“Ölüm varmış, korku varmış, bu dünyanın sonu varmış, bizim için yoktur tasa, kalbimde sen yaşadıkça. Başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter, bu taraftar hep yanında, Ayazağa'da deplasmanda”
Büyük özveri ve gayretle bütün şartları zorlayarak, bu takımın peşinden giden, bırakın şampiyon olmayı, küme düşme olasılığı çok yüksek olan bir takımın düştüğü bu duruma karşılık bir isyan bestesidir taraftarın söylediği. Yeşil-sarı renkler için, semtinin futbol takımına gönülden bağlılıkla haykıran bir taraftar grubunun vicdanı sızlamayanlara karşı, vicdanlarını ortaya koyup yenilen 4. golden sonra takımına sahip çıkmanın vicdan muhasebesidir. 20 yıldır bu takımı izleyen biri olarak sahada bu kadar aciz durumlara düşen hocasıyla, futbolcusuyla, yönetimiyle dağılmış bir Ayazağaspor görmedim.
Bu dağılmışlık içinde bile, 4 büyükler dahil, tüm Süper Lig ekiplerinin yaşadığı seyirci küskünlüğüne rağmen, geçen hafta Seyrantepe Stadı’na 120-130 kişiyle bu hafta, Merkezefendi Stadı’na 40-50 kişilik seyirci grubuyla hemde seyircisiz maça taraftar olarak giden ve her haliyle dağılmış bir camianın dimdik ayakta kalan tek parçasıdır Ayazağalı taraftarlarlar.
Kaldıki, Çanakkale’ye ,İzmir’e ,Bozüyük’e, Balıkesir’e görkemli kalabalıklarda giden Ayazağa sevdalılarının çeşitli nedenlerle erimişiğlinden geriye kalanların yeniden diriltmeye çalıştığı tribün coşkusu çeşitli görsel çalışmalar ve şovlarla yeniden ruh buluyorken, bazı kesimlerin bundan rahatsız olması çok manidardır.
Aynı rahatsızlığı takımın gidişatından duymayanlar ne ellerini taşın altına sokup sorumluluk aldılar ne de bu semtin sportif olarak tek sosyal unsuru olan Ayazağaspor’a destek oldular. Kapalı kapılar ardında ürettikleri dedikodular kadar bile çözüm üretmediler. Aslında takımın bu kötü gidişatında en az pay sahibi yine futbolcularındır. Kapasite ve yeteneklerinin üstünde sorumluluk yüklenen bu çocuklar hiç olmazsa sahaya bir takım çıkarabilme ve her şeye rağmen başarıya olmasa bile başarısızlığa direnmenin asil duruşunu, bedensel ve zihinsel yorgunluğa rağmen armanın kalplerine yaptığı baskıyla formayı terletmenin gururunu yaşıyorlar ki, şartlar ne olursa olsun hepsini kutlamak ve canınız sağolsun çocuklar demekten başka bir ifade söylenemez bu takım için.
Hal bu ki bu kadar aciz mi ki Ayazağaspor ve Ayazağa Mahallesi bu çocukların emeğine bile saygı duymayan söylemlerde bulunuyorlar. Pek çoğunuz bilmez ben anlatayım, Mehmet’in sağ bekten koşarak gelip, yüreğindeki inanca kafasını koyarak Göztepe'ye attığı kafa golünü, siz bilmezsiniz. 3000-4000 bin seyirci önünde Kaya’nın yenilgiye isyan derecesinde yükselip M.Kemalpaşa Ulucak’a attığı kafa golünü, 1.65’lik Ali’nin Adaletspor’a attığı altın golü bilmezsiniz. Çanakkale’de Recep’in 90. dakikada attığı ve takımı 3. lige taşıyan golü, Türkiye Şampiyonası’nda bir maçta 3 penaltı kurtaran kaleci Türker’i, 18’lik Mete’nin attığı golden sonraki göz yaşlarını ve daha nicelerini…
Siz bilmezsiniz, çoğu kulübün kura çekimlerinde Ayazağaspor ile aynı gruba düşmek istemediğini, rakip takım taraftarlarının Ayazağa'nın adından korkmayın diye kendi topçusuna bağırdığını. Başarıya giderken herkesin sahiplendiği başarıyı, takım mağlup olunca sadece kendisiyle baş başa kalan takımın yalnızlığını da bilmezsiniz. Her başarı da ortaya çıkan siyasiler ve yerel yöneticilerin takım bu haldeyken ortalarda gözükmemesi sahte sevginin apoletini takıyor omuzlarına.
