Sayfalar

TERFİ ARŞİVİ

TÜRKİYE ŞAMPİYONASI

Sayfalar

Salı, Ağustos 18, 2015

AMATÖR DARDA, UMUTLAR ARDA'DA!


Yıldız transferlerle Süper Lig’deki oyuncuların toplam piyasa değeri 1 milyar avroyu bulurken, amatör futbolcular maç başı 200 lira gibi cüzi rakamlara oynuyor. Milyon dolarlık sponsorluk gelirleriyle devleşen futbol endüstrisinin hırsı, yeni nesli yetiştiren küçük kulüpleri adeta çimlere gömüyor. Altyapıdaki gençlerin tek isteği ise bir an önce Arda Turan olmak. Arda'yı keşfeden hocası Kadir Güçlü, "Artık çocukları yetiştirmek, takımda tutmak çok zor. Herkes para eden futbolcuyu bulup, iyi transfer bedeliyle satma peşinde” diyor.

Serbest piyasa
Yıldız transferlerle birlikte Süper Lig'deki oyuncuların toplam piyasa değeri 1 milyar avroyu bulurken; amatör futbolcular 7 bin lira transfer bedeli veya maç başı 200 lira gibi cüzi ücretlere top koşturuyor. Futbol holdingleştikçe, mahalle futbolu yerini daha hırslı, daha köşe dönmeci bir zihniyete bırakıyor. Amatör futbolcunun yeni umudu Bayrampaşa'dan Barcelona'ya başarı hikayesi yazan Arda Turan. Ayakta kalma savaşı veren küçük takımlar ise, yeni Arda'ları bir an önce bulup, daha fazla para verene transfer etmenin peşinde. Mahalle ruhuna yıllarını verenler, 'Bul-al-paraya dönüştür' mantığıyla işleyen amatör futbolcu pazarının adeta insan ticaretine dönüştüğünü söylüyor.

Kimse Arda yetiştirmiyor
“25 yaşına kadar kendini bir üst lige attın attın yoksa işin çok zor" diyen Muhammed Ali Yılmaz, Erzurum'dan İstanbul Selimiyespor'a yeni transfer olmuş. “Alıp satmak için herkes Arda'yı arıyor ancak kimse onu yetiştirmeye çalışmıyor" sözleriyle haberin başlığını atıyor. Biz de amatör ruhun son temsilcilerini toprak sahada buluyoruz.

Ne kulüplerin ne de ailelerin sabrı var
Arda Turan'ı keşfeden ilk hocası Bayrampaşaspor Futbol Okulu Sorumlusu Kadir Güçlü, “Arda'yı 8 yaşında mahalledeki toprak sahada oynarken gördüm" diyerek söze başlıyor: “İlk olarak Demirspor'da oynadı ama o zaman federe değildik. Altıntepsispor'a geçti. Sonrasını zaten biliyorsunuz." 
Kadir Güçlü yeni Arda'lar yetiştirmeye devam ederken futbolumuzun içinde bulunduğu durumu anlatıyor: “Her zaman bir geçim derdimiz vardı ama şimdi daha başka, veliler, kulüpler, oyuncular daha hırslı, herkes kısa yoldan köşeyi dönmek istiyor. Bir Arda'nın yetişmesi yıllar alır ama ne ailelerin ne de kulüplerin sabrı var. Oyuncuyu elde tutmak çok zor. Yıldızı parlayan hemen kendini üst lige atıyor. Kulüplerin çoğu, para eden futbolcuyu bulup başka takıma iyi ücretten satma peşinde."


BAL dışındakiler üvey evlat
Bölgesel Amatör Lig'in (BAL) dışında kalanların üvey evlat muamelesi gördüğünü söyleyen, Gürzaferspor Kulübü Teknik Direktörü Ertan Macit, “BAL'daki takımların, aldığı ödenekler, yerel yönetim destekleri daha iyi durumda" diyor. Macit, kulübü ayakta tutmaya çalışan birkaç kişinin omuzlarındaki yükü “Sporcunun malzemesinden, binanın elektriğine suyuna her şeyini düşünmek zorundayız" sözleriyle paylaşıyor. “Oysa ki Arda'lar toprak sahada yetişir. Bayrampaşa'da bir arada büyüdük, bu kulüp benim evim, hayatım" sözleriyle Türk futbolunun mahalle kültürü ile ilişkisini açıklıyor.


'Yetiştirme bedelini alamıyoruz'
Bugün küçük bir takımın yıllık maliyetinin en az 60 bin olduğunu söyleyen, Gürzafer Kulüp Başkanı Yasin Bilal, "Mesela, lisans çıkarmak 550 transfer bedeli 5 bin 500 lira yatırmak zorundasınız" diyor. Bilal, yetiştirme bedelinin kendileri için önemli bir gelir olduğunu paylaşarak yaşadıkları sorunu anlatıyor: “Oyuncunun transferinde 1. lig 40 bin, 2. lig 30 bin 3. lig için 10 bin avro bedeli var. Bu parayı vermek istemeyen takımlar, çocuğun ailesine 'Yetiştirme belgesini al gel' diyor. Arada hep bir hatırlı kişi olur ve rica minnet pazarlık yapar. Harcadığımız emek ve paraya da yazık olur." 
Son olarak, Gürzafer mensupları hocaları İbrahim Kuru'yu anıyor: “Bayrampaşa; Bayrampaşa olmadan önce, çöpten kağıt topladı futbol oynatmak için. Allah razı olsun."

