damga vuracaktır.
Neden futbolumuzda şiddet rağbet görmekte?
Bu bir sorun ise nasıl halledilecek? Futbolda şiddete sebep ne? Hele son zamanlarda yaşadıklarım ve bunları kısaca paylaşmak isterim. Her hangi bir spor dalında grubunda şampiyon olarak yarı final ve finale kalmak sporcuların hayallerini süsler ama nedense kulüplerimiz ve sporcularımız, teknik adamlarımız bu müsabakaların zevkini yaşamaktansa yaşamamayı tercih ediyorlar. Bir Finalde oynayan sporcu bilmem kaç defa final oynayacaktır spor hayatında. Belki içlerinden bazıları oynar ama hayat yolu o kadar uzun ki çoğu bu uzun yolda başka hedeflerine doğru koşacaktır. Neden ceza alsınlar, neden hayatlarının en tatlı anısında suçlansınlar? Kulüplerimiz iftihar edecekleri bir ortamda gençlerin, sporcuların ve taraftarların aşırı tutumlarından neden ceza ödesinler? Hele küfürler, küfürler. Bize yakışmıyor. Kim tarafından olursa olsun yakışmıyor. Hele aynı takım sporcusu maçta takım arkadaşına küfür ederek tokatlamasına şahit olmak beni ziyadesiyle üzdü.
Bence futbolumuzda eksik olan futbolu bırakmış olan değerli sporcuların sporcu kardeşlerinin yanında olmasıyla son bulabilir. Hakem camiası nasıl kendini içeriden yenileyerek başarıyı yakaladıysa futbol camiasıda böyle bir ortamı bekliyor olabilir. SEVGİLİYE DOYULUR MU? Ne yaşarsak yaşayalım bizlerin yeri futbolcu arkadaşlarımızın yanı. Çünkü burada herkes birbirini çok seviyor. Zaten öyle olmasa her hafta sahalarımız panayır yerine dönmez. Ne hastalık,ne başka mazeret bizi birbirimizden ayıramaz. Bir de şu küfürler ve kavgalar olmasa!
YAZI ORHAN BUDAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.