İstanbul Amatör Futbol liglerinde sezon dün oynanan U-14 İstanbul Şampiyonluğu maçıyla resmi olarak sona erdi.
Geçen hafta yazdığım son köşe yazısında sezona nokta koyduğumu, biraz dinlenip yeni sezonda kaldığım yerden yazılarıma devam edeceğimden bahsedip sizlerden müsaade istemiştim.
Ama son bir konuyu yazmadan sezona nokta koymak olmaz diye düşündüm. Düşse de asla pes etmeyen bir takımı yazmadan bence sezon eksik kalırdı: Bostancıspor.
2.Amatör Lig haricinde her kategoride ligden düşen takımlar oldu bildiğiniz gibi. Lig bitmeden çekilenlerde oldu ekonomik nedenlerden dolayı çoğunlukla. Onları da saygıyla karşılamak lazım muhakkak ki. Düştüler,üzüldüler ama düşmek hiç bir zaman dünyanın sonu değil kesinlikle. Bu sene düşer seneye yeniden çıkarsın belli mi olur ?
Çoğunluğu U-17,U-19 yaş grubunda oyuncularla A takım seviyesinde 1.Amatör Lig'de kendinden hem ekonomik hem de oyuncu kalitesi bazında kat be kat iyi oyunculardan kurulu takımlarla mücadele ederek,haftalar öncesinde ligden düşmesi garanti olmasına rağmen, aslanlar gibi son dakikaya,son düdüğe kadar mücadele etmek, her türlü maddi ve manevi eksikliklere rağmen düşerken bile pes etmemek alkışa ve takdire şayan bir davranış kesinlikle. İşte Bostancıspor bu yüzden bu yazının konusu.
Amatörde olsa milyonlarca liranın harcandığı bir sporda Bostancıspor gibi bir takımı ayakta alkışlamamak olmaz diyerek bu kulübümüzü kaleme aldım son yazımda.
16-17-18-19-20-21-22 yaş ağırlıklı kadrosuyla Mustafa Nezih Özüm hoca yönetiminde aslanlar gibi mücadele ederek 1.Amatör Lig'e veda ettiler. Her türlü imkansızlığa rağmen, yenildiler ama pes etmediler. Ligden çekilmeden ligi tamamladılar. Amatör futbolun doğasına uygun davrandılar. Amaçları oyuncularının gelişimine katkı sağlamaktı. Üst liglere gidecek oyunculara şans verip önlerini açmak birinci hedefleriydi. Her türlü imkansızlığa rağmen bunu da başardılar. Hiç bir takımın düşmesini gönlüm istemediği gibi onlarında düşmesini istemezdim tabii ki ama kural bu maalesef. Birileri düşecek,birileri çıkacak.
Tabiki Bostancıspor özünde bir yazı oldu ama bu tarz davranışta bulunan ve her ne olursa olsun,ligden düşseler de son dakikaya kadar mücadele eden takımları takdir etmek lazım. İşte amatör futbolun anlamı tam olarak bu. Diyebilirsiniz ki günümüzde parasız hiç birşey olmuyor. Amatörde olsa futbolda da olmaz. Tabii ki para olmalı ama çok para kesinlikle kulübe aidiyeti ortadan kaldırır. Oyuncu takımdan önce kendini düşünür. Bu da kulüpleri iyiden iyiye çıkmaza sokar. Amatör futbolun ruhuna uygun olmaz. 90'lı yılların amatör futbol kültüründe herkes kendi semtinin takımında oynar. Gerekirse para bile almazdı. Günümüzde öyle değil maalesef. 40-50 km. mesafeden amatör kulüp antrenmanına gelen futbolcular var.
Futbolun eski tadı hiç kalmadı. Eski günlere özlem duyuyorum inanın. Keşke herkes eski günlerdeki gibi kendi semtinin takımında cüzi paralara oynasa, keşke herkes tıpkı o yıllarda olduğu gibi ligden düşse de Bostancıspor gibi sporun ruhuna uygun amatör ruhla mücadele ederek ligden çekilmeden ligi tamamlasa.
Sözün özü ; Amatör Ruh Kaybolurken,Yaşatanlara Selam Olsun.
Yazı : Ümit Yılmaz
Elinize kaleminize sağlık Ümit hocam çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil