1860'lı yıllarda İngilizlerin bulduğu futbol oyunu günümüzde artık bir endüstri haline geldi. Bugün yıllık geliri 1 milyar eurolara yaklaşan bir çok kulüp var dünya üzerinde. Bu kulüplerin dünya genelinde milyonlarca taraftarı var.
Bugün yaşı ister 7 ister 70 olsun milyarlarca insan futbolun büyüsüne kapılmış durumda. Adeta tuttukları takımla yatıp kalkan yüz milyonlarca insan var dünya üzerinde. Futbol adeta bir tutku,adeta bir aşk taraftarlar için.
Buraya kadar herşey normal herşey olması gerektiği gibi.
İster profesyonel ister amatör seviyede olsun kulüpleri taraftarların gözbebeği günümüzde. Sevdaları bir,sevinçleri bir,hüzünleri bir taraftarların. Ama bir de zarar vermeseler,bir de zor durumda bırakmasalar kulüplerini çok daha güzel olacak her şey.
Bu sezon İstanbul Amatör Liglerinde daha önceki sezonlarda görmediğimiz kadar çok ceza veriliyor kulüplere.
Sezon başından beri onlarca kulübe saha kapatma yada seyircisiz oynama cezaları verildi. Disiplin kurulu bu sene her zamandan daha fazla mesai yapıyor. Neredeyse her hafta 5-6 maç ya seyircisiz yada tarafsız sahada oynatılıyor.
Maalesef taşkınlıklar çok arttı bu sene. Bitmeyen sayısız maç var. Şiddet olayları tavan yapmış durumda. Bunun birçok nedeni var muhakkak ki. Sezona büyük ümitlerle başlıyor kulüpler. Birçok transfer yapıyorlar. Hedefler koyuyorlar. Hedef büyük olunca,başarısız sonuçta gelince maalesef istenmeyen olaylarda oluyor stadlarımızda.
Bir de bu sene hakemlerimiz gerçekten çok kötüler. Maçın o kadar içindeler ki hata üstüne hata yapıyorlar. Tribünde en uzak köşede bulunan seyircinin bile rahatlıkla çözdüğü önlerindeki pozisyonları çözemiyorlar. Bunun nedeni eğitim mi,maçları önemsememek mi yada yetenek mi bilemiyorum ama burada bariz bir sorun olduğu da belli.
Artık daha dikkatli olmaları gerekir. Ligin son haftaları yaklaşıyor. Şampiyonluğa oynayanlar, ligde kalmaya çalışanlar için her puan altın değerinde. Kaybedilecek tek bir puan bundan sonra çok daha önemli.
Tabii ki taraftarların olay çıkarmasını tasvip etmiyorum. Onlar da daha dikkatli olmalılar. Artık dönüşü olmayan yola girmiş durumda kulüpleri. Takımlarının ev sahibi avantajlarına mani olacak olaylardan uzak durmalılar. Amatör liglerde seyircisiz yada tarafsız sahada oynamak gerçekten zor. Sahalarında oynasalar rahatlıkla kazanabilecekleri maçları tarafsız sahalarda kazansalar bile çok zorlanıyorlar.
Artık ister hakem,isterse taraftar çok daha dikkatli olmalı. Disiplin kurulu da ceza verirken cezaya neden olan olayları iyi irdelemeli. Kulüplerin ve hakemlerin hatalarını ayrı ayrı değerlendirerek kime ceza vereceğine ona göre karar vermeli.
Tüm suçu kulüplere bularak kulüplerin canını yakmamalı. Hak eden kulübe gerektiğinde en ağır cezaları vermeli. Bir uyarıyla geçiştirilebilecek maçlarda ceza yerine uyarı seçeneğini de kullanmayı düşünmeli.
Kısaca adaleti dağıtırken kantarın topuzunu kaçırmamalı.
Yazı: Ümit Yılmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder