Oda, dernek, belediye seçimlerini atlattık. Gürültü patırtı bitti. Seçim atmosferinin gülümseyen yüzleri gitti, yerine duruşuyla bakışıyla kendini hissettiren yüzler geldi.
Siyaset böyledir. Siyasette samimiyet zamanla makamla alakalıdır ve zemin de son derece kaygandır.
Işıklar, 9-0 mimarlarının katkılarıyla yeniden tarih yazarken, AK Parti adaleti unutup Kalkınmayla yola çıkınca, köprüden önceki son çıkışı ve meçhule giden gemi gibi kim vurduya gitti.
Bir hafta oldu sarhoşlukta hazımsızlıkta geçmiştir. Herkes kendi şapkasını önüne koyup önümüzdeki beş yılın muhasebesini yapmalı.
Bunu yaparken olayın sportif boyutu da düşünülmeli.
Önümüzde Silivrispor’un kongresi var. Mecliste oturacakları yerleri henüz belli değilken bazı meclis üyelerinin kongreyle ilgili kulisleri hakkında rivayetler muhtelif. İlginç olan bu seçimde karşı taraf yok.
Işıklar’a yakın olan gruplar birbirini yerken tek ortak noktaları aynı kişiyi hedefe almışlar.
Ancak kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin O’nu yemekle iş bitmiyor.
Bu kulübün öncelikle bir Play-Off hesabı var.
Ödeme problemi var.
Her gün faiz işleyen bir milyon civarında vergi ve sigorta borcu var.
Bu borçlardan dolayı ticari itibarı sarsılan yöneticileri var.
Borç ödenmediği sürece yönetimine girecek herkesin bu borca ortak olacağı bir statü var.
Takımın maç konuşması yapacak bir toplantı salonu yok, yatacak yeri yok, 60 yıllık kulübün dikili bir ağıca yok. Arşive bakın bakalım kimleri göreceksiniz…
Kulüp tarihinin en pahalı pardonlarıyla bu kulübün 18 yılını ve en az 20 milyon lirasını çöpe atanlar mı bu tabloyu değiştirecek?
Dolayısıyla profesyonel futbol piyasasında esamesi okunmayanların daha iyi pozisyonda görev beklentileri yerine kulübün standartları, statüsü dikkate alınarak hamle yapılmalı. Çünkü takımı düşürmekte çözüm değil…
Borçlar şahısların üzerine görünüyor, takım düşse de adı geçen şahıslar bu borcu ödemek zorunda.
2014-2015 sezonunda UEFA finansal Fair-Play kriterleri uygulanmaya başlanacak. Altı kriter belirlenmiş, ilki “yönetici cebinden harcayamaz” diyor. Diğerlerini saymazsak UEFA kriterlerine uyuyoruz…
Kulübe duyulan ilginin kaynağı bu kriter olabilir mi acaba?
Maliyenin kara listesinde yer almak isteyen herkes yönetime girebilir.
İstediği tasarrufta bulunabilir.
İdari yapılanma gereklidir ama teknik yapılanmada istikrar devam etmeli.
Bu kadroda herhangi bir operasyon gelecek ile ilgili sıkıntı oluşturur.
Örneğin Rasim’in cezalandırılması tüm takımı bozar. Bu çocuklar aylarca para pul almadan takımı zirvede tutmak için canla başla mücadele ederken yanlışa hataya düşebilir. Birinin cezalandırılması takımın birliğini dayanışmasını olaya bakışını değiştirebilir.
Rasim, bu takım için önemli oyuncudur. Haklı olduğu güçlü olduğu zamanlarda sesini yükseltmeden işini yapmaya devam etti. Köprüyü geçtikten sonra ilk fırsatta zarfı eline tutuşturmak sadece Rasim’i değil tüm takımı cezalandırmak olur ki bu takım ancak böyle Play-Off yolundan uzaklaştırılabilir.
Hürriyet Gazetesi’nin 3 Nisan tarihli baskısında Kenan Başaran’ın yayımlanan yazısı aynen alınmıştır. UEFA’nın kriterleri ise, ya da bir başka deyişle ne diyor şu kriterler?
Fair-Play kriterleri tüm müeyyideleriyle 2014-2015 sezonundan itibaren uygulanmaya başlanacak. Hesabını kitabını bilmeyenlere;
1- Uyarı
2- Para cezası
3- Puan silme
4- Avrupa gelirlerinin kesilmesi
5- Yeni oyuncuların Avrupa’da oynatılamaması
6- Avrupa kadrolarında kısıtlama
7- Turnuvadan ihraç
8- Gelecek turnuvadan men cezaları uygulanabilecek
Zaten 5 yıllık geçiş döneminde uyarı, gelir dondurma ve hatta kupalardan men (yalan beyan suçlamasıyla Beşiktaş, 1 yıl men almıştı) cezalar verilmişti.
Kriterler ise şunu diyor:
1- Yönetici cebinden harcayamaz.
2- Gelirden fazla para transfere harcanamaz.
3- Parasal olmayan ve futbol dışı gelir mali tabloya konulamaz.
4- Özsermaye negatif olamaz.
5- Futbol ödemeleri toplam gelirinin yüzde 70’ini aşamaz.
6- Toplam borç toplam gelirin yüzde 100’ünü geçemez…
YAZI: ENGİN AKIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder