ŞAMPİYONLUK KAZANMAK MI? OYUNCU YETİŞTİRMEK Mİ?

Not: Bu yazı 12 Temmuz 2015 günü yazılmıştır.

Alt yapı antrenmanlarıyla alakalı yazılarımız dilimiz döndüğünce,kalemimiz yazmaya devam ettikçe sürecek ve genç futbolcu adaylarına mesajlar vermeye devam edecektir. Bu yazılar 25 yıllık amatör futbol takipçisi olarak kendi bilgi ve tecrübelerim ışığında her hangi bir kaynaktan yararlanmadan yazılmakta ve sizlerin hizmetine sunulmaktadır. Faydalı olması temennisiyle.                                                                                                        
Futbol oyununun paydaşlarını önem sırasına göre sıraladığımızda futbolcuların bu oyunun en önemli unsuru olduğunu görürüz. Gerek antrenman performansıyla gerekse maç performansıyla bu oyuna katkı sağlayan futbolcular bu güzel sporun sevilmesi ve toplumca kabul görmesi için en önemli aktör pozisyonunda bulunurlar.

Futbolculardan sonra sırasıyla antrenörler,yöneticiler ve taraftarlar bu oyunun diğer paydaşlarıdır. Bu oyuna katkı sunan son kişiler ise hakemler ile  gazete ve televizyon çalışanlarıdır.

Bu yazımızın konusu futbol oyununun  ikinci önemli aktörü olan antrenörlerle ilgilidir. Tüm hafta boyu oyuncusunun antrenman programını hazırlayan, oyuncularıyla beraber gerek antrenman yapıp  gerekse maç analizleri hazırlayan, oyuncunun gelişimi için elindeki tüm araç ve tehcizatları en doğru şekilde kullanan, bu oyunun daha geniş kitlelere ulaşması ve sevilmesi için yeni antrenman metotları geliştiren, araştırma ve geliştirme çalışmaları yapan kısaca tüm hafta boyunca oyuncusunun yetişmesi için mücadele eden,hafta sonu takımının başında müsabakaya çıkan antrenörler dünyanın her yerinde  bu güzel oyunun en önemli ikinci aktörü olmaya devam ediyorlar.

Benim bu yazıda özellikle sorgulamak istediğim konu;alt yaş kategorilerinde yarışmacı antrenörlük yani şampiyonluk kazanmak mı yoksa yetiştirici antrenörlük oyuncu kazanmak mı daha önemlidir konusudur. Ben şahsi olarak yetiştirici antrenörlüğün çok daha önemli olduğunu düşünen taraftayım. 10 yaş grubundan başlayarak 17-18 yaş grubuna kadar olan alt yapı eğitiminde futbolcuların mutlak surette iyi yetiştirilmeleri ve bu oyunun tüm inceliklerini en iyi şekilde öğrenmeleri gerekir. 10-11 yaşındaki bir futbolcu adayına daha kariyerinin başında sadece kazanmanın aşılanması doğru bir yaklaşım değildir.
Alt yaş kategorilerinde mücadele eden 11 yaş ile 18 yaş arasındaki futbolcu adaylarının hafta sonu oynayacakları maça çıkarken kafalarının maçı mutlaka kazanmaları gerektiği şeklinde doldurulması belki maçın kazanılmasını sağlayabilir ama bu kazanma hırsının oyuncularda oluşturacağı psikolojik etkiler kariyerlerinin ilerleyen yıllarında büyük sorunlar oluşturabilir. Kaybettikleri önemli bir maçtan sonra oyuncuların bu oyuna yeniden konsantre olmalarını zorlaştırabilir. Oyuncularda geri dönüşü olmayacak hayal kırıklıklarına sebep olabilir. Doğru olan 3 sonucun da yaşanabileceği,kazanmanın olduğu gibi kaybetmenin yada berabere kalmanın da bu oyunun bir gerçeği olduğunu futbolcu adaylarına anlatmak sevincin ve üzüntünün  bu oyunun güzel yanları olduğunu hatırlatmaktır.

Alt yaş kategorilerindeki oyuncular sahaya öncelikle rakiplerine saygı duymak ve keyif almak için çıkmalı kazanmak daha sonra hedef olarak belirlenmelidir. Antrenörler bu bilinci oyuncularına mutlaka aşılamalıdır.

Altyapı antrenörleri ve kulüp yönetimleri şunu çok iyi bilmelidir.Alt yapıda iyi yetiştirilen her oyuncu alınacak herhangi bir başarıdan, şampiyonluktan çok daha değerlidir. Zaten şampiyonlukları genellikle kazandıran iyi yetiştirilmiş oyunculardır. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek olarak hepimizin karşısında durmaktadır.

Oyuncunun yetiştirilme süreci 7-8 yaşından itibaren dikkatli olarak gözlemlenmelidir.Oyuncunun bu oyuna yatkınlığı düzenli olarak takip edilmelidir. Oyuncunun yeteneği ve potansiyeli gerek takım antrenmanında gerekse bireysel ekstra antrenmanlarla titizlikle takip edilmelidir. Özellikle küçük yaş kategorilerinde fiziksel çalışmalardan ziyade tekniğe dayalı,topla çalışmalara dayalı antrenmanlar yaptırılmalı, fiziksel dayanıklılık ve  kuvvet çalışmaları 14- 15 yaşından sonra yaptırılmalıdır. Futbol oyun kuralları detaylarıyla ders olarak anlatılmalı, örnek uygulamalar pratik olarak gösterilmelidir.

İki örnek: Altınordu ve Bucaspor
Son söz olarak alt yapı eğitimi konusunda başarılı olan kulüplerin gerek ülkemizde gerekse dünyada yetiştirdiği oyuncuların geldiği seviyeler ve kulüplerine kazandırdıkları hepimizin malumudur. Kendi alt yapısından yetiştirdiği oyuncuların çoğunlukta olduğu Barcelona ve tamamı kendi yetiştirdiği oyunculardan oluşan kadrosuyla Athletic Bilbao kulüplerinin başarıları ortadadır. Barcelona bu sayede dünyanın en başarılı kulübüyken Athletic Bilbao ise tamamını kendisinin yetiştirdiği oyuncularıyla 1899 dan beri sürekli olarak İspanya 1. Ligi'nde oynayan ve  küme düşmeyen  3 takımdan birisi konumunda bulunmaktadır.(Diğerleri Real Madrid ve Barcelona).Ülkemizdeyse  İzmir'in köklü kulübü Altınordu kulübü neredeyse tamamı kendi altyapısından yetişen oyuncularıyla alt liglerden süratla PTT 1. Ligi'ne çıkmış süper ligin adeta kıyısından dönmüştür.Buna kötü örnek ise yine bir  İzmir takımı olan Bucaspor kulübüdür. Bucaspor yine altyapıdan yetişen oyuncularıyla Süper Lig'e çıkmış ama altyapı oyuncularından vazgeçip transfer yanlışına düşünce önce Süper Lig'den daha sonra PTT 1. Lig'den düşmüştür.

Konuyu toparlarsak antrenörlerimiz hangi koşulda çalışırlarsa çalışsınlar mutlaka oyuncu yetiştirme yolunu seçmelidirler.Yetiştirdikleri oyuncuların ilerleyen yıllarda gösterdikleri başarılar, onları yetiştiren  antrenörlere gurur ve doyumsuz bir haz olarak yetecek ve artacaktır.

YAZI: ÜMİT YILMAZ