Belediye başkanlarının katıldığı törenlerde fotoğraf karesine girmek için birbirini iteleyen şahısların, kişisel gelişim ve siyasi beklentiler için attığınız taklaların binde birini bile atmadınız Ayazağaspor için. Ve ne yazık ki bu takımı yalnızlığa ve yardıma muhtaç ettiniz. Onun için fotoğraf karelerinde kendinize yer bulabilirsiniz ama gönüllerde asla. Çünkü siz çıkar ilişkinizin olmadığı insanların ismini bile hatırlamazsınız. Onun için Ayazağaspor hep uzaktır sizlere. Bu yıl bu takımın içerde 4, dışarda 4 maçına gitmiş bir taraftar olarak, siyasi ve maddi büyüklüğünüz ne kadar olursa olsun, Ayazağalılığınızın bir hükmü yoktur benim nezdimde. Ayazağaspor’u bulunduğu durumdan kurtarmak için yardım kampanyası dahil her türlü girişimi başlatabilir, karınca misali bir adım atabilirim ancak şayet bunu bir birey olarak ben yapacaksam, muhtarımız, meclis üyelerimiz, dernek başkanlarımız ne diye bulunduğunuz koltukları işgal ediyorsunuz? Ya tuttuğunuz köşe başlarında herkes halinden memnun, ya da bu köşe kapmaca oyununda daha kendinize yer bulamadınız. Yoksa bu semtin adını taşıyan tek markası için, Ayazağaspor için neden bu kadar sessiz kalasınız? Biliyorum ki bu kurtarma operasyonu için herkesin bir hesabı olacaktır ve biliyorum ki sadece gerçek Ayazağa sevdalıları bu hesabı yapmayacaktır.
Onun için “Başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter.”
YAZI: HÜSEYİN BAL
Büyük özveri ve gayretle bütün şartları zorlayarak, bu takımın peşinden giden, bırakın şampiyon olmayı, küme düşme olasılığı çok yüksek olan bir takımın düştüğü bu duruma karşılık bir isyan bestesidir taraftarın söylediği. Yeşil-sarı renkler için, semtinin futbol takımına gönülden bağlılıkla haykıran bir taraftar grubunun vicdanı sızlamayanlara karşı, vicdanlarını ortaya koyup yenilen 4. golden sonra takımına sahip çıkmanın vicdan muhasebesidir. 20 yıldır bu takımı izleyen biri olarak sahada bu kadar aciz durumlara düşen hocasıyla, futbolcusuyla, yönetimiyle dağılmış bir Ayazağaspor görmedim.
Bu dağılmışlık içinde bile, 4 büyükler dahil, tüm Süper Lig ekiplerinin yaşadığı seyirci küskünlüğüne rağmen, geçen hafta Seyrantepe Stadı’na 120-130 kişiyle bu hafta, Merkezefendi Stadı’na 40-50 kişilik seyirci grubuyla hemde seyircisiz maça taraftar olarak giden ve her haliyle dağılmış bir camianın dimdik ayakta kalan tek parçasıdır Ayazağalı taraftarlarlar.
Kaldıki, Çanakkale’ye ,İzmir’e ,Bozüyük’e, Balıkesir’e görkemli kalabalıklarda giden Ayazağa sevdalılarının çeşitli nedenlerle erimişiğlinden geriye kalanların yeniden diriltmeye çalıştığı tribün coşkusu çeşitli görsel çalışmalar ve şovlarla yeniden ruh buluyorken, bazı kesimlerin bundan rahatsız olması çok manidardır.
Aynı rahatsızlığı takımın gidişatından duymayanlar ne ellerini taşın altına sokup sorumluluk aldılar ne de bu semtin sportif olarak tek sosyal unsuru olan Ayazağaspor’a destek oldular. Kapalı kapılar ardında ürettikleri dedikodular kadar bile çözüm üretmediler. Aslında takımın bu kötü gidişatında en az pay sahibi yine futbolcularındır. Kapasite ve yeteneklerinin üstünde sorumluluk yüklenen bu çocuklar hiç olmazsa sahaya bir takım çıkarabilme ve her şeye rağmen başarıya olmasa bile başarısızlığa direnmenin asil duruşunu, bedensel ve zihinsel yorgunluğa rağmen armanın kalplerine yaptığı baskıyla formayı terletmenin gururunu yaşıyorlar ki, şartlar ne olursa olsun hepsini kutlamak ve canınız sağolsun çocuklar demekten başka bir ifade söylenemez bu takım için.
