Hafta sonu oynana müsabakalardan iki tanesini seyretme fırsatım oldu. Bunlardan birincisi İstanbulspor- Tutap Şeker 3. Lig maçı diğeri ise Avcılar Belediye Dikilitaş BAL ligi maçıydı. Biri Profesyonel maç diğeri ise amatör maç.
İstanbul- Tutap Şeker maçını sessiz bir film gibi izledim. Seyirci yok denecek kadar az. Onlar da çekirdeklerini çitleyerek maçı izlediler. Futbol tat vermeyince seyirciler de gözleri sahada arkadaşları ile derin sohbete daldılar. Müsabakayı tribünden izleyen bayan seyircilerden biri şu sözü ile müsabakayı özetledi. “Bu ne biçim maç bunlar BAM-GÜM oynuyor. Daha önce seyretmiş olduğu maça atfen “X takımının maçı daha güzeldi”. Futbol adına bir şeyler yazmak istiyorum ama yazacak bir şeyler bulamıyorum.
İkinci maç ise Avcılar Belediye-Dikilitaş Bölgesel amatör lig maçı. Stada girer girmez sizi ateşli bir seyirci (Avcılar Gençlik taraftar grubu) topluluğu karşılıyor. Dikilitaş seyircisi ise dağınık bir şekilde statta yerlerini almışlardı. Hatta aileleri ve çocukları ile gelenler vardı. Aslında özlediğimizde bu . Türkiye’de niye insanlar eşlerini çocuklarını alıp ailecek maça gidemiyorlar. Avrupalı yapıyor da biz niye yapamıyoruz. Biz Avrupa’ya benzemek istiyoruz ya, niye bu konularda BENZEYEMİYORUZ.
Futbola gelecek olursak Avcılar belediye, yaşları 17-22 arasında genç ve yetenekli oyunculardan kurulu bir takım. Ayağa oynayan, ataklarda organize olabilen, heyecanlı, tecrübesiz bir takım. Biraz zamana ihtiyacı olan takım. Bir de bu gençlere abilik edecek birkaç futbolcuya ihtiyaçları var. Dikilitaş'a gelecek olursak genç ve tecrübeli oyuncuları harmanlamaya çalışmışlar. Müsabakada pozisyon bulmakta zorlanmadılar. Buldukları bir çok pozisyonu cömertçe harcadılar. Bu pozisyonların iki üç tanesi yüzde yüzlük gol pozisyonuydu. Başka maçlarda bu kadar pozisyon bulamayabilirler. Bulduğun pozisyonları atacaksın. Atamazsan genel kural olan atamayana atarlar prensibi devreye girer. İlerideki haftalarda sıkıntı yaşamak istemiyorlarsa buldukları pozisyonları hiç kaçırmamaları gerekir. Bu maçta her iki takımdan sahada oynayan gençlerin oynadığı futbolu izleyiciler, zevk alarak seyir ettiler.
BAL daha zevkli
Yukarıda size iki maçı anlatmaya çalıştım. Biri Profesyonel maç, biri amatör. 3. Liglere heyecan katmak gerekir. Seyir zevkini artıracak faktörleri devreye sokmak gerek. Seyirciyi tribüne çekecek güzellikler bulmak lazım. Bölgesel amatör lige gelince; bu lig daha heyecanlı, seyir zevki 3. Lige göre daha yüksek. Seyirciyi tribüne çekiyor.
Burada bir şeyler daha söylemek istiyorum. Diyorlar ki Türkiye’de futbolcu yetişmiyor. Gerçekten futbolcu yok da mı yetişmiyor. Yoksa var da mı yetişmiyor. Evet bana göre var da yetişmiyor. Bu konu çok uzun, detaylara fazla girmeyeceğim. Bu maçta üzüldüğüm bir noktada farklı takımlardan birçok genç ve yetenekli oyuncunun müsabakayı tribünde seyretmesi idi. Bu gençler tribünde oturuyor. Kendilerine oynayabilecekleri kulüp arıyorlar Biz ise BAL'da yabancı oynatıyoruz. Yabancı oyuncunun BAL'da ne işi var. Yabancı düşmanı değiliz ama birçok yetenekli gencimize yazık oluyor, oynamaması ise bizleri üzüyor. Yarının futbolcularının yetişmesini istiyorsak bir şeyler yapmalıyız. Futbol adına birşeyler yapmaz isek TÜRK FUTBOLU ADINA YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR.
Güzel futbollu günlerin sizinle olması dileğiyle.
YAZI: YUNUS EMRE
Geçen sezon istanbul spor un içerde ki bütün maçlarına gittik taraftarimizda vardı kulüb başkanı bizi stada almadi kendince ceza verdi taraftar kulübe küstü baskan sezon başında Beylikdüzü belediyesiyle anlasma yapti lans partisi yapti ilk hafta taraftar getirdiler Beylikdüzünden ne oldu daha 3. Hafta da tarafdar gelmedi biz baskana bize otobüs verdedik vermedi simdi boş tirubune oynasın takım
YanıtlaSil