Özellikle süper lig seviyesinde teknik direktörlük yapan antrenörlerimiz konuşurken yada demeç verirken çağdaş antrenörlüğün gereğini yapıyoruz. Tüm dünyayı takip ediyoruz. Kalite bakımından biz daha öndeyiz gibi bazı sözler söylüyorlar. Bunun böyle olmadığını söylenenlerin sadece kağıt üzerinde kaldığını güncel bir örnekle açıklamak istiyorum. Gerçi yerel futbol sitemiz amatör futbola hizmet eden bir site bu sitede böyle yazıların yazılması doğru mudur onu da tam olarak bilemiyorum ama yine de yazma ihtiyacı hissettim arkadaşlar. Lütfen beni ukala olarak görmeyin sadece yapılan yanlışın doğrusunu yazacağım hepsi bu.
Abdullah Avcı'nın tercihi
Örneğimiz AZ Alkmaar- Medipol Başakşehir Avrupa ligi ön eleme maçından olacak. Hepimizin bildiği gibi Hollanda’da oynanan ilk maçı takımımız 2-0 kaybetti. Maça takımımız Doka, Mossoro gibi süratli hücum oyuncularıyla çıktı. Özellikle takımımızda Mossoro ilk 12 dakika harika bir top oynadı. Mossoro rakip cezaalanına dripling yaparak birkaç kez girdi.Tehlikeli ataklar geliştirdi. Alkmaar takımını oldukça zorladı. Yine böyle hücum yapıp kaptırdığımız topla geriye koşamayınca maalesef kaleci Volkan gole giden oyuncuyu düşürünce (hakeme göre)d irekt kırmızı kart gördü.
Burada Abdullah Avcı’nın bir tercih yapması gerekiyordu oda yapılabilecek en kötü tercihi yapıp o ana kadar tartışmasız sahanın en iyi oyuncusu olan Mossoro’yu dışarı aldı. Alkmaar takımı penaltı kazanmıştı ve gol olma ihtimali istatistiklere göre yüzde 85'ti.Yani takımımızın geriye düşme ihtimali çok yüksekti. Atılan penaltı gol oldu Alkmaar 1-0 öne geçti.İlk 12 dakika neredeyse tek kale oynayan goller kaçıran Başakşehir takımı geriye kalan yaklaşık 80 dakika mahkum bir oyun oynadı. Maçta 2-0 sonuçlandı.
Maçı rakibe teslim etti
Burada işin doğrusunu yazmak istiyorum arkadaşlar. Hocanın tercihi diyebilirsiniz ama İngiliz ve İspanyol liginde böyle bir durumda teknik adam yardımcısına danışır ve karar verir. İzlediğim maçlara istinaden söylüyorum. Ama gördüğüm kadarıyla Abdullah Avcı bunu yapmadı.Bunu yapmayıp en önemli kozu olan Mossoro'yu oyundan çıkararak rakip takıma 'ben senin üzerine gelmeyeceğim.Sadece savunma yapıp kapanacağım' demiş oldu. Sağolsun bu sayede rahatlıkla avantaj yakalayabileceği bir maçı elleriyle rakibe teslim etmiş oldu.Milli takımı çalıştırmış Abdullah Hocanın yapması gereken kesinlikle şuydu arkadaşlar.Böyle bir durumda modern antrenörler ön liberolardan birisini çıkarır yada stoperlerden birini çıkarıp ön liberolardan birini diğer stopere yakın oynatarak savunma önlemi alır. Hücum oyuncusunu çıkarmaz oyundan.Bu sayede de zaten geride olduğu oyunu tamamen rakibe teslim etmez.Bunu defalarca gördüğümü hatırlıyorum arkadaşlar. Eğer hocamız dediği gibi çağdaş antrenörlüğün gereğini yapsaydı İngiliz yada İspanyol meslektaşları gibi yapardı. Hocanın yapması gereken rakibi zorlayıp aralara top yapan, rakip defansı yorup boşluklar yaratan Mossoro’yu oyunda tutup ön libero Badji’yi çıkarıp tek ön liberoya dönmek yada stoper Gencer’i çıkarıp ön libero Mahmut’u diğer stoper Yalçın’a yakın oynatmaktı.Yani 4-2 3-1 sisteminden 4-1-3-1 sistemine dönmek olmalıydı.Bu sayede hem savunma bozulmamış hemde oyun rakibe teslim edilmemiş olurdu.
Eğitim şart
Ülkemizde antrenör eğitiminin hangi koşullarda yapıldığını az çok biliyoruz arkadaşlar. Eğitim veren hocalar daha önce liglerimizde antrenörlük yapmış kişiler ama aldıkları eğitim ortada verdikleri eğitim ortada. Milli Takımın antrenörlüğünü yapmış Sayın Abdullah Avcı gibi bir antrenörün yaptığı hataya bakarsak diğer antrenörlerimizin hangi seviyede olduğunu rahatlıkla görebiliriz arkadaşlar.
Yanlış anlaşılmasın kendini çağdaş antrenörlük vasfında gören antrenörlerimizin neredeyse antrenör adayının yada amatör lig antrenörünün yapmayacağı hataları yapması eğitimin hangi seviyede olursan ol şart olduğunu gösteriyor hepimize.
Antrenör adayları bu ligleri izlemeli
Ayrıca ben yabancı oyuncuya karşı olduğumu bu sütunlardan defalarca yazdım. Ama eğer böyle eğitim verilecek ve böyle bariz hata yapılacaksa yurt dışından bu işin uzmanı antrenörlerin getirilmesine karşı değilim. Federasyonumuzun böyle bir karar almasını Alex Ferguson ,Marcelo Lippi gibi bu işin duayenlerinden antrenörlük eğitimi hizmeti almasını öneririm. Ayrıca antrenör adayı ve antrenörlük yapan arkadaşlara mutlaka İngiltere yada İspanyol ligini izlemelerini tavsiye ederim.
NOT: Bu yazı Alkmaar –Başakşehir maçının 2 gün sonrasında yazılmıştır.(01/08/2015 C.TESİ)
YAZI: ÜMİT YILMAZ
Ya arkadaş sen kimsin ki burda Abdullah Avcı gibi bi teknik adamı eleştriyorsun? Ayrıca Alkmaar-Başakşehir maçı ne alaka...
YanıtlaSilSelam.Sevgili kardeşim polemiğe girmemek koşuluyla eleştirine cevap vereceğim.Burada eleştirdiğim Abdullah Avcı değil Türkiyede verilen antrenörlük eğitimi.Abdullah Avcı uç bir örnek olduğu için bu örneği verdim.Zaten yazıp yazmama konusunda kararsız kaldığımı yazıda belirtmiştim.Yaşının kaç olduğunu bilmiyorum ama Türkiyede son 20 yılda 15-20 tane antrenörün o takım senin bu takım benim gezdiğini hepimiz biliyoruz.Ben kaliteli eğitimden bahsediyorum.Ben hiç bir yazımda kişileri eleştirmem.Sistemi eleştiririm.Burada mevzu Abdullah Avcı değil eğitim sistemi.Her alanda olduğu gibi antrenör eğitiminde de çok geride kalmışız.Yoksa Abdullah Avcı yada başka bir antrenörü eleştirmek değil amacım.TFF nin eğitim proğramını yeniden şekillendirmesi ve eğitim kalitesini çok daha arttırması lazım anlatmak istediğim bu.Hakem Cüneyt Çakırın Jaap Uilenbergle nasıl geliştiğini,hangi seviyeye geldiğini görüyoruz.Bunun için eğitimin öneminden bahsediyorum.Yazıyı yeni baştan daha dikkatli olarak okumanı tavsiye ediyorum. Saygılarımla
YanıtlaSil