Sayfalar

TERFİ ARŞİVİ

TÜRKİYE ŞAMPİYONASI

Sayfalar

Cumartesi, Ekim 10, 2015

BOYU KAÇ?


9-13 yas guruplarında başarılı olmak istiyorsanız ne yaparsınız? 

1-Çocuklara yükleme yaparsınız
2-Nüfusa yanlış yazılmış yaşı buyuk oyuncuları bulup  oynatırsınız
3-En önemlisi de hiç konuşulmamış olan konudur bu, minicik çocukları takım oyunu oynamaya zorlarsınız. Çocuk topu alır hoca bağırmadan arkadaşına atar. Bu 3 seçenekte milli takıma kadar uzanan bir sorunun başlangıcıdır bence.

Zayıf ve gelişmeye müsait olan çocuk maçta antrenmanda bir çalım atsa hoca kulübeden 95 tane laf söyler. Fizikli oyuncuya ise 'al topu git' der. Çalım atma özelliği 8-12 arası yaşlarda çocukta gelişir. Çocuk çalım atmalı, beşlik atmalı, iki ayağını kullanmalı, boşa çıkmalı, kafasını kaldırmalı, topla dikine gitmeli vuruş ve şiddet ayarlaması yapma öğretilmelidir. Bu da dar alanda kalabalık oyunla olur. Çocuk  Oyundan zevk almalıdır. Bunu sabit duran çubuklarla yaptırarak tam verim alamazsınız. Maçta ve antrenmanda oyun içinde olmalıdır. Çocuk pas atmayı almayı 15 yaşında bile öğrenebilir ve öğretilebilir ama çalım atmayı dikine gidebilmeyi iki ayağını kullanmayı dengeli olmayı 8-13'ten sonra öğretme şansınız çok azalır.

Hangi takıma alt yapı için oyuncu önerseniz ilk sorusu "Boyu kaç?" oluyor. Çünkü altyapıda boy önemli bir de 2-3 yas küçük yazılmış bir çocuk olursa Maradona'nın ufaklığı gelse yedek olur o takımda. Alt yapılarda yaşı küçük yazılmış çocuk, bulunmaz Hint çocuğu gibidir. Amacımız  tamamen alt yapı şampiyonluğunu kapıp iyi hoca iyi takım iyi yönetici olmaktır. Bu zihniyetteki yönetici ve hoca ve başkan aynı kulüpte buluşursa Voltran'ı oluştururlar.

Sanki güreş maçı
Geçenlerde televizyonda profesyonel altyapı maçı seyrediyorum. Genç takım maçı diye izlediğim maç meğer U14 maçıymış. Sanki güreş müsabakasıydı. Tamamen güçlerin oyunuydu. Aslında bu sahte güç oradaki kabiliyeti de eziyor. 

Sonuç  olarak, bu atmosferde yetişen oyuncular Süper Lig'de oynamaya başladılar. Topla çalım atamayan, adam eksiltemeyen defans arkasına  top atamayan ormana balta elinde ağaç kesmeye giden oduncu modunda futbolcular şu anda oynuyorlar. Çok özellikleri olmadığı için hırslı, agresif kuvvet  ile oynuyorlar. Bu da tabi bir özelliktir ama herkes böyle olursa sorun var demektir. Futbol felsefeleri 'TOPU RAKİBİME ATARIM PRESİMİ YAPARIM' olur. Milli Takım'da bu tür oyuncular çoğunlukta. Ondandır ki Milli Takım'da büyük bir çöküş oldu.

Bunun çöküşün sebebi  U11- U12 -U13 liginin puanlı olması desem çok komik bulan olabilir. Fatih Terim çözüm üretmek yerine Avrupa'da yetişen oyuncuları alıp Türk Milli Takımı'nda oynatmayı buldu. Çünkü o da futbolcuyken rakibine atar presini yapardı! 

Televizyonda Beşiktaş-Fenerbahçe Süper Lig maçını seyrediyoruz, sahadaki 22 kişiden 12'si yabancı. Yedeklerle toplam 18 tane yabancı oyuncu var. Biz maçta top çizgiyi geçmiş, gol öncesi  faul varmış onları konuşuyoruz. Esas sorunun yanında devede kulak olacak işlerle uğraşıyoruz. Futbolcu yetiştirmek tarımda ürün yetiştirmek gibidir. EĞER YETİŞTİREMEZSENİZ İTHAL EDERSİNİZ. ALT YAPILARDA U11-U12-U13-U14  LİGİ PUANLAMA OLMAMALIDIR.

Bu görüşe herkes katılıyor kimse hareket etmiyor. Bu gelişmeye müsait çocukların önünü açacaktır. Bir de psikolojik boyutu var tabii ki. Çocuk küçük yaşta galibiyetin büyük zafer olmadığını mağlubiyetinde başarısızlık olmadığını kavramalı. Bu bir ayda bir yılda olacak bir şey değil tabii. Zaten çocuğa iyi doğru bir eğitim verirseniz, çocuk 15 yasına geldiğinde maçı bağırarak çağırarak değil, çay kahve içerek seyredersiniz.

Saygılarımla

YAZI: MUTTALİP ŞİMŞEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.