Şiddet kabul edilmesi mümkün olmayan bir olgudur. Spor
kurumsaldır. Çünkü topluma hitap eder ve sporculara şiddet değil saygı ve
sevgiye dayalı bir eğitim verilir. Spor insan yaşamının kalitesini artırmayı
sağlar. Toplumumuza baktığımda insanlar teknolojinin gelişmesiyle, kentleşmeyle
birlikte ve eklenen iş stresiyle birlikte saygı ve sevgiyi unutup kin ve nefret
davranışları sergilemekte ve en kötüsü bunun farkında olmamalarıdır. Spor da
ortaya çıkan şiddet olayları toplumca üzerimizde travma yaratmaktadır. Sporun
taşıdığı kardeşlik, dostluk ve barış sembolleri maalesef unutulmaktadır.
Şiddet
olaylarının önüne geçebilmek için başta Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Beden
Eğitimi ve Spor Yüksekokullarına büyük görev düşmektedir. Bu kurumlarla
birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Sağlık Bakanlığı’nın, Sosyoloji ve
Psikoloji Bölümleri ve Enstitülerinin, Federasyonların ortak proje ve
çalışmalarla çeşitli önlemler alması, insanlarımızda doğru spor kültürünü
oluşturacak etkinlikler düzenlemesi Türk Sporu adına büyük katkı sağlayacaktır.
Şiddetin yalnız saha içi değil saha dışında da önüne geçilmesi gerekir.
Örneğin; sosyal medyada örgütlenme gerçekleştiren sayfalar tespit edilmeli ya
da stat içine asılacak toplum birlik ve ahlakını bozacak pankartlar
kaldırılmalıdır. Diğer bir örnek ise basın ve medyaya düşen görevdir, yenilen
takım aleyhine atılan manşetler ya da gazete başlıkları 'yıktı, dağıttı,
duman etti' gibi. Bu tarz başlık ve manşetler masum görünmekte ama yenilen
takımın taraftarını rencide ve tahrik etmekte kin, nefret ve intikam alma
duygusunu ön plana çıkarmaktadır.
Ben hatırlamıyorum ama belki siz
hatırlıyorsunuzdur. Neyi mi ? Basın ve medyanın güzel başlıklar attığı, pozitif
bir hava oluşturduğu Galatasaray-Fenerbahçe ya da Beşiktaş-Galatasaray maçlarında
olaylar yaşandığını, kötü başlık, negatif hava ve kaosu ifade eder. Eskiden
ayrı takım taraftarları formalarını giyer, yan yana oturur, kendi takımlarını
saygı ve sevgi çerçevesinde desteklerdi. Şimdi ise baktığımızda deplasman
yasağıyla karşı karşıya kalmaktayız. Spor kulüpleri ise seyircilerine destek
olmalı ve bu yolda onlara sahip çıkmalıdır. Çünkü saha içi güvenlik kulüp
yöneticilerinin açıklamaları ve sporcu davranışlarıyla şekillenmektedir. Maç
öncesi, sırası ve sonrası yapılan davranış, hareket ve konuşmalar oynanacak
maçı hem olumlu hem de olumsuz havaya sürükleyebilir.
Bu durum gelecek maçlar
için önem arz etmektedir. Spor kulüplerinin resmi web sitesi, sosyal medya
hesaplarından dostluk, birlik ve beraberlik mesajları her zaman yayınlaması şiddeti
azaltacaktır. Ayrıca farklı takımlara ait taraftar gruplarını bir araya getirecek etkinlikler düzenlenmesi
gerekir. Sadece sporda değil her alanda şiddetsiz bir yaşama sahip olmanız
dileğiyle… Spor ve sağlıkla kalın.
YAZI: HAKAN NERGİS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder