Cuma, Temmuz 11, 2014

Neden isim vermiyorsunuz?

Yazmayayım dedim ama yine dayanamadım. Geçtiğimiz günlerde Çatalcaspor kulübü tarafından gazetelerde ve bazı internet sitelerinde Çatalcaspor kulübü yönetim kurulu adına Başkan Hasan Gökçe’nin bir açıklaması yayınlandı.



Tabi bu açıklama bana gelmedi, bunu belirtmek isterim bunu neden yazdığımı anlayacaksınız. Şimdi diyeceksiniz ki bu nereden çıktı, okuyun sonuna kadar anlayacaksınız.

Çatalcaspor Kulübü Basın Sözcüsü Lokman Naroğlu’nun servis ettiği iddia edilen açıklama şöyle devam ediyor (Bu açıklama Keskinbakış.com’dan alındı): “Çatalca halkına ve Çatalca sevdalılarına duyurulur; Birkaç gündür yalan yanlış haberler ve dedikodularla bizleri yıpratmaya çalışan Çatalca ve Çatalcaspor sevgisinden kuşku duyduğumuz, bugüne kadar Çatalca’da taş üstüne taş koşmamış bir kişiye ekmek vermemiş ve sadece dedikodudan geçimini sağlayan kişileri kınıyor ve Çatalcaspor’u ilerlediği yoldan geri döndüremeyeceklerini belirtmek istiyorum. Sokaklarda 'transfer yapamadılar, geldiği gibi düşer' diyen ve düşerse bundan mutlu olacağına emin olduğum yalancı, kendini basın diye tanıtan kişilere inanmayın. Bazılarını tenzih ederim onlar kendini bilir. Artık yönetici olarak Çatalcaspor’a zarar verenleri kamuoyuyla da paylaşacağız” denmiş.

Şimdi gelelim çıkan haberlere ne haberi çıkmış Çatalcaspor’la ilgili ve bunu kimler yazmış, bu konuda netlik yok, haber olarak 'Siz transfer yapamadınız, çıktığınız gibi düşersiniz' mi yazıyor? Bunu kim yazıyor? Neden isim vermeyerek tüm basın mensuplarını töhmet altında bırakıyorsunuz? Bu açıklama bana gelmediğine göre bu açıklamadaki kendini basın mensubu sanan ben mi oluyorum? Bensem adımı neden yazmıyorsunuz? Hakan Songur Çatalcaspor’un geleceğini kötü etkiliyor, Hakan Songur yalan söylüyor, ya da Hakan Songur şu kahvede transfer bile yapamadılar, çıktıkları gibi düşerler mi demiş? Ya da yıllardır bu işi yapan sizin haberlerinizi yapan spor basınına 23 senesini vermiş Hakan Songur kendini basın mensubu mu sanıyor? Yazın beyler isim yazın bensem benim ismimi yazın. Ya da Bahadır ya da İbrahim ya da Ali, Mehmet, Ahmet ama isim yazın kimseyi bu kadar töhmet altında bırakmanıza gerek yok. Benle ilgili ne zaman bir şey olsa yöneticiler toplanıyor bir demeç hazırlıyorlar hemen benim haricimde diğer basın mensuplarına veriyorlar. Neden ben Çatalca ve Çatalcaspor düşmanıyım, neden ben futboldan anlamayan ahmak biriyim değil mi? Daha önce bunlarda kulüp tarafından açıklama yapıldığında kullanılan ibarelerdi. Ama ben hiç birine takılmadım inanın. Bırakın beyler bu mesleğe yıllarını vermiş bir adama bu kelimeleri söylerken biraz düşüneceksiniz. İsim vermekten korkmayın, ben buradan sizleri ya da başka kulüpleri eleştiriyorsam, ben de eleştirilebilirim. Bundan kesinlikle gocunmam, ama size bakıyorum kaçak dövüşüyorsunuz. İsim vermeden tüm Çatalca’yı suçluyor, dedikodu yuvası ilan ediyorsunuz.

Naroğlu yine çoştu
Çatalcaspor Kulübü İkinci Başkanı ve aynı zamanda Basın Sözcüsü Lokman Naroğlu yine çoştu, nasıl mı? Bir arkadaşım bu açıklamayı bir sitede gördüğünü söyleyerek beni aradı, ben de siteye girerek o açıklamayı okudum, buradaki kişinin kim olduğunu merak ettim, ve bana ne olursa olsun Çatalcaspor kulübü ilgili ne olursa olsun beni ara diyen sayın yönetici Lokman Naroğlu’nu aradım. Kendisinin müsait olup olmadığını sorduktan sonra açıklamadan bahsettim ve töhmet altında kaldığımı söyleyerek Çatalcaspor kulübü olarak yapılan açıklamadaki bu yalancı ve kendisini basın olarak tanıtan kişinin kim olduğunu sordum. Aynen üslubumda bu şekildeydi. Kendisinin tepkisini anlayamadım. Koca bir 'SANA NE' diye bir cevap ve ardından bana hesap sorar gibi sorular sorma geldi. Ben de kendisine hala üslubumu değiştirmeden kendisinin kulübün basın danışmanı olduğunu ve kimseyi töhmet altında bırakmamaları için ismin kim olduğunu sordum hatta 'ben miyim?' dedim. O da yine hesap sorar gibi 'sorular sorma' diye bir karşılık vererek bu konuda kendisini benden başka kimsenin aramadığını sözlerine ekleyerek 'kim üstüne alınırsa o' diye cevap verdi.

Bir basın sözcüsüne yakışmayan bir tavırla, şimdi gelelim bu sinir harbine, Lokman Naroğlu’nun neden bu kadar sinirlendiğini anlayamadım. Şimdi kendisine soruyorum, bir daha soruları kendisi hazırlasın ve basına versin, biz de ona göre soralım. Ben eleştiriye o kadar açıkken, yapılan bu açıklamadaki rahatsızlığımı kendisine ifade ederken neden bu kadar sinirlendi? Çatalcaspor kulübünün basın sözcüsü olarak kendisine soru soramayacağız mı? Her sorumuzda bu kadar sinirlenecek mi? 'Tamam' dedim, kendisi 'Bana bir daha böyle hesap sorar gibi soru sorma' diyerek de uyardı. Bu tepkiyi anlayamadım, kendisi ile yıllar öncesine dayanan bir dostluğum vardı. Düşünün bir açıklama yapılıyor ve bu açıkmadan sonra her ne kadar Çatalcasporlu yöneticiler tarafından yalancı olduğum ve kendimi basın mensubu sandığım düşünülse de sormam gerekli olan soruları sordum. Çatalcaspor kulübünün yöneticileri tarafından düşman ilan edilsem de bu soruları sormak zorundaydım.

Aldığım cevaba gelince, komik. Acaba bu dedikodular yok da Çatalcaspor için böyle şeyler söylenmiyor da gündem mi? Değiştiriliyor. Ne bir isim var, ne bir elle tutulur bir veri. Şimdi buradan sorayım, sayın basın sözcüm bana kızma sinirlenme, bırak yöneticiliği bir kenara sen her şeyden önce bir esnafsın, sana ekmekle ilgili bir şey sorduklarında gelen müşterilere de böyle sinirleniyor musun? Soruma gelince, gerçekten bu isim kim ve nerede konuşmuş, nasıl bir düşmanlık besliyor? Sizler bunları açık açık yazın ben de bazı şeylere cevap vereyim. o yalancı, kendini basın mensubu bensem vallahi kendimi savunmak isterim. Spora olan düşkünlüğümü herkes bilir, kimin düşman olup olmadığına gerçi Çatalca halkı ve spor camiası iyi bilir. Vallahi bana yalancı dediniz diye hemen mahkemeye gitmem, isim vermekten korkmayın bana istediğiniz gibi eleştiri yapabilirsiniz. İstediğinizi söyleyin benim savcılığa gitme gibi bir durumum olamaz kimseden de şikayetçi olmam. Benim Çatalca Mezarlığı'ndan başka mezarlığım yok Allah nasip ederse ben burada gömülürüm çünkü ne olursa olsun burası ufak yer herkes birbirinin yüzüne bakıyor ve bakmaya devam edecek.

Zorla tutan yok
Spor kulüplerinde yöneticilik yapmak gerçekten gönül işi, gerçekten zor bunu kabul edip, bunu en iyi bilen de benim. Ama ne hikmetse her seferinde 'çoluk çocuğumuzun rızkını veriyoruz' kelimesi beni üzüyor. Verme o rızkı! Kimse sizi orada zorla tutmuyor, kafanıza silah dayayıp bu işi zorla yapacaksınız diyen var mı? Çoluk, çocuğunuzun rızkını gelin orada harcayın diyen var mı? Eminim ki oda yoktur ama arkadaşlar zor olan bu yöneticilik birazda gönül işidir, gönlünüz yoksa zaten orada olmanın bir anlamı da yok.
Açıklamada daha çok şeyler var. Tabii ki Çatalcaspor Kulübü bu yazdıklarım için bir cevap verecektir. Kendilerini savunmaları en doğal haklarıdır buna kimse engel olamaz. Bende zaten bu açıklama ile ilgili bazı konularda spor kamuoyunu aydınlatmaya devam edeceğim. Şimdilik kalın sağlıcakla…. Ha birde bu açıklamaya destek veren bir kulüp başkanı ile görüştüm o da neye destek verdiğini bilmiyor hatta bu açıklamanın nerede olduğunu bilmediğini söylüyor bu beni çok şaşırttı. O isim bensem ve beni karalama politikası başlamış haydi hayırlısı …..

YAZI: HAKAN SONGUR

Hiç yorum yok:

Haftanın sürprizi Oklalıspor'dan

İstanbul Süper Amatör Lig 7. Grup'ta ilk 7 maçını kaybeden ve haftaya puansız son sırada giren Oklalıspor deplasmanda şampiyonluk adayla...