Perşembe, Temmuz 01, 2021

F.Bahçe'nin stadı bizimdi, Aziz Yıldırım'la görüşmek istedik



İstanbulluların da bir Altınordu’su var aslında! İzmirli adaşından 14 yıl önce kurulmuş, Beşiktaş’ın futbolsuz yıllarında ‘üç büyükler’ payesinde kendine yer edinmiş bir kulüp! 

Galatasaraylıların, Kadıköy’de kurduğu günümüz futbol terminolojisinde ‘rezerv takım’ mahiyetinde, lakin kulağı geçen boynuz misali meziyetli bir maziye de sahiptir İstanbul’un Altınordu’su! Sırtını devlete yaslayan imtiyazlı kulüp düsturuyla pek sevilemeyen ama bir türevi de devlet desturuyla lağvedilen çetrefilli ‘dünden’, kimi yüzyıllık kulüplerimiz gibi amatör kümede var olma savaşı veren ‘bugüne’ bir yolculuktur.  


G.Saray'da kadroya giremeyenler Progress'i kurdu
İkinci Meşrutiyet Dönemi’nden kısa süre öncesi ve sonrası ülkemizde futbolun popülaritesinin artmasıyla birlikte kulüplerin sayısı da gün geçtikçe çoğalmıştır. Bu dönemden önce kurulan Galatasaray’da kadroya giremeyen sporcular, edebiyat öğretmeni Aydınoğlu Raşit Bey önderliğinde Kadıköy’de 1909 yılında Progress International adlı bir kulüp kurulmuştur. Asıl sorun tabii ki kadroya girememek değil aşırı milliyetçi ve İttihatçı Aydınoğlu Raşit Bey’in Tevfik Fikret ve Ali Sami Yen ile anlaşamamasıydı. Raşit Bey, Ali Sami Yen’in futbol takımında Türk oyunculardan çok Sırp, Karadağlı ve Bulgar asıllı gayrimüslimlere yer vermesini ve Arnavut olan Yen’in Türk milliyetçiliğine mesafeli durduğunu eleştiriyordu.  

İttihatçıların'ın çabaları
Devletin anayasal bir düzene kavuşması için gizli bir dernek olarak faaliyetlerini sürdüren ve Meşrutiyet’le birlikte iktidarı denetleyen bir siyasi parti kimliğine bürünen İttihat ve Terakki Fırkası (Birlik ve İlerleme Partisi) kadrolarının kurduğu Progress International’in Türkçe anlamı da Uluslararası İlerme (Terakki)’dir. Puzzle’ın diğer parçası ise yine Aydınoğlu Raşit Bey tarafından Kadıköy Hasanpaşa’da 1920’de kurulan İttihatspor adı ile tarihe karışmıştır. İttihatçılar, futbol kulüplerinin örgütlenme için önemli bir mecra olduğunu keşfetmiş, Galatasaray ile Fenerbahçe kulüplerini de yoklamaya başlamıştı. 

Progress oldu Altınordu
1912’de iktidar olan İttihat ve Terakki Fırkası, kuruluşundan itibaren destek verdiği Progress International’in başına 1914’te Sadrazam Talat Paşa’yı geçirmiş adını da ittihatçı Ziya Gökalp’in tavsiyesi ile Altunordu İdman Yurdu (daha sonra Altınordu) olarak değiştirmiştir. Altınordu İdman Yurdu; kuruluşunda kadrosunda birkaç Musevi asıllı futbolcunun oynadığı kulüp olmasına rağmen daha sonra bunları tasfiye eden, yabancıların ve gayrimüslim vatandaşlarımızın oynatılmadığı ve üye olamadığı bir kulüp olmuştur. Yine 1914 yılında İzmirli İttihatçılar, Altay İdman Yurdu adı altında günümüzün Altay’ını da kurmuşlardır. Altay, rejimsel değişikliğe ayak uydurarak bugünlere gelse de İdman Yurdu bunu başaramamıştır.  


