İstisnasız tüm amatör sporcuların hayalidir bir gün profesyonel olmak. Hele ki günümüzün en popüler spor dalı olan futbolda profesyonel bir sporcu olmak şan şöhretin yanında sporcuya sağladığı maddi imkanlarla da amatör futbol oynayan özellikle alt yapı oyuncularının kendilerini geliştirme gayretlerinin yegane sebebidir. Peki profesyonel bir futbolcu olmak kolay mıdır? Hele ki yetmiş sekiz milyon nüfusa sahip olan ve tabir-i caizse futbolla yatıp yine futbolla kalkan bir ülkede binlerce kişinin arasından sıyrılıp “ben buradayım” demek, elinden tutacak birini bulup profesyonelliğe bir adım daha yaklaşmak…
Genç sporcuların profesyonel olmak, hatta dünyanın hatırı sayılır kulüplerinde forma giyme fırsatını yakalamak anlamında bugün belki de en büyük şanslarından biridir Nike Akademi. Bu nedenle biz de işin mutfağına girip Nike Akademi İstanbul-Türkiye Başantrenörü Utku Kolkoparan’ın kapısını çaldık ve Nike Akademi ile ilgili tüm detayları sizler için öğrendik. Son dönemde Utku Kolkoparan’la büyük başarılar yakalayan ve Türkiye’nin adını dünya çapında duyuran Nike Akademi İstanbul-Türkiye ile ilgili hazırladığımız bu röportajın tüm amatör futbol camiasına faydalı olacağı kanısındayız.
ES: Hocam ilk olarak sizden başlayalım. Utku Kolkoparan kimdir? Futbolculuk geçmişiniz ve antrenörlük kariyerinizle ilgili sizden kısaca bilgi alıp sizi tanıyalım.
UK: 1976 yılında Almanya Münih’te dünyaya geldim. Gurbetçi bir ailenin çocuğuydum ve yaklaşık 15 sene Almanya’da yaşadım. Daha sonra 1991 yılında memleketimiz olan Çanakkale’nin Lapseki ilçesine kesin dönüş yaptık. 2001 yılında ise aktif futbolu bırakıp antrenörlük mesleğini seçtim ve 2003 yılında Çanakkale’de açılan TFF C antrenörlük kursuna katıldım. Şu an Çanakkale Süper Amatör Ligi’nde mücadele eden Lapsekispor’da teknik sorumlu olarak görev aldım. Sonrasında Geliboluspor’da eski milli futbolcu olan Müjdat Karanfilci’nin yardımcılığını yaptım. Geliboluspor’dan ayrıldıktan sonra o dönemde dünyada örneği olmayan bilgisayar destekli bir futbol okulu projem oldu ve bu projem dolayısıyla UEFA’dan bir teşekkür mektubu da aldım. Ancak siyasi sebeplerden dolayı bu okulu kapatmak zorunda kaldım. 2011 yılında UEFA B antrenörlük kursuna davet edildim. Kurstan sonra çalışmalarıma İstanbul’da devam etme kararı aldım ve sırasıyla Alibeyköyspor, Halide Edip Adıvarspor, Galatasaray futbol okulları ve Tepecikspor’da görev yaptım. Aynı zamanda profesyonel kaleci antrenörü belgesine de sahip biri olarak 2015 yılında Bucaspor’da gençlik gelişim kaleci antrenörü olarak çalıştım. Bu süre içerisinde oyuncu ve maç izleme uzmanlığı kurs programına da katıldım ve kurs sonrasında TFF ve TÜFAD’ın ortak bir projesi olan akademi liglerinde yetenekli oyuncuların takibini yapıp ekipce milli takım hocamız Fatih Terim’e sunulmak üzere raporlar hazırladık. Şu anda da Nike Akademi İstanbul-Türkiye başantrenörlüğü görevini sürdürmekteyim.
ES: Nike Akademi’ye gelecek olursak; Türkiye ve dünya uygulaması açısından bu proje hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
UK: Nike Akademi dünya genelinde 6, Türkiye’de ise yaklaşık 4 yıldır faaliyette olan bir proje. Projenin esas hedefi; lisanslı lisanssız ve hatta kendine kulüp bulamayan ya da yetenekli olup da kendini gösterecek fırsatı yakalayamayan amatör futbolcuları bünyemizde eğitip, yetenekli olanları da Nike Akademi’nin merkezi olan İngiltere St. George’s Park’ta vitrine çıkartmak. Sonrasında Nike Akademi sorumluları tarafından beğenilen oyuncular Akademi bünyesine dahil edilip eğitimlerine merkezde devam ediliyor ve Nike’nin sponsoru olduğu Barcelona, Manchester City, Paris Saint Germain, Borussia Dortmund gibi profesyonel kulüplerle hazırlık maçları yapılarak bu oyuncuların dünya liglerine pazarlanması sağlanıyor. Oyuncuların gelişiminde kullanılan antrenman metodları ise tüm Nike Akademi kamplarına Nike Akademi merkezinden gönderiliyor ve tüm ülkelerde ortak program uygulanıyor. Nike Akademi İstanbul-Türkiye 2017 yılının ilk çalışmasını ise 9 Ocak tarihinde Feriköy Stadı’nda start alacak.
ES: Peki hocam Nike Akademi teknik ekibini kim belirliyor?
UK: Nike Türkiye ve Nike Akademi Merkezi başantrenör olarak beni belirledi, ben de başantrenör olarak yardımcı antrenörleri seçtim. Oyuncuların teknik gelişiminden tutun da pedegojik formasyonuna kadar tüm eğitimleriyle teknik ekibimizle beraber çalışıyoruz. Bu nedenle Nike Akademi merkezine vereceğim isimleri belirlerken bilgi ve birikimlerine güvendiğim, kaliteli olup da Türk futbol piyasasında gereken değeri görmediklerine inandığım kişileri seçtim. Alınan başarılı sonuçlar zaten seçimlerimizin ne kadar doğru olduğunu bize gösterdi. Ekibimizde kim var peki? Aynı zamanda bir akademisyen olan performans-analiz uzmanımız Emrah Gültekin hocamız ile oyuncuların her ihtiyacıyla ilgilenen pro-atlet Sinan Sedef hocamız teknik kadroda yer almakta.
ES: Hocam antrenmanlarda nasıl bir çalışma yapılıyor? Özellikle uyguladığınız bir sistem var mı?
UK: Nike Akademi’de temel prensip hızlı oyun hızlı futboldur. Nike Akademi merkezi örnek gösterdiği Barcelona modeliyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayakta top tutmamak, ayağa çabuk oynamak gibi.
ES: Çok önemli ve bence çok merak edilen bir soru sırada; Nike Akademi’nin bugüne kadar yetiştirmiş ve piyasa sürmüş olduğu, dünya çapında isim yapmış yıldız oyuncular var mıdır?
UK: Tabii. Dünya genelinde baktığınızda Rio Ferdinand, Sami Khedira, Joe Hart gibi üst düzey futbolcuların yanı sıra daha önce Trabzonspor forması da giyen Majeed Waris ve bunun yanında dünya liglerinde profesyonel olarak top koşturan pek çok oyuncu Nike Akademi’de yetişmiştir.
ES: Nike Akademi’ye katılacak oyuncuları nasıl belirliyorsunuz? Siz tek tek amatör takımları mı davet ediyorsunuz yoksa yoldan geçen birisi “dur bakalım burada ne yapıyorlar?” deyip sizinle idmana mı çıkıyor?
UK: İdmanlara katılım tamamen ücretsiz ve isteğe bağlı. “www.nike.com.tr” internet adresi üzerinden katılmak isteyenler hesap oluşturup, “etkinlikler” kısmı üzerinden kayıt yaptırıyorlar ve böylece idmanlara katılabiliyorlar. 1996-2001 yılları arasında doğmuş olanlardan kalecisinden tutun, defansına kadar her bölgede oynayan oyuncular bizimle idmanlara çıkabiliyor. Çalışmalarımız her pazartesi günü 16.00-18.00 ve 18.00-20.00 saatleri arasında iki seans olarak yapılmakta. Bununla beraber idmana katılan sporculara antrenmanda kullanılmak üzere Nike’nin son model ürünleri idman sonrasında geri alınmak üzere veriliyor.
ES: Hocam Nike Akademi merkezine, yani İngiltere’ye götüreceğiniz oyuncuları nasıl belirliyorsunuz? Seçimi yaparken dikkate aldığınız özel hususlar var mı?
UK: Öncelikle şunu söyliyeyim; Türkiye’de bir oyuncu 17 yaşına kadar futbolcu oldu oldu, yoksa gidip simit satacak diye bir düşünce var. Ama Avrupa’da durum bu şekilde değil. Avrupa’da eğer yetenekliysen yaşına bakmadan profesyonelliğe geçiş yapabiliyorsun. Bunun en güzel örneği geçen sene İngiltere Premier Lig’te gol kralı olan Leicester City’nin forveti James Vardy’dir. Vardy 24 yaşında profesyonel futbolcu olup, 28 yaşında Premier Lig’de gol krallığı yaşamıştır. Aynı zamanda İngiltere milli takımının da vazgeçilmez oyuncusu. Bize gelecek olursak; Nike Akademi’de tabiî ki de oyuncunun fizik özelliklerine bakıyoruz, ancak daha da önemlisi karakterine bakıyoruz.
ES: Hocam İngiltere Saint George’s Park’taki süreç hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
UK: Saint George’s Park bir kere muazzam bir tesis, harika bir atmosferi var. Biz oraya oyuncularımızla gittiğimizde 4 gün kaldık ve 17 ülkeden 33 futbolcunun katılımıyla antrenmanlar yapıldı. Her şey son derece profesyonel şekilde işliyor orada. Yatış kalkış saatlerinden beslenmesine kadar profesyonelce. Örneğin sabahları bildiğiniz kuru fasulye ve bir bardak buzlu su kahvaltının olmazsa olmazları. Bunun yanında yumurta ve tost ekmeği veriliyor. Diğer öğünler için genel tüketim protein ağırlıklı olarak et üzerine ve özellikle de kırmızı dana eti tüketimi çok fazla. Orada oyuncular antrenmanlara devam edip Nike Akademi’nin as takımıyla, Nike Akademi Avrupa kıtası karması ve Nike Akademi Amerika kıtası karması arası maçlar yapıldı.
ES: Hocam bu sene Türkiye’den iki oyuncu götürdünüz İngiltere’ye; Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden Kartal Bulvarspor’un 1997 doğumlu oyuncusu Cihan Saydam ve Süper Amatör Lig takımlarından Feriköy’ün 1999 doğumlu oyuncusu Serhat Tarhan. Şu anda nedir bu oyuncuların durumu? Bu oyuncular kulüplerinin lisanslı oyuncularıydılar neticede; bundan sonra bu oyuncular geri dönüp kulüpleri için oynamaya devam mı edecekler, yoksa İngiltere’de kalıp Nike Akademi merkezinde gelişimlerini devam mı ettirecekler?
UK: Bu oyuncularımız dört günlük kamp süreci ve yapılan hazırlık maçları sonrasında göstermiş oldukları üstün performanslarından dolayı Nike Akademi bünyesine dahil olma hakkı kazandılar. Bunlardan Cihan “most wanted showcase” olarak adlandırılan ve toplam beş kişiden oluşan “vitrin oyuncuları” kadrosuna dahil edilirken, Serhat ise Nike Akademi’nin yetenek havuzuna alındı. Yani Cihan’ın bulunduğu gruptan bir oyuncu herhangi bir profesyonel takımla anlaştığında “Merkez” havuzdan başka bir oyuncuyu vitrin oyuncuları arasına dahil ediyor. Oyuncularımızdan Cihan İngiltere’de yaklaşık bir yıl kadar eğitim görmeye ve kendini geliştirmeye devam edecek. Serhat ise kontenjan açılması durumunda İngiltere’ye davet alacak. Kaldı ki bundan önceki yıllarda İngiltere’ye giden oyuncularımızdan vitrin oyuncusu olabilen ya da havuza alınan oyuncumuz olmamıştı. Bu sene bir ilki başararak Türkiye’den götürdüğümüz iki oyuncumuzu da Nike Akademi merkezi bünyesine dahil etmeyi başardık. Bu anlamda şunu da eklemek istiyorum; ister amatör olsun isterse de profesyonel futbolcu futbolcudur. Bu nedenle profesyonel kulüp alt yapılarının amatör oyuncularla daha fazla ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Maalesef Türkiye’de amatör futbol hak ettiği ilgiyi ve desteği görmüyor.
ES: Yeri gelmişken Utku Hocam şu soruyu sormadan edemeyeceğim; Türk amatör futbolunun Avrupa amatör futboluna göre artıları ve eksileri nelerdir? Neden biz alt yapılardan oyuncu çıkartamıyoruz? Sadece amatör kulüpler olarak değil profesyonel kulüplerimizin alt yapıları bile kan ağlıyor!
UK: Yetenekli bir oyuncu bulunduğunda ve profesyonel takıma geçişi söz konusu olduğunda kulüp başkanı çıkıp “ben şu kadar para istiyorum” dediğinde çocuğun da önünü kapatmış oluyor. Halbuki oyuncunun gidişine izin verilse daha sonra “yetiştirme bedeli” adı altında kulüp bu transferin karşılığını alıyor. Yani amatörde olsun profesyonelde olsun alt yapılardaki en büyük problem para. Para olmayan yerde hiçbir şey olmaz. Buralarda kaliteli antrenör de bulunmaz, kaliteli antrenörün yoksa oyuncu da yetişmez. Zaten Türkiye’de her şeyin olsa tesis yok. Avrupa’da ise futbol bir yaşam biçimi, bir eğlence. Oralarda yeşil alan çok ve bu alanlar futbol oynamak amacıyla rahatlıkla kullanılabiliyor. Benim çocukluğumda Türkiye’de de aynı durum söz konusuydu, ancak şu anda özellikle İstanbul’da her yer beton olmuş vaziyette. Gençlerimize çocuklarımıza yaşam alanı yok.
ES: Söz Türkiye’den açılmışken şu soruyu da sormak istiyorum; gün gelip de bir gün Nike Akademi bünyesindeki çalışmanız sona ererse şayet, Türkiye amatör liglerinde mücadele eden bir takımı çalıştırmak ister misiniz? Hangi şartlarda gelebilecek böyle bir teklifi kabul edersiniz?
UK: Hedefi olan bir Bölgesel Amatör Lig takımında görev almayı elbette isterim. Ancak başarılı bir sezon geçirdiğimi düşündüğüm Nike Akademi’de devam etmek benim için milli takımda görev almak kadar önemli. Çünkü bu iş temelinde Türk futboluna, özellikle de Türk amatörüne büyük bir katkıdır. Neticede milli takımda da Nike Akademi’de de Türk futbolcusunu dünya vitrinine çıkartıyorsunuz. Bu işler biraz da nasip kısmet işi. Gelecekte belki TFF yetkilileri ve hocamız Fatih Terim’in de takdiriyle milli takım alt yapı kategorilerinde gerek kaleci antrenörü gerekse oyuncu izleme ekibinde görev verilirse de bu benim için büyük bir şeref olur.
ES: Hocam benim size sormak istediklerim bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz başka hususlar var mı?
UK: Öncelikle Nike Akademi başantrenörlüğü görevi için beni tavsiye eden antrenör arkadaşıma, bana güvenen Nike Türkiye yetkilileri ile aracı kurum olan Bluechip organizasyon yetkililerine ve tabi her daim yanımda olan aileme teşekkür ediyorum. Yakaladığımız başarıyla da onları mahçup etmediğimi düşünüyorum. Bunun yanı sıra İstanbul amatör liglerinde görev alan ve oyuncularının bizimle çalışmaları hususunda bizlere her türlü kolaylığı sağlayan Kartal Bulvarspor ve Feriköyspor antrenörlerine ve yetkililerine de teşekkürü borç bilirim. Ancak sizi tenzih ederek söylemek isterim ki, işine geldiğinde haberi cımbızla çekip bulan ulusal ve yerel basın mensubu arkadaşlarıma bazıları dışında Nike Akademi bünyesinde yaşadığımız bu başarıyı haberleştirip duyurmadıkları için son derece kırgınım. Neticede bu organizasyon Türk amatör futbolcusuna yurt dışında kendini kanıtlama imkanı sağlıyor ve bugün bile sosyal medya hesabıma Norveç, Danimarka, Almanya, Hollanda gibi pek çok ülkede yaşamını sürdüren gurbetçi gençlerimizden Nike Akademi organizasyonuna katılmak istediklerini belirten yüzlerce mesaj geliyor. Bu nedenle “ben de başarabilirim” diyen tüm gençlerimizi Nike Akademi İstanbul-Türkiye organizasyonuna katılıp hayallerini gerçekleştirmek adına bir adım atmaya davet ediyorum.
ES: Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz Hocam. Umuyoruz ki yeni dönemde de Türk amatör futbolcusunun Avrupa’da boy göstermesine ve başarılı olmasına katkılarınız devam edecek.
UK: İdealist biriyimdir. Bize engel olunmadığı sürece ekibim ve ben başarılı olmak ve Türk futboluna katkı sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ben teşekkür ederim.
RÖPORTAJ: ERDEM SAĞOLAN
p>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.