Futbolda yabancı oyuncu sayısı serbest bırakıldı.
Takımlarımız sahaya 14 yabancı oyuncu ile çıkabilecek.
Bu kurala göre sahada biri yedek kaleci, biri altyapıdan, diğer ikisi oyuna girmek için kulübede bekleyen en fazla 4 Türk oyuncu olabilecek…
Yabancılar oynayacak, hakemlerimiz yönetecek biz seyredeceğiz. Her maçta benzer tablolar yaşanacaktır ama bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı düşünün hele.
İki takımda da oynayanlar, giren çıkanlar hepsi yabancı.
Tribünler ful.
Bu maçı alacağız başka yolu yok.
Saldırın saldırın bu taraftar için saldırın.
Ölmeye ölmeye geldik diye stadı inletiyorlar. Seremonide İstiklal Marşı hep bir ağızdan söyleniyor, oyuncular da nasıl bir etki tepki oluşturur sizce?
“Buraya, buraya bizim takım buraya” veya “buraya gelin söz verin” diye istediğiniz kadar yırtının oyuncular tüm bunlara da yabancı!
Sahada böyle.
Peki.
Soyunma odasında nasıl olacak?
Bizimkileri motive etmek için “Aslanım, koçum göreyim seni. Allah yardımcınız olsun. Allah utandırmasın” demek yeterliydi. (Bu yöntemin en iyi örneği de Fatih Terim’di hatırlayın)
Hocaların çoğu Türk olduğuna göre aynı konuşmaların yapılma ihtiyacı yüksek.
Taraftarın etkisi katkısı, kulübün tarihi, prestiji rekabetin önemi söz konusu.
İşte bunlar nasıl olacak?
Diyelim, maçta gol oldu.
Secdeye eğildiği için Emre linç edilirken diğerleri bol bol İSTAVROZ çıkartacaklar!!!
Osmanlıspor’un maçlarında Mehter Marşı eşliğinde yabancıların akınlarını şovlarını izleyeceğiz!
Herkes mutlu ve mesut olacak.
Türk Futbolu kurtulacak!
Gurbetçi oyuncuları da ekleyiniz hele.
Bunların hepsi kulüplere sözleşmeyle bağlıdır. Olaylara profesyonelce bakar, işini yapar. Galibiyet yada mağlubiyette prim miktarıyla orantılı sevinir veya üzülürler…
Takımlarda arkadaşlık, takımdaşlık, takım ruhu, takım kültürü nasıl oluşacak, nasıl korunacak?
Yerli oyuncu pahalıymış.
Az bulunan her şey pahalıdır! (Mecliste aldığı maaş tartışıldığında Milletvekillerine “Sizden 550 tane var ama bir tane Fatih Terim var” diye cevap vermişti Fatih Hoca bunu da hatırlayınız)
Gönderilen bir yabancının maliyeti kaç yerlinin ya da altyapının kaç yıllık maliyetine denk geliyor bir de ona bakmak lazım. Bu uygulamayla alt liglere kaçış başlayacaktır.
Alt ligler daha cazip, daha bize dönük, daha çok izlenir hale gelir.
Angarya gördükleri Türkiye Kupası'nın statüsü değiştirilebilir.
Türkiye Kupası Türklerle oynanır denilebilir mesela.
Kendi ülkemizde ikinci sınıf muamelesi görüyor ve hızla yabancılaştırılıyoruz.
Sayı ikiydi, üç oldu, beş oldu, sekiz oldu, sonunda da on dört oldu.
Avrupa Şampiyonu, Dünya üçüncüsüydük.
Sayı arttıkça Milli takımda aynı hızla geri gidiyor bir bunu göremiyorsunuz…
Klasik tabirdir.
Bizde yabancıya karşı değiliz ama kendi ligimizde esami listesinde 18’de 4 kişi kalınca sanki statlarda İstiklal Marşına da gerek kalmayacakmış gibi geliyor bana!!!
Hedef futbolu kurtarmak mı yoksa topyekûn yabancılaştırmak mı anlayamadık.
Malum futbol sadece futbol değildir dimi ama…
YAZI: ENGİN AKIN
Takımlarımız sahaya 14 yabancı oyuncu ile çıkabilecek.
Bu kurala göre sahada biri yedek kaleci, biri altyapıdan, diğer ikisi oyuna girmek için kulübede bekleyen en fazla 4 Türk oyuncu olabilecek…
Yabancılar oynayacak, hakemlerimiz yönetecek biz seyredeceğiz. Her maçta benzer tablolar yaşanacaktır ama bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı düşünün hele.
İki takımda da oynayanlar, giren çıkanlar hepsi yabancı.
Tribünler ful.
Bu maçı alacağız başka yolu yok.
