Çarşamba, Ekim 21, 2015

500 BİN EURO PRİM VAR YA... ALMAYIN O PRİMLERİ!


Milli takım mücadele ettiği Avrupa Şampiyonası Elemeleri Grubu'nda üçüncü olarak Avrupa Şampiyonası'na katılmasına hak kazanması üzerine futbolculara prim olarak beş yüzer bin euro verilmesi kararlaştırılmış. 

Şimdi biraz gerilere gidelim 1960 yıllara Milli Takımlar Sorumlusu Albay Muhterem Özyurt. Milli Takım karmasına seçilen Feriköylü İsmet Yurtsü’yu Dolmabahçe Stadı'ndaki yazıhanesine çağırır ve şöyle konuşur:

“Oğlum ismet Milli Takımımızın orta sahası sana emanet kendine iyi bak iyi beslenmelisin” İsmet Yurtsü milli takıma seçildiği için sevinçlidir, gençtir profesyonel futbolcudur fakat geçim sıkıntısı beraberindedir.
“Efendim", der, "Ben yetim çocuğum annem ve kız kardeşlerime bakmaktayım, bana bir lokanta gösterin orada yemek yiyeyim, daha iyi olmaz mı?”
Muhterem Özyurt kendisine bakar gülümser ve şöyle cevap verir kendisine: “Oğlum bizim bütçemiz belli sana istediğin lokantayı gösteremeyiz.”

Bu anıyı bana rahmetli İsmet Yurtsü anlatmıştı. Rusya maçında yüzüne tekme gelip ağzı burnu kan içinde kalarak o kanlarla ıslanan formasını elli yıl sandığında sakladıktan sonra, sandıktan çıkarıp Milli Takım Müzesi'ne hediye etmek için Romanya milli maçından bir gün önce zamanın dönemin Milli Takımlar Teknik Direktörü Abdullah Avcı'ya teslim ettiğinde Avcı şöyle demişti.
“İsmet Abi inanın şu an dizlerimin bağı çözüldü heyecandan. 50 yıl sonra milli formanızı ellerimde tutmak beni çok duygulandırdı.” 


Başarı hele Milli duyguların insanı sardığı başarı bizleri çok mutlu eder. Çok değerli sporcularımız Milli Formamızı giyerek unutulmaz anılara sahiptirler. Kimileri futbol ayakkabılarını saklamaktadır kimileri formalarını. Her başarının ardından Milli Formanın başarı bedeli olarak büyük paralar ödemek ise bence doğru değildir. Federasyon mademki böylesine cömert alt yapıdaki yetişen nesillere hizmet götürmek için o paraları sarf etsin. 

Bu gün amatörlerin mücadele etmekte olduğu sahaların zeminleri çoğunun içler acısı hali, sağlıkçısı olmayan statlar yağmur duasına çıkmış çiftçilerin beklediği yağmur gibi beklenmekte. Zeminler ise tehlikeli boyutları çoktan aşmış. Soyunma odaları, duşlar, kısacası geleceğin sporcularının yetişmeleri için elverişli olmayan tesisleri yenilesinler. Milli takım seviyesine gelen sporcular zaten paraya doydular. Kimsenin kazancıda sözümüz yok ama böylesine israf neden? Geçmişte yaşananlar ne çabuk unutuluyor dersiniz?
Son sözüm futbolculara: ALMAYIN O PRİMLERİ!

YAZI: ORHAN BUDAK

2 yorum:

Işın Coşkun dedi ki...

