İstanbul’da hiçbir sezon bu kadar çok
sayıda maç yarım kalmamıştı. Olaysız hafta geçmiyor. Birileri 'maç sayısı çok,
bu olaylar Anadolu’ya göre az' diyebilir ancak bu beyanat gerçeği gizlemeye
çalışmaktan öte gitmez.
Yeni sezon başlarken, bir Hakem ile
Ramazan akşamında sahur vaktine kadar oturduk ve hangi Hakemin nasıl terfi
ettiğini, kimin neden yükselemediğini konuştuk. Uzun notlarım vardı ancak
birçok Hakemin kalbini kırmaktan çekindiğim için bu yazıyı yayınlamaktan o
günün şartlarında vazgeçtim.
Kurul’a
yakın olmak yetiyor
Fakat geldiğimiz noktada, İstanbul
Hakemliğinin çok geri gittiğini hep birlikte gördük. 'Türkiye’nin lokomotifi'
dediğimiz İstanbul Hakemleri 5-6 yıldır çok gerilemeye başladı. Bir-iki Hakem
haricinde 'şu Hakemde yetenek var, maçına gidip kendisini izleyelim' dediğiz
Hakem sayısı maalesef yok denecek kadar az. Artık Hakemler de biliyor ki, iyi
Hakem olmaktansa, Kurul’a yakın olmak terfi için daha avantajlı. Hakemler artık
şunu da öğrendiler: Sezon kötü geçse de Haziran ayında açtırılacak etkili bir
telefon terfi etmenin kapısını sonuna kadar aralayacak.
Hakem,
Hakemi tehdit ediyor
Esasında İstanbul Hakemleri,
geçtiğimiz yıllara oranla bu sezon daha iyi eğitim alıyorlar. İl Hakem Kurulu
hemen hemen her hafta Hakemlere Üsküdar Burhan Felek’teki Derneğinde eğitim
veriyor. Ancak, antrenmanlarda bir sıkıntı olduğu gerçek. İstanbul Hakemliği maalesef
iç çekişmelerden dolayı geriye doğru gidiyor. Hakemler ciddi anlamda bölünme
içerisindeler. 'O’nun oğlu, diğerinin yeğeni' diyerek bazı Hakemleri zorla yukarı
taşımak isteyen Kurul, adaletsiz maç dağıtımları nedeniyle birçok Hakemin
tepkisini çekiyor. Hakemlik yeteneği olmayanlar, sürekli iyi maçlara
gönderilirken, Hakemlik yeteneği haricinde hiçbir şeyi olmayanlar maalesef
sahipsiz olmanın cezasını çekiyorlar. Aslında burada cezayı çeken yine Kulüpler
oluyor. Bazı takımların maçlarına çok iyi Hakemler verilirken, sesini
çıkartmayan takımların canı yanmaya devam ediyor. İl Hakem Kurulu’nun maç
dağıtımındaki adaletsizlik birçok Hakemi bu meslekten soğuturken, geleceği
yönelik kaygıları da beraberinde getiriyor. Ayrıca Hakemler son zamanlarda sahaya
korkarak çıkıyorlar. Ve en kötüsü, İl Hakem Kurulu zorlu maçlara verecek Hakem
bulamıyor. Aslında Hakemlik konuları gelecek hafta daha
uzun bir şekilde ele almayı düşünüyorum. Bu nedenle bugün çok da fazla ayrıntıya
girmeyeceğim fakat örneklemek istediğim bir konu var.
