Perşembe, Nisan 16, 2015

HAYALLERİ SAHADA KALAN ÇOCUĞUN HİKAYESİ


Semtte, Fikirtepe Fenerbahçe Tesisleri'nde seçmeler olduğu duyulmuştu. Toprak sahadaki mahalle maçı bitmiş kazanan da, kaybeden de bir olmuş seçmeleri konuşuyorlardı. Mahalle arsası toprak yerler zımpara gibi olduğundan gençlerin çoğu dizinden yaralanıyor her maçta ama şikâyet eden yoktu.
"Ben" dedi Osman, "Ben denemelere gideceğim." Diğerlerinde ses yoktu. Heyecan vardı ama ses yoktu.
"Tabi" dedi bir arkadaşı, "Sen gitmelisin Osman içimizdeki yeteneklilerden birisin belki hepimizden iyisisin."
"Yok" dedi Osman, "Hepimiz iyiyiz ama benim hayallerimde Fenerde oynamak var."
"Tabi" dedi Emre, "Çok çalışıyorsun ah bir de baban izin verse neler yapmazsın."
Osman ayakkabılarına baktı, eskimişti.
"Bu ayakkabılar ile gidersen" dedi Erol, "Seni sahaya bile sokmazlar."
"Yok" dedi Osman, "Yeni aldığım sportaç futbol ayakkabılarımla gideceğim zaten ilanlarda her sporcu kendi malzemesi ile gelecek diye yazmışlar."
"Peki, ne zaman kaydını yaptıracaksın Osman?"
"Kayıt yok, Fikirtepe Tesisleri'ne gittiğimde kaydımı yapacaklar, antrenmana çıkarım."

Akşam olmuş hava kararmıştı herkes evine giderken konuşulan tek konu Osman'dı. Başarabilecek miydi? 
Osman yatağa girmeden futbol ayakkabılarını sakladığı yerden çıkardı koynuna soktu. Hayallerinde çok sevdiği Fenerbahçe forması ile oynadığı maçları hayal ederek uyudu. Evde kimsenin haberi yoktu, babası futbol oynamasına karşı çıkıyor, okulunu bitirmesini istiyordu. O sabah babası işe gidince Osman kendi yıkadığı şortunu, çoraplarını formasını ve yeni futbol ayakkabısı, Sportaçlarını, çantasına koydu, Fikirtepe Sahası'nın yolunu tuttu. 

Günlerden cumartesi, sabahın erken saati... Fikirtepe toprak sahasının çizgileri yeni çizilmişti. Beyaz çizgiler kireç ile çizilirken ağlar yenilenmiş stat bayram yerine dönmüştü. Osman kendisi henüz 14 yaşındaydı. Sahaya baktı. Sporcuların yanısıra burada son model arabalar, büyük, büyük adamlar şık bayanlar vardı.
Susamıştı. Yanında getirdiği sudan biraz içti heyecanı geçmiyordu sevinci ise sonsuzdu. Sahaya girmek için kapıya yönelirken futbol ayakkabılarını eline aldı.
"Hey delikanlı" dedi kapıdaki görevli, "Nereye gidiyorsun?"
"Amca" dedi, "Ben denenmeye geldim malzemelerim yanımda."
"Tamam, kimin nesisin dayın yok mu?"
"Amca dayım var ama Ankara’da."

Görevli gülmeye başladı, "Öyle değil aslanım seni buraya kim tavsiye etti?"
"Arkadaşlarım 'sen çok iyisin' dediler kendime güveniyorum."
"Bak aslanım seni denemeye alamayız, sen yine git mahalle takımında topunu oynamaya devam et." 

Osman şaşırmıştı. Günlerce yaşadığı hayalleri uçup gitmişti. Tellerin arkasındaki tribüne gitti ağlayacaktı ama içine atıyordu gözyaşlarını. Oturdu bir müddet. Sahadaki çalışmayı seyretti. İçinden “Ben bunların hepsinden iyiyim” dedi. Hiç giyemediği futbol ayakkabılarını çantasına koydu. Ağır ve kırık olarak oturduğu yerden kalktı. Eve doğru yürümeye başladı. Hayalleri bitmişti bir futbolcu olarak. 

"Okuyacağım" dedi, "Ama amatör kulübümde futbol oynamaya devam edeceğim."

Bu olay üzerinden tam 24 yıl geçti. Osman bu gün teknik direktör olarak amatör kümelerde görev yapmakta. Üniversiteyi bitirdi. Futbol kopmadı ama hayalleri futbol olarak bitmiş sona ermişti. Dayısı olmadığı için.

YAZI: ORHAN BUDAK

4 yorum:

Adsız dedi ki...

okuduğum en iyi yazılardan birisi sizi tebrik ediyorum . böle ne osmanlar ne mehmetler var dayısı olmayan amcası olmayan ..
futbolcu olucaksan yetenek yetmiyor kısacası olay bu sağlam bir torpil lazım yoksa amatör kümeye devam

murat dedi ki...

Güzel bir hikaye. Sonuna kadar okuyun..

Adsız dedi ki...

Yüregine saglik abi parasi olanlarin cocuklari buyuk kuluplerde parasi olmayanlarin amatorde yazik cok yazik.

Adsız dedi ki...

teşekkürler Orhan baba...

Esatpaşaspor'da çifte imza

İstanbul 1. Amatör Lig ekiplerinden Esatpaşaspor iki önemli ismi kadrosuna kattı.