Cuma Ligi'nde iki şampiyonluk
Azınlıkların hegemonyasındaki futbolda hakimiyet kurmak amacıyla kurulan ve siyasetin futbola ilk dokunuşunun miladı olan ‘İktidarın Takımı’ Altınordu’ya, bir yıl sonra Union Clup’e tahsis şimdilerin Fenerbahçe Stadı’nın yer aldığı Papazın Çayırı verilmiş, Fenerbahçe’den önemli transferler yapılmış, diğer kulüplerin oyuncuları cepheye çağrılırken, Altınordulu oyuncular askerliklerini İstanbul’da ya devlet dairelerinde geri hizmette yapmış ya da silah altına alınmamıştır. Bu imtiyazlarla birlikte Altınordu İdman Yurdu, 1916-1917 ile 1917-1918 sezonlarında iki Cuma Ligi şampiyonluğu kazanmıştır.  

 
İlk milli maçımızda 4 Altınordulu oynadı 

Birinci Dünya Savaşı yenilgisiyle birlikte gözden düşen İttihat ve Terakki Partisi’ne paralel olarak Altınordu İdman Yurdu da eski parlak günlerini arar olmuştur. Kulüp Başkanı Sadrazam Talat Paşa 1918 yılında görevden ayrılmış, kulübün kurucusu Aydınoğlu Raşit Bey tekrar göreve gelmiştir. Raşit Bey de ilk göz ağrısı takımına iki yıl sonra veda etmiş, kırmızı- lacivertlilerden ayrılan arkadaşıyla birlikte yine Kadıköy’de İttihatspor Kulübü’nü kurmuştur. 1922-1923 Cuma Ligi’nde 8 takımlı ligde 58 gol atan ve gol yemeden şampiyon olan Fenerbahçe’nin ardından yaşadığı ikincilikten sonra Altınordu katıldığı İstanbul Futbol Ligi karşılaşmalarında herhangi bir başarı kazanamamıştır. 

27 Kasım 1910 yılında Cadikeuy (Kadıköy) AFC maçıyla Papazın Çayırı’nda başlayan macera, 26 Kasım 1939’da Şeref Stadı’nda oynadığı Beyoğluspor İstanbul 2.Amatör Lig karşılaşmasıyla sona erdi. Altınordu bu süre zarfında 222 karşılaşmaya çıktı. Fenerbahçe ve Galatasaray ile ‘ezeli rekabet’ içinde olan Altınordu İdman Yurdu, Türk milli takımının 26 Ekim 1923 yılında Romanya ile yapılan ilk resmi karşılaşmanın ilk 11’inde yer alan Nedim Kaleci (soyadı Atatürk tarafından verilmiştir) Baron Fevzi, Emin Bey ile sonradan oyuna dahil olan Kelle İbrahim ile temsil edilmiştir. Altınordu’dan ayrılanların kurduğu İttihatspor Kulübü ise Beşiktaş’la birlikte kurulmasına önayak olduğu Pazar Ligi’nde 1920-1921’de Beşiktaş’ın önünde ilk ve tek şampiyonluğuna ulaşmıştır. İttihatspor, 1920-1931 yılları arasında toplam 22 maç oynamıştır. Beşiktaş’ın futbol takımının kuruluşunda büyük emekleri geçen ve Fenerbahçe, Galatasaray ile Beşiktaş formalarını giyen ilk Türk futbolcu olan Refik Osman Top da 1917-1921 yılları arasında Altınordu’da, 1921’den sonra da İttihatspor’da oynamıştır. 



Fenerbahçe Stadı, Altınordu’nundu 

Altınordu, İttihat ve Terakki Partisi’nin 1918’de kapanmasıyla beraber eski popülaritesini kaybetmişti. Aydınoğlu Raşit Bey, İttihatspor’da olmasına rağmen Cemil (Topuzlu) Paşa tarafından Altınordu’ya verilen Papazın Çayırı’nı (Union Club/İttihat Sahası) sahiplenmişti. İşin ilginç tarafı Altınordu’ya verilmeden önce bu sahayı 1908’de satın alan ve maçların oynanması için kiralayan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir numaralı kurucusu ve ilk başkanı Ziya Songülen’dir! Bazı kaynaklarda 1909 yılında bir yıllığına Fenerbahçe’ye kiralandığı bilgisi vardır. Bütün olumsuzluklara rağmen Raşit Bey kulübüne ve sahasına sahip çıkmak için mücadele etmekte kararlıydı. 

