Yıllardır futbolun içinde gördüğüm en büyük sıkıntılardan biri takım başarısında başarının en büyük kaymağını yiyenler yöneticilerdir.
Neden
mi? Nedeni çok basit aslında, çoğu elini cebine atmadan ve hiç bir fedakârlık
yapmadan sadece kâğıt üzerinde varlardır. İsminin bulunduğu pozisyondaki
adamlar bile 10 maçta bir müsabaka seyretmeye gelirler. Böyle yaparla ama
takımın başarılı olmasını da dört gözle beklerler ki takım elbiselerini giyip
fotoğrafların ve haberlerin en başında olmaya çalışırlar.
Bu
durumda onlara siyasi ve ticari hayatta artı olarak yansır. Tabi bunu o niyetle
yaptığını algılayan pek az insan vardır. Neyse gelelim bizim mevcut yönetimde
ki sıkıntılara bu hafta takım yenildi. Normaldir futbolun içinde olağan şeyler
ama bu takım altı gün içinde 3 tane maç yaptı bu oyuncular. Bir takımın haftada
üç maç yapabilmesi için kadrosunun geniş olması lazım ki hocada futbolcuların
yorulmaması için maçına göre rotasyon yapması gerekir.
Onun
için Erdal Hocamın bu imkânı olmadığı ve bu süreçte bu davranışları hak etmeyen
futbolcu kardeşlerimin Etimesgut maçında yaşadıklarını hak etmediklerini
düşünüyorum.
Be
hey o küfürleri eden taraftarlar, o küfür ettiğiniz futbolcuların kaç aydır
para almadıklarını biliyor musunuz?
Soruyor
musunuz o çocuklar maçı oynarken bile sosyal hayattaki sıkıntılarını nasıl düzelteceklerini
düşünüyorlar.
Sonuçta
bu onların profesyonelce yaptıkları işi. Ekmek parası için oynuyorlar, onların
da aileleri, çocukları olanlar var. Kısacası sorumlu oldukları insanlar var.
Soruyorum
size o küfür edenler siz çalıştığınız yerden 3 ay maaş alamadığınızda ne
yaparsınız? O anki psikolojinizi bir düşünün ve bu çocukları da düşünerek tepki
verin.
Futbolculara
tepki vereceğinize bu kulübü gün geçtikçe batağa sürükleyen o yönetime
tepkinizi koyun hem de sonuna kadar.
Maç
bittikten sonra bir yönetici hariç herkes bir an önce nasıl kaçacağını
düşünüyor. Neden mi çünkü o futbolcuların yüzüne bakacak yüzleri yok.
Yöneticilerden hangisi bir futbolcunun omzuna elini koyup “oğlum bir sıkıntın
var mı yok mu” diyor. Oyuncuların hepsi kendi halinde ve yöneticilerin hemen
hepsi kendini düşünüyor.
Yok,
arkadaş bu futbolcu kardeşlerim Silivrispor’a gelip de “Ben burada zorla
oynamak istiyorum” mu dedi sanki. Şuan kadroda var olan tüm oyunculara bu
yönetim talip oldu ve transferlerini gerçekleştirdi. Evet, siz talip oldunuz
belli ücret karşılığı ve belli ödeme seçenekleriyle anlaşma yaptınız.
Peki,
bu çocuklar siz sözünü yerine getirmediğiniz halde fedakârlık yapıp bu başarıyı
yakaladılar. Şimdi sıra sende eyyy İhsan Atun, bu çocukların paralarını bir an
önce ver!!!
Veremiyorsanız
da bu kulüp size muhtaç gibiymiş gibi davranma ve bu kulübü daha fazla kaosa
sürükleme. Bırakıp gitmek bazen en hayırlısı olur. Bu kulüp yalnız ve sahipsiz
değil. bu zamana kadar yaptığınız hatalar da yanınıza kâr kalmaz bunu da bil
isterim.
Kulübü
her yerde her ortamda yanlış ve kötü temsil ediyorsun İhsan Atun! Bunu biz geçmişte
yaşadık bire bir unutulmasın.
Hele
hele Van Belediyespor maçı dönüşü tek bir futbolcuya yaptığınız o ödeme tam bir
yöneticilik hatasıdır. Böyle bir davranış takımın diğer oyuncularına büyük saygısızlık
ve terbiyesizliktir.
Hadi
siz bu hatayı yaptınız bu parayı alan futbolcu kardeşim bana ister küs ister
gönül koy umurumda değil ama senin yerinde olsam bu kadar sıkıntısı olan
arkadaşlarımın olduğu yerde o parayı almaz ve iade ederdim. Parayı iade ederken
de yönetime derdim ki “Bu yaptığınız etik değil ve benim bu parayı almamda
yakışık almaz” diyebilmeni beklerdim. Sen bu hareketi yapmış olsaydın, inan ki
sen takım arkadaşlarının gözünde değerin 10 kat daha artardı.
Benim
bildiğim doğru da bu. Dedim ya ister küs, ister gönül koy ama yönetimin yaptığı
bu seviyesizliğe seninde ayak uydurman açıkça hem beni hem de Silivrispor
gönüllülerini çok üzdü.
Ey
taraftar kardeşlerim, hepiniz benim çocukluk arkadaşlarımsınız. Biliyor musunuz
sizler bu takım Etimesgut maçında nerede kampa girdiğini. Bir bilseniz, bir
görseydiniz o oteli hayret edersiniz. Hatta “dışarı da yatın” daha iyi dersiniz.
İşte
bu yönetim sözde 500 TL tasarrufa gitmek için çocukları o berbat otele mahkûm
etti. Ayıptır yazıktır. Silivri’de iki üç esnafa gidip rica etseniz o 500 TL’yi
telafi ederlerdi be.
Sizin
için Silivrispor nedir bilmiyorum ama Silivri halkı için Silivrispor önemlidir
gerisi teferruattır. Siz tasarrufu kamp yapılan otelden yana yapacağınıza
gereksiz yere hak etmeyenlere verdiğiniz primlerden tasarruf yapın.
Sağda
solda stat kapısında boş boş dolaşan ve ben yöneticiyim deyip kulübün sırtından
geçinenler harcadıkları 50 veya 100 TL’yi bile kulüp kasasından alacak kadar düşenlerden
tasarrufa gidin.
Siz
inanıyorum ki bu hafta sonu takımı oynayacağımız Beylerbeyi maçına günübirlik
getirirsiniz. Öyleyse pazar sabahı zahmet edip beni bir arayın da size trafik
durumunu bildireyim size de neme lazım geç falan kalır takım rezil olmayasınız.
Yine
de uzun lafın kısası Silivri halkı ve taraftarı derler ya içi beni, dışı seni
yakar, bir daha olaylara vakıf olmadan topçulara ve teknik ekibe vereceğiniz tepkiyi
ona göre verin.
Son
lafım da Belediye Başkanımız Özcan Işıklar başkanıma. Kendisi abimdir severim
kendisini ama Özcan başkanım bu kulüp iyi temsil edilmiyor iyi yönetilmiyor
bence bir an önce el at. Yoksa ibre sana dönecek haberin olsun…
YAZI: HÜSEYİN YAŞAR
YAZI: HÜSEYİN YAŞAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.