Bu semtin çocuklarına maç başına 200 lira
Üsküdar'daki Selimiyespor'a uğruyoruz, burada oyuncular, maç başına 200, galibiyette ise 400 lira alıyor. Başkan İdris Kalaycı, 37 yıldır emek verdiği takımda kendi dahil tüm yöneticilerin kredi çekerek ayakta kalmaya çalıştıklarını anlatıyor. 
“Biz bu semtin çocuklarıyız, Üsküdar'da mahallede top oynayarak büyüdük" diyen Teknik Direktör Savaş Göcen ise, “9 kategoride 176 lisanslı sporcumuz var ama destek yok" diyor. Göcen amatör ligdeki oyunun kurallarını yan sahadan anlatıyor: “Takımı şehir dışına çıkarmanın maliyeti 10 bin lira, federasyonun ödediği ücret bin 250 lira. Kapıya kilit vurmamayı düşünmek zorunda kaldığınız bir ortamda spor yapmak zorundasın. Bu acı bir durum."

'Dev firmalar bizi de görün'
Göcen bu işi yapmak için biraz deli olmak gerektiğini söylüyor, son yıllarda daha maddeci hale gelen oyuncu piyasasını anlatıyor: "Velilerin para hırsı, oyuncunun bir an önce yırtma hevesi derken elinizde oyuncu tutamıyorsunuz, sonunda olan Türk futboluna oluyor." Firmaların sponsor olması gerektiğine dikkat çeken Göcen: “İnanın şu sahada gördüğünüz reklamların çocuğunu eş dost vesilesiyle bulduk. Birinci lig takımlarına para akıtan firmaların bizlerin de yanında olması önemli."

Önüne gelen kulüp açıyor
Futbolcuların çoğunun ek iş yaptığını anlatan Selimiyespor'da kaleci antrenörü Mücahit Karakulakoğlu, “Federasyon belli bir kategori sayısına göre teşvik vermeli. Önüne gelen ödenek için kulüp kurup, mahalleden topladığı çocukları sahaya sürüyor. Transfer parası uğruna gençlerin geleceği ile oynuyorlar, çünkü pişmemiş oyuncu ertesi sezon takım bulamıyor. Tam bir kuralsızlık ve adaletsizlik hakim" diyor. Karakulakoğlu, “Artık mahalle yok, sokak futbolu bitti" diyerek hücuma geçiyor: “Eskiden şu mahallede, toz toprak birbirine karışırdı, şimdi beton binaların arasında gençler top oynayacak saha bulamıyor. Aileler çocuklarını dışarıya çıkarmaya korkuyor, onun yerine cumartesi bırakıyor bir spor okuluna. Sadece 1 gün gerisini siz düşünün."

Herkes ayakta kalma derdinde
“Hocam Adem Çağlayan'ın emeği bende fazladır, Erzurum'dan buraya onun sayesinde geldim" diyor Selimiyespor'un yeni transferi Muhammed Ali Yılmaz ve Erzurum'a selam söylüyor. Muhammed Ali'ye göre işler şöyle yürüyor: “Kimi zaman aldım verdim hesabıyla futbolcu ticaretine dönen amatör lig piyasasında kimsenin bir futbolcuya sabır gösterecek zamanı yok. Herkes geç kalmadan Arda'yı bulmak ve köşeyi dönmek istiyor. Futbolcu çabuk para kazanmak istiyor, kulüp ayakta kalmak derdinde, Aileler deseniz aynı."


17 yaşında 90 dakikam daha olsa

Yeni nesil bilmez ama 'şaşal su' amatör futbolun her daim dermanı olmuştur. Genelde mahalle bakkalından alınıp, bitince camiden ya da sokaktaki hayrattan doldurulan bu suyun şifalı olduğu birçok kez kanıtlanmıştır. 'Hocam kafam yarıldı' dersiniz hemen boca edilir. Ayak burkulmalarında solüsyon; yorulduğunuzda yüzünüze çarpılan bir motivasyon olur. Aynı ekipmanla kimi zaman, rakip takım kimi zaman da hakem kovalanır. En acı tarafı, hocanızın saha kenarından kafanıza attığı şişeyi geri getirmenizi istemesidir. Kısacası, amatör ruh, futbolun içindeki çocuktur. Maç sonrası, köşe başındaki çekirdek ve gazoz olayına hiç girmeyelim isterseniz. Bu arada haberde her şeyi yazdık ama bir tek şeyi unuttuk, Arda...

HABER-FOTOĞRAF: ORHAN ORHUN ÜNAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.