Spor müsabakaların en bilindik tablolarından biri: Devre arası veya herhangi bir arada su veya enerji içeceği içen sporcular. Son dönemde ufak ufak muz yiyenleri de görüyoruz. 80 ve 90’lı yıllardaysa özellikle Türkiye’de bambaşka bir tablo vardı: Devre arasında sporculara limon yedirilirdi. Su içmekse kesinlikle yasaktı.
Limonun besin değeri tartışılmaz. Bu şifalı meyvenin içinde bol miktarda bulunan C vitamini sporcunun bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve dinç kalmasını sağlıyor. Bu nedenle limon, portakal, greyfurt başta sporcular olmak üzere herkes için çok önemli birer besin. Limonun bir başka özelliği daha var: Az miktarda limon suyu susamayı engeller. Sade veya sodanın içine sıkılmış limon suyu içen biri çok sıcak havada bile uzun süre susuzluk çekmeden durabilir. Ayrıca kanın sulanması, nabzı düşürmesi gibi etkileri olduğu söylenmekte. Bu nedenle, 80’li ve 90’lı yıllarda Türk futbol kulüplerinde teknik adamlar, futbolcularına asla su içirmezdi, bunun yerine limon yedirirdi.
Toz şeker+limon
O dönemin tanıklarından olan, şu sıralar İstanbul’da Bakırköy Gençlik Spor Kulübü’nde yöneticilik ve antrenörlük yapan Orhan Bıçakçıoğlu, “Maçtan önce semtimizin büyükleri kesekağıdı içinde 1 kilo toz şeker, bol bol kesilmiş limon ile soyunma odasına gelirdi. Herkes önce limona saldırır, limonlarımızı toş şekere bandırarak yerdik. Limon ıslak olduğundan kesekağıdı yırtılır, şekerin bir kısmı yerlere dökülürdü. O yenilen şekerli limonun bize doping etkisi yapacağına inanırdık. Bize limon ve şeker getiren insanlar gözümüzde çok müstesna insanlardı” dedi.
'Aman su içmeyin'
Çoğu spor adamı o günleri gülerek anarken, birçoğu şimdi o uygulamanın gereksiz olduğu görüşünde… Türkiye’nin UEFA lisanslı antrenörlerinden Ahmet Yurtsever de futbolculuk döneminde devre arası limon yiyenlerden: “O dönemde ‘Aman devre arası su içmeyin, dalağınız şişer koşamazsınız’ söylemleri çok popülerdi. Şimdiyse suyun insan sağlığı için ne kadar önemli olduğu kanıtlandı. Limon kesinlikle çok faydalı ve her sporcu almalı ancak dudaklarımız kurumuş şekilde tozlu sahada koştuktan sonra limon emmenin mantığını kavramış değilim.”
'Takıma ihanet etmiş hissederdik'
O dönem birçok ekipte devre arası limon yemek bir seçenek değil, zorunluluktu. Eski futbolcu Yavuz Çimen, “Su içmek yasaktı, su içersek takıma ihanet etmiş gibi hissederdik. Kadro dışı bırakılma ihtimali bile vardı. Az sıvı, bol vitamin diye limon yerdik. O da bir şey mi, üşümeyelim diye bize helva bile yediriyorlardı” diye konuştu.
'Tuvalete kaçar su içerdim'
Yine de yasağı delenler vardı elbette. Eski bir futbolcu olan Mustafa Eren de bunlardan biri: “Susamayalım diye limon yedirirlerdi, su içmek yasaktı. Ben devre arasında tuvalete gidiyorum diye çıkıp duşa gider buradan su içerdim. Üstüne bir de Marlboro içerdim, iyice keyfim yerine gelirdi. İkinci yarıda rakipler benim gücümden korkardı!”
Her zaman kuru kuruya limon emilmezdi tabii, takımın bütçesine göre değişik formüller vardı: Kimi zaman soda içine limon sıkılırdı, kimi zaman da bardağın yarısına toz şeker koyulur bunun üzerine iki limon sıkılırdı. Genellikle yaz aylarında uygulanan bu formül dışında kışın sporculara limon çayı verilirdi.
‘Acı’ bir macera!
80 ve 90’larda futbolculara limon vermek popüler olsa da zaman zaman sıra dışı örneklere de rastlanıyordu. Son olarak, Türkiye 3. Ligi’nde yer alan HEASK’ı çalıştıran Muttalip Şimşek, Kasımpaşa’da oynadığı dönemden bir anısını paylaşıyor: Kasımpaşa’da oynadığım dönem 1993’te Düzce’ye maça gitmiştik. Maçtan önce bize acı sivri biber yedirmişlerdi. Biberleri Medyum Memiş’e okutmuşlar. Ayrıca ‘Hava soğuk biber iyi gelir’ demişlerdi. Başkan takımdaki herkese zorla yedirdi. Maça çıktı, 6-0 kaybettik!
YAZI: EFKAN BUCAK
Bu yazı, Rusya'nın en eski spor gazetesi olan Sovetsky Sport'ta yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder