Perşembe, Ekim 08, 2015

SPOR, BARIŞ, DOSTLUK, KARDEŞLİKTİR


Amatör futbol sezonunun başladığı bu günlerde bazı statlarımızda meydana gelen istenmeyen olaylar maalesef ne kadar tedbir alsan ne kadar ceza versen de bazı şeylerin değişmesinin zor olduğunu hepimize göstermektedir.
Futbolun dostluk,barış,kardeşlik olduğu temalarının işlendiği, bizlerin çoğu zaman yazılarında değindiği bu konuda kulüplerimize ve taraftarlarımıza büyük görevler düşmektedir. 

Neredeyse orta sahada meydana gelen bir taç atışına bile itirazların yaşandığı günümüz  futbol  dünyasında sağduyunun hakim olması en büyük temennimizdir. Dostluk içerisinde başlayıp  dostluk içerisinde bitmeyen müsabakaları gördüğümüzde bu kadar tepkinin, bu kadar kendini kaybetmişliğin kimseye faydası olmadığı hepimizin malumudur. Hepsi  altı, üstü bir oyun olan  futbolun adeta savaş ortamına sokulması “vur kır parçala bu maçı kazan “ yada “dişe  diş kana kan” veyahut  “burası …..burdan  çıkış yok” gibi kışkırtıcı, tahrik edici  tezahuratların hep bir ağızdan söylenmesi bugün tribünlerin geldiği nokta da çözülmesi gereken problemin çok büyük olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

Neredeyse hiçbir iddiası olmayan iki takımın müsabakasında bile tribüne gelen birkaç seyircinin aralarında tartışmalar yaşaması, hatta   kavga  etmesi  asla anlaşılır bir durum değildir. Keyif almak, kazananı alkışlamak, futbolun   güzelliklerini ortaya koyan takımı takdir etmek varken; yok yere olay çıkartmak, tribüne gelen birkaç seyircinin huzurunu kaçırmak kime yada  bu oyuna ne kazandırır, katkı sağlar bu da tartışılıp çözüm bulunması gereken en önemli konulardan bir tanesidir.

Özellikle İstanbul gibi yaklaşık 18 milyon insanın yaşadığı metropol bir kentte haftada 700-800 amatör maçın oynandığını  düşündüğümüzde , her maça ,her stada emniyet kuvvetlerini görevlendirmenin  ne kadar zor olduğunu da göz önüne aldığımızda, özellikle kulüplerimizin, yöneticilerimizin, futbolcu kardeşlerimizin ve taraftarlarımızın çok daha sağduyulu, anlayışlı ve sabırlı olmasını gerektiğini düşünmekteyim. Taraftarlarımızın  maça gelirken eğlenmeye ve keyif almaya geldiği gerçeğini unutmaması ,   aklından çıkarmaması gerektiğini hatırlatmak isterim. Tabi ki  gönül  verdikleri takımlarını taşkınlık yapmadan ,  coşku  içerisinde son saniyeye kadar desteklemeleri  sonuna kadar hakları, ama  karşı tarafı rencide edici, tahrik edici, kışkırtıcı hal ve hareketlerle hakaret yada küfür etmeleri de asla yapmamaları gereken bir davranış biçimi.
Futbol sonuçta üç ihtimalinde ortaya çıkabileceği bir oyun. Kazanmak   kadar  kaybetmekte  bu oyunun bir parçası. Kazandığında  nasıl sevinç ve coşku sonuna kadar  yaşanmalıysa,  kaybettiğinde hüzün ve üzüntü de sonuna kadar yaşanmalıdır. Tabi ki herkes çalışmalarını kazanmak üzerine yapar ama kaybettiğinde  de  karşısındaki takımın en az kendisi kadar çalıştığını ve kazanmayı hakettiğini unutmamalıdır. Sporun doğasında olması gereken asıl unsur bu olmalıdır.

Son söz  futbol kardeşçe , dostça ve centilmence oynandığında keyifli ve eğlencelidir.  Herkesinde  bu keyif ve eğlenceye katkı sunması için kurallara maksimum seviyede uyması ve saygı duyması gereklidir. Saygılarımla
                                                                                                              
YAZI: ÜMİT YILMAZ

1 yorum:

mehmet dedi ki...

'Spor, insanların bireysel veya toplu olarak fiziksel, ruhsal ve düşünme yeteneklerini kendine ve bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel isimdir.
Spor tesis, öğretim ve eğitim, malzeme ve spor organizasyonundan ibaret olan temel etkenlerin bir arada ve beraber bulunduğu ortamda var olur ve gelişir.
Ferdi yapılan spor faaliyetleri kişinin karekterini meydana getirirken, takım sporları ise oyun arkadaşları ile ekipleşme ruhu ve dayanışma vasıflarını geliştirmekte, dolayısıyla sporculuk ruhu, eşitlik, beceri, nefse hakimiyet ve nezaketi bir araya getirmektedir.'
Ümit Hocam, yazdığınız temenniler yıllardır söylenegelmekte ve siz yine de yeni bir futbol sezonu açılışında bunları tekrar etmek zorunluluğunu duyuyorsunuz. Bu biraz da şuna benzemekte; 'çimlere basmayınız', 'yerlere tükürmeyiniz' vb. uyarılarını görürüz. Bu uyarıların yapılma ihtiyacı yerlere tükürmenin, çimlere basmanın çok olduğu yerlerde olur. Sizin yazınızı da ben demek ki, sahalarımızda bol küfür var, kazanmak için herşeyin mubah olduğu anlayışı var, tahrik var, kışkırtıcılık var, var oğlu var diye okuyorum.
Benim da temennim sporumuzda bu tür yazıların tarih olduğu günleri görmemiz dileği.

Emirefendispor'a genç yetenek

Emirefendispor U16 Takımı, son olarak Ayazağaspor'da oynayan genç yetenek Ömer Müderrisoğlu'nu transfer etti.