Ulusal
Hakem kadrosunda sorun var
İstanbul İl Hakem Kurulu, Süper Amatör
Ligdeki sıkıntılı maçlara genelde Ulusal Hakem veriyor. Bazen de meşgul olmayan
Üst Klasman Yardımcı Hakemler tercih ediliyor. Ancak İstanbul’un Ulusal Hakem
kadrosu çok sıkıntılı. Neden mi? Erdem İren gibi kaliteli bir Hakem
Şanlıurfa’ya tayin edildi. Bayram Başkan Van’a gönderildi. Şimdi her ikisini de
gururla izliyoruz… Osman Yiğit Uzer gibi kaliteli bir isim Hakemliği bıraktı,
şimdi BAL Gözlemcisi. Erkan Yurtsever sakatlığından dolayı maç alamıyor, Sezer
Yalçın SAL’ın ilk haftası öncesinde sakatlandı, maç alamıyor. Avcılar
Belediyespor’a 2-1 mağlup oldukları maçta 'siz istediğiniz kadar tepki
gösterin, bu Hakem terfi eder' dediğim ve iyi bir Hakem olacağını hissettiğim
İlker Yasin Avcı, terfi eder etmez vatani görevi için kışlaya teslim oldu. Bu
sene Ulusal Hakem olan Mert Güzenge, bu kadrodaki ilk maçında kötü puan aldı ve
cezaya girdi (31 Ağustos 2014 Yeni Malatya-Ofspor 2.Lig), ikinci maçı da (3
Ekim 2014 Ankara Demirspor-Bergama Belediyespor 3.Lig) iddialara göre kötü
geçen Hakem, vatani görevi için Hakemliğe ara verdi. Harun Yücedağ ise
sakatlığından dolayı Hakemliği bıraktı. Geriye kaldı 19 Hakem. Ben kişisel bir
tahmin yapayım, Bu 19 Hakem arasından Burak Taşkınsoy ile Çağdaş Altay’ın
haricindekilerin Üst Klasman kadrosu için tercih edileceğini pek sanmıyorum. Bu
iki isim belki 2 sezon sonra Üst’e çıkarlar… Bu kelimem, geri kalan 17 Hakem
yetersiz anlamı taşımıyor. Mevcut 19 Hakemden en az 15’i Üst Klasman
kadrosundaki birçok Hakemden bile daha iyi durumda ancak yukarıya çıkmak için çok
ama çok sağlam olmak gerekiyor. İlave edeyim, Kurul'un SAL maçlarında çok sık görev verdiği Ulusal Yardımcı Hakemler de var. Ancak burada da Oktay Önge, İbrahim Akar, Süleyman Yavaşoğlu, Gökçen Seven gibi birkaç Hakemin dışındakilerin Yardımcılığı, Hakemliğinden iyi…
Hakem
siyaseti yine sahnede
Birçok Hakemin geleceğini kötü yönde
etkileyen Hakem siyaseti son aylarda yine ön plana çıkmaya başladı. Ocak ve
Şubat ayında Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği İstanbul
Şubesinde seçim heyecanı yaşanacak. Mevcut Başkan Şahin Taşkınsoy’un Aday
olmayacağı konuşulmaya başlandı. Bunu fırsat bilen bazıları yine sahne almaya
başladılar. Hakemler, Bakırköy Belediye Stadında olumsuz koşullarda yapılan
antrenmanların ardından bazı Hakemlerin kendilerini tehdit ettiğini bile
söylüyorlar. Hakem, Hakemi tehdit eder de Kulüpler etmez mi?
Hakemlere
saldırılara karşı 'birlik' olunmadı
Son haftalarda Hakemlere yapılan fiili
saldırılar neticesinde bir-iki maçın 'güvenlik yetersizliği' nedeniyle
oynatılmaması bazı kesimlerce boykot girişimi olarak algılandı ve Hakemlerin bu
hareketi tartışma konusu oldu. Maçları yönetenlerin de insan olduğunu unutan
bazıları, Hakemleri kurbanlık koyun zannetmeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda
Hakemler, sahadaki saldırılara karşı bazı protestolar yapmışlardı. Sahaya siyah
forma ile çıkmak ve maçı 10 dakika geç başlatmak elbette istenilen sonucu
vermedi. Hakem camiası, mensuplarına karşı yapılan bu çirkin saldırılara ancak
tam anlamıyla birlik olursa etkili bir cevap verebilir lakin Hakem camiasının
bir bütün olarak hareket ettiği de maalesef çok rastlanan bir olay değil.
Neticede, binlerce Hakem yetiştiren, yüzlerce FİFA Hakemi yetiştiren ve mensuplarının
en düşük tahsillisinin Lise mezunu olduğu bir camia, halen bir Merkez Hakem
Kurulu Başkanı çıkartamıyorsa siz gerisini düşünün!
Maç
sonunda Hakemin evine kadar giderek taciz ettiler
İstanbul’da geçtiğimiz haftalarda bir
olay yaşandı. Hakemlere yapılan saldırıların geldiği boyutu anlatabilmek için
aktarma gereği duyuyorum: Süper Amatör Ligde zorlu bir müsabakadan ev sahibi
ekibin tepkisi ve hatta tehditleri neticesinde Stadı Polislerin korumasında
terk edebilen bir Bölgesel Hakemin maç sonunda yolda cep telefonu çalar.
Numarası görünen ancak kim olduğunu söylemeyen kişi, Hakemi önce tehdit eder ve
ardından ilginç bir şekilde oturduğu Hakemin oturduğu evin adresini eksiksiz
olarak söyler… 1 saat sonra evinde giden Hakem, kendisinden 15 dakika önce 3
kişinin eve geldiğini, kapıya çıkan 70 yaşındaki Babasının da bu 3 kişiden çok
ağır küfürler yediğini ve tehdit edildiğini öğrenir. Olayın ertesi günü ilk işi Savcılığa suç
duyurusunda bulunmak olan Hakem, yaşadıklarını tek kelime ile özetliyor: Bu
ülkede Hakemlik yapmak risk gerektiren bir iş…
TFF’den
skandal bir karar
TFF dün, çok tartışılacak skandal bir
karardan son anda döndü. Bölgesel Amatör Ligde şampiyonluk mücadelesi veren
Çengelköyspor’un bu haftaki rakibi Karadeniz Ereğlispor’un Edirne GK maçından
dolayı tarafsız sahada oynama cezasını değerlendiren Amatör İşler Kurulu,
Karadeniz Ereğlispor-Çengelköyspor maçını tarafsız saha olarak Kocaeli’ye
verdi. Aynı grupta şampiyonluk mücadelesi veren Kocaelispor’un bu grubun güçlü
takımlarından Tekirdağspor ile evinde Pazar günü oynamasını değerlendiren! TFF
Amatör İşler Kurulu, yeşil-siyahlıların bir sonraki haftaki rakibi
Çengelköyspor’u daha rahat takip etmesi için İstanbul takımının maçını
Cumartesi gününe vermeyi tercih etti! Bu karara tepki gösteren ve yasal bir
şekilde hakkını arayan Çengelköyspor Yönetimi, TFF Yönetim Kurulu Üyesi Sayın
Yemen Ekşioğlu’nun ciddi desteği ile maçın yerini ve gününü değiştirmeyi
başardı. Karadeniz Ereğlispor-Çengelköyspor maçı Kocaeli’deki Cephanelik
Stadında elbette oynatılamazdı. Bu, her açıdan sıkıntı bir durumdu. Ancak benim
anlamadığım, Kocaeli Yerel Gazeteleri nasıl olur da Karadeniz
Ereğlispor-Çengelköyspor maçının Cumartesi günü Cephanelik Stadında
oynanacağını Salı gününden yazabilir. Ben, maçların yerini ve gününü Amatör
İşler Kurulu belirler sanıyordum, meğer yanılmışım…!
İstanbul
takımları sahipsiz
Federasyonun bu anlamsız kararı BAL’daki
bazı takımların kollandığı yorumlarını beraberinde getirirken İstanbul
takımlarının sahipsizliği bir kez daha ortaya çıktı. 11 Gruptan oluşan Bölgesel
Amatör Ligde sezon sonunda her grubun lideri doğrudan 3.Lige çıkacak.
Profesyonel Lig, birçok Kulübün ekonomik olarak kurtuluşu anlamına geliyor.
Doğru şekilde yönetilen Kulüpler, Profesyonel Ligin getirdiği ciddi
avantajlarla rahat bir şekilde diğer rakipleriyle mücadele ediyorlar. Bölgesel
Amatör Lig çok ilginç aslında. Bazı takımların camiaları güçlü, bazılarının
kadrosu, bazılarının ise lobisi… Alın teri döküp mücadele ederek ve herkese
helal ederek, hak ederek şampiyon olmak en güzeli olmalıyken, hangi takımın
çıkacağını belirlemek kul hakkına girmekten başka bir şey değildir. Ama
unutulmasın ki, Allah’ın da bir hesabı var…
Çengelköyspor
veya Arnavutköy Belediyespor
Temennim temiz bir lig olur da sezonu da
güzel bir şekilde yine temiz olarak kapatırız. Geçen sezon bilhassa kura
çekimlerinde bir takım ayak oyunlarının olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye
Ligleri geçmişte yapılan şikelerden dolayı çok sarsıldı. İnşallah, bu sezon
Kulüpler bu tür kirli yollara başvumazlar. Ama ben nedense hep kuşkuluyum.
İstanbul takımlarının yukarıya çıkmasına engel olunmak istendiğini düşünüyorum.
Gerçi BAL 9.Grupta Allah izin verirse 1 takımımız 3.Lige çıkabilir. 10.Gruptan an
itibari ile ümitli değilim. 11.Grupta ise geçtiğimiz yıl finalden dönen, bu
sezon da iyi bir sezon geçiren ve Kocaelispor’u deplasmanda 5 bin kişinin
karşısında 4-0’la hezimete uğratan Arnavutköy Belediyespor ile 3 yıldır önemli
işler yapan, bu sezon da çok ciddi bir bütçe ile yola çıkan, kimseden tek lira
destek almadan ve sadece Başkan İsmet Özay’ın sayesinde varolan ayrıca ayak
oyunlarını hiç bilmeyen temiz ve saf Çengelköyspor’un lig sonunda 3.Lige
çıkacak 2 takımdan birisi olacağını düşünüyorum. Bu grupta Tekirdağspor ve
Kocaelispor gibi iki Büyükşehir takımı olmasına rağmen bizim takımlarımız bunu
başaracak güçteler. Elbette Tekirdağspor ve Kocaelispor ile baş etmek çok kolay
olmaz. Misal vereceğim, Kocaelispor bu sezon 12 bin kombine sattı. Her maçını
en az 5 bin kişiye oynuyor. Bu, amatör bir takım için müthiş bir rakam.
Tekirdağspor ise 3.Lige çıkarsa aynı hızla 2.Lige yükselir, çünkü ilde müthiş
bir potansiyel var.
Çengelköyspor
mağdur edildi
Şimdi bazı kesimler kendi yazdıkları
yalanlara kendi bile inanıyorlar. 'Yok efendim Çengelköyspor
korunuyormuş'… Bilmeden yorum yapmayın,
ortalığı karıştırmayın. Çengelköyspor’u kim koruyacak? Buna kargalar bile
güler. Çengelköyspor korunsa TFF’nin talimatlarına aykırı bir şekilde, konuk
ekibin geç kalması sebebiyle 45 dakika geç başlayan Babaeski maçını oynamadan
kazanırdı. Kaldı ki bu maç devre arasında Hakemin keyfi tutumu nedeniyle tatil
edildi ve akabinde AFDK tarafından Çengelköyspor’a verilen cezalar çok ama çok
ağır. Esas cezanın maçın Hakemi olan Burak Şahin’e verilmesi lazımdı. Yine,
olayın içinde olanlar bilir, Babaeskispor kafilesi saat 15.45’te Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü’nden Ataşehir’e doğru devam ederken, kendilerini Beylerbeyi
Stadına doğru bir şekilde yönlendiren kişi benim. Babaeskispor kafilesinin
yolda telefonla temas kurduğu kişi ise yine bizim kıymetli ağabeyimiz TFF
Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Yemen Ekşioğlu’dur. Yılların deneyimli Yönetici
Sayın Ekşioğlu bilmez mi talimatları, tabii herkesten iyi biliyor. Yemen ağabey
istemese o maç oynanmazdı. Kimse o maçı başlatamazdı çünkü talimatlar açık… Geç
kalan takıma geçmiş olsun… Ancak biz İstanbul takımları nedense böyleyiz!
Rakibimizin mağduriyetini avantaja çevirmek istemiyoruz. Babaeskispor’a da
helal olsun, aslan gibi geldiler, golü de attılar ve gittiler. Lakin, İstanbul
takımları İl dışına gittiklerinde neler çekiyor neler… Gittiğimiz İlin Valisi,
Kaymakamı, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürleri ve hatta Milletvekilleri bile kendi
ilinin takımlarının kazanması için hep birlikte 'Devlet eliyle' operasyon
yapıyorlar. Kimse bana "İstanbul takımları kollanıyor" diyemez. Biz
zaten düşmanlıkta birbirimize yeteriz, başkasına gerek kalmaz. Son olarak da
ifade etmek isterim ki; Türkiye’de futbolun sıhhatli bir yapıya kavuşması için
çok radikal kararlar alınması lazım. Büyük bir operasyon yapmak gerekiyor. Buna
Sayın Cumhurbaşkanımızın da, Başkanımızın da, Spor Bakanımızın da katkıda
bulunması lazım. Çünkü spor sahalarında yaşanan en ufak bir kötü olayın
yansıması çok büyük oluyor.
3 yorum:
Hakeme mac veriliyor.Adam mac begenmiyor.Maça gitmeyip iade ediyor.Kurul kendi adamlarina goz onundeki maclari veriyor.Bu kurul Istanbul hakemligine Ugursuz gelmistir.O.Uğurlu ve yaverleri hemen gorevi birakmalidir.Daha fazla Ellerine yuzlerine bulastirmadan iyi niyetlerini gostererek gorevi devretmelidir.Kim ne derse desin,kurulu düzeltecek tek kişi YAŞAR FILIZ 'dir.Yaşar hoca sevilmez.Çünkü maç verecekte gitmeyeceksin.Araya adam sokacaksın.Bunlar olmadigi icin sevilmemistir.Herkes başarılı olacak diye bi kaide yok.Denediler,olmadı.Istanbul hakemliği Türk hakemliginin kalbidir. Goreve geldiklerinden bu zamana kadar ki dönemde en hayırlı işi yapmalılar ve hemen görevi bırakmalılar.
Ali Kemal abi. Bu konuyu daha iyi anlatamazdın. Ellerine sağlık. Türkiye Futbolunun hali ortada. Adamın varsa en üsttesin, yoksa yeteneğinde olsa sürünmeye devam...
yüregine saglık abım keşke su selımye yenikoy macınada deyseydın bu maç pazartesıye nıye alınmıs bu kadar takım aptalmı saha cıkıyor bu maç oynanmıyor ve o saha cuma gunu bos nıye cunku tffde adamları var bu macın skoru sımıden bellı kımse masal okumazsın tek teledıgım işn selımye kümeye düşer
Yorum Gönder