Bu güzel yazıyı okuyunca ben de birkaç şey eklemek istedim. Öncelikle Yerel Futbol'da Orhan Budak, Ümit Yılmaz gibi kalemlerin amatör futbolumuzun sorunlarına parmak basan, bunlara çözümler üreten yazılarını görmek ilerisi için umutlu olmamızı sağlıyor.
Milli takımımız Avrupa şampiyonasına 55 takım arasından 23. olarak gitme başarısı gösterdi. Hepimizi haklı bir sevince boğdu. Aslında 80 milyonluk bir ülke olarak üstelik de ülkemizde en çok sevilen bu spor dalında gidiş vizesini çok önceden almalıydık. Yine de nufusu 10 milyon olan Çek cumhuriyeti ve nufusu sadece 320 bin olan İzlanda'nın ardından 3. olarak şampiyonaya katılacak olmamız sevincimizi engellemedi.
Tabi her başarının bir ödülü var. Federasyon Başkanı Demirören daha soyunma odasında primi biraz da bahşiş havasıyla 500 bin evro olarak açıkladı. Şampiyonaya katılan pek çok ülke futbolcularına zaten Uefa veriyor diye ek prim vermiyor. İsviçre 11 evro, Almanya İlk grupları geçmek kaydıyla 150 bin evro prim açıklamış. Yani futbolcularına en yüksek primi TFF veriyor. Pek çok insan bu kadar yüksek prime haklı olarak tepki gösterdi.
Sayın Orhan Budak da yüksek prim bedeli üstünden dikkatleri amatör futbolumuzu çekerek. Federasyona, 'madem bu kadar yüksek bütçeniz var. Bunu niye altyapılar için harcamıyorsunuz, geleceğin sporcularını yetiştirmek için harcamıyorsunuz' diyor ve sahalarımızın, amatör tesislerimizin içler acısı durumuna dikkat çekiyor. Az bile söylüyor.
TFF İst sitesinde 100e yakın amatör kulubümüzün antrenör sözleşmelerini yaptırmadıkları, bundan ötürü hükmen mağlup olmayla karşı karşıya kalacaklarıyla ilgili yazı vardı. Maddi olanaksızlıklar içindeki amatör kuluplerimiz antrenör başına 750 TL'yi bulan vize bedellerini ödemekte zorlanıyorlar ve federasyon bu bedeli tahsil etmek için onları sıkıştırıyor, sıkıştırmakla kalmıyor hükmen mağlu ilan etmekle tehdit ediyor.
10 çocuktan 8'inin spor yapmadığı ülkenizde üniversiteyi bitirip de en fazla işsiz kalınan fakülte Spor Akademileri. Federasyonun madem bütçesi zengin. Her amatör kulubün en az bir antrenörünün parasını federasyon ödesin. Verilen prim yanında bu o kadar da büyük bir tutar değil. Şunu da hatırlatayım Amerika Futbol Federasyonu ülkelerinde futbol sevilsin diye her kulubün en yüksek bedele transfer ettiği bir futbolcunun parasını kendisi ödüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı her öğrenciye gıda yardımında bulunuyor. TFF de amatör futbolcu kardeşlerimize gıda yardımında bulunamaz mı. Amatör kuluplerimize eğitim amaçlı video-kamera yardımı yapılamaz mı. Bunlar da benim nacizane görüşlerim.
Var olan kaynaklarımızı genç sporcuların yetişmesi için harcarsak son dakikada trene yetişmek derdinden kurtuluruz. Saygılarımla...

ÜMİT YILMAZ dedi ki...

Işın bey görüşlerinizin altına imzamı atarım.Çok önemli konulara değinmişsiniz.Yerel futbol ailesinin bir üyesi olarak sizlere yürekten teşekkür ediyorum.İnanın sizin gibi futbolsever kardeşlerimiz bizlere daha fazla şevk veriyor.Bizleri daha fazla mücadeleye teşvik ediyor.İnanın hep beraber yapacak çok işimiz var.Futbolumuzun gelişimi için hep birlikte sorunların üzerine gitmeliyiz.Federasyonumuz geç te olsa amatör futbola gereken değeri vermelidir.Gençlerin kötü alışkanlıklardan uzaklaşması için her türlü tedbiri almalıdır.Türk gençliğinin ve sporunun kurtuluş reçetesi gençlere hakettikleri değeri vermektir.Saygılarımla.

Paşabahçespor ikinci yarıda açıldı

İstanbul Süper Amatör Lig'de yer alan iki ekibin hazırlık maçında Paşabahçespor Selimiyespor'u 3-1 mağlup etti.