Hal bu ki bu kadar aciz mi ki Ayazağaspor ve Ayazağa Mahallesi bu çocukların emeğine bile saygı duymayan söylemlerde bulunuyorlar. Pek çoğunuz bilmez ben anlatayım, Mehmet’in sağ bekten koşarak gelip, yüreğindeki inanca kafasını koyarak Göztepe'ye attığı kafa golünü, siz bilmezsiniz. 3000-4000 bin seyirci önünde Kaya’nın yenilgiye isyan derecesinde yükselip M.Kemalpaşa Ulucak’a attığı kafa golünü, 1.65’lik Ali’nin Adaletspor’a attığı altın golü bilmezsiniz. Çanakkale’de Recep’in 90. dakikada attığı ve takımı 3. lige taşıyan golü, Türkiye Şampiyonası’nda bir maçta 3 penaltı kurtaran kaleci Türker’i, 18’lik Mete’nin attığı golden sonraki göz yaşlarını ve daha nicelerini…
Siz bilmezsiniz, çoğu kulübün kura çekimlerinde Ayazağaspor ile aynı gruba düşmek istemediğini, rakip takım taraftarlarının Ayazağa'nın adından korkmayın diye kendi topçusuna bağırdığını. Başarıya giderken herkesin sahiplendiği başarıyı, takım mağlup olunca sadece kendisiyle baş başa kalan takımın yalnızlığını da bilmezsiniz. Her başarı da ortaya çıkan siyasiler ve yerel yöneticilerin takım bu haldeyken ortalarda gözükmemesi sahte sevginin apoletini takıyor omuzlarına.
Belediye başkanlarının katıldığı törenlerde fotoğraf karesine girmek için birbirini iteleyen şahısların, kişisel gelişim ve siyasi beklentiler için attığınız taklaların binde birini bile atmadınız Ayazağaspor için. Ve ne yazık ki bu takımı yalnızlığa ve yardıma muhtaç ettiniz. Onun için fotoğraf karelerinde kendinize yer bulabilirsiniz ama gönüllerde asla. Çünkü siz çıkar ilişkinizin olmadığı insanların ismini bile hatırlamazsınız. Onun için Ayazağaspor hep uzaktır sizlere. Bu yıl bu takımın içerde 4, dışarda 4 maçına gitmiş bir taraftar olarak, siyasi ve maddi büyüklüğünüz ne kadar olursa olsun, Ayazağalılığınızın bir hükmü yoktur benim nezdimde. Ayazağaspor’u bulunduğu durumdan kurtarmak için yardım kampanyası dahil her türlü girişimi başlatabilir, karınca misali bir adım atabilirim ancak şayet bunu bir birey olarak ben yapacaksam, muhtarımız, meclis üyelerimiz, dernek başkanlarımız ne diye bulunduğunuz koltukları işgal ediyorsunuz? Ya tuttuğunuz köşe başlarında herkes halinden memnun, ya da bu köşe kapmaca oyununda daha kendinize yer bulamadınız. Yoksa bu semtin adını taşıyan tek markası için, Ayazağaspor için neden bu kadar sessiz kalasınız? Biliyorum ki bu kurtarma operasyonu için herkesin bir hesabı olacaktır ve biliyorum ki sadece gerçek Ayazağa sevdalıları bu hesabı yapmayacaktır.
Onun için “Başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter.”
YAZI: HÜSEYİN BAL
Yaşasın Semtine Sahip Çıkanlar Ayazağali Dostlarımızı Destekliyoruz
YanıtlaSilKÜÇÜKKÖY
Hüseyin Abi ağzına sağlık çok güzel özetlenmişsin herseyi.Senin gibi insanlar oldukça biz bu takımın peşinde olacağız.
YanıtlaSilEyvallah Küçükköylü Kardeşim
Hüseyin Bal abim ağzına saglık ne güzel anlatmış sın
YanıtlaSilağzına ve yüreğine sağlık herşeyi özetlemişin.bu yazıyı okurken tüylerim ürperdi resmen,bir zamanlar amatörün fenerbahçesi herkesin korkulu rüyasıydık şimdi ise???ayazağasporun benim bildiğim kadarıyla aylık 25 000 tl gibi bir geliri var ama topçuların aldığı zaten aylık 500 tl gibi bi rakamı bile 3 aydır veremiyosanız o koltukta ne işiniz var,bu sene ayazağasporun kaç maçını izlediniz .elinizi vicdanınıza koyun bırakın şu kulubü istifa edin yeter artık açın şu kulupün önünü herkes sizin yüzünüzden ayazağaspordan soğdu sizinde amacınız oda zaten.ayazağaspor hiç bu kadar aciz ve çaresiz kalmamıştı,ama and olsunki çıkıcaz bu bataklıktan.terkeden kahpe olsun peşindeyiz her yerde her şartlarda.o gencecik pırıl pırıl sadece ayazağaspor sevdası için oynayan topçu kardeşlerimize helal olsun hepinize,siz değil sizi bu şekilde çaresiz bırakanlar utansız!!!
YanıtlaSil........YÖNETİM İSTİFA..........
