Futbol sonuçta bir oyun. 11'er kişi sahaya çıkarsın rakibinden iyi oynarsan,doğru oynarsan,doğruları yaparsan kazanırsın. Oynamazsan,doğruları yapmazsan kaybedersin.
Antrenör spora gönül veren insanların gözünde bir öğretmendir. Bir eğitmendir. Görevi sporculara sporun güzelliğini, doğrularını öğretmek, sporcuları ruhen,bedenen ve zihnen hayata hazırlamaktır.
İyi antrenörler sporcularına bir baba şefkatiyle yaklaşırlar. Nasıl bir baba oğlu hatada yapsa onun hatasını,yanlışını düzeltmek için varını yoğunu ortaya koyarak mücadele ederse,antrenörde sporcularının hatasını düzeltmek için daha fazla emek vererek onların yetişmelerini sağlamalıdır.
Dayak yada küfür hiç bir şeyin çözümü değildir. Dayak yada küfür kişiliksiz, karakteri oturmamış, toplumda kendine yer edinememiş,insani ve ahlaki seviyesi düşük insanların başvuracağı aşağılık bir çözüm yöntemidir.
Küfür ve dayak bir insanın üstelik bir sporcunun kendine olan güvenini ve isteğini ortadan kaldırır. Onu toplum içinde yaşasa da yalnızlaştırır.
Bir antrenör sporcuya adeta bir baba şefkatiyle yaklaşmalıdır. Onun sporun içinde kaldığı sürece bir nevi kendisini de temsil edeceğini unutmamalıdır.
Bir antrenör eğer sporcusuna sporun doğrularını öğretemiyor,sporcusuna fiziki yada ahlaki baskı yada darp yapıyorsa en kısa sürede sporun içinden uzaklaştırılmalıdır.
Spor üç netice üzerine organize edilmiş bir oyun ve eğlence yöntemidir.
Sporda kazanmak ve kaybetmek birbirinin kardeşidir derler büyüklerimiz. Kazandığında nasıl seviniyorsan, kaybettiğinde de bunu hazmedebilmelisin sporun içindeysen. Eğer kaybettiğinde rakibini tebrik edip, kaybetmeyi hazmedemiyorsan kişiliğinde ve adamlığında bir eksiğin olduğunu unutmamalısın. Sonuç itibarıyla sporda şiddete karşı bir kişi olarak sporcusuna sözlü yada fiziki şiddet,hakaret ve küfür uygulayan kişiler spordan süratle uzaklaştırılmalı ve hakkında adli soruşturma açılarak gereken cezayı almalıdır diye düşünüyorum.
Eğer gerekli cezayı almazsa bu olay başkalarını da cesaretlendirecek ve iş iyice içinden çıkılmaz hale gelecektir.
Yazı: Ümit Yılmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder