Perşembe, Ekim 22, 2015

BİZ ÜVEY EVLAT MIYIZ?


Hepimizin bildiği gibi A Milli Futbol takımımız gruba çok kötü başlamasına rağmen son maçlarda aldığı başarılı sonuçlarla ve diğer gruplardaki maçlarında lehimize olması dolayısıyla en iyi 3. olarak Avrupa Şampiyonası finallerine katılmayı başardı. Bu başarı ülkece oldukça zor günler geçirdiğimiz bir zamanda hepimize buruk da olsa bir sevinç yaşattı,gururlandırdı.

Ülkemizin bu zor zamanında hepimizi gururlandıran ay yıldızlı al bayrağımızı Avrupa semalarında başarıyla dalgalandıran teknik ekibimize ve futbolcu kardeşlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.Tüm kardeşlerimizin eline,ayağına sağlık. Mutlaka bu başarının manevi olduğu kadar maddi bir karşılığı olmalıdır. Nihayetinde  Türkiye Futbol Federasyonu da gerekli açıklamayı yapmış elemeler boyunca Milli Takıma hizmet etmiş her oyuncuya ve teknik ekibe basından duyduğumuz kadarıyla adam başı  500 bin euro prim verileceğini açıklamıştır.

Elemeler boyunca yaklaşık 7-8 teknik adam ve 30 civarında futbolcunun Milli Takıma hizmet ettiği düşünüldüğünde yaklaşık 20 milyon euro gibi bir paranın prim olarak verilmesinin doğru olup olmadığını muhakkak ki tartışabiliriz. Verilsin diyenler olduğu gibi verilmesin diyenlerde çıkacaktır. Benim görüşüm prim miktarı daha az seviyelerde tutulup bu paranın futbolun ana kaynağı olan amatör kulüplere verilmesi yönünde.

Milli Takımda oynayan futbolcuları incelediğinizde hemen hemen hepsinin bir amatör kulüp kariyeri olduğunu görürsünüz. Hepsi zorlu süreçlerden geçerek bu seviyeye gelmiş Milli Takıma yükselmiş isimlerdir. 2015-2016 sezonunda Bölgesel amatör lige katılım bedelinin 20-25 bin lira civarında olduğu ve parayı kulüplerin kendilerinin karşıladığı düşünüldüğünde ülkemizde amatör futbola verilen değer  ortaya çıkmaktadır. Milli Takıma 20 milyon euro prim verildiği bir ortamda amatör spor kulüplerinden lige katılım bedeli olarak 20-25 bin tl ücret alınmasını nasıl izah edebiliriz bilmiyorum.

Şu yanlış anlaşılmasın Milli oyuncuların aldığı primde gözümüz yok helal olsun. Ama onlara bu kadar yüksek prim verilirken amatör kulüplerden katılım bedeli alınması ne kadar doğru tartışılması gereken bu. Ya da kaynak yok denilerek amatör spor kulüplerinin özellikle sağlık konusundaki şikayetlerinin değerlendirilmemesi, görmezden gelinmesi hangi mantıkla açıklanır bunu da sormak lazım. Özellikle İstanbul gibi bir şehirde amatör liglerde mücadele eden bir çok kulübün bırakın sahası, tesisi ,toplantı yapacağı, kulübü yöneteceği bir binasının,lokalinin olmadığını düşündüğümüzde bu paralara amatör kulüplerin daha fazla ihtiyacı olduğu ortaya çıkmaktadır.

Milli takıma verilen prim miktarının belki de bir sezon boyu amatör kulüplere verilmediği gerçeği ortadayken Türk futbolu nasıl gelişecek ?  Alt yapılardan nasıl  oyuncu yetişecek? Bu soruların cevabının da federasyon tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Amatör futbolu yok sayarak kesinlikle bir yere ulaşacağımızı düşünmüyorum. Futbol federasyonunun resmi açıklamasına göre yılda yaklaşık 90 bin amatör maçın oynandığı, yüz binlerce futbolcu kardeşimizin mücadele ettiği amatör liglere çok daha fazla kaynak ayrılmalıdır. Federasyon tarafından amatör ligleri izleme komiteleri oluşturulmalı; gerekirse en alt lig olan U -11 ligi bile özenle takip edilmelidir. Federasyon Milli Eğitim Bakanlığıyla koordineli olarak işbirliği yaparak beden eğitimi öğretmenlerinden faydalanmalı,gerekirse özel hizmet almalıdır. Oyuncunun tespit edilmesi ve gelişimi anlamında Türk futboluna çok şeyler katacağını düşündüğüm bu proje mutlaka hayata geçirilmelidir.

Son söz olarak bazılarına adeta  kepçeyle verilirken bazılarına kaşığın bile fazla görülmesi futbolumuza hiç bir şey kazandırmaz.Amatör futbol kulüpleri ne olursa olsun küstürülmemeli.Biz üvey evlat mıyız soruları sordurulmamalı. Bu kulüplere de gereken değer mutlaka verilmelidir.

YAZI: ÜMİT YILMAZ

2 yorum:

mehmet dedi ki...

Evet. Ümit hocam hoca, amatörler maalesef üvey evlat. SGK'lı olma hakları bile yok. Daha doğrusu 2008'de çıkarılan yasayla bu hak geri alındı. Amatör kuluplere devletin bakış açısı -hani eskiden boş arsalarda gençler top koştururdu ya- bunlar sağlıklı yaşam için, boş zamanlarını değerlendirmek için top oynuyorlar şeklinde. Yani anlayacağınız amatörler olsa da olur olmasa da olur gözüyle değerlendiriliyor. 20 bin işsiz BESYO mezunu var bu ülkede. Amatör kulüpde antrenörlük yapmaya kalksa, Yaptığı meslek olarak görülmüyor. Sizden bu sorunları da işleyen yazılar bekliyoruz.

ÜMİT YILMAZ dedi ki...

Mehmet bey yorumunuz için teşekkür ediyorum.Maalesef sorun çok fazla.Bizler yazmakla,onlar yapmakla mükellefler.Elimizden geldiği kadar çaba gösteriyoruz.Eğer randevu alabilirsek bu sorunların hepsini ortaya koyacağız ama bu randevuyu bu kadar eleştiriden sonra vermeyecekleri de apaçık ortada.İnanın çok şey istemiyoruz.Sadece emek veren,alın teri döken kardeşlerimizin hakkını alması için mücadele ediyoruz.Eğer bu sorunları çözebilirsek,çözülmesinde bizim de katkımız olursa bundan mutlu oluruz.Kimseden bir şey beklentimiz yok sadece Allah razı olsun desinler yeter.Eğer bu konularda bilgi ya da tecrübe olarak bize yardımcı olacak dostlarımız olursa onların bilgi ve tecrübelerinden de yararlanmak isteriz.Sonuçta yerel futbol hepimizin sitesi el ele verirsek bu sorunların üstesinden geleceğimizi düşünüyorum.Bu konuda da yazı yazmayı düşünüyorum.Yorumunuz için tekrar teşekkür ediyorum.Saygılarımla.

Bahçelievler Gümüşhanespor puanla tanıştı

İstanbul Süper Amatör Lig 4. Grup'ta haftaya puansız son sırada giren Bahçelievler Gümüşhanespor sahasında Girne Gençlikspor'la 1-1 ...