Derince ile puanları kardeş payı yapıp ligde kalmayı garantilemiştik geçtiğimiz sezon. Bu kez Play-Off için oynadık müsabaka biraz gergin gibi görünse de oyunun karşılığı yine kardeş payı oldu.
Oyun genelinde Derince sonuca dönük ve çok daha etkiliydi. Bizim de pozisyonlarımız vardı. Özellikle uzatmalarda üst üstte attığımız kornerlerde “tüm stat kafaya çıktık” ama olmadı.
Derince, dengeli ve bir o kadar da güçlü bir takım. Özellikle 7 numaralı oyuncuları Oltan Karakullukçu bizim defansı fena dövdü be!..
Biz stoperleri, sert-gaddar bilirdik Oltan, bizim defanstan daha çok faul yaptı. Bizim defansı yara bere içinde bıraktı. Hakem de biraz toleranslı davranınca seyircinin gerilmesi tepki göstermesi de doğaldır.
Neticede Play-Off adına önemli bir fırsatı kaçırdık. Oyuncular direniyor ama takımın genel görüntüsü kalan haftalar için tehlike sinyalleri veriyor. Sanki birileri futbolcuların formalarından çekiyor Play-Off oynamamaları içinden var gücüyle çalışıyor sanki!
Biri çıkıp “çocuklar biz buradayız, yanınızdayız Play-Off priminiz bir bardak soğuk su” dese bu takım Play-Off’lara kalır, buradan yürüyerek çıkar bile…
Herkes fatura derdine düşmüş! Nereden bulsak kime ödetsek diye 30 Mart’ı bekliyor. Az kaldı 10 gün sonra belli olacak ama bu arada oyuncuların motivasyonu bozuluyor.
Takımın Play-Off oynamasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz işte bunu sormak ve sorgulamak lazım.
Aylar öncesinden “seçim ortamında işlerin zorlanacağını yazmış kümede kalmayı garantilemiş olmak lazım demiştik” neyse ki takım karakterini ortaya koydu ve “Silivri daha iyi yerlere layık” dedi ve Play-Off heyecanı bir şekilde yaşatıyor…
Kişisel kaygıları bir yana bırakıp bu çocukları desteklemek gerekiyor.
Bu takımın çıkması kulübün gelirlerinin iki katı artması demektir. Küçük hesaplarla bu imkanları tepmeyelim…
8 hafta kaldı. Maç başı 500 prim desen toplamda 150 bine takımı çıkartır milyonluk gelire kavuşursun. İşte bunu anlamak ve anlatmak lazım…
Bu arada Oğuz’a da bir şeyler anlatmak lazım.
Bak kardeşim, bu takımda bizim çocukların sayısının artması hepimizi sevindirir. Öyle ya da böyle takıma girdin formayı aldın oynadıkça maç ritmini yakalıyorsun. Bire bir mücadelelerde vücudunu iyi kullanıyorsun topu saklayabiliyorsun.
Bu saydıklarım takıma girmek için yeterli olabilir ama takımda kalıcı olmak için ara sıra tabelayı değiştirmen gerekir.
Biliyorsun bizim çocuklar için oynamak yetmez skor üreteceksin. Onun için iyi dripling yapacaksın direk kaleye gideceksin, rakibi gördüğünde durup beklemeyecek ve asla geri dönmeyeceksin. Topla giderken vurup topun peşinden koşmak değil her adımda topa temas edecek şekilde dripling yapabilirsen kimse senin ayağından top alamaz bunu da en iyi bilenlerdenim.
Sırtı dönük pozisyonda değil de yüzün kaleye dönük pozisyonlarda top almaya çalış dolayısıyla her maç güvenini arttırmaya devam ediyor. Biraz daha kendini geliştirmeye ve sonuca etki eden bir oyuncu olarak takımda kalıcı olmaya gayret et. Bu işten para kazanmaya pastadan da payına düşeni almaya bak.
YAZI: ENGİN AKIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder