Spora siyaset karıştırmayın denir ama sporun her kademesinde kumanda siyasetin elinde. Hakim siyasi mekanizmasından icazet alamayan ise en iyi ihtimalle seyirci olabiliyor.
Yerel seçimler yaklaştıkça ortam kızışıyor. Dolayısıyla gelişmeleri yakından takip etmekte fayda var. Sporun lokomotifi futbol olduğu için futbol kamuoyunu ilgilendiren kayda değer tek proje Sarıgül’den geldi.
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül “Belediyeyi aldığımda ilk işim İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u kapatmak olacak” dedi. Çok çeşitli nedenleri farklı gerekçeleri olabilir ama geçen hafta oynanan İBB-Manisa maçını Hürriyet Gazetesi “6 gazeteci 13 taraftar, 7 gol” başlığıyla verdi.
Sahanın içindekiler sahanın dışındakilerden daha kalabalıktı. Takip edenlerle faaliyetin maliyeti kıyaslanacak olursa bence de kapatmak için yeterli nedendir…
Salı günü üçü bir aradaydı Kılıçdaroğlu sahile kadar gelerek Silivri’ye önem verdiğini gösterdi. Konuşmalar yatırım, plan projeden çok hırsıza hırsız demek edeptendir edep ya hu içerikliydi. Ancak bir bakana saat alabilecek kalabalığı toplayamadılar. Aziz Yıldırım tek başına çay içmeye Silivri’ye gelse daha fazla kalabalık toplardı.
Silivri’de 9-0’ın ezikliği hissediliyor. Nisanda hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir. Bazı başkanlar seçimden sonra yokum diye hazırlık yaptığına göre sol kanat sıkıntılı. Işıklar sportif yetersizliğinin de farkında değil.
Sağ kanat ise tüm imkanlara sahip olmasına rağmen coşkulu değil, kırgın ve küskün. Hala bir plan proje ortaya koyamadılar. Her şeyi İBB’den bekliyorlar. Mustafa Saral ve Emrah Maşalacı sporun durumunu sorunlarını bilen insanlar onlar bu işlere el atmazsa sağ kanatta gidişat pek parlak görünmüyor…
Bir iki istisna olabilir ama istisnalar kaideyi bozmaz. Neredeyse tüm kulüpler, dernekler siyasi atmosferin nabzına göre hareket ediyor. Kulüpler Birliği iki kanatla da yemek yedi. Sol kanadı birlik ağırladı, sağ kanat birliği ağırladı aradaki fark ise dikkatlerden kaçmadı. Silivri Antrenörler Derneği bilgilendirme toplantısı yapıp yol haritası belirlemeye çalıştı ama TÜFAD’ın gönderdiği takvimleri üyelerine ulaştıramadılar. Nasıl yol alacaklar belli değil.
Herkes seçim sonrası için bazı hesaplar yapıyor. Bir takım roller kovalanıyor ama seçim sabahı 1 Nisan tüm hazırlıklar Nisan 1 şakasıydı geçti gitti denebilir ve 5 yıl sürecek bir keşke hikayeleri dönemi başlamış demektir…
YAZI: ENGİN AKIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.