Şükrü Saracoğlu devreye girince...
Fenerbahçe, Raşit Bey’in izni olmadan sahayı kullanamıyordu. Sarı-lacivertliler sahayı kendilerine satması için ısrar ediyor, her seferinde ret cevabı alıyordu. Bunun üzerine zamanın Maliye Bakanı Şükrü Saracoğlu, 1929’da Bakanlar Kurulu’na tek maddelik bir kanun sunar: “Aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa, o semtte üye sayısı daha fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder.”  

Bu kanunla Kadıköy’de üye sayısı fazla olan Fenerbahçe yoluna devam eder, İttihatspor ise kapanır, kulüp Fenerbahçe’nin bünyesine girer. Saha, Milli Emlak’a devrolur. Bazı kaynaklara göre ise değişen rejim sonucu sahayı kaybedeceğini anlayan Raşit Bey’in, kullanım hakları saklı kalmak şartıyla kendisinin sahayı Milli Emlak’a devrettiği yazmaktadır. Saha, daha sonra Fenerbahçe’ye kiralandı. 1932 yılında ise 10 taksitte ödenmek şartıyla 9 bin liraya Fenerbahçe Spor Kulübü’ne satılmasına dair karar çıktı.  Böylece sarı-lacivertliler, Türkiye'de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı.  




Çim Hokeyi ve Kürek dallarında söz sahibi bir kulüp 

Altınordu İdman Yurdu, kısa adı TİCİ olan (şimdilerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü) ilk resmi spor teşkilatı Türk İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurucu 16 üyesinden biridir. Altınordu, çim hokeyi teşkilatının yapılandırılmasında önemli bir rol üstlenmiş, 1915-1925 yılları arasında oynanan Hokey Birliği’nin İstabul Hokey Ligi’nde Fenerbahçe (4 şampiyonluk) ve Galatasaray (1 şampiyonluk) birlikte 3 şampiyonluğa ulaşmıştır. Futbol takımı oyuncularının oynadığı çim hokeyi liginde Altınordu’nun peş peşe kazandığı üç şampiyonlukta (1916, 1917 ve 1918) Fenerbahçe’den transfer ettiği 7 futbolcunun büyük katkıları olmuştur! Türkiye Kürek Federasyonu’nun kurucularından ve ilk başkanı Etfal Nogan da bu spor dalının ilk yıllarında Fenerbahçe ve Haliç’le birlikte söz sahibi olan Altınordu İdman Yurdu’nda parlamış, 1926-1933 yılları arasında başarılar kazanmış bir sporcumuzdur. 

100. yılında şampiyon oldular 

İstanbul Altınordu, 1929 yılında Beden Terbiyesi tarafından Fenerbahçe bünyesine giren ve 1949’da tekrar faaliyetlerine geri dönen İttihatspor’un devamı olarak amatör liglere dahil olmuştur. Kadıköy Hasanpaşa’da bulunan kulüp, 1970’lerden sonra futbol sahalarına apartmanlar dikilmeye başlayınca Bostancı’ya, 1988 yılında ise Cihat Uygun, Rıfkı Çolak, İhsan Sağlam, Muzaffer Koçak ve Hasan Ören tarafından satın alınarak halen faaliyetlerini sürdürdüğü Kartal’ın Topselvi semtine taşınmıştır. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Beykoz gibi 100. yılında şampiyon olan ender kulüplerimizden olan kırmızı-lacivertliler, zamanın Türkiye Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’ndan plaketle ödüllendirilmiştir. Zafer Öğer ve Şenol Fidan gibi önemli isimler de bir dönem kulübün teknik kadrosunda yer almışlardır.  

Erkubilay: Futbol profesyonellikten ibaret değil’ 

Halen İstanbul Amatör Ligi 2. Küme’de faaliyetlerini sürdüren İstanbul Altınordu’nun Başkanı Hüseyin Erkubilay, uzun yıllar sürdürdüğü kulüp başkanlığı yanı sıra İ.A.S.K.F.’de yöneticilik yapmış bir isim. İstanbul Altınordu’nun tanıtımı için yönetim kurulu üyeleriyle büyük mesai harcayan Erkubilay’ın dergimize yaptığı açıklamaların satırbaşları şöyle: "Türkiye’de, futbola ve spora bakış açısından yoruldum artık! Ülkemizde profesyonel kulüplere verilen değer, bizim gibi ender asırlık kulüplere verilmemektedir. Futbol, profesyonellikten ibaret değildir! Bizim gibi kulüplerin tarihi bir değeri vardır. Türkiye’de kulüp yöneticisi olmak çok zor! Kulübümüzün herhangi bir geliri yok ve yıllardır cebimizden veriyoruz. Maddi ve manevi olarak bürokrasinin ve halkın desteğine ihtiyacımız var. Altınordu İdman Yurdu, Türk futboluna kuruluş yıllarında büyük hizmetlerde bulunmuş bir kulüptür. Fenerbahçe ve Galatasaray ile ezeli rekabet içinde geçen bir periyoda sahiptir. İttihatspor tarafımız da Beşiktaş ile aynı rekabet içindeydi. Bizler daha önce bu üç büyük takımımızla ‘sembolik’ maçlar oynama isteğimizi belirtmiştik, aynı teklifimiz geçerliliğini korumaktadır.’




‘’Aziz Yıldırım ile stat için görüşmek istedim’’ 

Aziz Yıldırım ile uzaktan kan bağı olduğunu açıklayan Hüseyin Erkubilay; "Fenerbahçe Stadı’nın olduğu eski Papazın Çayırı’nın bizim olduğunu tarih kitapları yazıyor, sadece ben söylemiyorum. Fenerbahçe Stadı’nın mülkiyetinin 106 yıl önce bizim olduğu doğrudur, zamanın maliye bakanı bir yasa çıkartarak stadın Fenerbahçe’ye devrini sağlıyor. Bu konuda Aziz Başkan ile görüşmek istemiştim ama nasip olmadı. Daha sonra, Aziz Yıldırım ile uzaktan akraba olduğumu öğrendim ama yine de görüşemedim’’ dedi. 
  

‘’İzmir Altınordu ile ortak bir projeye imza atmak isterim’’  

Adaşı ve renktaşı İzmir Altınordu ile 1926 haziranında yaptığı karşılaşmayı 4-3 kazanan İstanbul Altınordu’nun Başkanı Erkubilay; ‘’İzmir Altınordu’da yönetici arkadaşlarım var. Zaman zaman görüşüyoruz. İstanbul Altınordu; U11’den U19’a kadar tüm altyapı liglerine katılan ‘Önce insan, sonra kazan’ mottosuyla futbola yeni yıldızlar kazandırmak için var gücümüzle uğraşan bir kulüptür, tıpkı İzmirli adaşımız gibi. Ancak şu ana kadar ortak bir proje veya fikir yürütemedik. Ama bunu canı gönülden isterim’’ dedi.

Yazı: Arif Doğan


Bu yazı, Spor Arena + dergisinde de yayımlanmıştır.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Yıl yanlış hatırlamıyorsam 1975_77 Altınordu klübünde ilk lisansım çıkartılarak kaleci olarak görev yaptım.yazılanları okuyunca kulübün hem başkanı hemde hocası olarak Suat baba diye bildiğimiz hocamız vardı yazıda ismine rastlamadım önce bunu belirtmek isterim.Bizlere fenerbahçe in dere ağzı altıordunun olduğunu kupaları olduğunu bir kısmının fenerbahçe ye kaldığınıilk profosyonel lig oluşturulduğunda belirtilen meblada parayı yatıran lar profosyonel lige katıldıkları Altınordu göztep hilal spor vs amatör kaldıklarını söylemişti.Tahir ŞEMS ÖNAL Futbol Teknik Direktör (Pro Lisans)

BAL 10. Grup 22 Aralık 2024 Pazar Programı

Bölgesel Amatör Lig'de heyecan tüm hızıyla devam ediyor...