Korona virüsle haşır-neşir olduğumuz günlerin anlam ve önemine binaen sizlere bu yazımızda ileri bir tarihte tekrar faaliyete geçecek olan bir spor kulübümüzün kuruluş müjdesini vermekle başlayalım: Karantinaspor!
Portolu Jesus Corona'dan mütevellit ülkemizde bir içecek ve otomobil markası olarak belleklerimizde yer eden koronanın bir virüs familyasının adı olduğunu kötü bir tecrübe ile öğrenmiş olduk. Korona virüs nedeniyle hayatımıza çoğu tıbbi olan yeni terimler de girdi: Pandemi, endemi, sempton, entübe, enfekte, izolasyon ve belki de kulağımızı en çok tırmalayan karantina ve yakında daha çok duyacağımız tersine karantina...
İzmir'de Karantina semti
19. yüzyıl salgın hastalıklarla geçmiş, günümüzde olduğu gibi tüm dünya ülkelerini etkileyen salgınlardan (veba, tifüs, kolera, humma) Osmanlı İmparatorluğu da etkilenmiştir. 1831'de kolera salgınında büyük kayıplar veren Osmanlı, yaygın bir karantina örgütü kurarak salgınlarla mücadele etme yoluna girmiştir. Şeyhülislam Mekkizade Mustafa Asım Efendi’nin 29 Nisan 1838 tarihinde karantinanın caiz olduğuna dair verdiği fetva ile İstanbul’dan sonra ilk kurulan karantina teşkilatlarından biri de işlek deniz trafiği nedeniyle 1840 yılında İzmir’de Zeytinlik Ovası'nın girişinde kurulmuştur. Günümüzde Konak ilçesinde Mithatpaşa Caddesi üzerinde Metin Oktay'ın da mezun olduğu Endüstri Meslek Lisesi'nin yanında bulunan iki katlı binadan adını alan Karantina semtine şimdilerde Küçükyalı denilse de halkın çoğunluğu inatla hala eski ismi kullanmaktadır. Hatta Karantina adını tekrar almak için uğraşmaktalar. Karantina adını, bu salgın merkezinden bir asır sonra tekrar Türkiye'ye ezberleten ikinci unsur ise bir spor kulübüdür!
Atletizmde G.Saray ve F.Bahçe'ye kafa tuttular
1951 yılında bir binanın garajında İzmir 3. Noteri Muammer Eriş'in başkanlığında Matbaacı Faruk Öğütler, Mali Müşavir Metin Bekemler, Turan Sayar, Alaaddin Asena, Behiç Bey ve Mimar Suat Bey tarafından kurulan Karantina Gençlik ve Spor Kulübü, özellikle atletizm branşında kazandığı derecelerle spor tarihimizde yerini almıştır. Zamanın atletizmde en kallavi takımları Fenerbahçe ve Galatasaray'a kafa tutan bir semt takımı olan Karantinaspor'un atletizm takımı, 1965 yılında Ankara'da yapılan Türkiye Kulüplerarası Atletizm Şampiyonası'nda Fenerbahçe'nin arkasından küçük bir puan farkı ile ikinci olmuştur. 1961 ile 1973 yılı aralarında 12 kez katıldığı bu organizasyonda ikisi Galatasaray'ın ardından, biri ise Fenerbahçe'nin önünde 3'er kez üçüncülük kazanan Karantinaspor, bir sezon hariç hep ilk 5 takım arasında kendine yer buldu.
Kağıttan yapılmış madalyalar
Karantina semtine atletizm sevdasını aşılayan ise kulübün sembollerinden Güneş Atabay ve Tuğrul Erbey'dir. Bu ikili, mahallenin çocuklarını spora özendirmek ve atletizmi sevdirmek amacıyla onları sokaklarda yarıştırıp, dereceye girenlere ise kağıttan yaptıkları madalyaları boyunlarına takarlarmış. Nazmi Özcan'dan dinleyelim: "1961-62 yılları. 10-15 yaş arası olan akranlarımla toplanıp oyunlar oynardık. Güneş ve Tuğrul Ağabeyler sokakta oynayan çocukları toplar, 'Hadi bakalım atletizm yapacaksınız' derlerdi. Üç adım atlama (durarak ve koşarak), 100 m. ve 400 m. yarışmaları yapardık. Kimsede spor ayakkabı yok! Herkesin ayağında gislavet (lastik ayakkabı) var. Yarışmalar 3-4 saat sürerdi. Tebeşir ile duvara puanlama listesi yazılırdı. Kimse eve gitmek istemezdi. Akşamüstü ise kağıttan yapılmış madalyalarımızı beklerdik. Güneş Ağabeyimizin annesi soğuk ayran ve poğaça yapardı. Sonra mahalledeki ağabeylerimiz gelir, boynumuza kağıttan yapılmış madalyalar takar ve alkışlarlardı. Sanki statta gibiydik. Güneş Atabay, buradan çok cevher çıkarmıştır. Ayrıca Güneş Ağabey, okular arası yarışmaları seyreder, yetenekli gençleri kulübe kazandırırdı."
Göztepe ve Altınordu'nun birleşme istekleri reddedildi
Kadın atletizm takımı da olan kulüp, futbol, basketbol, voleybol (kadın takımı da mevcuttur), masa tenisi, bisiklet, hentbol, yüzme, sutopu, eskrim, judo, boks ve güreşte sayısız İzmir şampiyonlukları kazanmış, bünyesinden bir çok milli sporcu çıkarmış, zamanın şartlarında profesyonelce işlere imza atmış komple bir kulüp hüviyetindedir.
Aldığı istikrarlı sonuçlarla büyük takımların da radarına giren kulübe Göztepe, Altınordu kulüpleri ile özel bir okul, isimlerinin yanına Karantina adınıı eklemek şartıyla birleşme teklifi dahi etmiştir. Ancak kulüp yönetimi bu teklifleri nazikçe geri çevirmiştir. Bunun gerekçesi ise, profesyonel kulüp yapısı içinde bazı yöneticilerin hakimiyetlerini kaybetmek istememeleridir. Bazı Karantinalılar bu fırsatların iyi değerlendirilmediği yönünde fikir beyan etmektedirler. Ne var ki işlettiği lokalden ve bazı gönüllülerin yaptıkları yardımlarla ayakta durmaya çalışan kulüp, 2000'li yıllarda finansal kriz ve ilgisizlik nedeniyle bir özel okula isim hakkı devredilerek kapanmıştır.
Karantinaspor futbolla geri dönüyor
Karantina Spor Kulübü'nün futbol takımında birlikte oynayan beş arkadaş, 5 yıl önce Balçova Karantina Masterler Kulübü adında bir veteran takımı kurarak takımlarının adını yaşatmak için bir yeni oluşumun içinde yer aldılar. Onur Kurtaran önderliğinde Can Çelik, Hakan Yıldız, Kamuran Haliloğlu ve Bora Gökkaya'nın son arzuları ise Karantinaspor adı ile (TFF Futbol Kulüpleri Tescil Talimatı'nın 3.maddesi 4.bendine göre tescili silinen kulüpler TFF'den izin almak şartıyla eski ismi kullanabiliyor) amatör liglerde tekrar boy göstermek.
Ege Veteranları Futbol Federasyonu Ligi'nde oynayan ve halizahırda bir dernek statüsünde 2015 yılında kuruan Balçova Karantina Masterler Kulübü halen Balçova Spor Kompleksi'nde çalışmalarına devam ediyor. Kulüp Başkanı Onur Kurtaran, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile görüşerek Karantinaspor ruhunu tekrar yaşatmak amacında. Onur Kurtaran; "Karantina benim çocukluk aşkım. 1993-2002 yılları arasında mahalle takımımızın bütün kategorilerinde oynadım. Transfer teklifleri gelmesine rağmen hiçbir kulübe gitmedim. Şu anda hem kulüp başkanlığı hem de oyuncu olarak devam ediyorum. Sanki hala Karantinaspor'da oynuyormuşum gibi geliyor bana. En kısa zamanda Konak Belediye Başkanımız Sayın Abdül Batur ile görüşeceğim. Önce futbol branşında faaliyete geçmeyi düşünüyoruz. Projelerimizin arasında diğer branşlar da var. Atletizm, Karantina'nın olmazsa olmazıdır. Bu branş için elimizden geleni yapacağız. Büyük bir heyecanla tekrar amatör liglerde 'eski Karantina günlerine' dönmeyi ve gençlerimize spor yapma imkanını sağlamak istiyoruz. Master takımımızı İzmirspor'da yetişen ve Ünal Karaman'la birlikte Malatyaspor'da futbol oynamış Tansel Karamürsel yönetiyor. Takımımızda yer alan Arda Ersamuk Göztepe'de, Tolga Kaya İzmirspor'da ve Emre Külkömür de Altınordu'da profesyonel olarak oynamıştır. Tekrar amatör olduğumuzda bu değerli arkadaşlarımızdan faydalanacağız" açıklamasını yaptı.
Karantinaspor atletizm takımından Altınordu futbol takımına transfer
Karantina semtinde oturan Altınordu'nun kurucusu Sait Altınordu'nun, lacivert-kırmızıların efsanevi futbolcularından İsmet Orhunbilge'yi Karantinaspor atletizm takımından transfer ettiğini ve Orhunbilge'nin Altınordu atletizm takımından futbol takımına geçiş yaptığı da ilginç bir anekdot olarak karşımıza çıkıyor. Sait Altınordu hayranlığı ile 8 numaralı forma giyen Taçsız Kral Metin Oktay, Karantinaspor'un futbol takımında da oynayan Göztepe Spor Kulübü yöneticisi Ahmet Sevil, eski TFF Başkanı Mahmut Özgener, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ta 'gayri resmi' maçlar oynayan 'Kör Galip' lakaplı Vefalı Galip Haktanır, Galatasaraylı Zeki Egeli ile Altınordulu Nihat Egeli de Karantinalı simalardan. Bisikletçi Oktay Tiyanşan, ABD'ye davet edilen ancak talihsiz bir kaza sonucu atletizmi bırakan rekortmen milli sporcu Erdal Berkay, ünlü hakem Feyyaz Turgul, milli atletler Yavuz Tunç ve Salih Evin, boksör Gürsel Kılınç gibi Haluk Bilginer, Sezen Aksu, Ferdi Özbeğen ile Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı da Karantina'da yaşamış önemli karakterlerdir.
Yazı: Arif Doğan
1 yorum:
Çok güzel. Emeklerinize sağlık.
Yorum Gönder