Saldırın saldırın bu taraftar için saldırın.
Ölmeye ölmeye geldik diye stadı inletiyorlar. Seremonide İstiklal Marşı hep bir ağızdan söyleniyor, oyuncular da nasıl bir etki tepki oluşturur sizce?
“Buraya, buraya bizim takım buraya” veya “buraya gelin söz verin” diye istediğiniz kadar yırtının oyuncular tüm bunlara da yabancı!
Sahada böyle.
Peki.
Soyunma odasında nasıl olacak?
Bizimkileri motive etmek için “Aslanım, koçum göreyim seni. Allah yardımcınız olsun. Allah utandırmasın” demek yeterliydi. (Bu yöntemin en iyi örneği de Fatih Terim’di hatırlayın)
Hocaların çoğu Türk olduğuna göre aynı konuşmaların yapılma ihtiyacı yüksek.
Taraftarın etkisi katkısı, kulübün tarihi, prestiji rekabetin önemi söz konusu.
İşte bunlar nasıl olacak?
Diyelim, maçta gol oldu.
Secdeye eğildiği için Emre linç edilirken diğerleri bol bol İSTAVROZ çıkartacaklar!!!
Osmanlıspor’un maçlarında Mehter Marşı eşliğinde yabancıların akınlarını şovlarını izleyeceğiz!
Herkes mutlu ve mesut olacak.
Türk Futbolu kurtulacak!
Gurbetçi oyuncuları da ekleyiniz hele.
Bunların hepsi kulüplere sözleşmeyle bağlıdır. Olaylara profesyonelce bakar, işini yapar. Galibiyet yada mağlubiyette prim miktarıyla orantılı sevinir veya üzülürler…
Takımlarda arkadaşlık, takımdaşlık, takım ruhu, takım kültürü nasıl oluşacak, nasıl korunacak?
Yerli oyuncu pahalıymış.
Az bulunan her şey pahalıdır! (Mecliste aldığı maaş tartışıldığında Milletvekillerine “Sizden 550 tane var ama bir tane Fatih Terim var” diye cevap vermişti Fatih Hoca bunu da hatırlayınız)
Gönderilen bir yabancının maliyeti kaç yerlinin ya da altyapının kaç yıllık maliyetine denk geliyor bir de ona bakmak lazım. Bu uygulamayla alt liglere kaçış başlayacaktır.
Alt ligler daha cazip, daha bize dönük, daha çok izlenir hale gelir.
Angarya gördükleri Türkiye Kupası'nın statüsü değiştirilebilir.
Türkiye Kupası Türklerle oynanır denilebilir mesela.
Kendi ülkemizde ikinci sınıf muamelesi görüyor ve hızla yabancılaştırılıyoruz.
Sayı ikiydi, üç oldu, beş oldu, sekiz oldu, sonunda da on dört oldu.
Avrupa Şampiyonu, Dünya üçüncüsüydük.
Sayı arttıkça Milli takımda aynı hızla geri gidiyor bir bunu göremiyorsunuz…
Klasik tabirdir.
Bizde yabancıya karşı değiliz ama kendi ligimizde esami listesinde 18’de 4 kişi kalınca sanki statlarda İstiklal Marşına da gerek kalmayacakmış gibi geliyor bana!!!
Hedef futbolu kurtarmak mı yoksa topyekûn yabancılaştırmak mı anlayamadık.
Malum futbol sadece futbol değildir dimi ama…
YAZI: ENGİN AKIN
1 yorum:
Türkiye bir Almanya değil. Bir Türk bir Alman kadar disiplinli ve çalışkan değil. Hepimiz kabul ediyoruz bunu. Onların topçusu da bizim topçumuzdan daha disiplinli ve çalışkan. Doğal olarak hem milli hem de lig takımları bizden daha iyi. Bu yönden bakarsak Türkiye milli futbol takımının ülke milli takımları arasında sürekli olarak en tepede olması mümkün değil efendim. Bunu bir kabul edelim. Bunu kabul etmek kötü bir şey değil. Ayrıca dünya üçüncüsü olmamız da bunun aksine işaret değil.
Bu halde şu soruya cevap verelim. Yabancı oyuncuların sınırsız oynadığı iyi bir lig mi istiyoruz yoksa sahanın en az yarısının Türk olduğu orta derece bir lig mi istiyoruz? Hangi açıdan bakarsam bakayım 2015 yılında halen ikinci şıktan yana isek futbolumuz 50 yıl sonra liglerin kuzey koresi olur. Er ya da geç bu yabancı sınırlaması kalkmalıydı.
Kusura bakmayın ama ikinci-üçüncü liglerin izleyicisi değil süperliğin seyircisi para getiriyor. Parayı getirenin de borusu ötmezse ilerleme olmaz.
Yorum Gönder