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN ALDIRMA AYAZAĞAM ALDIRMA,SEN EN BÜYÜK DEĞİLMİSİN ALDIRMA AYAZAĞAM ALDIRMA...DIŞARDA BÜYÜK TARAFTAR BİR GÜN AĞLAR,BİR GÜN COŞAR SEN EN BÜYÜK DEĞİLMİSİN ALDIRMA AYAZAĞAM ALDIRMA.BU TAKIMI BU HALE GETİRİP KAÇANLAR UTANSIN,BU TAKIM BU SENE SÜPERDE KALACAK BİZ BUNA İNANIYORUZ.HERKESE İNAT BÜTÜN ZORLUKLARA İNAT.BİZ İNANIYORUZ SİZE BAŞARACAKSINIZ,PEŞİNDEYİZ HER YERDE.HİÇ BİŞİ İÇİN DEĞİLSEDE BİZİM İÇİN OYNAYIN KALIN ŞU LİGDE.
YanıtlaSilGerçekten her şeyi özetlemişiniz hüseyin abi.yaşım 30,12 yaşından beri içerde dışarda ayazağanın hiçbir maçını kaçırmıyorum.inanın ayazağaspor ayazağaspor olalı bu kadar çaresiz kalmamıştı,deplasmanda ben ayazağaspor başkanını hiç görmedim bu sene bi başkan ayazağaspor bu kötü gününde yanında durmucakta o koltukta ne işi var sorarım ben burdan.kişiliğine hiç dicek lafım yok 4 4 lük İbrahim keskin ama ayazağaspor başkanlığı yakışmıyorsun.bu takımın önünü açmak için hemen istifa etmelisin,araya ayazağanın büyükleride girerek ayazağasporu yeniden canlandırmak için bu şart bence.bu semtin hafta sonu tek işi gücü ayazağaspor sevdasıydı ama herkesi küstürdüler,bu takımın grubuna kimse düşmek istemezdi önceden şimdi ise herkes ayazağasporu istiyor :::)).
YanıtlaSilçıkartın bizi bu bataklıktan.
hadi ayazagam bu haftaki taksim macindan itibaren salldiralim bu sene kumede kalalim seneye hersey daha guzel olucak
YanıtlaSilhaydi ayazagam bu haftadan itibaren dirilis baslasin genc topcu kardeslerimize sonuna kadar destege bu sene dusmeyelim seneye hersey daha guzel.olucak
YanıtlaSilAyazağa'mın bu grupta şu konumda bulunması hiç yakışmıyor. Son 5 hafta ve kenetlenme zamanı. Bu hafta Taksim maçıyla birlikte puanları toplayarak kümede kalalım. Taksim maçında herkesi şaşırtalım. Bu takım kümede kalmalı. Haydi Ayazağa, kenetlenme ve birlikte olma zamanı. Haydi!
YanıtlaSilBenim bildiğim ve tarihine inandığım Ayazağaspor, bu hafta sonu Taksim maçından 3 puan alarak çıkışa geçer ve sezonu küme düşme hattının üstünde bitirir. Bu takımın 1. Amatör'de mücadele etmesi tarihine sürülecek koca bir lekedir. Camianın kalan 5 maç için kenetlenmesi ve birlikte olması gerekiyor. Taksim maçı Ayazağa'nın yeniden doğacağı maç olacaktır.
YanıtlaSilnerde belediye,nerde meclis üyelerimiz,nerde muhatarımız,nerde o semtin önde gelen isimleri hani nerde???bu semti kaderine bırakanlara inat allahın izniyle kalacağız süper amatörde,sadece semti için oynayan o pırıl pırıl kardeşlerimize sahip çıkmak her şartlarda desteklemek bizim boynumuzun borcu.
YanıtlaSilİLGİNÇ ŞEYLER OLUYOR,
YanıtlaSilŞAŞKIN GÖZLER ARASINDA AYAZAĞASPOR GİDİYOR..
İNANIN ÇOCUKLAR KALACAKSINIZ SÜPER AMATÖRDE,SON 5 MAÇ VAR.4 MAÇI ALALIM KENETLENELİM KALALIM SÜPER AMATÖRDE,GÜN BİRLİK GÜNÜ,GÜN KENETLENME GÜNÜ.TAKSİM MAÇINI ALARAK BAŞLIYALIM ARTIK,SİZ İNANIN YETER BİZ PEŞİNİZDEYİZ HER YERDE ASLA YALNIZ DEĞİLSİNİZ.
YanıtlaSilçıkartın bizi bu bataklıktan,ne olursa olsun butakım küme düşemez.bu takımı böle çaresiz bırakanlar utansın,o koltuğu boş bırakın bari ayazağaspora ne faydanız var.şerefiniz varsa bırakın gidin...
YanıtlaSil